BBC Türkçe'ye konuşan Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Murat Arslan, hükümetin istediğini "tam anlamıyla" aldığını söyledi.

Ekim ayında seçilen yeni HSYK'nın üyelerinin, "2010'da yapılan hatalar yapılmayacak. Objektif kriterlere ve liyakate önem vereceğiz" dediğini anımsatan Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ama işe birebir 2010 HSYK'sı gibi başladılar. 2010'da 160'lıklar dediğimiz üyeler seçilmişti. Şimdi de 177'likler diyebileceğimiz üyeler seçildi. Yargıda deja vu yaşıyoruz diyebiliriz."

Arslan, seçilenlerin YBP listesinden olduğunu, "Listeye dışardan hiçbir sızma olmadığını" söyledi.

>> Yargıtay'ın yeni üyelerine 'baraka' oda verildi

'Hükümet elindeki imkanları kullandı'

Eski Yargıtay Tetkik Hakimi Ahmet Gündel de BBC Türkçe'ye yaptığı açıklamada, "Hükümet elindeki imkanları kullandı. Buna kuşku yok" değerlendirmesi yaptı ve seçilen üye sayısının "Yargıtay ve Danıştay'ın yapısını değiştirebilecek nitelikte bir sayı" olduğunun altını çizdi.

Gündel "Yargıya Sayın Cumhurbaşkanı ve hükümetin elinin uzandığı bir dönemi yaşıyoruz. Sıkıntısını hem içerde hem dışarda, önümüzdeki dönemlerde çok acı bir şekilde yaşayacağız" diye konuştu.

'HSYK görevini yapıyor'

BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan eski Cumhuriyet Başsavcısı Reşat Petek ise iktidarın kendi yargısını inşa ettiği yönündeki eleştirilere katılmıyor.

Reşat Petek, "Anayasal bir kurum olarak HSYK, yürütme erkinin dışında bağımsız, tarafsız, idari eylem ve işlemleriyle yargının en üst kuruluşu ve şimdi yine o görevini yapıyor. Tarafsız bir yaklaşımla bakıldığında HSYK görevini yapıyor. Bu görevlerinden biri de Yargıtay'a ve Danıştay'a ihtiyaca binaen üye seçmek. Bu ihtiyacın ortaya çıktığı da gerekçeli sebeplerle açıklandı. Bu çerçevede HSYK'nın yapmış olduğu seçim neden siyasi iktidarın yargıyı ele geçirmesi olsun?" diye konuştu.

>> Adalet Bakanı Bozdağ hakkında takipsizlik kararı veren savcı Yargıtay'a seçildi

Petek seçilen kişilerin "hükümete yakın ya da uzak olduğu" şeklindeki değerlendirmeleri de "sübjektif" olarak nitelendirdi.

Eski Cumhuriyet Başsavcısı, "Seçilmeyi hak edecek pozisyonda 5 bin kadar hakim ve savcı olan bir yerde herkes kendi penceresinden baktığında, 'Şu kişi seçildi de diğeri niye seçilmedi' şeklinde bir eleştiri getirilebilir. 'Ehliyet, liyakat, objektif kriterlere göre seçilmedi' denilen varsa ve bunun hukuki belgeleri, dayanakları varsa bu eleştiriler tartışılabilir. Bunun dışındaki eleştirilerin siyasal nitelikte olduğunu düşünürüm" dedi.

Kanun ve HSYK’nın seçimi düzenleyen yönetmeliği eş zamanlı çıkarılmış ve süreç üç gün gibi kısa bir sürede tamamlanmıştı.

Petek bu konuyla ilgili olarak ise "Zamanı ekonomik kullanmak bakımından da düşünüldüğünde hukuka aykırı bir işlem olmadığı kanaatindeyim. Hiçbir kanun için yürürlüğe girdikten sonra 'bakalım iptal istemi olursa' gibi bir sürecin beklenme zorunluluğu yok. Yavaş davranıldığında 'Nedir bu kaplumbağa hızıyla mı işler yürüyor' denir ama hızlı davranıldığında ‘Anayasa Mahkemesi'nden kaçırılarak mı işlem yapılıyor' eleştirisi gelebilir. Demokrasinin tartışmalı tarafı da bu. " diye konuştu.

>> Kadı ola davacı ve muhzır dahi şahit, ol mahkemenin hükmüne derler mi adalet...

Sistem değişti

HSYK, Yargıtay ve Danıştay'a üye seçimlerini daha önce adaylar üzerinde tek tek tartışarak yapıyordu. Yeni yönetmelikle bu sistem değiştirildi. "Çarşaf liste" ve "12 oy" uygulamasına gidildi.

Bundan sonraki aşamada Yargıtay ve Danıştay'da yeni daireler kurulurken, tüm kurul ve dairelerin başkan ve üyeleri yeniden belirlenecek. Son olarak da daireler arasında iş bölümü yapılacak.

Yüksek yargıdaki bu durumu düzenleyen Yargı Paketi, TBMM’de Cuma günü mesai saatleri sonunda onaylanmış, HSYK’nın seçimleri düzenleyen yeni yönetmeliği de Cumartesi günü yürürlüğe girmişti.



>> Danıştay’a YBP damgası! İŞTE O İSİMLER

Haber: Sinan Onuş / BBC Türkçe