"Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Türkiye Hakkında Verdiği İhlal Kararlarına Esas Alanların Tespiti ve İhlallerin Ortadan Kaldırılmasına Yönelik Çözüm Önerileri" konulu yüksek düzeyli konferans ve çalıştay Ankara Hilton Otel'de başladı. Çalıştaya Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Yargıtay Başkanı Nazım Kaynak, Danıştay Bakanı Hüseyin Karakullukçu ve çok sayıda yüksek yargı mensubu katıldı.

Bakan: Ülkenin gelişmişliği etkin adalet sistemiyle ölçülür

Üç gün sürecek olan çalıştayın açılış konuşmasını yapan Bakan Ergin, insan haklarının devletler tarafından bireylere sunulan bir lütuf olmadığını ifade ederek, insan haklarının güvenceye alınmasının insanlık tarihinin en büyük mücadelelerinden biri olduğunu kaydetti. İnsan haklarının günümüze bütün medeni ülkelerin ortak paydası olduğunu söyleyen Ergin, insan haklarının siyasi iktidarların meşruiyet gösteren en önemli kavramlarından bir tanesi olduğunu söyledi. Türkiye'nin de taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin yaptırım sistemi bakımından en önemli uluslararası belgelerden biri olduğunu belirten Ergin, "Zira, Mahkeme tarafından verilen bir ihlal kararı, ilgili taraf devlete yaptırım uygulanması yanında, taraf devletin insan hakları alanında uluslararası imajının zedelenmesi sonucunu da doğurmaktadır. İnsan haklarının korunması, statik değil daima değişen, gelişen, dinamik bir yapıya sahiptir. Bu bağlamda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde düzenlenen haklar Sözleşmenin yorumu niteliğindeki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları ile sürekli gelişmektedir. Mahkeme içtihatları ile yorumlanan Sözleşme, Anayasamızın 90. maddesi gereğince iç hukukumuzun bir parçası haline gelerek, temel hak ve özgürlüklerin korunmasında çok önemli bir rol oynamaktadır" dedi.

Ergin üye devletlerin yapısal sorunlarından kaynaklanan başvuruların, Mahkemenin toplam iş yükünün yüzde 85'ini oluşturduğunu ve bu nedenle üye devletlerin, sorunlarına çözüm ararken Mahkemeye götürülen başvuru türlerini ve bu doğrultuda gelişen içtihatları göz önüne alması gerektiğini vurguladı. Bir ülkenin gelişmişliğinin sadece ekonomisinin güçlü olması ile değil, aynı zamanda etkin bir adalet sistemine sahip olması ile ölçüldüğünü belirten Ergin, 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan değişiklikle, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının güçlendirildiğini, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkının Anayasal güvenceye kavuşturularak, bireysel başvuru hakkı tanındığını kaydetti. Ergin, 23 Eylül 2012 tarihinden itibaren uygulanmaya başlayacak olan, Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru yolunun etkin olarak işletilmesiyle Türkiye'den Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne yapılan başvuruların sayısında önemli bir azalma olacağının öngörüldüğünü ifade etti.

Ergin, yargılamaların hızlandırılmasına yönelik olarak mevzuatın taranması çalışmalarına ise hali hazırda devam edildiğini belirterek, bu konuda hazırlanmakta olan yeni bir kanun tasarısının da yakın zamanda Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunulacağını kaydetti. Ergin, AİHM nezdinde Türkiye aleyhine yapılan başvurularda savunmanın hazırlanması, ihlallerin önüne geçilebilmesi ve bu husustaki sorunlara kalıcı çözümler bulunabilmesi amacıyla "İnsan Hakları Daire Başkanlığı" kurulduğunu da anımsatırken, bu organizasyonun temel amacının da Türkiye ile ilgili ihlâl kararlarına yol açan yapısal sorunları, uygulama problemlerini tespit etmek ve bu sorunların ortadan kaldırılmasına yönelik çözüm önerileri geliştirmek olduğunu kaydetti. Ergin, çalışma grupları tarafından tespit edilen önerilerin bir bildiri haline dönüştürülerek, Mahkemenin ihlal kararına konu sorunların ortadan kaldırılması amacıyla Bakanlıkça hazırlanacak "Eylem Planı"na temel teşkil edeceğini kaydetti.

Jagland: İfade özgürlüğü ilerleme için gereklidir

Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland ise AİHM'in Türkiye için 150'den fazla davada ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini tespit ettiği ifade ederken, davaların ve tutukluluk sürelerinin uzunluğuna dikkat çekti. Konuşmasında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın şiir okuduğu gerekçesiyle 2002 seçimlerinde milletvekili seçilemediğini anımsatan Jagland, "Türkiye daha sonra doğru yolu buldu. Başbakan oldunuz, enerji kattınız. Tarihsel bir dönemde Başbakanlık ediyorsunuz. Sizin olmanızla insan hakları daha ileriye götürülecek" dedi.

Van'da yaşanan depremden dolayı üzüntüsünü dile getiren Jagland, bu toplantın amacının AİHM'de Türkiye aleyhine çıkan kararlara çözüm bulmaya yönelik olduğunu kaydetti. Bu toplantının Türkiye'de insan haklarının korunmasında yargının ciddiye alındığının bir göstergesi olduğunu kaydeden Jagland, şöyle konuştu: "Üye devletler mahkeme tarafından verilen kararların sorumluğunu almalıdır. Türkiye AİHM'de 16 binden fazla başvuru ile ikinci sıradadır. 2010 yılında önemli değişikliler yapıldı. Anayasa Mahkemesine tanınan bireysel başvuru hakkı ile AİHM'e yapılan başvurular düşecektir. Adalet Bakanlığı için de İnsan Hakları Başkanlığı kuruldu. AİHM 150'den fazla davada ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini tespit etti. Bu davalar medyayla ve gazetecilerin ifade özgürlüğü ile ilgili Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ifade özgürlüğünü korumaya almıştır. Devletin bazı uygulamalarından bir kesim rahatsız olabilir. Ancak ifade özgürlüğünün olmaması tüm kesimler için çok zararlıdır. İfade özgürlüğü ilerleme için gereklidir."

Türkiye'deki davaların ve tutukluluk sürelerinin uzunluğuna dikkat çeken Jagland, "Siyasi iradenin bu konuda bir değişiklik ortaya koyabileceğine ikna olmuş durumdayım. Eksiklikler tüm kıtada bulunabilir, önemli olan bu sorunları ele almak için nelerin yapılabileceğidir" dedi.

'Vicdanı ret konusnda MSB çalışıyor'

Bakan Ergin, "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Türkiye Hakkında Verdiği İhlal Kararlarına Esas Alanların Tespiti ve İhlallerin Ortadan Kaldırılmasına Yönelik Çözüm Önerileri" konulu yüksek düzeyli konferans ve çalıştayında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin bedelli askerlik ve vicdani retle ilgili yapılması planlanan düzenlemelerin aynı zamana denk gelmesinin raslantı olup olmadığını sorması üzerine Ergin, bunun raslantı olduğunu, konuyla ilgili özel bir gayret içinde bulunmadıklarını ifade etti. Vicdani retle ilgili konunun çalışma aşamasında olduğu söyleyen Ergin "Değerlendirmeler masaya konulacak, uygun görülmesi halinde meclise getirilecektir. Düzenlemenin içini görmeden yapılan yorumlar yanlış olur" dedi.

AİHM'nin konuyla ilgili ihlal kararını anımsatan Adalet Bakanı sözlerine şöyle devam etti: "AİHM diyor ki, siz aynı konuda vicdani ret nedeniyle askere gitmediği için hürriyeti bağlayıcı bir ceza verdiniz. Cezasını infaz ettiniz, ceza bittikten sonra aynı fiilden yargılıyor, tekrar ceza veriyorsunuz. Aynı eylemden dolayı birden çok ceza verilmesini adil yargılanma hakkına aykırı bulduğu için Türkiye'yi mahkûm etmiştir. Dolayısıyla biz buradaki ihlali baz alıyoruz. Ona göre değerlendiriyoruz." Ergin, vicdani retle ilgili Milli Savunma Bakanlığı'nda bir çalışma yapıldığını vurguladı.


Anka