Kozan, dava dilekçesinde, "Erkan'ın, hakkında gerçek dışı iddia ve ithamlarla rapor hazırladığını, Aras'ın ise başvurusunun reddine ilişkin kararı, hak ve yetkisi olmamasına rağmen medyaya dağıtarak, kişilik haklarına saldırıda bulunduğunu" savundu.

Kozan, dilekçesinde, hukuk fakültesinden mezun olduktan sonra Ankara Barosu'ndan ruhsat alarak 4 yıl kamu avukatlığı yaptığını, ardından hakimliğe başladığını ve 37 yıl 10 ay kamu hizmeti sonunda geçen yıl emekliye ayrıldığını belirtti ve mesleğinde hiçbir disiplin cezası almadığını, hukuka aykırı davranışta bulunmadığını, bağımsızlık ve tarafsızlıktan ödün vermediğini ifade etti.

Emekliliği sonrasında serbest avukatlık yapmak için baroya başvurarak, baro levhasına yeniden yazılmayı istediğini bildiren Kozan, başvuru üzerine, mesleğe kabulünde engel bulunup bulunmadığı konusunda idari ve adli araştırma yapıldığını, avukat Ömer Çiftçi'nin hazırladığı raporla mesleğe kabulüne engel bir halinin bulunmadığının belirtildiğini ileri sürdü.

"Tarafıma yönelik kişisel husumetin göstergesi"

Buna karşın, baro yönetiminden bazı kişilerin, "kişisel ve hissi sebeplerle" hakkında geniş bir soruşturma yapılmasını talep ettiğini ve Doğan Erkan'ı görevlendirdiklerini savunan Kozan, şunları kaydetti: 

"Erkan, önyargılı ve öğütlü davranarak, tamamen gerçek dışı ve içeriği itibarıyla sahte belge ve deliller toplamış, tutanaklar düzenlemiş, tanık dinlemiş, hakkımda hazırladığı tamamen hakaret ve iftiralarla dolu, aşağılayıcı, kişilik haklarıma saldırı niteliği taşıyan rapor düzenlemiştir. Raporda belirttiği, tarafımla ilgili olumsuz ifadeler konusunda somut ve belgeye dayalı bir tek örnek yoktur. Bu durum, tarafıma yönelik kişisel husumetin göstergesidir."

Raporda yer alan iddiaları yanıtlayan Kozan, hakkındaki bazı şikayetlerle ilgili dosyaların, Adalet Bakanlığı'nca işlemden kaldırıldığına dikkati çekti.

Aynı raporda, üç stajyer avukatı bir duruşmada, gizlilik nedeniyle dışarı çıkardığının savunulduğunu vurgulayan İbrahim Kozan, söz konusu duruşmada yargılama heyetinde yer almadığını aktardı ve "Stajyerler iftirada bulunup, hakkımda karalama yapmış, fakat davalı bu olayı ve sonuçlarını hiç incelemeden, gerçekmiş gibi kabul edip, raporunda aleyhimde kullanmıştır" ifadelerine yer verdi.

Bir avukat hakkında baro nezdindeki şikayetinin dahi aleyhinde kullanıldığını ifade eden Kozan, "Erkan'ın, raporun kanaat bölümünde objektif davranmadığını ve şahsını karalamayı amaçladığını" savundu.

Baro Yönetim Kurulu Üyesi avukat Aras'ın ise başvurusunun reddine ilişkin yönetim kurulu kararına katıldığını, sonra kararla ilgili kendisini bilgilendirdiğini ve hakkındaki raporla yönetim kurulu kararını basına dağıttığını iddia etti.

Hastanenin acil servisinde tedavi

"Basına yapılan açıklamayla", günlerce şahsını incitici ve onur kırıcı yayınların medyada yer aldığını ifade eden Kozan, "yönetim kurulu kararı hakkında bilgilendirildiği gece duyduğu derin üzüntü ve kederin etkisiyle saat 02.11'de bir hastanenin acil servisinde tedavi altına alındığını" aktardı.

Kozan, dilekçesinde, baronun, avukatlık başvurusunu reddeden kararına Türkiye Barolar Birliği nezdinde yaptığı itirazın oy birliğiyle kabul edildiğini ve Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü'nün kararıyla onandığını belirtti.

Baro levhasına yeniden yazılması sonrasında, baronun Ankara 7. İdare Mahkemesi'ne iptal davası açtığını bildiren Kozan, bakanlığın, davaya verdiği cevabında, baronun yaptığı işlemin açıkça hukuka aykırı ve iddiaların tamamının gerçek dışı bulunduğunu, baronun hak ve yetkilerinin sınırsız olmadığını belirterek, "süresinden iki yıl önce isteğiyle emekli olan, hakimlik savcılık yapmasına engel bulunmayan birinin avukatlığa kabul edilmemesinde usul ve yasaya uygunluk bulunmadığını" ifade ettiğini aktardı.



AA