SAVUNMA AVUKATLARI GRUBU'NDAN DUYURULUR
 
Bir süre önce hayata, dünyaya, mesleğimize ve meslek örgütümüze bakışımızı ana hatları ile açıklayan bir deklarasyon yayınlayarak bu görüşlerimize saygı gösterilmesi ve kendilerine ilhak etmemizi öngörmeyen, işbirliğini esas alan bir yöntemle Baro seçimlerine SAVUNMA AVUKATLARI GRUBU ile girmeyi kabul edecek gruplar ile çalışabileceğimizi duyurmuştuk.
 
Bu çağrımıza ÇAG haricinde diğer tüm gruplardan değişik tepki ve teklifler ile cevap gelmiştir.
 
Ancak değişik grupların başkan adayı, yönetim kurulu adayı, taraftarı gibi ilgili yada yetkili kişileri tarafından yapılan bu teklifler ne yazık ki yazılı olarak sunulması istendiğinde gerçekleşmemiştir. Bazı gruplar ise yazılı olarak ta çağrı yapmayı öngörmekle birlikte listelerini hazırladıkları için bize listelerinde yer veremeyeceklerini, sadece desteklememizi talep ettiklerini beyan etmişlerdir.
 
Tarafımıza sunulan tekliflerin yetkili kişi yada organlar tarafından yapılıp yapılmadığı da netleştirilmemiştir.
 
Tüm teklifler içerisinde yetkili kişi tarafından, yazılı olarak getirilen ve avukat kamuoyuna aleni olarak takdim edilen, kendilerine ilhak değil işbirliği önerimizi kabul edip bizim hayata, ülkeye, hukuka, mesleğe ve meslek örgütüne bakışımıza ambargo koyma şartını ileri sürmeyen tek yapı olarak karşımıza gelen HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ PALTFORMU olmuştur.
 
Bu nedenle grubumuz 2010 İstanbul Barosu Genel Kurulunda HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ PLATFORMU  ile ittifak yapacaktır.
 
SAVUNMA AVUKATLARI GRUBU olarak varoluş nedenimiz ve mücadele anlayışımız hiç bir şekilde değişmeyecektir.
 
Biz ısrarla ve tekrarla belirtiyoruz ki;
 
* Emekçi avukatların mesleki ve yaşam sorunlarını öncelikli sorun olarak görüyoruz. Trilyonlarca lira gelir elde eden patron avukatlar ile geçim zorluğu çeken serbest avukatlar ve işçi avukatların sorunlarının aynı olmadığını  biliyor ve vurguluyoruz.
 
*İşçi -emekçi avukatların çalışma şartları konusunda yasal düzenlemelerin yetersiz olmasına rağmen Baroların iç düzenlemeler ile bu konuda çok şey yapabileceğine inanıyoruz. Ücret , fazla mesai, kıdem tazminatı, inanmadığı işi yapmama, karşı ücreti vekaletten pay alma konuları mevcut yasal düzenlemeler ve işçiden yana kullanılacak irade ile  çözülecek sorunlardır. Uzun vadede ise avukatların işçi olarak çalışmasından ziyade, bağımsız çalışma koşullarının oluşturulmasına gayret gösterilmelidir.
 
*Avukatı ve avukatlığı çok gelir elde etmenin, lüks yaşam özleminin bir aracı olarak değil; Halkın hak arama özgürlüğünün bir aracı olarak görüyoruz.
 
*CMK avukatlığı olarak nitelendirilen zorunlu müdafiliğin ve adli yardımın temel felsefesi ile amacının insanların adil yargılanma hakkının , özgürlük ve güvenlik hakkının korunmasında önemli araçlar olduğunun bilinci ile bu sistemin daha işlevsel olması ve genişletilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Baroların ve Barolar Birliğinin zorunlu müdafiliğin daraltılmasına ilişkin öneri ve taleplerinin karşısında olduğumuzu KOZAKLI MUTABAKATININ hayata geçirilmesine karşı mücadele edeceğimizi beyan ediyoruz.
 
*İstanbul Barosu Yönetiminin Adil Yargılanma Hakkının sadece Ergenekon sanıklarına mahsus olduğu kanati uyandıran tasarruflarını kesinlikle benimsemiyoruz. Adil Yargılanma Hakkı tüm vatandaşlarımzın hatta vatandaş olmasa da tüm insanların yasalardan,hukuktan ve İHAS den doğan haklarıdır.
 
* Düşman hukuku anlayışını kesinlikle kabul etmiyoruz. İnsanların kişi olarak, etnik köken olarak, cemaat olarak , siyasal topluluk olarak talep ve beyan ettikleri her türlü düşüncenin en rahatsız edici düşünceler dahi olsa demokratik bir ortamda konuşulup tartışabilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
 
*İnsanlar arasında nefret ve kini körükleyecek faşist ideolojiyi hortlatacak hiç bir tasarrufu kabul etmediğimiz için Mahmut Esat Bozkurt adına konulan ödülü ve bir hukuk ödülünün hukuki anlamda bir eser ve mücadelesi olmayan kişilere verilmesini kabul etmiyoruz. Mahmut Esat Bozkurt Ödülünün kaldırılması için hukuki ve fiili mücadelemiz devam edecektir.
 
*Güçlü bir Baro'nun kasasında çok para olan, çok faiz geliri elde eden, üyelerinden çok aidat alan ve üyelerinden çok alacağı olan bir baro olduğu anlayışına şiddetle muhalefet ediyoruz. Güçlü bir Baro tüm üyelerini kucaklayan , üyelerinin hukuka uygun hak ve menfaatlerini en ciddi ve mücadeleci şekilde koruyan, beyan ve tasarrufları ile toplumun dikkatini çeken , devlet otoritesi ile muhalif olsa bile dikkate alınıp görüşlerine değer verilen Barodur. Ama asla aynı zamanda avukat olan Adalet Bakanından randevu alamayan (üstelik kendi üyesi olan ) bir Baro değildir.
 
*Baro yandaş avukatlara iş bulunan bir kurum olmaktan derhal çıkarılmalıdır. Baroda ücretli avukat çalıştırılması avukatın bağımsızlığı ilkesine bire bir uymayan devletçi bir anlayışın klasik yansımasıdır. Bu anlayışın diğer kurumlara sıçraması da başkaca bir tehlikedir. Bir avukat kesinlikle bağımlı çalışmamalıdır. Şirketlerin , şahısların ve hatta avukatların ücretli işçi avukat çalıştırmasına muhalif olan SAVUNMA AVUKATLARI GRUBU Baro'nun bağımlı avukat çalıştırmasına şiddetle muhaliftir.
 
 
SONUÇ OLARAK; İstanbul Barosu  2010 seçimlerine SAVUNMA AVUKATLARI GRUBU olarak HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ  PLATFORMU ile birlikte gireceğiz.
 
SAVUNMA AVUKATLARI GRUBUNUN Yönetim Kurulu  adayı olarak Av. Hayel Özenç'e özellikle emekten , avukatların bağımsızlığından, adalet özgürlük ve mesleki dayanışmadan yana olan tüm meslektaşlarımızın katkı vermesini bekliyor talep ediyoruz.
 
 
AVUKAT KAMUOYUNA SAYGI İLE DUYURURUZ.