Özdemir, Kırıkkale Adliye Binası önünde düzenlediği basın açıklamasında, Kırıkkale Barosu üyelerinden avukat Uğur Yıldırım'ın 14 Ocak'ta bürosunda bulunduğu bir esnada müvekkili tarafından kesici aletle saldırılmak sureti ile yaralandığını belirterek, Yıldırım'ın yine aynı olay esnasında hakarete ve tehdide maruz kaldığını, yaşanılan bu fiili saldırı neticesinde Kırıkkale yüksek İhtisas hastanesinde tedavi gördüğünü kaydetti.

Suça konu eylem neticesinde avukat Yıldırım'ın vaki şikayetinin üzerine sanığın gözetim altına alındığını ve hakkında soruşturma açıldığını ifade eden Özdemir, şöyle konuştu:

"Yapılan soruşturma neticesinde ise sanık savcılık takdiri ile serbest bırakılmıştır. Meslektaşımız görevini ifa ederken; kendi bürosunda ve üstelik kesici aletle, yüz ve göğüs bölgesinden yaralanmış ve hatta aldığı bıçak darbeleri itibariyle öldürülmeye teşebbüs edilmiştir. Görev başında avukata karşı yapılan bir saldırının, tıpkı görev başındaki hakim ve savcılara yapılan saldırı gibi işlem göreceği hukukun temel olgusudur. Tabi ki yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığına olan inancımız tamdır. Hiç bir kimsenin yada kurumun görüsünü etkilemek amacında da değiliz. Ancak geçmiş dönemlerde yaşanılan benzer mahiyette, hatta sayın meslektaşımızın uğradığı saldırı ile karşılaştırılmayacak derecede hafif olan, fiili taarruz içermeyen bir durumda bile, hakimin yada savcının maruz kaldığı durum karşısında, suca konu eylemde bulunan faillerin tutuklanarak cezaevine gönderildikleri ve uzun zamanca tutuklu kaldıkları yasanmış vakalardır. Söz konusu saldırı yargı camiasına karşı işlenmiştir. Bu durumda suçu işleyen sanığın tutuklanmayarak serbest bırakılması avukatlık mesleğinin bir kurumsal nitelik olarak görülmediği, yargı faaliyetinin dışında tutulduğunu göstermektedir. Son olayın herhangi bir hakim yada savcı meslektaşımızın başına gelmesi halinde izlenecek usul çok farklı olacakken bir avukata yapıldığında sıradan bir olay gibi karşılanması bizi son derece üzmüştür."

Özdemir, onurlu ve itibarlı bir mesleğin mensupları olduklarını belirterek, şunları söyledi:

"Görevimizi icra ederken hiç kimsenin takdirini ve iltifatını beklemiyoruz. Hiç kimsenin sevgisini göstermesini yada bizleri sevmesini de ihtiyacımız yoktur. Ama herkes hangi makamı iştigal ederse etsin bir avukata gerekli saygıyı göstermek zorundadır. Avukatlar, görevlerini yasalardan aldıkları güçle yaparlar. Bir avukat yaptığı işlemden dolayı müvekkiline karşı ve disiplin yönünden de meslek örgütüne karşı sorumludur. Avukatı hasım görerek ona saldırmak bir ilkelliktir. Bu tür saldırılar çözüm olmadığı gibi çok ağır bir suçtur. Kendini bilmez insanların yaptığı bu tür saldırılar karşısında Avukatlar sessiz kalmayıp görevlerinin başında olacaklar, her türlü haksızlığa ve hukuksuzluğa karşı mücadele etmeye devam edeceklerdir. Bu saldırıları kişisel ilişki, husumet gibi kavramlarla açıklamak mümkün olmadığı gibi doğru da olmayacaktır. Bu saldırı, savunmaya olduğu kadar kurucu unsuru olduğumuz yargı kurumuna karşı da yapılmış bir saldırıdır."

Yalnızca müvekkilinin haklarını savunma kapsamında mesleki görevini ifa eden avukat Uğur Yıldırım'a yapılan bu saldırının, tüm yargı mensupları ve siyasi otorite için ciddi bir uyarı olması gerektiğine de değinen Özdemir, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz avukatlar, sizlerin, halkımızın hak ve hukukunu koruyan bir mesleğin mensuplarıyız. Avukatların özgürlüğü ve güvenliği, halkımızın özgür ve güvenliğidir. Bize yapılan bu saldırı insanlığa, hukuka ve özgürlüklere karşı yapılan bir saldırıdır. Biz, kendini savunamayanları savunan bir mesleğin temsilcileriyiz. Unutulmamalıdır ki, yargının kurucu unsuru olan avukatlara yönelik her saldırı, özünde hukuk devletine yönelik bir saldırıdır. Meslektaşlarımızın başına gelen her türlü haksız saldırı karşısında Kırıkkale Barosu'nun Yönetimi ile tüm üyelerinin gerekli mücadeleyi vermeye hazır olduklarını yineleriz. Bu olay nedeni ile acımızı paylaşan, bizlere desteklerini esirgemeyen, başta Başsavcımız Musa Durmaz'a ve avukat meslektaşlarımıza teşekkür ediyor, saldırıya maruz kalan avukat Uğur Yıldırım'a acil şifalar diliyoruz. Bir daha böyle bir olayın yaşanmamasını diliyor saygılar sunuyoruz."

Avukat Uğur Yıldırım ise olayı şahsi olarak görmediğini belirterek, yargının bir unsuru olan avukata yapılan saldırının insanların korunmasına, insanların sistemin içerisinde yine savunmasına karşı yapılan bir saldırı olarak düşündüğünü bildirdi.



AA