Etkin bir soruşturma yürütmediği ileri sürülen  eski Eyüp Cumhuriyet Savcısı olan İstanbul Cumhuriyet Savcısı Ali İhsan Demirel’in, görevini doğru ve tarafsız yapamayacağı kanısını uyandırdığı iddia edildi.

Demirel hakkındaki soruşturma, operasyondan yaralı kurtulan mağdurlar Serdal Karaçelik, Fazıl Ahmet Tamer, Hacer Arıkan ve Ercan Kartal’ın şikayetiyle başladı. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nca düzenlenen iddianamede, Demirel’in operasyona katılan askeri personelin kimlik bilgilerinin tespiti hususunda, yanıt vermeyen ya da olumsuz yanıt bildiren, istenilen bilgi ve belgeleri göndermeyen sorumlular hakkında herhangi bir yasal takibat başlatmadığı belirtildi. Operasyon tutanağını imzalamayan dönemin Başsavcısı ve cezaevi savcısının ifadelerine dahi başvurmadığı belirtildi.

Soruşturmanın uzamasına sebep olduğu belirtilerek, “Soruşturmayı ‘faili meçhul’ evrak olarak sürdürmüş, ölüm ve yaralanma olaylarının meydana geldiği C Blok’ta konuşlandırılan özellikle Ankara Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanlığı’na personelin kimlik bilgileri ile operasyon sırasındaki icrai eylemlerin tespiti konusunda yeterli hassasiyeti göstermemiştir” denildi.

Demirel ise suçlamaları reddetti. C Blok’ta ölümlere neden olan görevlilerin kimliğinin bütün çalışmalara karşın tespit edilemediğini ifade ederek, “Valilikten soruşturma izni istendi. İki kez bu izin verilmedi. Bölge İdare Mahkemesi’ne yapılan itirazın sonucunu bekledik. Operasyonda görevli yüzlerce personelin tayin, terhis gibi nedenlerle adresleri değişmişti. Bu işlemler nedeniyle soruşturma uzadı” dedi. Dışarıda bekleyenler ve operasyona fiilen katıldıklarına dair delil elde edilemeyen 214 jandarma hakkında takipsizlik verdiğini belirtti: “Soruşturma sürüyor. Kast ve kusuru yok.”

HSYK: Rütbelileri koruyor

HSYK 3. Dairesi de Demirel hakkında soruşturma yapılmasına izin verdi. HSYK’nın raporunda, “Savunmalarda belirtilen hususlar, etkin bir soruşturma yapılmamasının haklı nedeni sayılmamıştır. Sanıkların tespiti konusunda ciddi bir gayretin gösterilmediği açıktır” denildi. Tufan adlı planın soruşturma dosyasına girmesinden sonra, savcının, herhangi bir işlem için girişimde bulunmaması karşısısında, savunmasının bir anlam ifade etmediği belirtildi.

Raporda şu değerlendirmeye yer verildi: “Savcı, operasyona ilişkin kitap yazan yüzbaşının (Zeki Bingöl) en azından tanık olarak beyanına başvurmamış, bilgi sahibi olduğu anlaşılan bir çok kişiye rağmen soruşturma faili meçhul olarak kabul edilmiş, daimi arama evrakı muamelesine tabi tutulmuştur. Bu şekilde suç işleyen kişiyi cezasız bırakma gibi bir takdir hakkı, delilleri yok sayma gibi bir lüksü olmayan savcının operasyonda görevli, özellikle rütbeli olan bazı kişileri soruşturmadan vareste tutmaya çalıştığı, 10 yıldır soruşturmayı sonuçlandırmamasının kovuşturmayı gerektirir nitelikte olduğu kanısına varılmıştır.”

Dosya Yargıtay’a gönderildi

Bakırköy 15. Ağır Ceza Mahkemesi de Demirel hakkında. TCK’nin 2571. ve 2. maddeleri uyarınca kamu davası açılması için yeterli delilin bulunduğuna hükmetti. Demirel’in yargılaması yapılarak cezalandırılmasına karar verilmesi için hakkında son soruşturmanın açılmasına karar verdi. Dosyayı, Yargıtay 4. Ceza Dairesi’ne gönderdi. Demirel, 2802 sayılı yasa gereği, yüksek mahkemede yargılanacak.