İlyas AKENGİN / DİYARBAKIR (AHT)

Diyarbakır Baro Başkanı Mehmet Emin Aktar, 36 baronun yargıdaki yeni düzenlemeleri yasalaşmasına destek veren açıklama metnine imza atmadıklarını açıkladı. Türkiye Barolar Birliği çatısı altında hareket edilmesi gerektiğini belirten Aktar, "Bugün bir gazetede yer alan bildiride, bizim bilgimiz dışında, rızamız dışında baromuzun ismi kullanılmıştır" dedi.

Diyarbakır Baro Başkanı Mehmet Emin Aktar, yargıdaki yeni düzenlemelere ilişkin yönetim kurulu üyeleriyle birlikte, baro binasında basın toplantısı düzenledi. Aktar, son yasal değişikliklere dair Diyarbakır Barosu'nun görüşlerini açıklayacağını söyledi. Yargıdaki yeni düzenlemeleri yasalaştıran değişikliklere destek veren 36 baronun gazete ilanını hatırlatan Aktar, "Bugün bir gazetede yer alan bildirgede, bizim bilgimiz dışımızda, rızamız dışında baromuzun ismi kullanılmıştır. Biz Türkiye Barolar Birliği çatısı altında hareket edilmesinden yanayız" dedi.

"FAİL KÜRT İSE ÖRGÜT ÜYESİDİR' ANLAYIŞI TOPLUMSAL BARIŞI TEHDİT ETMEKTEDİR"
Yargıda reform ve zihniyet değişikliğine ihtiyacın olduğunu ifade eden Aktar, gerçek bir yargısal reform için, her türlü önyargı ve statükocu anlayıştan uzak, toplumsal ihtiyaç ve beklentilere cevap veren bir tarzın benimsenmesi gerektiğini söyledi. Aktar, Türkiye'de yargının yapısal sorunlarından önce mantaliteden kaynaklı ciddi bir tarafsızlık sorunu bulunduğunu savunarak, "Hakim ve savcılar, demokrasinin ve hukukun evrensel değerlerinin ve insan haklarının kabul edilebilir ölçülerinden çok kendilerini devlete ve hakim ideolojiye bağlı görmektedirler. Anadille savunma hakkına karşı geliştirilen refleks bu anlayışın sonucudur. Yargıda tarafsızlık ilkesinin işlenmesinden öte etnik ayrımcılık problemi de söz konusudur. ?Fail Kürt ise örgüt üyesidir' anlayışı, Terörle Mücadele Kanunu ve CMK 250B madde, TCK 220.madde ile kuşatılmışlık, toplumsal barışı tehdit etmektedir" diye konuştu.

ASKERİ YARGI KALDIRILSIN
Diyarbakır Baro Başkanı Aktar, yargının temel görevi olan ?adaleti yerine getirme' işlevini mevcut yapı içinde gerçekleştiremediğini savunarak, "Yargıtay ve Danıştay bünyesinde yeni dava daireleri kurularak temyiz incelenmesi hızlandırılmalıdır. Yüksek yargıdaki çok başlılığa son verilmesi amacıyla askeri yargının kaldırılmalı veya yetkisi sadece askeri disiplin suçları ile sınırlandırılmalıdır. Anayasa Mahkemesi'nin denetiminin ?esas' itibariyle değil, ?şekil' ile sınırlı tutulduğu, diğer yüksek mahkemeleri üzerinde ayrı bir temyiz mahkemesi görüntüsünden kaçınılmalıdır. Yargıda siyasal konjonktüre göre pozisyon belirlemeyen kalıcı bir zihniyet inşasının gerekli olduğunu bir kez daha hatırlatırız" dedi.