Tekirdağ Baro Başkanı Erhan Sezer'in Avukatlar Günü konuşması şöyle;

Değerli meslektaşlarım;

Bugün 5 Nisan.

Mesleki birlik ve beraberliğimize, mesleğimize, varlığımıza, geleceğimize, karşı girişilen her türlü bölme, bağlı ve bağımlı kılma teşebbüslerine rağmen, bağımsız yargının bağımsız kalmayı başarabilen asli kurucu unsuru, halkın hak arama özgürlüğünün teminatı, adaletin hukuka bağlı temsilcileri, özgürlüğün ve bağımsızlığın savunucuları biz Avukatlar’ın günü.

Kutlu olsun.

Değerli meslektaşlarım,

Bir ulusun hak anlayışı olarak da tanımlanan hukuku gölgeleyecek düzenlemeler, bağımsızlık ve güvenceyle birlikte olamaz. Yargı bağımsızlığının amacı, her türlü etki, baskı, yönlendirme ve kuşkudan uzak kalınarak adaletin dağıtılacağı güven ve inancını yerleştirmektir. Bağımsızlık, devletin, Anayasa’nın, insan onurunun koruyucusu olan yargının seçkin niteliğidir. Bağımsızlık ve güvenceden yoksun yargı, yargı olamaz..

Bu değerlendirmeler Anayasa Mahkemesi’ne aittir. Bu son derece yerinde tespitler ışığında değerlendirdiğimizde, 15 Temmüz hain kalkışmasının ardından ilan edilen ve artık demokratik rejime alternatif olarak gelişen OHAL sürecinin geldiği bu noktada, Anayasanın 138 ve 139. maddelerinde belirlenen Mahkemelerin bağımsızlığı, hakimlik ve savcılık teminatı ile ilgili ilkelerin çok uzağında kalındığını hatta Anayasanın bu ilkelerinin neredeyse terk edildiğini, yürütme erkinin hukuksal ve anayasal her türlü denetimden uzak olan bir konuma geldiğini, bu durumun ise hukuk devleti açısından son derece tehlikeli bir gelişme olduğunu söylemek zorundayız.

Muasır medeniyetlerdeki hukukçular ve avukatlar bugün zaten evrensel hukuk ilkelerine göre hayata geçirilmiş bulunan hukuk kurumlarını, insan hak ve özgürlüklerini daha da ileri taşımayı ve geliştirmeyi konuşup tartışırken, böyle bir günde ülkemizde hala yargı bağımsızlığını, adil yargılanma hakkını, çocuk tacizlerini, devlet kurumsallığının cemaatlere terk edilmesini, kadına karşı şiddeti, ağır çalışma koşullarını, yine son derece ağır çevre sorunlarını, OHAL’i, anayasal yargı denetimi dışında bırakılan KHK. uygulamalarını konuşuyor ve tartışıyor olmaktan hicap ve derin bir üzüntü duymaktayız.

Değerli meslektaşlarım,

Ülkemizin içinden geçtiği bu son derece zor ve çetin döneme, ağır sorunlarımıza rağmen biz avukatlar, egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Milletine ait olduğu, hukukun üstünlüğü, demokratik, laik ve sosyal hukuk devletini yaşatma mücadelemize hukukun üstünlüğünün bir gün mutlaka gerçekleşeceğine olan sarsılmaz inancımız ile yılmadan, eğilmeden, bükülmeden, korkmadan devam edeceğiz.

Avukatlar, dünyanın her yerinde o ülkenin hukuk tarihini yazan tarihçilerdir. Bizim ülkemizin hukuk tarihi de yine milletimizin avukatları tarafından yazılacaktır.

Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi “ Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim.”

Biz Avukatlar da hiçbir zaman umudumuzu yitirmeyeceğiz.

Bu duygu ve düşüncelerle ;

Bağımsızlık, adalet ve özgürlük için Avukatlık mesleği ilelebet payidar olsun.

Avukatlar Gününüz kutlu olsun. 05.04.2018