Müdafiin dosyayı inceleme yetkisi CMK 153/1 deki madde ‘‘Müdafi, soruşturma evresinde dosya içeriğini inceleyebilir ve istediği belgelerin bir örneğini harçsız olarak alabilir.’’ Diyerek genel ilkeyi belirtmiş aynı maddenin 5.fıkrası ise ‘‘Bu Maddenin içerdiği haklardan suçtan zarar görenin vekili de yararlanır.’’hükmü ile aynı haklardan katılanın ve suçtan zarar görenin vekilinde istifade edeceğini belirtmiştir.

CMK 153. Maddenin 2.fıkrası ‘‘Müdafiin dosya içeriğini incelemesi veya belgelerden örnek alması, soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebilecek ise, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine, sulh ceza hâkiminin kararıyla bu yetkisi kısıtlanabilir.’’diyerek 1.fıkrada verdiği genel yetkiye soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebilir gerekçesi ile istisna getirmiş anılan bu maddenin 3.fıkrası ise 2. Fıkrayla getirilen istisnaya ‘‘Yakalanan kişinin veya şüphelinin ifadesini içeren tutanak ile bilirkişi raporları ve adı geçenlerin hazır bulunmaya yetkili oldukları diğer adlî işlemlere ilişkin tutanaklar hakkında, ikinci fıkra hükmü uygulanmaz.’’diyerek istisnaya istisna getirerek tutanak ile bilirkişi raporları ve adı geçenlerin hazır bulunmaya yetkili oldukları diğer adlî işlemlere ilişkin tutanakların incelenebileceğini ve bunlardan suret alınabileceğini ifade etmiştir.

Ancak CMK’nın 4.fıkrası her halükarda ‘‘Müdafii, iddianamenin mahkeme tarafından kabul edildiği tarihten itibaren dosya içeriğini ve muhafaza altına alınmış delilleri inceleyebilir;
bütün tutanak ve belgelerin örneklerini harçsız olarak alabilir.’’diyerek kovuşturma evresinde müdafinin veya vekilin dosyadaki tüm belgeleri inceleyebileceğini ve bunlardan
harçsız suret alabileceğini belirterek iddianamenin mahkemeye sevkinden sonra müdafii için hiçbir kısıtlama ve istisna olmadığını belirtmiştir.

Bilindiği üzere ceza yargılamasının 3 sac ayağı vardır;bunlar iddia,hüküm ve savunmadır. Yargılamanın bu 3 sac ayağı işlevlerini hukuk düzeni içerisinde tam olarak yerine getiremediği takdirde verilen hükmün isabetli ve adil olmayacağı açıktır.Ceza yargılamasında savunmayı temsil eden müdafiin CMK153. maddedeki dosyayı inceleme yetkisi, hukuka aykırı bir şekilde ve hukuka aykırı gerekçelerle veya gerekçesiz olarak kısıtlanır ise yargılamanın savunma ayağı işlevsiz bırakıldığı için verilen karar CMK 289/1h
kapsamında adil bir yargılama olmadığı için mutlak bir bozma nedenidir.İddia makamı olan Cumhuriyet savcısının istemi ve sulh ceza hakimliğinin dosyayı inceleme yetkisinin kısıtlanması ve gizlilik kararı olmaksızın,dosyanın incelenemeyeceği ve dosyadan suret alınamaycağı ile ilgili avukatların taleplerine karşı verilen görüş beyanat ve kararların hepsi açıkça hukuka aykırıdır.

Bütün bu konular yargılama sonunda yerel mahkemenin verdiği kararda temyize konudur. Açıkça belirtilmesi ve altı çizilmesi gereken bir konuda savcılığın talebi üzerine mahkemenin gizlilik kararı verdiği hallerde dahi dosyadaki bazı belgelerin müdafii tarafından incelenmesinin yada belgelerden örnek alınmasının engellenemeyecek olmasıdır.
Avukatlık Kanunu’nun 46.maddesi Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 153.maddesini teyit ederek, soruşturma veya kovuşturma dosyasını avukatın inceleme ve dosyadan suret alma yetkisinin sadece avukatın yetkisi olmadığını aynı zamanda avukatın yanında çalışan stajyeri eliylede dosyayı inceleyebilceğini belirten hüküm şu şekildedir: A.K.md.46:

‘‘Avukat, işlerini kendi sorumluluğu altındaki stajyeri veya yanında çalışan sekreteri eliyle de takip ettirebilir, fotokopi veya benzeri yollarla örnek aldırabilir. Avukatın onanmasını istemediği örnekler harca tâbi değildir. Avukat veya stajyer, vekâletname olmaksızın dava ve takip dosyalarını inceleyebilir. Bu inceleme isteğinin ilgililerce yerine getirilmesi zorunludur. 

Vekâletname ibraz etmeyen avukata dosyadaki kağıt veya belgelerin örneği veya fotokopisi verilmez.’’ denilerek dosyadan sadece suret ve fotokopi almak için vekaletnamenin gerektiği belirtilmiştir. Özellikle bir hususu belirtmekte fayda vardır;oda şudur. Sanık yada katılan yargılama sırasında avukatın kendisinin müdafisi veya vekili olduğunu belirttikten sonra avukat vekaletname sunmadan da ilgili dosyadan suret alabilir. İzmir 16.Sulh Ceza Mahkemesi 2011/79 Değişik iş numaralı dosyası ile soruşturma aşamasının gizliliği gerekçe gösterilerek avukata evrak üzerinde inceleme yetkisi verilmeyen soruşturma dosyasının kendisinin avukat olması sıfatıyla incelemeye sunulmasına karar verilmesi talepli dilekçesini inceleyen mahkeme muteriz avukatın talebi üzerine şu şekilde karar vermiştir:

‘‘1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 46. Maddesinin 2. Fıkrasında “avukat ve stajyer vekaletname olmaksızın dava ve takip dosyalarını inceleyebilir.  Bu inceleme isteğinin ilgililerce yerine getirilmesizorunludur.” hükmü yer almaktadır. Bu hükme göre, 1136 sayılı Yasanın 46. maddesinde düzenlenen bu hükmün, savcılık dosyalarına teşmil edilmediği görülmektedir. Ancak bu maddedeki incelemenin dava ve icra dosyaları için geçerli olduğu, soruşturma dosyaları için geçerli olmadığı ve 5271 ceza muhakemeleri kanununun 157. Maddesi olan “Kanunun başka hüküm koyduğu haller saklı kalmak ve savunma haklarına zarar vermemek koşuluyla soruşturma evresindeki usul işlemleri gizlidir.” hükmünce soruşturma dosyalarının esasen gizli olduğu anlaşılmaktadır.

Gizliliğin amacı, suçun işlenmesinden kamu davası açılıncaya kadar geçen sürede şüpheli veya şüphelilerin hızlı ve doğru bir şekilde tespiti, firarların önlenmesi, suçla ilgili delillerin toplanması ve kamu davasının temelini teşkil eden hazırlık soruşturmasının eksiksiz yapılmasıdır. Müdafiin dosyayı inceleme yetkisi başlıklı 5271 sayılı Ceza Muhakemesi
Kanunu’nun 153. maddesine göre“(1) müdafi, soruşturma evresinde dosya içeriğini inceleyebilir ve istediği belgelerin bir örneğini harçsız olarak alabilir” hükmü uyarınca avukatın şüpheli ve sanık bakımından müdafi, katılan bakımından ise vekil olarak adlandırılmıştır.

Ceza Muh 7. STAJYER AVUKATLAR KURULTAY SONUÇ BİLDİRGESİ” akemesi Yasası’ na göre müdafi, şüpheli veya sanığın ceza muhakemesinde savunmasını yapan avukatı, vekil 
ise katılan, suçtan zarar gören veya malen sorumlu kişiyi ceza muhakemesinde temsil eden avukatı ifade eder. 5271 sayılı CMK’ nın 153. Maddesinde müdafiin dosya inceleme ve dosyadan örnek alabilme hakkı düzenlenmiştir. Halbuki, müdafi olmadan sadece avukat sıfatıyla soruşturma dosyasını inceleme ile ilgili herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir.

Soruşturmanın gizliliği 5271 sayılı Yasanın 157. maddesi uyarınca temel ilke olmakla birlikte, kimi hallerde Cumhuriyet Savcısı’nın talebi ile Sulh Ceza Hakimi’ nin kararı ile dosya ile ilgili kısıtlamanın getirilebileceği 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’ nun 153/2. maddesi olan“ Müdafiin dosya içeriğini incelemesi veya belgelerden örnek alması, soruşturmanın
amacını tehlikeye düşürebilecek ise Cumhuriyet Savcısı’ nın istemi üzerine, Sulh Ceza Hakimi’ nin kararıyla bu yetkisi kısıtlanabilir.”

Hükmü ile öngörülmektedir. Cumhuriyet Başsavcılıkları ve Adli Yargı İlk Derece Ceza Mahkemeleri kalem hizmetlerinin yürütülmesi usul ve esaslarını belirlemek amacıyla çıkartılan Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Adli yargı İlk Derece Ceza Mahkemeleri Kalem Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin “Soruşturma evrakının incelenmesi” başlıklı 45. maddesinin 2. fıkrasında müdafiinin soruşturma evresinde, soruşturmanın amacını tehlikeye düşürmemek kaydıyla görevlendirme yazısı veya vekaletname ibraz ederek soruşturma evrakını inceleyebileceği, 3. Fıkrasında mağdur veya şikayetçinin vekilinin soruşturma evresinde soruşturmanın amacını tehlikeye düşürmemek kaydıyla görevlendirme belgesi veya vekaletname ibraz ederek soruşturma evrakının içeriğini inceleyebileceği öngörülmüştür. Müdafilik sıfatı şüphelinin avukatı müdafi olarak kabul ettiğini bildirdiği anda kazanılan ve başkaca hiçbir usul ve merasime gerek olmayan bir sıfattır.

Yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı temsil eden avukatlık mesleğinin icrasında dosya incelemek günlük bir uğraş olup, avukatların dosya incelemelerinin kimi zorlaştırıcı şartlara bağlanması, avukatların her gün bu sorunla yüz yüze gelmeleri anlamına gelecektir. Savunma hakkı kutsaldır ve adil yargılanma hakkının temel unsurudur. Savunma hakkının sınırlarını da ancak yasa hükümleri çizer. Uygulama ile bu hakkın sınırları çizilemez. Bu bağlamda müdafi, vekaletname aranmaksızın soruşturma ve kovuşturma 
aşamasının her aşamasında, tüm evrakı inceleyebilir, örnek alabilir, şüpheli veya sanıklarla görüşebilir, ifade ve sorguda bulunabilir, her türlü hukuki yardım yapabilir.

Soruşturmanın her aşamasında müdafiin, şüphelinin yanında bulunması bir hak olarak tanındığına göre, müdafiin dosyayı incelemeden hukuki yardımda bulunamayacağı açıktır. Bu nedenle, avukatlardan biri, on binlerce dosya arasından, belli bir dosya numarasını ve dosyanın taraflarını belirtmek suretiyle bir soruşturma dosyasını incelemek için başvuruyorsa, artık incelemeyi talep eden avukatın o dosyanın tarafları ile ilgisinin bulunduğu kabul etmek ve güvenmek gerekir.

Dosyanın incelenmesi konusunda kısıtlama yoksa, Cumhuriyet
Başsavcılıkları ile Adli Yargı İlk Derece Ceza Mahkemeleri Kalem Hizmetlerinin yürütülmesine dair yönetmeliğin 45. maddesinin son fıkrasınca“ soruşturma evrakı soruşturmayı geciktirmemek kaydıyla Cumhuriyet Savcısı huzurunda incelenir.” Avukatlık kanunu 2. maddeye göre “ avukatlığın amacı; hukuki münasebetlerin düzenlenmesini, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarını tam olarak uygulanmasını, her derece yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamaktır.

Avukat bu amaçla hukuki bilgi ve tecrübelerini adalet hizmetine ve kişilerin yararlanmasına tahsis eder. Yargı organları, emniyet makamları, diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi teşebbüsleri, özel ve kamuya ait bankalar, noterler, sigorta şirketleri ve vakıflar avukatlara görevlerinin yerine getirilmesinde yardımcı olmak zorundadır.
Kanunlarındaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu kurumlar avukatın gerek duyduğu bilgi ve belgeleri incelemesine sunmakla yükümlüdür. Bu belgelerden örnek alınması vekaletname ibrazına bağlıdır.” Denilerek kanunun özünde avukatlara dosya inceleme yetkisi verildiği görülmektedir.

Avukatlık kanunun 34. maddeye göre “ avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliği’ nce belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler.” Avukatlık Kanunu’ nun 57.
maddesi olan “ görev sırasında veya yaptığı görevden dolayı avukata karşı işlenen suçlar hakkında, bu suçların hakimlere karşı işlenmesine ilişkin hükümler uygulanır.” Hükmü ile hakimlik ile eş tutulan avukatlık bir güven mesleğidir.

Bu nedenle, gerek avukatlık kanunu gerekse Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Meslek Kuralları, avukatı, etik ve mesleki sorumlulukları bakımından sıkı denetime almıştır. Yasa koyucu avukata güvensizliği düşünmemiş, avukat olmayı sıkı koşullara bağlamış, mesleki yetkilerin kötüye kullanması durumunu ise ağır şekilde cezalandırmıştır.

Avukatın her incelediği dosyada vekalet sunmasının mümkün olmadığı, dosyayı inceledikten sonra çeşitli sebeplerden dolayı vekalet almaktan vazgeçebileceği, avukat alamayacağı bir dava için vekalet sunarsa taraflara boş yere masraf yaptıracağı ve üstlenemeyeceği bir iş için avukatın hukuken sorumlu olacağı ve gereksiz bir vergi yükümlülüğü altına girerek mağdur olacağı, Türkiye Barolar Birliği’ nin her yıl yayınlamış olduğu tarifeye göre avukat danışma hizmeti, dosya inceleme, dilekçe yazma, vekaletle dava alma vs. hizmetlerin ayrı ayrı ücrete tabi olduğu bu açıdan bakıldığında Savcılığın ret işleminin avukatın çalışma hak ve özgürlüğünü kısıtladığı düşünülmektedir. Her avukat, vekalet sunmaya gerek duyulmadan gizlilik kararı verilmemiş soruşturma ve kovuşturma dosyalarını inceleme hak ve yetkisine sahip bulunmaktadır.

İnceleyen avukattan kimlik sorulması ve talebin yazılı olarak alınması her zaman mümkün olup bu konuda yasal bir kısıtlama bulunmamaktadır. Dolayısıyla, hakkında gizlilik kararı verilmemiş, Avukatlık Kanunu 2. Maddesindeki deyimiyle kanunlarındaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla, bir kısıtlaması bulunmayan (hakkında gizlilik kararı verilememiş) soruşturma dosyasının incelenmesinin kısıtlanmasına yasal olarak olanak yoktur. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’ nun 153/2. maddesine göre “ müdafiin dosya içeriğini incelemesi veya belgelerden örnek alması, soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebilecek ise, Cumhuriyet Savcısı’ nın istemi üzerine, Sulh Ceza Hakimi’ nin kararıyla bu yetkisi 
kısıtlanabilir.

”Hükmü uyarınca her ne kadar dosya inceleme talebinde bulunan Avukat Adnan ÖZDEMİR’ in müdafi olduğuna dair görevlendirme yazısı veya vekaletname ibraz etmemiş ise de dosyayı inceleme isteminin soruşturmanın güvenliğini tehlikeye sokmayacağı, çünkü soruşturmanın güvenliğini tehlikeye sokma durumunda savcının, Sulh ceza Mahkemesi’ nden gizlilik kararı alması gerektiği, ancak Savcılığın böyle bir gizlilik kararı talebinde bulunmadığı, bu nedenlerle Mahkememizce Anayasa’ nın 36. Maddesinde yer alan hak arama hürriyeti, insan hakları Avrupa sözleşmesinin 6. Maddesinde yer alan Adil yargılanma hakkı, avukatlık kanunu ve ceza muhakemeleri kanununa bağlı olarak avukatın, 
soruşturma dosyasını “gizlilik kararı yoksa” vekalet koymadan incelemek hakkına sahip olduğu kanaatine varıldığından muterizin itirazının kabulüne karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

 1- Muterizin avukat sıfatıyla İzmir C. Başsavcılığı’ nın 2010/86507 sayılı soruşturma dosyasının incelenmesine karar verilmesi talebinin hukuka uygun olduğu kanaatine varıldığından talebin KABULÜNE, 

2- Kararın taraflara tebliğine, Evrak üzerinde yapılan inceleme sonucunda itirazı kabil olmak üzere karar verildi. İtiraz süresinin 7 gün olduğu, İzmir Asliye Ceza Mahkemesi’ dilekçe ya da zabıt katibine yapılacak beyan ile itiraz edilebileceği belirtildi. 17.01.2011’’ (1)

Müdafiin dosyayı inceleme yetkisi savunma hakkının kullanılması,silahların eşitliği,kovuşturmada ise yargılamaının aleniyeti çerçevesinde çok önemli bir hak ve yetkidir. CMK m.153,Av.K.m:46/2,Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği’nin 22.maddesi, Cumhuriyet Başsavcılıkları İle Adli Yargı İlk Derece Ceza Mahkemeleri Kalem Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik”in 45. Maddesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin düzenlediği en önemli madde “adil yargılanma hakkı” başlıklı 6/3.maddeleri doğrudan ve dolaylı olarak müdafiin veya vekilin hiçbir gerekçe ve ksıtlamaya tabi tutulmaksızın dosyayı inceleme ve dosyadan suret alma hakkı ve yetkisi olduğunu belirtmektedir.

Savunma hakkı kapsamında değerlendirilen müdafiin dosyayı inceleme yetkisi soruşturma ve kovuşturma evresi olarak CMK m:153’te iki evreye ayrılmıştır.Kovuşturma evresinde müdafiye dosyayı inceleme ve dosyadan suret alma hakkı ve yetkisi hiçbir yasal kısıtlamaya tabi tutulmaksızın tam olarak verilmiş iken,soruşturma evresinde ise müdafiin dosyayı incelemesi veya belgelerden örnek alması soruşturmanın amacını tehlikeye düşürecek ise,cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hakiminin kararı ile bu yetki kısıtlanabilir.

Bu yetkinin kısıtlandığı soruşturma evresine dahi yakalanan kişinin veya şüphelinin ifadesini içeren tutanak ile bilirkişi raporları ve adı geçenlerin hazır bulunmaya yetkili oldukları diğer adli işlemlere ilişkin tutanaklar incelenebilir ve bu tutanak ve belgelerden suret alınabilir. Cumhuriyet savcıları ve adliye personeli sulh ceza hakimin dosya hakkında gizlilik kararı olmaksızın konusu ne olursa olsun hiçbir soruşturma dosyası için incelenemez demeye hiçbir yasal hakkı bulunmadığı gibi, CMK m:153.madde çok açık olduğu için bununla çelişen hiçbir yönetmelik ve talimatıda dosyanın incelenmeyeceği iddiasına gerekçe olarak gösteremez. Zira bu konu ile ilgili dosyayı inceleme yetkisinin bir savunma hakkı kapsamında değerlendirileceğini ifade eden yukarıda mahkeme kararları sunulmuştur.

Avukatın,vekaletname sunmadığı veya sunacağını taahhüt etmediği bir dosyayı da inceleme hakkı vardır;zira avukatların içeriğini bilmediği ve inceleyemediği bir dosyaya vekaletname sunarak dosyayı inceleme hakkı elde etmesi müvekkili açısından ekonomik bir kayıptır.Aynı zamanda dosyayı inceledikten sonra dosyayı alıp almayacağına ve buna göre vekaletname sunacak olan bir avukat için vekaletname sunmaksızın dosyanın incelenemeyeceği kararı avukat ve müvekkili için savunma hakkının zarar görmesi ile birlikte zaman ve emek kaybıdır. 

Avukatların kendilerine başvuran şüphelilerin müdafiliğini, mağdur ya da şikâyetçilerin ise vekilliğini üstlenebilmeleri için sadece bu kişilerin anlatımları ile yetinmeyip dosya içeriklerini inceleyerek müdafi ya da vekil olup olmayacaklarını değerlendirmelerinin bir zorunluluk olarak ortaya çıktığı ve savunma hakkı açısından bu durumun önem arz ettiği
 
HSYK tarafından da Cumhuriyet Başsavcılıklarına bildirilmiştir. Avukatların kendilerine müracaat eden şüpheli, mağdur, şikâyetçi ve suçtan zarar görenin müdafi ya da vekilliklerini alabilmeleri ile onlarla vekâlet ilişkisi kurabilmelerine kolaylık ve imkân sağlanması için dosyayı inceleyebilmelidir.

(Av. Turgay NAS / Erzincan Barosu Dergisi)