"TÜRKİYE POLİS DEVLETİ OLMAYACAKTIR. HUKUK DEVLETİ VE DEMOKRASİYİ SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ."
           
Emniyet Genel Müdürlüğü - Asayiş Daire Başkanlığı’nın, belirli merkezlere ihbar kutuları koyma biçiminde gerçekleşeceği ifade edilen  “Sırdaş Polis İhbar Noktası Projesi” Hukukun evrensel ilkelerine ve temel anayasal hükümlere aykırıdır.
           
Hukuk Devletinin başlıca amacı toplumda barış ve huzuru sağlamak bu amaçla "hukuk güvenliği"ni kurmak ve korumaktır. Nitekim AY nın 81. maddesinde bu husus öylesine önemsenmiştir ki "toplumun huzur ve refahı" bir ödev olarak milletvekillerinin şerefine emanet edilmiştir.
            
"Sırdaş Polis" projesi; Polisin istihbarat ve suçla mücadele görevine yurttaşları da katmak suretiyle, bir iftira merkezi oluşumuna yol açacaktır.
           
Ayrıca siyasal amaçlarla rahatlıkla kullanılabilecek ve İktidara ve O'nun emrindeki kolluğa "muhalif avı" için yoktan gerekçeler yaratma olanağı sağlanmış olacaktır.
           
Toplumsal birliğin-huzurun ve hukuk güvenliğinin böylesine ağır biçimde ihlali "suç ve suçlularla mücadele" adına yapılmak istenmektedir. Bu kaba bir perdelemedir.
           
Daha önce "Suçla Mücadele", "Toplum Destekli Polis" Projeleri kapsamında bunun düşünsel ve maddi alt yapısı için geniş çalışmalar yapıldı.
           
Bu çalışmaların uluslararası dayanağı Amerikan asıllı TIPS Act ve PATRİOT Act. isimli yasalardır. Türkiye’de TİPS polisi adıyla özel polis eğitimi programlandı, ABD ile birlikte uygulandı. İlan edilen hedef "Terörizmle mücadeledir." Her türlü muhalefet önce "suç," sonra "terörizm suçu" kapsamına alınacaktır. Dünyada böyle yaptılar.. Seattle kentinde Dünya Ticaret Örgütü protestolarını "terörizm", protestocuları "terörist" saydılar.
           
Bütün "güvenlik" iddialarına karşın biliyoruz ki "sırdaş polis" tamamen siyasal bir projedir. Gezi direnişi öncesi muhalif siyasal kişilerin ve kurum temsilcilerinin tutuklanması ve cezalandırılması yöntemleri ile bir korku imparatorluğu yaratmışlardı. Gezi direnişi sonrası kitleler bu korku imparatorluğunu yıktı.
           
Egemen güçler: "Düzenlerini" "korku imparatorluğu" üstünden artık sürdüremeyeceklerini anladılar. Kitleler özel timlerin operasyonları ile kontrol edilemeyeceğini ve durdurulamayacağını gördüler.   Şimdi ; etkin ve yaygın biçimde kitleselleşen, sokakta-meydanda-balkonda v.d ortaya çıkan muhalefete karşı "çözüm" için "Polis Devleti" tesis etmek istiyorlar. Dinamik halk kitlelerini "Polis Devletiyle" denetleyeceklerini ve baskılayacaklarını düşünüyorlar.
           
Her türden gözetleme-dinleme faaliyetleri, Cips li kimlik kartları, maçlarda e-bilet, Suçla mücadelede önleyici müdahele...Banka bilgilerinin yanında sağlık bilgilerinde de "elektronik ortam" zorunluluğu getirilmesi....
           
Ardından.. Hazırlanan MİT yasası, Terörizmin Finansmanıyla Mücadele Kanunu, "Sırdaş Polis" projesi.. Tüm bunların öncesinde ABD ile yapılan ortak "istihbari operasyonel fizyon" çalışmaları/(belki de) anlaşmaları... Ve daha burada sayamadığımız bir çok etkinlik...
           
Bağıra bağıra gelen bir "Polis Devleti" faaliyeti karşısındayız. Toplumun dikkatini çekiyoruz. Toplumumuzu aralıksız bilgilendireceğiz. Polis Devleti girişimlerine kararlılıkla karşı duracağız. Barolarımız Hukuk Devletini ve Demokrasiyi savunmaya devam edeceklerdir. Saygılarımızla.

ESKİŞEHİR BAROSU BAŞKANLIĞI

hukukihaber.net