Ancak, baro seçimlerinde, katılımcı demokrasiye ve çok sesliliğe ve temsilde adalete karşı çıkanlar, hemen TBMM milletvekili seçimlerini örnek göstermektedirler. Meclis çok mu demokratiktir, temsil gücü yetersiz demektedirler. Demokrasi yerine istikrar ve uyumdan bahsedilmektedir. Oysa, gerçek bambaşkadır…

 
Yani, TBMM’deki 550 milletvekili, oyların yüzde 96′sını almışlardır. Meclis, seçmenlerin yüzde 96′sını, 75 milyonu temsil edebilir. Burada yüzde on barajı temsilde adaletin önünde engel olmakla birlikte, TBMM’de temsil edilmeyenlerin oranı çok düşüktür. yüzde 4. Yani, baraj altında kalıp bir önceki meclis kompozisyonunda olduğu gibi temsil edilmeyen bir çoğunluk yoktur.
 
Şimdi, 30 bin avukatın üye olduğu, dünyanın sayısal olarak en büyük barosundaki temsil adaletsizliğine bakalım.
 
İstanbul Barosu’nda, Kocasakal-Kolcuoğlu grubu, Önce İlke Çağdaş Avukatlar Grubu adını kullanarak, 2010 baro seçiminde 5980 oyla, oyların yüzde 29′unu almışlardır.
 
Bir başka deyişle, “İstanbul Barosu 2010 seçiminde 26 bin avukatın yaklaşık altı bini mevcut yönetime oy vermişlerdir. Kocasakal’ın 107 kişilik listesine oy vermeyenlerin sayısı 20 bin avukattır.
 
Bu durumda İstanbul Barosu’nun temsil kuvveti açısından TBMM gibi olmasını istiyorsak o zaman her liste aldığı oy oranına göre baro yönetiminde temsil edilmelidir. İstemiyorsak mesele yok. Demokrasi, temsilde adalet, katılımcılık istemiyorsak, baro içi siyasal kutuplaşma yerine mesleki alanda uzlaşma kültürünü geliştirmek istemiyorsak mesele yok.
 Ama o zaman lütfen ama nasıl olur, yönetim nasıl çalışır, istikrar olur mu diye itiraz etmeyin?
 
Şimdi nispi temsile karşı olanlara bir soru?
 Baro seçimlerinde, blok liste mi, yoksa çarşaf liste mi uygulanmaktadır?
 
İstanbul Barosu gibi kalabalık barolarda, çarşaf liste uygulaması, yıllardır fiilen bitmiştir.
 Güya kolaylık olsun diye, Başkan adayı, yönetim kurulu, denetim kurulu, disiplin kurulu adayları ile Barolar Birliği delege adayları, toplam 107 aday bir grup adına basılı oy pusulasında yer almaktadır.
 Bunun adı blok listedir.
 Çarşaf liste olsaydı, avukatlar seçmen olarak, tüm adayların yazılı olduğu oy pusulasında adayları işaretlemek suretiyle oy kullanacaktı. Yani bir oy atarak, 107 kişiyi anti- demokratik şekilde belirlemek zorunda kalmayacaklardı. Avukatları, adaylara değil tek bir listeye oy atmaya zorluyorsanız, o zaman listelerin adil temsil edilmesini sağlamak zorundasınız. Yoksa bu seçim projeksiyonu, azınlığın çoğunluğa tahakküm etmesine yol açar. Nitekim, bu gün İstanbul Barosu örneğinde, 26 bin avukattan sadece 6 bini yönetimde temsil edilmektedir.Çünkü yönetime bu kadar avukat oy vermiştir.
 
Avukatlar Kanunu 90.madde ne diyor bir bakalım.
 
“”"Yönetim Kurulu üyeleri gizli oy ile seçilirler. Oy pusulasına seçilecek asıl üye tamsayısının yarısından en az bir fazla isim yazılması zorunludur.”"” Bundan noksan isim yazılmış oy pusulaları geçerli değildir. Oy pusulasına seçilecek asıl üye sayısından fazla ad yazıldığı takdirde, sondan başlanarak fazla adlar hesaba katılmaz.”"”"
“”"”"”Adaylar aldıkları oyların sayısına göre sıralanır ve en çok oy alandan başlanmak üzere önce asıl, sonra yedek üye seçilmiş olanlar bu sıraya göre tespit edilir.”"” Adayların aldıkları oylarda eşitlik halinde meslek kıdemi fazla olan, kıdemleri de eşitse, adayların yaşlısı sırada önalır. Yedek üyeler aldıkları oy sayısına göre bulundukları sıra gözönünde tutularak Kurulda göreve çağırılır.”"”"
 
El insaf, İstanbul Barosu seçimleri böyle mi yapılıyor…
 
Mali müşavir muhasebiciler odası v.b. nin seçim sistemi artık nisbi temsile göredir. Çünkü, İstanbul Barosu örneğinde açık ve net bir şekilde görüldüğü gibi, gruplar yarışmaktadır ve avukatlar adaya değil gruba tulum şeklinde blok oy vermeye mecbur edilmişlerdir. Demek ki avukatlık kanuna göre gruplara oy verme mecburiyeti yoktur. Yani avukatlar, grup oy pusulası yerine tüm adayların yer aldığı tek bir oy pusulası kullanabilselerdi ki kanun aslında böyle…. O zaman, aman efendim, farklı ideoloji yada fikirde ki avukatlar nasıl mesleki konularda karar alabilirler, garip itirazı anlamsızlaşacaktı…
 
Baro seçimleri, şu an yürürlükteki kanuna göre yapılmayacaksa ki yapılmıyor, o zaman kanunda değişiklikle 2012 baro seçimlerinde, en azından 5 bini aşan barolarda blok listelere oy atılmalı ve bu listeler nispi temsil edilmelidir.( sayısal çokluk, pratikte, tek oy pusulasını işaretlemek suretiyle oy kullanılmasına fiilen engel olduğundan )
 
İstanbul Barosu’nun üye sayısı 30 binleri aşmıştır. 2400 stajyerinde büyük oranda baroya kayıt olacağını göz önünde tutarsak,bu durumda ekim 2012 baro seçiminde 32 bini aşacak bir seçmen topluluğu olacaktır. Nispi temsil sistemi gelmez ise 5980 dışındaki 20 bin küsur seçmenin iradesi, nasıl 2010 da çöpe gittiyse, 2012 baro seçimlerinde çöpteki avukat sayısı ezici çoğunlukta olacaktır.
 
Ancak nispi temsil durumunda her liste gücü oranında temsil edilecektir..
 Bu durumda, aman öcü gelir oyları bölmeyin bize verin diyenlerin seçim taktikleri de boşa çıkacak ve avukatlar rahatça oy verecektir. Çünkü herkes temsil edilebilecektir.
 
Şu anda baroda bırakın yönetimde gücüne göre temsili, Baro Meclisi denilen ve yetkisiz bir komisyon olmaktan öteye gitmeyen garip oluşumda, 4520 oy alan listeye bile, baro yönetimi tarafından
 yönergeye aykırı şekilde ( Kocasakal’ın çıkardığı yönergeye göre her grup aldığı her 300 oya karşılık bir meclis üyeliği kazanacaktı? ) meclis üyeliği verilmemiştir. Bu konudaki eleştirilere, o listeyi de biz temsil ediyoruz deme yüzsüzlüğünü gösterebilmiş bir baroculuk anlayışına katlanmak durumunda kalınmaktadır.
 
Yetkisiz bir komisyon olarak, adı meclis olan Baro Meclisinin, zaten baro bölge temsilcileri komisyon ve merkez yöneticileri, TBB delegeleri ve baro yönetim kurulu, disiplin kurulu, denetim kurulu üyeleri ile baro yönetiminin kontenjandan seçtigi 15 kişinin toplamı zaten 400 üye atanmaktadır. Ancak, baro yönetiminin yönergeye aykırı olarak aldığı karar ile 4520 oya karşılık gelen 15 üyeye yer verilmemiştir. 400 oy senden yana 15 muhalife bile tahammül edememektedirler.
 
İşte size, İstanbul Barosu’nun sözde demokrat bir baro yönetim anlayışına somut bir örnek.
 
Bu nedenle nisbi temsil diğer meslek örgütlerine örneğin muhasebeciler odasına gelmiştir ve barolara da gelmelidir. 2010 seçimi nispi temsile göre yapılsaydı. Kullanılan 20 bin oy bölündüğünde; Her 2 bin oya bir yönetim kurulu üyeliği düşecekti.
 
Bu durumda Kocasakal-Kolcuoğlu grubu 2, ( artan oy 1980 )
 önce ilke çağdaş avukatlar grubu 2 ( artan oy 520 )
 hukukun üstünlüğü platformu 2 ( artan 1055 )
 çağdaş avukatlar gurubu 1 ( artan 1245 )
 artan oyu en fazla olan kolcuoğlu grubu artı bir üyeyi de alarak 3 üye olacaktı.
 ÇAG grubu 2.artan oyu en fazla olduğu için 2 üye olacaktı.
 Kav grubuda aldığı oy sebebiyle artan oyların bölümüne dahil olarak, 1 üyelik kazanacaktı.
 dağılım —-
 Kocasakal- Kolcuoğlu grubu- —3
 Önce İlke ÇAG —————–2
 HÜP—————————-2
 ÇAG—————————-2
 KAV—————————-1
 

DEMOKRASI BUDUR, TEMSİLDE ADALET BUDUR, KATILIMCILIK BUDUR, GÜÇLÜ YÖNETİM VE GÜÇLÜ BARO BUDUR.

 
Av.Nejat Kazan/gencbaro.org