TBMM Başkanlığı'na sunulan Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Yasa Tasarısı, Yargıtay'da 32 olan daire sayısının 38'e Danıştay'da ise 13 olan daire sayının 15'e çıkarılması öngörüyor. Hükümet, daire sayısının arttırılması ve yürürlüğü girecek olan istinaf mahkemelerinin yargıdaki iş yükünü azaltacağını savunuyor.

Tasarıyı değerlendiren Selçuk, Yargıtay ve Danıştay ile ilgili düzenlemenin "yanlış" olduğunu savundu. "Bu bir reform değil, röformdur" diyen Selçuk, yüksek yargının yeniden biçimlendirildiğini ve yapılandırıldığını ifade etti.

Daire sayısını çoğaltmanın "sadece işi azaltmak" olarak değerlendiren Selçuk, "Ama gittikçe şişkinleşen ve tasarıya göre görünüşte 38, aslında 76 daireli bir Yargıtay, görünüşte 15, ama gerçekte 30 daireli bir Danıştay bildiğimce yeryüzünde yoktur; olamaz da. Olursa Yargıtay'ın ve Danıştay'ın bütünlüğü ilkesi çöker ve çelişkili kararlar ortaya çıkar. Esasen bugünkü 32 üyeli bir Yargıtay da dünyada yoktur. 'İş çoğaldı, daire az, yeni daire' anlayışıyla Yargıtay değil, mekanik çalışan bir yargı organı kurabilirsiniz" dedi.


Yargıyı hızlandırma paketi geldi!

 

Selçuk'un önerisi

Selçuk, "Yeni Ceza Yasası'na göre kısımlar gözetilerek dört ceza dairesi kurulması, birinci daireye birinci kısımdaki suçlar ile özel yasalardaki suçların verilmesi; hukuk dairelerinin de sekiz daire olarak düzenlenmesi" gerektiğini ifade ederek kendi önerisini açıkladı. Dikkatli olmak koşuluyla üye sayısı çoğaltılabileceğini öne süren Selçuk, Fransız Yargıtayı'nda biri ceza olmak üzere altı daire olduğunu, ceza dairesinde bir başkan ve 16 üyenin olduğu anımsattı. Selçuk bir çok ülkenin de bu modeli örnek aldığını anlattı.
 

"İstinaf bir haktır"

Yeni bir daire önerisinin yıllarca tartışıldığını fakat, kabul görmediğini hatırlatan Selçuk şöyle devam etti:

"Daire sayısı arttıkça, 'Yargıtay'ın bütünlüğü ilkesi' çiğnenmiş olur. Türkiye yıllardan bu yana bu ilkeyi çiğniyor. Şimdi ise yerle bir etmeye hazırlanıyor. İstinaf bir haktır. Türk insanının yıllarca bu haktan yoksun bırakılması yanlış olmuştur ve Türkiye istinaf mahkemelerini kurmakta çok geç kalmıştır. Kurulmalıdır. Ancak, Türkiye, bu mahkemeyi bir hak olduğu için değil, Yargıtay'ın işini azaltmak için kuruyor. Temelde yanlış bir yaklaşım bu. Sonuçları ise ağır.

Bu yüzden Türkiye'de aslında 11 Yargıtay daha kuruluyor. Dünyada Türkiye kadar kendinden menkul sistemler yaratan, binlerce yıllık beyinlerden süzülüp gelen kavramları çiğneyen bir ülke sanırım yoktur. Yapılanlar da bu alışkanlığın bilinçsizce sürdüğünün kanıtıdır. Yargıtay'ın işinin azalması, hak temelinde kurulacak istinaf mahkemeleri ile 'temyiz' ve 'duruşma' kavramlarının iyi algılanması sayesinde çözülebilir.

Duruşma yapmayan bir Yargıtay hükmün yargıcı olacak yerde davanın yargıcı olursa, kanıt değerlendirmesi yaparak eylemlerin kanıtlanması konusunda karar verirse sonuç alınamaz. işler çoğalır. Her şey bozulur. Yaşananların altında yatan gerçek budur.

Şunu da eklemek isterim. İstinaf mahkemeleriyle Türkiye'nin parçalanacağı iddiası tam bir safsatadır. Bölge idare mahkemeleri Türkiye'yi böldü mü ki bölge adliye mahkemeleri, yani istinaf mahkemeleri bölsünler?"



ANKA