İşte kiminin parası kiminin duası dedirten o diyaloglar;

Altı yaşlarındaki çocuğunu eşinden ayrıldığı için tek başına büyütmeye çalışan miktarı düşük icra dosyamda borçlu anne...

Dosya kapanma evrakını almak için 77 yaşında, huzurevinde yaşayan işlerini batırmış, emekli maaşıyla geçinmeye çalışan borçlunun babası...

Ben ise kendi ücretim ödenmediği için dosyayı kapatamayacağını belirten avukattım...

Yaşlı amca elinde kocaman harflerle benim telefonum, adresim yazan kağıt ve birde market poşetinde pembe montla girdi içeri...

Oturdu önce soluklandı...

O anlattı zenginken nasıl işlerini batırdığını ama emekli maaşıyla huzurevinde kafasının rahat ve mutlu olduğunu...

Ben uzaklara daldım..

O anlattı torunun babasının ona okul çantası aldığını ve arada tekrar evleneceğini söylediği için torununun nasılda içerlediğini, çantayı beğenmediği için babasının ona bağırdığını ve torunun hıçkırıklarla ağladığını...

Ben yüreği buruk, amcanın gözlerindeki hüzne baktım...

O anlattı emekli maaşından birşey kalmadığını ama kalan az bir miktarı kızına verip torununa çanta almasını söylediğini...

Ben sessiz, amcanın o anlatışındaki gururlu yüzüne baktım...

Ve amca "senin ücretini onlar değil ben ödeyeceğim kızım, bir dahaki emekli maaşımı alıp inciraltından bayraklıya ben getireceğim" dediğinde ise yutkundum, kaldım...

"Sen nasıl istersen amca, çok da önemli değil.. kendin ne zaman ödemek istersen, hatta müvekkilden bir kısım ödeme alacağım zaten bu dosya ile ilgili, size pek birşey kalmıyor" dedim...

Amca ayağa kalktı, yüzünde tebessümle çıkışa yöneldi, arkasından "çantanı unuttun ya amca" dedim...

Döndü geri, "Yaşlılık işte kızım.. Torunum da ne sevinecek bu hediyeme" dedi ve gitti...

Not: Ücret almak istemedim, kabul etmedi. Bende cüzi miktara düşürdüm...

hukukihaber.net