Hukuk fakültesini kazandığımız günlerde hepimizde egolar tavandaydı sanki küçük dağları biz yaratmıştık. Birinci sınıfta hocalarımız hangi mesleği seçeceğimizi sorduğunda kimimiz hakim/savcı, kimimiz üniversitede akademik kariyer yapacaktı hatta kimimiz başbakan olacaktı.

Ama hepimiz ‘‘hiç bir şey olamazsak en kötü avukat olacaktık.’’ Henüz fakülteye girdiğimiz ilk gün kafamızda avukatlığın diğer mesleklere nazaran daha alt kademe bir meslek olduğu algısı yer etmişti. Bu algının yerleşmesinde; ailemizin yıllardır düşlediği oğlunun veya kızının hakim/savcı olması hayali, toplumumuzun hakim/savcılara saygı duymasına karşın avukatlığa olan bakışı, bizleri sadece sınavdan aldığımız puana ve diploma notuna göre değerlendirip bizlere başaracak yeni yazılı sınavlar aramamıza neden olan bozuk psikolojimiz, bizlere rol model olacak meslek büyüklerinin kendilerini izole etmesi ve stajyer avukat arkadaşlarımızın staj süresi boyunca emeklerinin sömürülerek hiçbir ücret ödenmeden çalıştırılmasının önemli bir rolü vardır. Okulda en azından burs veya kredi gibi maddi bir kaynağa sahip olan öğrenciler, mezuniyet sonrası asgari ihtiyaçlarını karşılamakta sıkıntı yaşamakta ve bir yıllık staj sürecinde maddi açıdan kendilerini güvende hissetmemektedirler. Bu sıkıntıları yaşamayı göze alamayan arkadaşlarımız diğer alanlara yönelmektedir. Bu gibi nedenlerden dolayı başta hukuk fakültesi öğrencileri olmak üzere toplum avukatlığa yabancılaştırılmaktadır.

Her hukukçunun çok iyi bildiği ve avukatın bağımsız ve özgür olması gerektiğini, kıdem, şan şöhret ayrımı yapılmadan her bir avukatın birbirinden farkı olmadığını Molierac: “Görevimizi yaparken kimseye, ne müvekkile, ne yargıca ve ne de iktidara tabiyiz. Bizim aşağımızda kişilerin varlığı iddiasında değiliz. Fakat hiçbir hiyerarşik üst de tanımıyoruz. En kıdemsizin, en kıdemliden veya isim yapmış olandan farkı yoktur. Avukatlar esir kullanmadılar, fakat efendileri de olmadı.” sözüyle ifade etmiştir. Bu söz stajyer avukatlar çalıştırılırken unutulmakta, fakülteden mezun olduktan sonra, büyük umutlarla staja başlayan ve staj boyunca gördükleri muamele nedeniyle büyük bir hayal kırıklığına uğrayan stajyer avukatlar yasal bir kılıfla adeta esir olarak çalıştırılmaktadır.

Stajyer; bir meslek hakkında kurumsal bilgilere sahip olan ancak işyerindeki uygulamaları izleyerek mesleki (pratik) bilgilerini geliştiren kişilerdir. Stajyerin işyerine kabulü tamamen eğitime yönelik olduğu gibi işverenin stajyere bir ücret ödeme borcu da yoktur. Bu nedenle stajyerler iş kanununun kapsamına girmezler. Ancak birçok bölüm/meslek eğitimi içerisinde stajyerliğin öğrencilik döneminde yapılarak mezun olmadan tamamlanması yaygındır. Oysa hukuk fakültesinde mezuniyet sonrası belli bir donanıma sahip olan hukukçuların stajyer olarak tanımlanması bize göre problemin ana kaynağını oluşturmaktadır. Bu problem fark edilmiş ki Adalet Bakanlığı ve Türkiye Barolar Birliği (TBB) tarafından hazırlanan Avukatlık Kanun Tasarısı’nda mevcut durumdan farklı olarak ücret karşılığı çalışma yasağını kaldırıcı nitelikte bir düzenleme vardır. Söz konusu düzenleme: ‘’Avukatlık stajının gereklerini yerine getirmek ve staja ilişkin zaman dilimlerinde görevlerini yapmak kaydıyla, stajyerin mesleğin onuruna uygun olmak şartıyla memur, işçi veya sözleşmeli olarak başka bir işte çalışıyor olması, staj yapmasına engel değildir’’ şeklindedir.

Mevcut durumda ise staj süresince stajyer avukata yasal olarak tanınan tek maddi olanak Avukatlık Kanunu gereğince verilebilecek olan TBB kredisidir. Stajın ilk evresinde stajyer avukat maddi kaygılar nedeniyle bir avukat yanında yasal olmayan ve düşük bir gelir elde ederek çalışmaktadır. Bu da avukatlık stajının adliyede gereği gibi yapılmamasına ve sadece imza atmaktan ibaret olmasına neden olmaktadır.

Stajyer avukatların içinde bulunduğu bu duruma Türkiye İş Kurumu’nca (İŞKUR) düzenlenen ‘’İşbaşı Eğitim Programı’’ çözüm oluşturabilir. Çünkü bu program ile zorunlu staj dönemi içerisinde stajyere mesleki deneyim ve beceri kazanma şansını ve net asgari ücret düzeyinde de gelir elde etme imkânı tanınmaktadır. Bu imkândan faydalanmak için İŞKUR ile İstanbul Barosu arasında yazışmalar yapılmış ve İŞKUR tarafından stajyer avukatların da bu program kapsamında desteklenebileceği ve ödeme yapılmasının mümkün olabileceği belirtilmiştir. Bk. İstanbul Barosu Duyuru

İstanbul’da atılan bu adım bütün stajyerlere umut olmuştur. Artık emek sömürüsüne bir nebze de olsun çözüm yolu bulunmuştu. Diğer barolara kayıtlı stajyer avukatlar da bu işbirliğinin biran önce staj yaptıkları baro tarafından da uygulanması için sabırsızlanıyordu. Bu gelişmeler üzerine TBB tarafından konuyla ilgili olarak İŞKUR ve Adalet Bakanlığı ile ayrı ayrı görüşmeler yapılmış. İŞKUR, stajyer avukatlara ödeme yapılmasının mümkün olabileceğini belirtmiş. Ancak Adalet Bakanlığı şifahen ve daha sonra yazılı olarak olumsuz görüşte bulunmuştur. Bk. Adalet Bakanlığı Görüşü

Adalet Bakanlığı’nın olumsuz görüş verme nedenleri özet olarak;

İşbaşı Eğitim Programının; hukuk bilgisini somut olaya uygulama, yargılama faaliyetlerine etkin bir şekilde katılma, hak arama mücadelesi veren bağımsız ve özgür avukatların yetişmesi gibi avukatlık stajından beklenen yararın gerçekleşmesini sağlamaktan uzak olduğu,
Avukatlık stajına ilişkin karar almaya yetkili kurum ve makamların birçok yetkisinin devredilmesi sonucunu doğuracağı; Baro, Adalet Komisyonu ve yanında staj yapılan Hakim, Cumhuriyet Savcısı ve Avukatın üzerinde denetim yetkisine sahip olacağından bir nevi vesayet organı haline geleceği,
Stajyer avukatın gelir getiren herhangi bir iş yapamayacağı,
Avukatlığın kamusal yönünün ağır basması
gibi durumlardır.

Sonuç olarak:

İŞKUR tarafından verilen ücretten yararlanan stajyerlerin, Bakanlığın konuyu yargıya taşıması durumunda avukatlık ruhsatnamelerinin ve levhaya yazılma işlemlerinin iptal edilme tehlikesi bulunmakta,

Anılan yönetmelikte değişiklik yapılması, stajyer avukatların olanaktan yararlanıp yararlanmayacağı hususu hakkında Adalet Bakanlığı, Çalışma Bakanlığı ve İŞKUR ile müzakere edileceği,

Sonuca etki edecek sosyal medya üzerinden başlatılan kampanyaların devam edeceği görülmektedir.

Kaynak:  http://aliatay.net/stajyer-avukatlarin-bitmeyen-cilesi-iskur-1/