Türkiye'de bulunan 104 hukuk fakültesinin çok fazla olduğuna dikkat çeken Çıtırık, sayısal anlamdaki fakülte artışının nitelikte de bozulmaya neden olduğunu kaydetti.

Nizam Hukukçular Derneği'nin "Fikir odası, portre" adlı geleneksel toplantısına katılan baronun yeni başkanı Çıtırık, "Hayatı, hayalleri ve hedefleri" konusunda konuştu. Dernek Başkanı Hakan Çaldır ve avukat üyelerinin hazır bulunduğu programda Çıtırık, altyapı eksikliğinden hoca kadrosuna ve okutulan ders kitaplarına kadar hukuk fakültesi eğitiminin tartışıldığı bir süreçten geçildiğini ifade etti.

Hukuk fakültelerinde 600 civarında akademisyenin görev yaptığına dikkat çeken Çıtırık, yardımcı doçent, doçent ve profesör sayısının azlığı üzerinde durdu. 2006'da Avukatlık Yasası'nın birinci maddesinde yer alan 'sınavın' kaldırıldığını hatırlatan Çıtırık, "O dönemde ülkede 36 adet hukuk fakültesi vardı. 2007'de bu konu Anayasa Mahkemesi'ne taşındı ve 2009'da yüksek mahkeme oy birliğiyle 'iptal' kararı verdi. Üzerinden üç yıl geçip, dördüncü seneye giriliyor; henüz bir maddelik bir düzenleme yok. Meclisin beşte biri hukukçu, ama nasıl seçildiklerini maalesef çok çabuk unutuyorlar. Artık Avukatlık Yasası'nda acilen bir değişiklik yapılması zorunlu hale gelmiştir." dedi. Avukatlık mesleğini daraltan sosyal ve ekonomik koşulların da gözden geçirilmesinin zamanın geldiğini açıklayan Çıtırık, baroların artık harekete geçmesini gündeme getirdi.

Devamlı 'mesleğin bağımsızlığından ve serbest bir şekilde savunmayı temsil etmesinden' bahsederken, sürecin 'gemisini kurtaran kaptan' noktasına gelindiğine değinen Çıtırık, büyük hukuk şirketlerinin bireysel avukatlık bürolarını yutmaya doğru gittiği bir döneme girildiğini söyledi. Her şeyin konuşulduğu bir ortamda bu hususlardan bahsedilmediğini dile getiren Çıtırık, Türkiye'nin en kötü sosyal güvenlik emeklilerinin avukatlardan oluştuğunu kaydetti. Sosyal güvenlik meselelerinde Teb'in kendilerine hiçbir şey vermediği özeleştirisinde bulunan Çıtırık, şöyle devam etti: "Bunu bir karalama anlamında söylemiyorum. Ama bunca yıl hizmet ettiğimiz bu mesleğin üst yapı organı bize hiçbir şey vermiyor. Verilen bazı kararların takipçisi olunmuyor. Vergi ve benzeri sorunlar üst üste konulduğunda avukatlık mesleği inim inim inleyen bir meslek haline geliyor. Hukukçu milletvekilleri parlamentoya gittiklerinde her şeyi unutuyor. Elbette hukukun siyasetinin yapılması gereken günlerde barolar gerekli açıklamaları yapacak. Ama bizim hukuk örgütlerimizin daha seçimlere indirgenmiş çalışmalardan ziyade, avukatlık mesleği ile yargının sorunları doğrultusunda ne yapabileceğini, düşünmeli."

Baro seçimlerinin geride kaldığını ve genel kurulun iradesini ortaya koyduğunu ifade eden Çıtırık, artık kendileri için çalışma zamanı olduğunu bildirdi. İnsanları kategorize ve yaftalamadan birbirini anlayan, diyaloga açık bir anlayış sergileyeceklerini anlatan Çıtırık, komisyonlarda ve diğer faaliyetlerde kimseyi ötelemeden şeffaf bir yönetimden yana olduklarını aktardı. Eski milletvekili babasıyla aynı mesleği seçtiğine açıklayan Çıtırık, siyasetin içinde büyüdüğünü sözlerine ekledi.



Cihan