EYÜP KARA, ABDULKADİR ARGILLI

Mevcut başkan Ümit Kocasakal’ın yanı sıra eski başkan Muammer Aydın, Rıza Saka ile Filiz Kerestecioğlu aday. 14 hukuk derneğini birleştiren Hukukun Üstünlüğü Platformu’nun adayı Saka ‘Baroda değişim zamanı’ sloganını kullanıyor. Avukat Saka, “Baroya üye dünya çapında hukukçular var. Ancak yönetimin meslekten çok siyasetle uğraşması bu potansiyelin ortaya çıkmasını engelliyor.” dedi. Baro’da hakim olan sol ideolojik yapılanma geleneğini bitireceklerini vurguladı.
 
Rıza Saka, genç avukatlara büro açmak ve gerekli teknolojiye ulaşmak için faizsiz kredi sağlanması, yurtdışında eğitim ve staj imkânı oluşturulması; bağlı çalışanlar içinse “hukuk işçisi” pozisyonunun ortadan kaldırılarak meslekî onurun sağlanması sözünü verdi. Baro kasasında 20 milyon TL olduğuna işaret eden Saka, mevcut yönetimin bu imkânları sağlayamamasını ise “sadece beceriksizlik” sözüyle açıkladı. Ümit Kocasakal başkanlığındaki İstanbul Barosu yönetimini, “Siyaset yapmak isteyenler için parti kurmak ve partilere üye olmak gibi imkânlar var, meslekle ve hukukla değil siyasî amaçlarıyla ilgileneceklerse bu imkânlardan faydalanmalılar.” diye eleştirdi. Rıza Saka, “Ben baro başkanımı ve baro üyelerimi adliyede görmek istiyorum. Meslektaşımızın onurunu koruyamıyorsak, orada sadece siyasi tatmin için bulunuyoruz demektir. Bu yönetimi değiştirip etkinleştirmek, bizim boynumuzun borcudur.” ifadelerini kullandı.

 Toplantıda söz alan Hukukçular Derneği Başkanı avukat Cavit Tatlı da, “Üyesi olduğumuz meslek kuruluşumuzun ‘darbeci baro’ olarak anılmasını kabullenemiyoruz.” dedi. Yeni anayasa çalışmalarında baro yönetiminin hiçbir fikri olmadığını belirten Tatlı, avukatları yakından ilgilendiren avukatlık kanunu başta olmak üzere bütün kanun yapım süreçlerinde pasif kalındığını anlattı. Adalet ve Hukuk Derneği Başkanı Süleyman Taşbaş, “Platform olarak siyasete çözüm için değil, mesleğe çözüm için varız.” diyerek, baronun bir meslek örgütü olarak ele alınması gerektiğinin altını çizdi. Boğaziçi Avukatlar Derneği Başkanı Fikret Duran ise mevcut yönetimin defalarca seçildiğini ve bu sürede projesiz kalarak etkinliğini yitirdiğini örnekleriyle anlattı. Duran, “İstanbul Barosu, kendisi icraat yapamadığı için Türkiye Barolar Birliği’nin (TBB) icraatlarının arkasına sığınmaya başladı. En yakın örnek olarak, Ortaköy’de TBB tarafından yaptırılarak avukatların hizmetine sunulan bir kafe-restoranı İstanbul Barosu, kendi faaliyeti gibi yansıtarak meslektaşlarımızdan destek bulmaya çalıştı.” ifadelerini kullandı.(Zaman)