Ödül, Çağdaş Yaşamı Destekle Derneğinde düzenlenen törenle İstanbul Barosu Başkanı Av. Doç. Dr. Ümit Kocasakal tarafından, Prof. Dr. Çelikel’e sunuldu. Törende, İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyeleri Av. Aydeniz Alisbah Tuskan, Av. Necmi Şimşek, Av. Sevgi Barutçu ve Av. Süreyya Turan da hazır bulundu.

Törende konuşan İstanbul Barosu Başkanı Av. Doç. Dr. Ümit Kocasakal, Mahmut Esat Bozkurt’un toplumumuzda yeterince tanınmadığını, ona karşı bazı kesimlerin önyargılı davrandıklarını, aslında onun çok değerli bir hukukçu olduğunu söyledi. Bozkurt hakkındaki ön yargılı eleştirilere katılmadıklarını, Bozkurt’un gerçek bir vatansever ve çok değerli bir hukukçu olduğunu belirten Kocasakal, “Bizim hukukçu olarak cumhuriyete ve Bozkurt’a karşı vazifemiz var. Bildiğimiz yolda yürüyecek ve Mahmut Esat Bozkurt ödülünü vermeye devam edeceğiz” dedi.
Bu ödülün Türk hukukuna değerli hizmetleri geçmiş, iz bırakmış hukuk insanlarına verildiğini hatırlatan Ümit Kocasakal, Baro Yönetim kurulunun, hem akademik anlamda, hem de diğer uğraşları anlamında Türk hukukuna katkıda bulunmuş ve Adalet Bakanlığı yapmış bir kişi olarak bu yılki ödülün Prof. Dr. Aysel Çelikel’e verilmesini kararlaştırdığını bildirdi.
Ödülü kabul eden Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Prof. Dr. Aysel Çelikel de yaptığı konuşmada, “Cumhuriyetin ideologlarından olan, eski İktisat ve Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt’un anısı için düzenlenmiş bu ödüle beni layık gördüğü için İstanbul Barosu’nun değerli başkanı, öğrencim Ümit Kocasakal’a ve Baro Yönetim Kuruluna çok teşekkür ediyorum” dedi.
Bu ödülün kendisi için çok değerli olduğunu belirten Çelikel,  Atatürk devrimlerinin kadınlara sağlamış olduğu eşit yurttaşlık hakları çerçevesinde bilim yapma, öğretim üyesi olma olanağını kazanan bir kadın olarak büyük Atatürk’e ve Mahmut Esat Bozkurt’a şükran borçlu olduğunu söyledi.

Çelikel şöyle devam etti: “Mahmut Esat Bozkurt büyük bir yurtsever, cumhuriyetin özelliklerini taşıyan bir kişidir. Aslen Kuşada’lı olan Bozkurt, İsviçre’de öğrenim görürken, Anadolu’nun işgal edildiğini öğreniyor ve öğrenimini yarıda keserek bazı arkadaşlarıyla birlikte yurda dönüyor. O arkadaşlarından biri olan Şükrü Saraçoğlu daha sonra başbakanlık yaptı. Mahmut Esat, Şükrü Saraçoğlu ile birlikte efe kıyafetleri giyerek Demirci Efeye intikal ediyor. Bir anlamda milli mücadeleye katılmış oluyor. O tarihte henüz Kuvay-ı Milliye oluşmamıştı”.

Kurtuluş savaşından sonra -henüz cumhuriyet ilan edilmemişken- Mahmut Esat Bozkurt’un İktisat Bakanı olarak İzmir İktisat Kongresini düzenlediğini ve Türk ekonomi sisteminin belirlendiğini söyleyen Aysel Çelikel, onun Adalet Bakanlığı döneminde ise Türk toplumu için, kadınlar için yaptığı en önemli işin, çağdaş Medeni Kanunun yürürlüğe sokulması olduğunu bildirdi.

Çelikel şöyle devam etti: “Bu olay Türk toplumuna –abartmış olmuyorum- uygarlık getirmiştir. 600 yıldır şeriat hükümlerine göre yönetilmiş bir toplumu, kadınları, aile hukukunu ve miras hukukunu birden bire eşit yurttaşlık temelinde çağdaş dünyanın parçası haline getirmiştir. Çok önemli bir şey daha var. Medeni Kanunun gerekçesini Mahmut Esat Bozkurt yazmıştır. Bu gerekçe –her ne kadar 2003’de yürürlüğe giren Medeni Kanuna aynen alınmadıysa da- 1926 tarihli Medeni Kanununda neden dini kuralların yerine laik kuralların konulduğunu anlatan çok önemli bir metindir. O gerekçedeki şu cümleler çok önemlidir: Yasaları dine dayalı devletler kısa bir zaman sonra yurdun ve ulusun isteklerine karşı durmazlar. Çünkü dinler değişmez kuralları kapsarlar. Oysa yaşam yürür, gereksinimler hızla değişir. Din kuralları ilerleyen yaşam karşısında biçimden ve ölü sözcüklerden ileri bir değer taşıyamazlar. O günlerde bunları söylemek çok zor bir şey. Bozkurt’u hem bir aktivist, hem de bir teorisyen olarak değerlendiriyorum”.