DAVA DAYANAKSIZ KALDI

Yargılama esnasında, davacı vekili tarafından davaya dayanak olarak gösterilen 556 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname, Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla iptal edildi ve bu nedenle ikame olunan dava, dayanaksız kaldı.

VEKALET ÜCRETİ

Yerel mahkeme, davacının ikame etmiş olduğu davayı reddetmiş olmasına rağmen, davalı vekili Av. İpek Biter Gündüz adına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verdi ve dava, davalı lehine sonuçlanmasına rağmen, avukatı lehine vekalet ücretine hükmedilmedi.

Bakırköy 1. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin vermiş olduğu kararın hüküm kısmı:

HÜKÜM:

1-Davaya dayanak yapılan 556 sayılı KHK nın 14.maddesi Anayasa Mahkemesinin 2016/148 Esas, 189 Karar sayılı hükmü ile 14.12.2016 tarih ve 06.01.2017 tarihinde yayınlanan Resmi Gazetedeki hükmüyle iptal edilmiş olup, davanın yasal dayanağı kalmadığından yeni sınai mülkiyet yasası 10.01.2017 tarihinde yayın tarihinde yürürlüğe girmiş olup, dava konusuna uygulanma imkanı olmadığından davanın yasal dayanağı ortadan kalktığından REDDİNE,

2-Yasal nedenden dolayı davanın reddine karar verildiğinden ücreti vekalet takdirine yer olmadığına,

3-Yargılama giderlerinin tarafların üzerinde bırakılmasına,

4- 31,40 TL karar harcından peşin yatan 29,20 TL nin mahsubu ile bakiye 2,20 TL harç tahsil sınırı altında kaldığından harç konusunda karar verilmesine yer olmadığına,

Dair  İlgili Hukuk Dairesinde kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere   davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ’NDEN EMSAL KARAR

Yerel Mahkeme’nin vekalet ücretine hükmetmemesi üzerine, Avukat İpek Biter Gündüz, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle, yerel mahkeme tarafından verilen kararın, istinaf incelemesi neticesinde ‘kaldırılmasını’ ve yalnızca bu hususa ilişkin yeniden yargılama yapılarak talebi doğrultusunda lehine vekalet ücreti takdir edilmesine karar verilmesini talep etti.

hukukihaber.net'in edindiği bilgiye göre, Avukat İpek Biter Gündüz dilekçesinde dikkat çeken hususlar şöyle;

Davanın lehimize sonuçlanmasına ve müvekkilimin kendisini bir vekil aracılığıyla temsil ettirmesine rağmen; hukuken kabul edilemeyecek bir gerekçe ile vekalet ücretine hükmedilmemiştir. Yerel Mahkemenin, davanın reddi yönünde tesis etmiş olduğu hükmün gerekçesi; "Davaya dayanak olan 556 sayılı KHK' nın 14.maddesi Anyasaa Mahkemesinin kararı ile iptal edilmiş olup, davanın yasal dayanağı kalmadığından yeni sınai mülkiyet yasası 10.0.12017 tarihinde yayın tarihinde yürürlüğe girmiş olup, eldeki davaya uygulama olanağı bulunmadığından mülkiyet hakkının sona erdirilmesine ilişkin boşluğun yasal dayanak olmadan M.K göre hakim tarafından doldurulmasıda mümkün olmadığından yasal dayanağı ortadan kalkan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekli ve yerinde görülmüştür." şeklinde belirtilmiştir. Hüküm kısmında ise "Yasal nedenden dolayı davanın reddine karar verildiğinden ücreti vekalet takdirine yer olmadığına" karar verilmiştir. Huzurdaki davada tarafımızca cevap dilekçesi ve müvekkil hakkındaki iddialara hukuken itibar edilemeyeceğine ilişkin birtakım deliller ibraz edilmiştir. Bu durumda, Sayın Yüksek Mahkemenizin de malumu olduğu üzere, müvekkil lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerekmekte ve talep olunmaktadır. Emsal nitelikteki Yargıtay içtihatları da söz konusu talebimizdeki haklılığımızı gözler önüne sermektedir:

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin 2007/15957 E. ve 2008/5726 K. sayılı ilamı şu şekildedir:

"Davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir."

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 2012/7198 E. ve 2012/8357 K. sayılı ilamı şu şekildedir:

"Davalı hakkındaki davanın reddine karar verilmesine rağmen lehine avukatlık ücreti tayin ve takdirinin düşünülmemiş olmasıda isabetli değildir."

Av. İpek Biter Gündüz’ün başvurusunu değerlendiren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi, Gündüz’ü haklı bularak yerel mahkemenin vermiş olduğu kararı bozdu ve aşağıdaki karara imza atarak, yasal nedenle dahi olsa, davanın reddi durumunda avukata vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği konusunda emsal bir karara imza attı. İşte o kararın gerekçe ve hüküm kısımları:

Dava, 556 Sayılı KHK'nın 14.maddesine yönelik olarak açılan hükümsüzlük davasıdır. Davalı vekilinin istinafı vekalet ücretine yöneliktir. Davacının davasında haklı olup olmadığı dava tarihindeki duruma göre belirlenir. Dava tarihinde davanın dayanağı olan 556 Sayılı KHK'nın 14.maddesi yürürlükte olup yargılama sırasında anılan madde iptal edilmiş olduğundan ve karar da bu iptal nedeniyle verildiğinden ve anılan maddenin iptal edilmesinde taraflara atfedilecek bir kusur da bulunmadığından hükmedilecek yargılama gideri ve vekalet ücretinin iptal kararı söz konusu olmadan dava esastan sonuçlanmış olsaydı nasıl hükmedilecekse o şekilde hükmedilmesi gerekir. Buna göre dava konusu markaların tescil tarihi itibariyle 5 yıllık sürenin geçip geçmediği, 5 yıllık süre geçmişse 14.madde anlamında kullanım olup olmadığının tespiti gerekir. Her markanın tescil belgesinden 5 yıllık sürenin dolup dolmadığının tespiti mümkünse de, markanın tescil kapsamında yer alan ürün ve sınıflar bakımından kullanıldığını kanıtlama yükü davalıya düşer. Davalı taraf söz konusu markaları etkin ve yaygın bir şekilde kullandığını savunmuş ve bir kısım deliller sunmuştur. Ancak mahkemece bu deliller üzerinde bir inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır. Buna göre taraf delilleri toplanmak ve buna göre yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda  hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmek üzere HMK'nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kararın kaldırılması ve dosyanın mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,

2-Bakırköy 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nin 26/01/2017 tarih, 2016/140 Esas, 2017/4 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,

3- Taraf delilleri toplanmak ve buna göre yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda  hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmek üzere HMK'nın 353/1-a-6 maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 

4-Peşin harcın talebi halinde davalıya iadesine,

5-Davalı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 24,30 TL posta masrafı olmak üzere toplam 110,00 TL'nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.

Emsal karar üzerine hukukihaber.net'e konuşan Avukat İpek Biter Gündüz, "Bu kararın verildiği dönem, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararının hemen akabinine tekabül ediyor, o dönemde tüm mahkemeler aynı kararı verdi ve hakimler kararı verdiği duruşmada avukatlara “bu kararı hemen kesinleştirin de yeni kanuna göre yeniden açın zaten vekalet ücretine hükmedilmesi mümkün değil” tarzı konuşmalar yaptı ve avukatlar da bu tarz konuşmaların etkisiyle ve dayanak olan “yasal neden” sebebiyle benim başvurduğum istinaf yoluna başvurmadı." dedi.

İŞTE BAM KARARI;

T.C.

İSTANBUL

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

16. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

İ S T İ N A F   K A R A R I

DOSYA NO                : 2017/1924 Esas

KARAR NO                : 2018/1972

MAHKEMESİ             : BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TARİHİ                       : 26/01/2017

NUMARASI               : 2016/140 2017/4

DAVACI                     : ...SAN.VE TİC.A.Ş.

                                    

VEKİLİ                       : Av. AKSU TEKE 

DAVALI                     : .... SAN.LTD.ŞTİ. 

VEKİLİ                       : Av. İPEK BİTER GÜNDÜZ

DAVANIN KONUSU : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ        : 27/09/2018

GEREKÇELİ KARARIN

YAZILDIĞI TARİH    : 27/09/2018

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı vekili, davalı yana ait tescilli markaların 556 Sayılı KHK'nun 14.maddesi gereğince kullanmama nedeniyle tescilli olduğu ve kullanılmadığı tüm emtialar bakımından iptaline ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, müvekkilinin söz konusu markaların etkin ve yaygın biçimde kullanıldığını bildirerek davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, davaya dayanak yapılan 556 Sayılı KHK'nun 14.maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğini, davanın yasal dayanağının kalmadığı gerekçeleriyle davanın reddine, yasal nedenden dolayı davanın reddine karar verildiğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına ve yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir.

Davalı vekili, istinaf talebinin sadece vekalet ücretine ilişkin olduğu, gerekçenin hukuken kabul edilemeyeceğini, Yargıtay içtihatlarına göre vekalet ücreti verilmesi gerektiğini bildirmiştir.

Davanın 14/07/2016 tarihinde açıldığı ve yargılamanın 26/01/2017 tarihinde sona erdiği görülmüştür.      

GEREKÇE:

Dava, 556 Sayılı KHK'nın 14.maddesine yönelik olarak açılan hükümsüzlük davasıdır. Davalı vekilinin istinafı vekalet ücretine yöneliktir. Davacının davasında haklı olup olmadığı dava tarihindeki duruma göre belirlenir. Dava tarihinde davanın dayanağı olan 556 Sayılı KHK'nın 14.maddesi yürürlükte olup yargılama sırasında anılan madde iptal edilmiş olduğundan ve karar da bu iptal nedeniyle verildiğinden ve anılan maddenin iptal edilmesinde taraflara atfedilecek bir kusur da bulunmadığından hükmedilecek yargılama gideri ve vekalet ücretinin iptal kararı söz konusu olmadan dava esastan sonuçlanmış olsaydı nasıl hükmedilecekse o şekilde hükmedilmesi gerekir. Buna göre dava konusu markaların tescil tarihi itibariyle 5 yıllık sürenin geçip geçmediği, 5 yıllık süre geçmişse 14.madde anlamında kullanım olup olmadığının tespiti gerekir. Her markanın tescil belgesinden 5 yıllık sürenin dolup dolmadığının tespiti mümkünse de, markanın tescil kapsamında yer alan ürün ve sınıflar bakımından kullanıldığını kanıtlama yükü davalıya düşer. Davalı taraf söz konusu markaları etkin ve yaygın bir şekilde kullandığını savunmuş ve bir kısım deliller sunmuştur. Ancak mahkemece bu deliller üzerinde bir inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır. Buna göre taraf delilleri toplanmak ve buna göre yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda  hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmek üzere HMK'nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kararın kaldırılması ve dosyanın mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,

2-Bakırköy 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nin 26/01/2017 tarih, 2016/140 Esas, 2017/4 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,

3- Taraf delilleri toplanmak ve buna göre yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda  hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmek üzere HMK'nın 353/1-a-6 maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 

4-Peşin harcın talebi halinde davalıya iadesine,

5-Davalı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 24,30 TL posta masrafı olmak üzere toplam 110,00 TL'nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.27/09/2018

hukukihaber.net