Çağdaş Hukukçular Derneği, Çağdaş Avukatlar Grubu, Hukukta Sol Tavır Derneği, Kartal Hukukçular Derneği, Özgürlükçü Demokrat Avukatlar ve Özgürlükçü Hukukçular Derneği ortak bir açıklama yaparak Çağlayan başta olmak üzere adliyelerde avukatları hedef alan baskıya tepki gösterdi.

Açıklamada, "İktidar ve yandaşları, 'adliyede güvenlik' bahanesini kılıç gibi üzerimize sallıyor. Sokaklara da X Ray kurabilir miyiz? Ya toplu taşıma araçları, evlerimiz? Asıl sorun 'güvenlik' değil toplumsal barıştır" denildi.

>> Savcılık 'avukatların aranması' ile ilgili suç duyurusunu kabul etmedi!

Açıklamanın tam metni şöyle:

İKTİDAR SUÇLARINI AVUKATLARI HEDEF GÖSTEREREK GİZLEYEMEZ !

KORKMA !

YURTTAŞLAR İÇİN HAKLARINA SAHİP ÇIK !


31 Mart günü İstanbul Adliyesi’nde iktidar, “zafiyet göstermemek adına” üç kişinin ölümüne sebep oldu.

Berkin Elvan’ın öldürülmesi olayında sorumluluğu olan polislerin kimliklerini açıklamayan kolluk güçleri, ateşli silahlarla operasyon yapmayı tercih etti; iktidar bir biri ile çelişkili açıklamalar yaptı ve sonunda yayın yasağı koydurdu. Kimsenin sağ çıkmadığı operasyona “başarılı” denildi.

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın ölüm biçimi hala muğlâklığını koruyor; adliyenin her köşesi kameralarla izlenirken silahların içeriye nasıl girdiği nedense açıklanmıyor. Bunun yerine “cübbe” lafı ağızdan düşürülmeyerek, Cumhurbaşkanı ve başbakan tarafından ardı ardına yapılan açıklamalar ile kamuoyunda yaşanan olayın arka planında “avukatların ayrıcalıkları” olduğu algısı yaratılmaya çalışılıyor. Somut hiçbir bilgi de ortaya konmadan avukatlar hedef gösteriliyor.

İktidar ve yandaşları, “adliyede güvenlik” bahanesini kılıç gibi üzerimize sallıyor. Sokaklara da X Ray kurabilir miyiz? Ya toplu taşıma araçları, evlerimiz? Asıl sorun “güvenlik” değil toplumsal barıştır.

>> Avukatlar: Adeta adalet dilencisine döndürüldük!

Yaklaşan seçimlerde, yarattığı korku duygusu ile halkı kendisine mecbur kılmak isteyen iktidar Başbakan ağzından, “sokağa çıkmayı” izne bağlayacağını ilan ederek ağzındaki baklayı çıkartıyor.

Mesele suçu gizlemektir, mesele yurttaşları korku paranoyasına sokup haklarını kullanmaktan vazgeçirmektir. Bu hakları biz avukatlar temsil ettiğimizden ilk önce bize saldırılıyor. Mesele avukatları temelsiz bir suçluluk duygusuna sevk ederek her türlü haksızlığa boyun eğmelerini sağlamaktır.

Üzerimizin ve eşyalarımızın aranmaması şahsımıza verilmiş bir imtiyaz değil, müvekkillerimizin/halkın savunma hakkının teminatıdır. Bu teminat yasa ile korunmaktadır.

AVUKATLAR AYRICALIK İSTEMİYOR, SAVUNMA HAKKINI KORUYOR!

31 Mart günü adliyede, herkes gittiğinde son ana kadar avukatlar vardı. Üzülerek belirtiyoruz ki adliyenin içinde ya da dışında kitleler halinde Hâkimler, Savcılar meslektaşlarının sağ kurtulması için aktif bir çaba/en azından bekleme tavrı içine girmektense, meseleyi kolluk güçlerine bırakıp; evlerinden izlemeyi ve ardından maalesef cenaze törenine katılmayı tercih ettiler. Elbette bu “tercih” vicdanî bir eksiklikten ziyade, örgütsüzlüğün; birbirine sahip çıkma kültürünün eksikliğinden kaynaklanmaktadır.

Herkesin kendi sözünü söyleme hakkını iktidara teslim ettiği yerde, iktidarın bu denli sorumsuzca davranması ve konuşması sonucunu doğurur.

Bu koşullar altında, Avukatlara, Cumhuriyet Savcılarına ve Yargıçlara düşen, korku paranoyasına düşmeden, asıl sorunu tespit ederek örgütlü ve onurlu bir duruş sergilemektir.

>> Çağlayan Adliyesi'nde avukatlarla polisler birbirine girdi!

Sorunu adliyelerde ki güvenlik sorunu, hatta avukatların adliyeye giriş biçimleri olarak tanımlayan, avukatlık mesleği ve onurunu, savunma hakkını açık hedef haline getiren bu anlayışın derhal terk edilmesi için, meslek onurumuza sahip çıkmak için, avukata ve yargı mensuplarına yönelen saldırıları hep birlikte bertaraf etmek için Türkiye Barolar Birliği’ni, İstanbul Barosu’nu, tüm baroları, Yargıç/Savcı örgütlerini ve tüm hukuk örgütlerini bir arada tutum almaya, avukatlara yönelen bu haksız saldırıyı ortadan kaldırmaya, yapılan kara propagandaya karşı durmaya çağırıyoruz. Bu tarihsel görev ve sorumluluk bilinciyle açıkladığımız kapsamda meslek örgütlerimizin savunma hakkına ve avukatlık mesleğine sahip çıkan bir söylemde bulunulması ve tutum alınmasını, bu tür bir pratik tutum geliştirildiğinde, farklılıklarımıza rağmen tüm gücümüzle meslek örgütlerimizin yanında olacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz.

MESELE ÜST ARAMA MESELESİ DEĞİL !

MESELE YURTTAŞLARIN ÇARESİZ VE SAVUNMASIZ BIRAKILMASI MESELESİDİR !


ÇAĞDAŞ HUKUKÇULAR DERNEĞİ İSTANBUL ŞUBESİ

ÇAĞDAŞ AVUKATLAR GRUBU

HUKUKTA SOL TAVIR DERNEĞİ

KARTAL HUKUKÇULAR DERNEĞİ

ÖZGÜRLÜKÇÜ DEMOKRAT AVUKATLAR (ÖDAV)

ÖZGÜRLÜKÇÜ HUKUKÇULAR DERNEĞİ