Özer, yüksek seçim kuruluna 12 Ekimdeki seçime katılmak için resmi adaylık başvurusunu da yaptığını belirterek kamuoyuna şu açıklamayı yaptı:

Değerli Meslektaşlarım;

"Dünya tarihinde devletlerin; varoluşuyla birlikte var olan hukuk kuralları bireyi koruyan, insan hakları ilkeleriyle oluşan yargı temel taşlarından biridir. Devleti oluşturan erklerden biridir. Yasama ve yürütmenin yargı ile birlikteliği veya sorunları da devletler tarihi kadar eskidir. Bu nedenlerle ortaya çıkan yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı kavramları da; tanımlanırken yaşadığı toplumun içinde bulunduğu duruma göre değil evrensel olarak kabul gören şekilde tanımlanmalıdır. Zira yargı gücünü bağımsızlığından ve tarafsızlığından alır. Bu bağlamda ülkemizde de Avrupa Birliği kriterleri ve Venedik Komisyonu raporları doğrultusunda 2010 yılında yapılan Anayasal değişikliklerle tam bağımsız ve tarafsız yargı hedeflenmiştir.

HSYK özerk bir kurul haline getirilip ilk derece mahkemelerinden seçimle hakimler ve Cumhuriyet Savcılarının da katılımıyla, çoğulcu ve katılımcı bir kurul olarak amacına ulaşılmaya çalışılmıştır. 2010 yılında yapılan Anayasal değişiklik sonrası seçimde; tarihe kurucu kurul olarak geçecek HSYK ya sizlerin oylarıyla seçildim. 25/10/2010 dan itibaren HSYK Genel Kurul toplantılarında ve 2. Daire toplantılarında hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı ilkelerinden taviz vermeden çalıştım.

Meslektaşlarımın çalışma koşulları, iş yoğunluğu, mali ve sosyal hakları gibi konularda kurul çalışmalarına aktif olarak katıldım. Yargı mensupları için bunlardan öncelikli olan konu; Bağımsızlık ve Tarafsızlıktır. Meslektaşlarımın baskı altına alınmasına yönelik düzenlemelere her zaman -ses- çıkararak haykırış olmaya çalıştım. Bugün gelinen süreçte adil, bağımsız ve tarafsız yargı anlayışını zedeleyen, askıya alan veya ortadan kaldıran yasal düzenlemeler yapıldığı görülmektedir. Demokratik hukuk devleti olmanın gereği evrensel hukuk kurallarını öncelemek ve içselleştirmektir.

Erkler arası kontrol-denge kuralının bozulduğunu ve yargı teşkilatını birinci dereceden ilgilendiren Hakimlik ve Cumhuriyet Savcılığı mesleğinin olmazsa olmazlarından Bağımsızlık, Hakimlik Teminatı, Tarafsızlık ilkelerine yönelik her türlü uygulamaya karşı durmak, yargının içine sokulduğu kabul edilemez durumunu demokrasi adına haykırmak üzere yeniden yola çıkıyorum.

Evrensel hukuk değerlerinin hakim kılındığı bir yargı kültürünün oluşmasına katkı sağlamak temel amacımdır. Bu bağlamda yargının etkinliğinin, verimliliğinin ve saygınlığının arttırılması mücadelelerine devam edeceğim.
Bu bilinçle yargıdaki sorunlara akılcı ve kalıcı çözümler ortaya koyacak ve en önemlisi de kimden gelirse gelsin her türlü hukuksuzluğa karşı durmak için yeniden HSYK üyeliğine aday olduğumu ve resmi adaylık başvurumu yaptığımı kamuoyuna ve siz değerli yargı mensuplarına saygıyla duyururum."

Özer'in açıklamasında şu noktalar dikkat çekti:

Meslektaşlarımın baskı altına alınmasına yönelik düzenlemelere her zaman -ses- çıkararak haykırış olmaya çalıştım. Bugün gelinen süreçte adil, bağımsız ve tarafsız yargı anlayışını zedeleyen, askıya alan veya ortadan kaldıran yasal düzenlemeler yapıldığı görülmektedir. Demokratik hukuk devleti olmanın gereği evrensel hukuk kurallarını öncelemek ve içselleştirmektir.

Erkler arası kontrol-denge kuralının bozulduğunu ve yargı teşkilatını birinci dereceden ilgilendiren Hakimlik ve Cumhuriyet Savcılığı mesleğinin olmazsa olmazlarından Bağımsızlık, Hakimlik Teminatı, Tarafsızlık ilkelerine yönelik her türlü uygulamaya karşı durmak, yargının içine sokulduğu kabul edilemez durumunu demokrasi adına haykırmak üzere yeniden yola çıkıyorum.

Oya ARMUTÇU / Hürriyet