Kişisel sosyal medya hesabından konuyla ilgili olarak bir açıklama yapan Aydın, "Yargı mensupları; kıdem ve mesleki geçmişlerine, ailevi durumlarına uygun olmayan yerlere tayin edilerek, haksız soruşturmalara tabi tutularak, mesleki birikimlerine uygun olmayan görevlere verilerek, emekliliğe zorlanıyorlar" diye belirtirken, "Yargı mensupları, mesleklerinin en verimli çağında birer ikişer kürsüden iniyor. Eşim, meslektaşım Hakim Gülay Aydın için de durum aynı yönde gelişti" dedi.

"BİR HAKİM OLARAK..."

"Yargının bilgi birikimini, kıdemini kaybettiğine üzüldüklerini, yargının daha itibarlı olması için çalıştıklarını, yargıda kimseyi ötekileştirmediklerini söyleyenler, eşimin meslekte kalmak için gösterdiği tüm çaba ve fedakarlıklara kayıtsız kaldı" diyen Aydın, 26 yıllık hakim olan eşi Gülay Aydın'ın bugün bir karar aldığını ve emekliye ayrılarak kürsüden indiğini ifade etti.

Eşi için bu durumun bir vazgeçme ve kenara çekilme olmadığını ifade eden Aydın, "Ancak bir hakim olarak topluma daha faydalı olabilecekken, mesleğinin en verimli çağında, bunu yapmasını sağlayacak ortamı kendisine vermediler" diye belirtti.

Murat Aydın'ın paylaştığı mesaj şu şekilde:


"Bir Hakim Daha Kürsüden İndi.

Hakim ve Cumhuriyet savcılarının teminatlarının kendilerinin değil yurttaşların teminatı olduğunu söyleyegeldik.

Bir yargı mensubu; kuralsız ve zamansız şekilde oradan oraya tayin edilirse, bu durum onun olduğundan çok mülkün temeli olan adaletin ve bu adaleti bekleyen bireylerin sorunudur dedik.

Yargı mensupları; her an başlarına bir şey geleceği, ihraç edileceği, tayin edileceği korkusuyla yaşarsa adil olamazlar, en azından adil görünemezler dedik.

Dediklerimiz ile yaşadıklarımızı kıyaslamak, yargının geldiği yeri görmek herkes için mümkün.

Meslektaşlarımın önemli bir kısmı, kendilerine reva görülen muameleye dayanmaya, her şeye rağmen mesleklerini hakkıyla icra etmeye çalışıyor. Toplumdan, adına karar verdikleri milletten yeterli desteği alamasalar da ayakta kalmaya, adaleti tesis etmeye çabalıyorlar.

Kürsüde kalma, adalet dağıtma konusundaki bütün gayretimize rağmen bu her zaman mümkün olmuyor.

Yargı mensupları; kıdem ve mesleki geçmişlerine, ailevi durumlarına uygun olmayan yerlere tayin edilerek, haksız soruşturmalara tabi tutularak, mesleki birikimlerine uygun olmayan görevlere verilerek, emekliliğe zorlanıyorlar.

Son yıllarda çıkan tayin kararnameleri, kıdemli meslektaşlarımızın emekliliğe zorlandığını açık biçimde ortaya koyuyor. Son dört yılda bu nedenle emekli olan yargı mensubu sayısı artık yüzlerle ifade ediliyor. Yargı mensupları, mesleklerinin en verimli çağında birer ikişer kürsüden iniyor.

Eşim, meslektaşım Hakim Gülay Aydın için de durum aynı yönde gelişti.

Daha önce de paylaştığım üzere; kendisini benimle birlikte, mesleki kıdem ve geçmişine uygun olmayacak biçimde, talebi olmaksızın Trabzon'a tayin ettiler. Emeklilik süresi dolmuş olmasına rağmen Trabzon'a gelen eşim iki yıl boyunca İş Mahkemesindeki görevini layıkıyla yapmaya çalıştı. Son bir yılını çocuklarından ayrı, onları görebilmek için her hafta sonu 2,800 Km. yol yaparak geçirdi.

Bir görev yerinde geçirmesi gereken asgari görev süresi olan iki yıl dolunca; annesinin sağlık sorunlarını ve çocuklarımızın eğitim durumunu dile getirerek, eş durumumuz dikkate alınmadan, sadece kendisinin tayin edilmesini talep etti.

Yargının bilgi birikimini, kıdemini kaybettiğine üzüldüklerini, yargının daha itibarlı olması için çalıştıklarını, yargıda kimseyi ötekileştirmediklerini söyleyenler, eşimin meslekte kalmak için gösterdiği tüm çaba ve fedakarlıklara kayıtsız kaldı. Taleplerini reddetmek zahmetine bile katlanmadılar.

Stajı ile birlikte 26 yıllık görev süresinin 15 yılını Ticaret Mahkemesi ve İş Mahkemesi gibi son derece zor ve teknik mahkemelerde geçiren, bu alanda deneyim ve bilgi birikimine sahip sayılı hakimler arasında yer alan, mesleğinin tüm aşamalarında en iyi derecelerle terfilerini yapmış olan Hakim Gülay Aydın emeklilik kararı aldı ve bugün emekliye ayrılarak kürsüden indi.

Elbette bu onun için bir vazgeçme, kenara çekilme kararı değil. Hukuk ve adalet için çabalarını, mesleki bilgi birikimini, İzmir'de avukatlık mesleğini icra ederek toplumun hizmetine sunacak. Ancak bir hakim olarak topluma daha faydalı olabilecekken, mesleğinin en verimli çağında, bunu yapmasını sağlayacak ortamı kendisine vermediler.

Bana gelince, elimden geldiğince mesleğimi icra etmeye devam edeceğim. Ne kadar sürer bilmiyorum ama mesleğimi yapabildiğim her günü değerli ve verimli kılmaya çalışacağım.

Şimdi ailemiz bir kez daha ikiye ayrılıyor. Ancak aramızda 1400 Km. mesafe olsa da bir olmaya, aile olmaya, birbirimize güç vermeye, ayakta kalmaya devam edeceğiz."

Çünkü, Yaşar Ustanın dediği gibi; "Biz büyüğüz!"