Bakırköy 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde uyuşturucu ticareti suçundan yargılanan J.M.A.’ya zorunlu müdafi tayin edildi. İlk duruşmalara katılan avukat, karar duruşmasına gelmedi. Mahkeme, sanığı, avukatının olmadığı bu duruşmada mahkum etti. Karar temyiz edildi. Yargıtay 10’uncu Ceza Dairesi, mevzuata aykırı olarak müdafinin (avukat) yokluğunda hüküm kurulması suretiyle sanığın savunma hakkının kısıtlandığı gerekçesiyle kararı bozdu.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Daire kararına itiraz etti. İtirazda, sanığın “Çocuk, sağır, dilsiz veya kendisini savunamayacak derecede malul olmadığı”na dikkat çekildi. İtirazda, bu durumda zorunlu müdafi atanmasının söz konusu olamayacağı vurgulanarak, müdafinin yokluğunda karar verilmesinin savunma hakkının kısıtlanması şeklinde kabul edilemeyeceği savunuldu.


Oyçokluğu ile karar

Dosya, 15 Mayıs Salı günü itiraz üzerine YCGK’da görüşüldü. Kurul, Başsavcılığın itirazını kabul etti ve Yargıtay 10’uncu Ceza Dairesi’nin bozma kararını kaldırdı. Oyçokluğu ile verilen kararda, sanık için avukat görevlendirildiği, avukat huzurunda savunmasının alındığına dikkat çekildi. Müdafinin gelmediği duruşmada, kararın sanığın yüzüne karşı okunduğu vurgulanan kararda, “Diğer oturumlara katılan avukatın bütün oturumlara katılma mecburiyeti bulunmamaktadır” denildi.


Hürriyet