İstanbul Barosu'ndan yapılan yazılı açıklama şöyle;

Bu temennimizin gerçekleşmesi için geride bıraktığımız yılın bize umut verdiğini söyleyemiyoruz. Kaldırılmış gibi gözüken, aslında kalıcılaşan OHAL rejiminin tahrip ettiği değerlerimizin onarılmasının yeni yaklaşımlarla olası bulunduğunu tesbit ederken, siyasal iktidarı bu konumda görmüyoruz. Kanun hükmünde olsa da hukuk hükmünde olamayan KHK'lar eliyle kazanımlarımızın kaybedilmesi, hukuk devleti iddiamızın da kaybedilmesi anlamını taşıdı. Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı noktasında, almamız gereken mesafeler yerine, uzaklığın artması, bize yeni adli yılda da zorunlu bir mücadele alanı açacaktır.

Bu adli yılda da evrensel hukukun genel kabule ulaştırdığı bütün ilkeleri savunup, teoriden pratiğe geçmesi mücadelesini vermeye devam edeceğiz.                                 

Yurttaşlarının yargıya güvenlerinin. % 30'lara ancak ulaşabildiği, karşılaştırılmalı bütün istatistiksel değerlerin hepimiz için "utanç" ifade ettiği bir dönemde, herşeye yeniden ve yeni bir bakışla yaklaşılması gerekirken, biriken sorunların giderek daha da ağırlaşması, umutsuzluğumuzun temel kaynağıdır. Yetmezlikleri açık olan ve ihtiyacı ifade eden sayıları aşan   Hukuk Fakültelerinin mevcudiyetine rağmen yenileri açılmaya devam ediyor. Yargıç ve savcıların mesleğe kabullerinde, bir yandan kriterler hafiflerken diğer yandan da mülakat yoluyla tarafgirlik sağlanıyor. Bu alanda adliyenin en temel sorunu olan "kalite" görmezden gelinirken, yazılı sınavdan 70 puan almak gibi bir zorunluluk da kaldırılıyor.              

Avukatlık mesleğinin herbir avukat için ifade ettiği "haz", geride bırakılan her adli yıl sonrasında bir ölçüde daha yitiriliyor. Ağırlaşan sorunlarımıza çözüm olabilecek olanaklar esirgenirken, avukatın yargılamada "şekli bir unsur" olarak görülmesi süreci devam ediyor. Müvekkil üzerinden tanımlanarak tutuklanan avukatlar, avukatlar üzerinden tarif edilen suçluluk algısıyla, ülkedeki hukuksuzluk mesleğimize de yansıtılıyor. Bütün bu koşullar yaşanırken, içinde bulunduğumuz en temel problem, yargıdaki "hız sorunu" imiş gibi, yeni adli yılın hedefi böyle belirleniyor.
                                           
Oysa hedef, "hukuk devleti oluşturmak" olarak saptanmalıdır. Başka da seçenek yoktur. İstanbul Barosu, bu erek uğruna mücadelesine yeni adli yılda da devam edecektir.                                

İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI