“Stajyer avukatlar sayesinde, avukatlar köleye ihtiyaç duymadılar” veya

“Avukatlar, köle olarak stajyer avukatları kullandılar” şeklinde uyarlamak pek ala mümkündür.

Avukatlık yapmak isteyen hukuk fakültesi mezunlarına, fakültede, uygulamaya yönelik kayda değer hiç bir eğitim verilmemektedir. Staj eğitim merkezinde ise bu konuda verilen eğitim, oldukça yetersiz kalmaktadır.

Avukatlık stajı gereği, stajın ikinci 6 aylık döneminde, 5 yıllık serbest avukatlık kıdemi bulunan bir avukat yanında staj yapma mecburiyeti de bulunduğundan, avukatlık mesleğinin uygulamasını görmek, öğrenebilmek için, mezunlar, yanında staj yapılacak hukuk bürosu arayışına başlarlar.

Bir kısım stajyerler, meslekte kıdemi olan avukat tanıdıkları olması vesilesiyle, diğerlerine oranla daha şanslıdırlar. Bir kısmının ise böyle bir çevresi olmaz. Kendi çabaları ile genellikle Baro’nun ilan sayfalarından, hukuk bürolarının web sayfalarından, staj zamanı çalışılacak hukuk bürosunun arayışına girerler.

Stajyer avukatların bir çoğu, fakültede öğrendiklerini teoriye dökebilmek adına, teoride avukatlığı öğrenmeye azimli ve isteklidirler. Staj zamanı başka bir işte çalışmaları durumunda stajlarının da yanacağını bilirler. O yüzden, bir yıl daha, okul yıllarındaki gibi karın tokluğuna yaşamaya razı olmaları gerektiğinin farkındadırlar.

Hatta öyle ki, okul zamanı alınan karşılıksız eğitim bursları, mezuniyet nedeniyle son bulacağından, staj zamanı, hukuk mezunlarını, maddi anlamda sıkıntılı bir süreç bekler.

İmkanı olanlar, aile desteğiyle, olmayanlar ise staj zamanı çalıştıkları bürodan alacakları cüzi ücretlere tamah ederler.

“Çıraklığını yapmadığın işin ustalığına soyunma” sözü, avukatlık mesleği için de geçerlidir elbette.

Avukatların çıraklık dönemi ise stajyer avukatlık ile başlar.

Ancak, düzen, öyle bir hal almıştır ki, kendileri de staj zamanı sömürülmüş, ayak işleri yaptırılarak staj geçirmiş olan avukatlar, aynı eziyeti, yanlarında staj yapanlara da uygularlar.

Stajyer avukatların, çok azı, staj konusunda şanslıdırlar. Büyük bir çoğunluğu, stajı, çalışılan hukuk bürosunun ayak işlerini yaparak tamamlar. Şanslı olanlar ise, gereken saygıyı görüp, mesleğin inceliklerini kısmen de olsa öğrenme şansı bulanlardır…

Staj bittiğinde, bir çok yeni avukat, uygulamaya yönelik sıfır bilgi ile mesleğe başlamaktadırlar.  Bunun temel nedeni de, yukarıda ifade edildiği üzere, yanında staj yapılan hukuk bürosunun / avukatın, çoğu zaman stajyeri, ucuz iş gücü olarak görmesinden kaynaklanmaktadır. Hal böyle olunca da, avukatlar, mesleğin ilk birkaç yılında, büro açabilecek tecrübeyi kendilerinde görmediklerinden, stajda edinemedikleri bu tecrübeyi edinebilmek için kıdemli hukuk bürolarında maaşla çalışmaktadırlar.

Stajyerin ihtiyacı olan, sadece dilekçe yazmayı, hacze gitmeyi öğrenmek değildir. Staj yapılan hukuk bürosunun, stajyere;

-Müvekkille yeni bir iş görüşmesinin nasıl yapılacağı,

-Müvekkilden vekalet ücretinin nasıl isteneceği,

-Büroda çalışma düzeninin nasıl kurulacağı,

-Yeni müvekkilin nasıl edinileceği,

-Duruşmalarda nelere dikkat edileceği gibi öğretmesi gerektiği halde öğretmediği, avukatlık mesleğinin inceliklerine ilişkin bir çok önemli detay bulunmaktadır.

Müvekkillerle yapılan görüşmeler, çoğu zaman kapalı kapılar ardında yapılır. Stajyer avukat, neler konuşulduğunu asla öğrenemez.

Avukatlık mesleğinin, yazılı ve sözlü ikna sanatı olduğu ve bir avukatın, gerek müvekkilini, gerekse hakimi yasal yollarla ikna için hukuki bilgisinin yanında bu yeteneğinin de bulunması gerektiği göz önünde bulundurulduğunda,  böylesine önemli olduğu halde bu hususlar kendisine hiç öğretilmeyen bir stajyerin, bunu bireysel çabaları ile öğrenmesini beklemek,  çoğu zaman ücret dahi almadan işi öğrenmeye gönüllü olan stajyerin önünü kesmekten başka bir şey değildir.

Stajyer avukat, elbette ki icra müdürlüklerinin tozlu raflarında dosya arayacak, hacze gidecek, fotokopi çekecektir. Ancak, stajın tamamını, hep takip elemanı muamelesi görüp angarya işleri yaparak geçiren bir stajyeri, mesleğe hazırlamak yerine hamal gibi kullanmak, kendisiyle aynı ünvanı taşıyacak olan meslektaşına büyük saygısızlıktır.

Fakülteden mezun olduktan sonra, büyük umutlarla staja başlayan stajyer avukatlar, staj boyunca gördükleri muamele nedeniyle büyük bir hayal kırıklığına uğramaktadırlar.

Hukuk fakültesinden mezun olabilmek gibi bir başarıya imza atmış olan stajyere, oto tamircisi çırağı muamelesi yapmak, çay servisi yaptırmak, stajyeri ofisin faturalarını yatırtmak ve benzer ayak işleri ile uğraştırmak, yanında çalışılan avukatın ego tatmininden başka bir şey değildir.

Diğer meslek gruplarında, stajyerler ezilebiliyor ise de, yargının üç ayağından biri olan ve adaletin temsilinde rol alma görevini yüklenen ve bunun için eğitim gören avukatların, stajyerlerini ezmesi, sömürmesi, hiç bir surette kabul edilebilecek bir uygulama değildir.

Hukuk bürolarının, stajyer avukatlardan, iş anlamında çoğu zaman verim alamamalarının temel nedenleri;
•Staj eğitim merkezindeki dersler nedeniyle stajyerin tam zamanlı olarak çalışamaması,
•Stajyerlerin çoğu zaman gelip geçici işçi muamelesi görmesi,
•Stajyer avukatların bir kısmının iş beğenmeyip kibirli olmaları,
•Hukuk bürolarının, stajyere öğretmeyi çoğu zaman vakit kaybı gibi görüp, işi bizzat yapmaları ve stajyerin gözlem yolu ile öğrenmelerini beklemeleridir.

Avukatlık kurumunun kanayan yaralarından biri olan, bu stajyer sömürü sistemine, gecikmeden bir çözüm bulunması gerekmektedir. Bu noktada hem stajyer çalıştıran avukatlara, hem de stajyerlere bir takım görevler düşmektedir.

Stajyer avukatlara düşen;
•Teori ile pratiğin birbirinden oldukça farklı olduğunu bilmek,
•Hukuk fakültesinden mezun olduktan sonra, rehavete kapılmayıp, asıl bundan sonra mücadelenin başlayacağının farkında olmak,
•Staj zamanı maddi anlamda büyük beklenti içinde olmamak,
•Mesleği öğrenebilmek adına hevesli olmak,
•İşten kaçmamak, ancak meslekle ilgili olmayan işlerin yaptırıldığını gördüğünde de buna tepkisiz kalmamak,
•Stajın verimsiz geçtiğini düşündüğü noktada, staj için yeni bir büro arayışına girmektir.

Stajyer çalıştıran hukuk bürolarına düşen ise;
•Stajyer avukatı ucuz iş yükü olarak görmemek,
•Stajyeri, mesleğe, hakkını vererek hazırlamak,
•Stajyere takip elemanı muamelesi yapmamak,
•Stajyere, büroya olan katkısı ile doğru orantılı ödeme yapmak olmalıdır.

Staj zamanı, mesleğin incelikleri ile birlikte, meslek ahlakını stajyere aşılamak, stajyer avukatların hem daha hazır bir şekilde mesleğe başlamalarına vesile olacak, hem de mesleki hataların, dolayısı ile avukatlara olan güvensizliğin bir nebze de olsun önüne geçilecektir.

Stajyer avukatların yeni sloganı:

“Çıraklığını yapmadığımız işin ustalığına soyunmayız,

Stajda bizi sömürenin yanında bir dakika durmayız…”



Kaynak: hukukitavsiyeler.com