YARSAV'ın açıklamasında, HSYK'nın özel yetkili mahkemelerle ilgili atamalarının "göz boyamadan ibaret" olduğu savunularak, "Yapılanlar, fiilen başkanlık sistemini uygulamaya kalkışan Başbakan'ın yargı sistemi içinde yer tutmuş "herkesin malumu bir kesime' HSYK üzerinden had bildirmesi olarak değerlendirilmelidir" denildi. 

Yargıçlar ve Savcılar Birliği(YARSAV), Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun(HSYK) yaz kararnamelerine yazılı bir açıklamayla tepki gösterdi. YARSAV'ın açıklamasında HSYK'nın yaz dönemi kararnamelerinin adli ve idari yargıda etkilediği hakim ve savcı sayısının fazlalığına dikkat çekildi. "Yargı teşkilatının yaklaşık yüzde 25'i yeni kararnamelere girmiştir. Son iki yılı dikkate aldığımızda, toplam yargıç ve savcı mevcudunun yarısının yeri değişmiştir. Böylesine hacimli bir değişimin, en azından yavaş işlediği şikâyetlerinin hedefi olan yargı sistemini sekteye uğratacağını ve toplumun yeni yakınmalarına kapı açacağını söylemek herhalde yanlış olmayacaktır" denilen açıklamada, bazı küçük adliyelerin kapatılması konusunda da buralarda görev yapan ve mevcut düzenleri ansızın bozulan hakim ve savcılardan atama öncesi talep alınmaması, "ciddi bir eksikliğin ötesinde büyük bir haksızlık" olarak nitelendi. 

-"SAĞLIK ÖZÜRLERİ SİLAHA DÖNÜŞTÜ"-
 
Yargıç güvencesi ilkesinin, talebi olmadan ve hakkında başka yere atanmasını gerektiren bir tespit veya disiplin cezası bulunmadan, mevcut yerde göreve devamı gerektirdiğini hatırlatan YARSAV, memurlar için bu güvencenin idari yargı yoluyla sağlandığını, buna karşın HSYK'nın atama kararlarında bu güvencenin bulunmadığını belirtti. Sağlık özürlerinin, özür sahibi kişilere yöneltilen silaha dönüştüğünü savunan YARSAV, hakim ve savcıların aile birliğinin sağlanması noktasında sorunlar yaşadığını vurguladı. 

-"YENİ PRATİK: BAŞKAN TALEBİYLE ATAMA"
 
HSYK'nın çıkardığı idari yargı atama kararnamesiyle, meslek yaşamlarında 20-30 yılı geride bırakan, İdare Mahkemesi Başkanlarını, Danıştay'ın Kıdemli Tetkik Hakimlerini, istekleri dışında başka yer ve görevlere atadığının ifade edildiği açıklamada, "Adli yargı kararnamesinde de gördüğümüz kıdemli hakimlerle ilgili atama tasarrufları, HSYK'nın avadanlığından çıkarılıp kullanılan emekliliğe zorlama manivelasına dönüşmüştür" denildi. Açıklamada olağan teftişlerin, "kararname peşrevlerine" ve tayin sebebi bulma misyonuna dönüştürüldüğü, birçok hakim ve savcının bu raporlara dayalı olarak yerlerinin değiştirildiği, YARSAV'ın yansız ve şaibesiz bir kariyer sistemi oluşturulmasını talep ettiği, son kararnamelerde "klasik yürütme mantığının yargının yönetimine de sirayet ettiğini parlak biçimde resmeden yeni pratik olarak Yargıtay ve Danıştay Başkanları, Başsavcıları veya il başsavcılarının talepleri üzerine atamalar gerçekleştirildiği" vurgulandı. 

-"YARGI, İSTANBUL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ'NE DÖNÜYOR"-
 
"Bürokrasi dünyasında istediği kişi veya ekip ile çalışma imtiyazına dair doğruluğu hiçbir zaman kanıtlanmasa da en fazla dile getirilen makam, İstanbul Emniyet Müdürlüğüdür. Bu şehir efsanesi, yargı dünyasında gerçeğe dönüşmek üzeredir" ifadelerinin kullanıldığı açıklamada yargının ekipçilik ve dışlayıcılık konsepti ile hareket edemeyeceği, Yargıtay ve Danıştay'ın idare kültür ve anlayışı ile hiyerarşik olarak idare edilemeyeceği belirtildi.
 HSYK'nın yaz kararnamelerinde belirlenen atamaları, "Adalet Bakanlığında dahi personel ile ilgili tasarruflar, böylesine keyfi ve sıradışı olmamaktadır" diyerek eleştiren YARSAV'ın açıklamasında şu ifadelere yer verildi: 

-"BAŞBAKAN'IN MALUM KESİME HAD BİLDİRMESİ"-
 
"HSYK'nın özel yetkili mahkemelerle ilgili atamaları göz boyamadan ibarettir. HSYK'dan Başbakan'a uzanan zincirden Adalet Bakanı ve hükümet çıkmıştır ve bu sonuç doğrudan Başbakan'ın müdahalesinin sonuçları niteliğinde kabul edilmelidir. Yapılanlar, fiilen başkanlık sistemini uygulamaya kalkışan Başbakan'ın yargı sistemi içinde yer tutmuş "herkesin malumu bir kesime' HSYK üzerinden had bildirmesi olarak değerlendirilmelidir. Başbakan'ın doğrudan, göstere göstere müdahaleleri Deniz Feneri, özel yetkili yargıç ve savcıların atamaları gibi farklı konseptlerde kendini göstermektedir. Bugün artık HSYK Başbakan'ın gücünün kabullenildiği, Başbakan ile "malum kesim' arasında Başbakan'ın galip geldiği bir denge oluşmuş ve oturmuş vaziyettedir. YARSAV olarak kurucu başkanımız Ömer Faruk Eminağaoğlu üzerinden bedel ödemeye devam ediyoruz. Sayın Eminağaoğlu'nun ceza yargılamasındaki beraatini, yargı yolu kapalı disiplin sürecinde elde etmesinin hukuksal imkansızlığından da yararlanarak, yasa dışı dinleme kayıtlarına dayanarak alınan hukuksuz bir disiplin cezası kararı sonucunda gerçekleştirilen tayin tasarrufuyla HSYK tarafından "ibret-i alem olsun' tavrı sergilenmektedir. Bu noktada YARSAV olarak, içerde ve dış dünyada muhataplarımıza, bizi dinleyen herkese, gerek bu zulmü anlatma gerekse yargının tüm sorunları ile ilgili uyarıda bulunma ve sorumluluklarını hatırlatma hususunda hiç ama hiç susmayacağız ve asla vazgeçmeyeceğiz. İçeride eldeki muazzam araç ve olanaklarla bize yönelik itibarsızlaştırma, sözümüzü değersiz kılma çabalarının müsebbiplerine, şeffaflık çağında artık hiçbir şeyin gizlenemeyeceği ve ulusal sınırlar içinde tutulamayacağı, hukukun üstünlüğü ve yargının bağımsızlığı noktasında aynı kaygıları paylaşan birçok uluslararası aktörün var olduğu, haksızlık ve hukuksuzlukların bu aktörlerin objektif gözlem ve tespitleri ile yine ortaya konacağı gerçeğini hatırlatıyoruz."


Anka