Sabah 9’dan beri adliyedeyim ve saat 10.00da duruşmam vardı. 

Diğer işlerimi hallettim 09.50’de salonun önüne yeniden gittim, mübaşir çıkınca kaç kişi kaldı diye sordum ve ne öğreneyim saati gelmeden duruşmamı almışlar. Mübaşir ile aramızda sonra tabi kavga çıktı.  

Bir hışım duruşma salonuna daldım bağrış çağrış, saati gelmeyen duruşmayı nasıl alırsınız, ben burada neciyim... Önce yapacak bir şey yok mübaşir yeni anlayışlı olmak lazım bilmiyor vs diye terslenen hakim benim cinnet geçirmeye ramak kala modum dolayısıyla hemen yeniden duruşma açıp bir duruşma daha yaptı. 

Tam kapıdan çıkmak üzereydim ki; mübaşir yine atar yapınca "madem buradasınız o zaman bekleyecektiniz kabinin önünde" diye bu sefer cidden nevrim dondu ve "sen kimsin, kim olduğunu sanıyorsun benim duruşmam 10.00 ise; sen onu 10.00’da çağıracaksın, ister 10’da gelirim ister 09.55 te sana ne" diye üstüne yürüdüm. 

Sonuç; karışan bir duruşma salonu. Yediği haltın farkında olduğu için "Ramazan avukat hanım herkesin kafa gidik" diyen bir hakim... Ve tabi sabah sabah sinirleri hoplamış gününe berbat başlatmış bir ben... Nefret etmeye başladım artık şu adliyelerden ciddi ciddi.

Av. Damla Sarıoğlu / Hukukihaber.net