Feyzioğlu, Türkiye Barolar Birliği tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen ‘Genç Avukatlar Çalıştayı’na’ katılmak üzere geldiği Eskişehir’de gazetecilere açıklamalarda bulundu.

"DERSHANE NİYE GELMİŞ ONU MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI'NA SORMAK LAZIM

Gazetecilerin dershanelerin kapatılması çalışmasına yönelik sorusu üzerine Feyzioğlu, “Dershanelerin kapatılması bizim dışımız bir olay. Onu Milli Eğitim Bakanlığı'na soracaksınız. Yani dershane sistemi niye gelmiş. Bir taraftan devlet okulları, bir taraftan üniversiteler, yani burada eğitim sistemimizin ciddi çöküş içinde olduğu gözüküyor. Biz kendi tarafımıza bakıyoruz. Dershaneler değil bizim problemimiz. Bizim problemimiz 109 Hukuk Fakültesinin bulunması. Ama 109 hukuk fakültesinde onda birine yetecek öğretim görevlisinin olmaması. Biz buna bakıyoruz.” diye konuştu.

 "BİZ FAKÜLTELERİN AÇILMASINA KARŞIYIZ"

 Bir gazetecinin ‘Hukuk fakültelerine de dershanelerden öğrenciler gidiyor.’ şeklindeki sorusuna Feyzioğlu, “Efendim onu fakülteleri açanlara soracaksınız. Bizim derdimiz, ağırlıklı derdimiz budur. Biz bu fakültelerin açılmasına karşıyız.” yanıtını verdi.

 Nitekim Türkiye Barolar Birliği'nin 79 baronun ortak iradesiyle staja kabulde yeterlilik değerlendirmesini getirdiğinin altını çizen Feyzioğlu, şöyle konuştu: “Yönetmeliği Adalet Bakanlığı'na yolladık. Sonuç bekliyoruz. Öyle sanıyorum ki Ağustos ayından itibaren Hukuk Fakültesi mezunlarının otomatik olarak staja başlaması gibi çağdışı, dünyanın hiçbir çağdaş ülkesinden görülmeyen uygulamaya son vereceğiz. Ancak staj yapacak yeterlilikte olanlar bizim tarafımızdan staj eğitimine tabi tutulacak. Bu devrim niteliğindeki gelişmeyi burada açıklamaktan mutluluk duyuyorum. Kamuoyundan, hukukun üstünlüğünü savunmak istiyorlarsa avukatlıkta staj eğitimini olması gerektiği gibi yapılması adına destek bekliyorum. Çünkü staj eğitiminin kaliteli hale getirilmesi her bir yurttaşın özgürlük sorunudur.”

"40 BİN HUKUK ÖĞRENCİSİNİN 10’DA BİRİNİ EĞİTECEK HOCA YOK"

 Avukatların problemlerine değinen Feyzioğlu, Türkiye’de avukatların 2 probleminin olduğunu, bunlardan birinin mesleki itibar, diğerinin ise ekonomik sıkıntı olduğunun dile getirdi. Feyzioğlu, şöyle dedi: “Mesleki itibar deyince, bir sayınımız kontrol edilebilir bir sayı değildir. 82 bindeyiz. Her hafta 400 ruhsat imzalıyorum. Bu kontrol edilebilir olmaktan çıkmıştır. İkincisi eğitimimiz. Türkiye’de 109 Hukuk Fakültesi vardır.70 tanesi falan öğrenci almaktadır. Bu fakültelerde 40 bin öğrencinin 10 birini eğitecek hoca yoktur. Aynı zamanda yaklaşık 5 bin stajyere sağlıklı anlamlı bir staj eğitimi vermekte mümkün değildir.”

"GÜNÜMÜZDE TOPLUMUN AVUKATA, AVUKATLIĞA BAKIŞ AÇISI OLUMLU DEĞİL"

 Mesleki itibarı doğrudan etkileyen faktörlerden üçüncüsünün ise toplumun avukatlık mesleğine bakış açısı olduğunu vurgulayan Feyzioğlu, “Toplumun mesleğe bakış açısı maalesef çok olumlu değildir. Günlük hayatta mesleğe, meslektaşa toplumsal bakış olumsuzdur. Çünkü yurttaş karşısında eğitimli, eğitimine güvendiği avukat görmek istemektedir. Elbette üçüncüsü hukuki güvenlik noktasında ülkemizin hiç de umut vaat etmemesi. Hukuki güvenlik büyük bir soru işaretiyse bir ülkede, yurttaşın hakkını savunmak üzere görev yapan avukata ne için itibar edilsin. Avukat bilgisiyle donanımıyla, yurttaşın hakkının teslim edilmesini sağlayabilecek ise avukata itibar edilebilir.” diye konuştu.