Sakarya Barosu Başkanı Recep Hacıeyüpoğlu, İstanbul Çağlayan Adliyesi'nde cereyan eden olayları, olayların iki cephesinden de yükselen farklı sesleri, paylaşılan bilgileri ve sonrasında yaşanan gelişmeleri özenle takip ettiklerini belirtti. Hacıeyüpoğlu, "Hangi gerekçeyle olursa olsun bırakın bir avukata hiçbir insana reva görülmemesi gereken usullerle meslektaşlarımıza müdahale edilmesini mazur görmek mümkün değildir" dedi.

Avukatların her şeyden önce birer insan, vatandaş ve siyasi arenada en azından birer seçmen olduğunu kaydeden Hacıeyüpoğlu, şöyle konuştu: "Yasa çerçevesinde siyasi görüşlerini ifade etme yeterliliğine sahip her birey gibi biz avukatlar da siyasi görüşlerimizi yine yasalar çerçevesinde ifade etme hakkına sahibiz. Ancak; mesleğimizin onuru, genel ya da özel yasalarla düzenlenen hak ve yetkilerimiz ve dahi mesleğimiz çerçevesinde haklarını savunma yükümlülüğü üstlendiğimiz müvekkillerimize yönelen, kısaca mesleki faaliyetlerimiz ile doğrudan alakalı olan adaletsizlik anlayışı dışında kalan ve salt siyasi görüşlerin ifadesi amacına yönelik sözlü/fiili her türlü eylemde Avukatlık Yasası'nın bizlere sağlamış olduğu hukuki-cezai ayrıcalıklardan medet ummayı doğru bulmamaktayız. Gururla taşıdığımız mesleki kimliğimiz; sağduyulu ve sorumlu davranma zorunluluğunu da beraberinde getirmektedir. Gücünü, tarih boyunca verdiği haklı adalet mücadelesinden alan avukatlık mesleğinin hak ettiği ve görmeyi umduğu değer tartışmasız tüm meslektaşların ortak arzusudur. Ancak; söz konusu olan, bu kimlik altında siyasi talepler dile getirmek ise; aynı cübbeyi giyen fakat aynı siyasi görüşleri paylaşmayan meslektaşlarımızın da rencide olabileceğini göz ardı etmemek gerekmektedir"

Hacıeyüpoğlu, yapılan müdahalenin hiçbir şekilde mazur görülemeyeceğini belirterek şunları söyledi: "Sadece avukatlara değil hiçbir insana reva görülmemesi gereken usullerle meslektaşlarımıza müdahale edilmesini, tartaklanmak, yerlerde sürüklenmek derecesine varan utanç verici muamelelere maruz bırakılmasını hangi gerekçeyle olursa olsun mazur görmek mümkün değildir. Yakın geçmişte yaşanmış benzer müdahalelerin izleri hafızalarda hala taze iken, bugün meslektaşlarımızın karşı karşıya kaldığı hasmane tutum; haklı taleplerimizin görmezden gelindiğini, geçmişte yaşanan hatalardan ders alınmadığını gözler önüne sermektedir. Yaşanan bu üzücü olaylar vesilesiyle bir kere daha vurgulamak isteriz ki; geçmişte meslektaşlarımıza yapılan haksız müdahaleleri unutmadık. Bugün yaşananlara sessiz kalmayacağız. Benzer hataların yarın tekrarlanmaması için de var gücümüzle mücadele edeceğiz."