Konuya ilişkin olarak İstanbul Barosu Başkanlığının yazısını yanıtlayan Türkiye Bankalar Birliğinin 19 Nisan 2010 tarih ve 3701 sayılı yazısı şöyle:

İlgide kayıtlı yazınızda, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 9'uncu maddesinin 5'nci fıkrası uyarınca avukatlık kimlikleri tüm resmi ve özel kuruluşlar tarafından kabul edilecek resmi kimlik hükmünde olmasına rağmen, Karaparanın Aklanmasının Önlenmesine Dair 4208 sayılı Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin "Kimlik tespit usulü" kenar başlıklı 6'ncı maddesinde yer alan kimlik tespitinde kullanılacak belgelerin Türk uyruklu gerçek kişiler için nüfus hüviyet cüzdanı, sürücü belgesi veya pasaport olduğuna dair düzenlemenin üst norm olan yasaya aykırılığı savı ve bu nedenle iptal istemli Danıştay 8'nci Dairesinde görülmekte olan davanın, Mahkemenin 22.03.2006 gün ve 2005/1614 E. 2006/1140 sayılı kararı ile reddedildiği, temyiz üzerine Danıştay idari Dava Daireleri Kurulu'nun 05.11.2009 gün ve 2006/2730 E. 2009/2012 sayılı kararı ile de red kararının bozulduğu belirtilerek, yargı kararı ve normlar hiyerarşisi gereği yasaya aykırı olamayacak olan tebliğ, genelge, yönetmelik ve benzeri düzenlemeler ile avukatlık kimliklerinin resmi kimlik olarak geçerli sayılmamasına yönelik uygulamaların sonlandırılması talep edilmektedir.

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 05.11. 2009 gün ve 2006/2730 E. 2009/2012 sayılı kararı, avukatlık kimliklerinin resmi kimlik olarak geçerli sayılmaması uygulamasında değişiklik yaratacak mahiyette görülmemektedir.

 
Şöyle ki;

Davacı Trabzon Baro Başkanlığı tarafından davada, "Karaparanın Aklanmasının Önlenmesine Dair 4208 sayılı Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 6'ncı maddesinin (a) bendinin" iptaline karar verilmesi talep edilmektedir. 5549 sayılı Kanun uyarınca yayımlanan Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Tedbirler Hakkında Yönetmeliğin 50'nci maddesi hükmüyle işbu davada iptali istenen 4208 sayılı Kanunun Uygulanmasına ilişkin Yönetmeliğin tamamı 09.01.2008 tarihinde yürürlükten kaldırılmıştır.

5549 sayılı Kanun uyarınca Resmi Gazete'nin 09.01.2008 tarih ve 26751 sayılı nüshasında yayımlanan söz konusu yönetmeliğin 50'nci maddesinde,  "MADDE 50- (1) 3.6.1997 tarihli ve 97/9523 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Karaparanın Aklanmasının Önlenmesine Dair 4208 Sayılı Kanunun Uygulanmasına ilişkin Yönetmelik yürürlükten kaldırılmıştır"  hükmü yer almaktadır.

Görüleceği üzere, Karaparanın Aklanmasının Önlenmesine Dair 4208 Sayılı Kanunun Uygulanmasına ilişkin Yönetmeliğin işbu davada iptali talep edilen 6'ncı maddesinin (a) bendi, işbu yargılama (temyiz incelemesi) devam etmekte iken yürürlükten kaldırılmış olduğundan ve yürürlükte olmayan bir düzenleyici işlemin iptaline karar verilmesi hukuken mümkün olmadığından; söz konusu dava konusuz kalmıştır ve davanın bu nedenle reddedilmesi gerekmektedir.

Ayrıca, yürürlükteki "Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Tedbirler Hakkında Yönetmelik" ile avukatlık kimlikleri yine kimlik tespiti için yeterli kabul edilmemiş, "Gerçek Kişilerde Kimlik Tespiti"  başlıklı 6'ncı maddesinin ikinci fıkrasında, Türk uyruklu gerçek kişilerin kimlik tespitinin TC nüfus cüzdanı, TC sürücü belgesi veya pasaport ile teyit edileceği düzenlemesine yer verilmiştir. Sonuç olarak, avukatlık kimliklerinin resmi kimlik olarak geçerli sayılmaması uygulamasında değişiklik yapılması için hukuki gerekçe bulunmamaktadır.


Bilgilerinize sunarım.

Saygılarımla,
Melike Mumcu
Bankacılık ve Araştırma Grup Başkanı


istanbulbarosu.org.tr