Danıştay Başsavcılığı ile Danıştay’ın 4, 5, 12 ve 13’üncü daire başkanlıkları olmak üzere toplam dört daire başkanlığı ile iki Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyeliği için yapılan onlarca turdan aylardır sonuç alınamıyor. Hürriyet’in Ankara Bürosu’ndaki Yüksek Yargı Muhabiri Oya Armutçu, titiz bir çalışma ile bu kilitlenmenin nedenlerini araştırdı.

Armutçu’nun yaptığı tespite göre, kilitlenmenin gerisindeki en önemli neden, 2014 sonundaki Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu seçimlerinden zaferle çıkan, ülkücü, sol ve hükümete yakın muhafazakârlardan oluşan Yargıda Birlik Derneği’nin (YBD) bu konuda kendi içinde tam bir mutabakat sağlayamaması olmuş. YBD’nin Yargıtay’da gerçekleştirdiği güç birliğini Danıştay’da sağlayamadığı anlaşılıyor.



Şimdi ayrıntılara bakalım:

O GÜNLERDE FETÖ OLMAMIŞTI

Önce 10 Şubat 2011’e gidelim. 2010 yılı kasım ayındaki anayasa referandumunun ardından TBMM’den geçirilen bir yasa değişikliği ile o tarihte, Danıştay’ın daire sayısı 13’ten 15’e, üye sayısı ise 95’ten 156’ya çıkarılmıştı. O günlerde Gülen Cemaati henüz hükümet nezdinde FETÖ yani “Fetullahçı Terör Örgütü” olmamıştı ve HSYK’da yüksek bir ağırlığa sahipti. Haliyle, HSYK’nın seçip Danıştay’a gönderdiği yeni üye listesinde çok sayıda ismin Cemaat’e yakın olduğu yargı kulislerinde yaygın bir kanaatti. Her halükârda 2011 başında yeni gelen üyelerle birlikte, AK Parti hükümeti de daha önce kararlarıyla kendisini engellediğini düşündüğü Danıştay’da ilk kez kendisini güvende hissetmeye başlamıştı. Nitekim, 18 Temmuz 2013’te hükümetin sıcak baktığı Zerrin Güngör’ün 80 oyla Danıştay Başkanı seçilmesi bu durumu teyit ediyordu.


Zerrin Güngör 80 oyla Danıştay Başkanı seçilmişti.

Danıştay’daki Cemaat faktörü 17-25 Aralık soruşturmaları sürecinden sonra iyice tartışma konusu oldu. Hükümet ile Cemaat arasında ipler kopunca, hükümet -bütün yargıda olduğu gibi- Danıştay’daki ‘Cemaatçi’ kadroları da etkisiz hale getirmek için arayışa girdi.

CEMAAT’E KARŞI AYNI ÇİZGİ 

Bundan sonraki ikinci kritik gelişme 12 Ekim 2014’teki HSYK seçimleri oldu. Yerel adliyelerde görev yapan hâkim ve savcılar bu tarihte sandığa gitti ve seçimler muhafazakâr-sosyal demokrat-ülkücü koalisyonun oluşturduğu Yargıda Birlik Derneği’nin büyük zaferi ile sonuçlandı. Bu koalisyonun en önemli ortak paydalarından biri, Cemaat’e karşı aynı çizgide birleşmiş olmalarıydı. 

Üçüncü kritik gelişme, seçimlerin ardından 2 Aralık 2014’te yaşandı. Bu tarihte TBMM Genel Kurulu’nda Danıştay üye sayısını arttıran bir yasa değişikliği kabul edildi. Ardından HSYK Genel Kurulu 16 Aralık 2014’te Danıştay’a 44 yeni üye daha gönderdi. Bu üyelerin 39’u yeni ihdas edilmiş kadrolarda, 5’i de emekli olan üyelerin yerine göreve başladı. Üye sayısı bu kez 156’dan 195’e, daire sayısı da 15’ten 17’ye çıktı Danıştay’da. Cemaat’e yakın olduğu iddia edilen üyeler böylelikle Danıştay’da sayısal olarak azınlık durumuna getirildi. 

Danıştay’da kimin Cemaatçi, kimin başka dünya görüşüne mensup olduğunu kestirebilmek kolay bir uğraş değil. Ancak sonuçta bu kurumun içinde herkes birbirini tanıyor ve ayrıca Danıştay’daki seçimler belli ortak davranış kalıplarının okunmasını mümkün kılıyor. Sonuçta Danıştay’da bugün itibarıyla boş olan 10 koltuk var. Geri kalan 185 üye içindeki güç dengesinde Yargıda Birlik’ten bağımsız hareket eden A) Cemaat’e yakın isimlerin 50, B) Sol kanatın 50 ve C) Muhafazakâr ve ülkücülerin 50, Yargıda Birlik Platformu’nun ise 35 oyunun bulunduğu tahmin ediliyor. Kuşkusuz bu sayılar birer tahminden ibaret. 

‘YARGIDA BİRLİK’ SAĞLANAMADI

Rakamlar ve dengeler konusundaki bu durum, 27 Ekim 2015 günü yaş haddinden emekli olan Danıştay Başsavcısı Mehmet Rıza Ünlüçay’ın yerine geçecek ismin belirlenmesi için yapılan seçimlerde iyice gün yüzüne çıktı. Adaylar bu koltuğun sahibi olmak için gerekli olan 98 oya ulaşmakta zorlanmaya başladı. Başsavcılık için 8. Daire üyesi Alaaddin Ali Öğüş, 6. Daire Başkanı Habibe Ünal ve 12. Daire üyesi Halil Yılmaz
aday oldu. Aradan geçen 5 aya ve yapılan sayısız tur seçime rağmen başsavcılık seçimlerinden sonuç alınamadı, adaylar birbirlerine üstünlük sağlayamadılar. Adaylardan Öğüş 50-55, Ünal 40-45, Halil Yılmaz ise 60-70 civarında üyenin desteğini alabildi. Bundan Yargıda Birlik’in konsensus sağlayamadığı ve grupların kendi adaylarının arkasında durdukları anlaşılıyor.

2 YSK ÜYELİĞİ DE HALA BOŞ

Danıştay’da Nevzat Özgür’ün görev süresinin dolması nedeniyle 13. Daire Başkanlığı, Bahadır Ulusoy’un emekliye ayrılması nedeniyle 4. Daire Başkanlığı, Çetin Zöngür’ün emekliye ayrılması nedeniyle 12. Daire Başkanlığı, Asuman Yet’in vefat etmesi nedeniyle boşalan 11. Daire Başkanlığı, Mustafa Kılıçhan’ın emekliye ayrılması nedeniyle 5. Daire Başkanlığı da aylardır boş bulunuyor. YSK üyeleri 7. Daire üyesi Turan Karakaya ve 9. Daire üyesi Nilgün İpek’in görev sürelerini tamamlamaları nedeniyle de 2 YSK üyeliği hâlâ boş. Başsavcılıkta olduğu gibi daire başkanlıkları için yapılan seçimlerde de bir kilitlenme söz konusu.


Cem Erbük, ülkücü desteği ile sol ekipten 11. Daire Başkanı seçildi.

TEK İSTİSNA

BU kilitlenmenin kırılabildiği tek istisna geçen perşembe günü yapılan 11. Daire Başkanlığı seçimi oldu. Bu seçim öncesinde sol ekip toplantı yaparak kendi adayını çıkardı ve 103 oy alan sosyal demokrat Cem Erbük 11. Daire Başkanı seçilmeyi başardı. Erbük’ün hem ülkücülerden hem de muhafazakâr üyelerden de bir miktar oy aldığı anlaşılıyor. Böylece, Kasım 2015’ten beri boş bulunan Danıştay 11. Daire Başkanlığı doldurulmuş oldu. Erbük, Danıştay’da ağırlığı olan bir isim. Çünkü 2010 referandumu öncesinde görev yapan eski HSYK’nın üyesiydi. Erbük, 2010 referandumundan sonra Adalet Bakanı Sadullah Ergin’i kurulu çalıştırmamakla suçlayarak istifa eden 7 üyeden biriydi. Sonuçta, 11. Daire seçimlerinden sonra sosyal demokrat kesim önemli bir zafer kazanmış oldu. Bakalım önümüzdeki günlerde diğer daire başkanlıkları ve başsavcılık için yapılacak seçimlerde ittifaklar nasıl şekillenecek?