"Ceza Muhakemesi Kanunu ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" TBMM Başkanlığına sunuldu. Tasarıda, CMK'nın "tercüman bulundurulacak haller" başlıklı 202. maddesine eklenen fıkrayla, "Meramını anlatabilecek ölçüde Türkçe bilen sanığın, iddianamenin okunması ve esas hakkındaki mütalaanın verilmesi üzerine sözlü savunmasını kendisini daha iyi ifade edebileceğini beyan ettiği başka bir dilde yapabilmesinin" önü açılıyor. Düzenlemede, bu durumda sanığın savunma yapacağı oturumda tercümanını hazır bulundurmak zorunda olduğu belirtilerek, bu imkânın yargılamanın sürüncemede bırakılması amacına yönelik olarak kötüye kullanılamayacağı da belirtiliyor. 

-HAPİS CEZALARINA ERTELEME DÜZENLEMESİ- 

Tasarıda, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun, "Hapis cezasının infazının hastalık nedeni ile ertelenmesi" başlıklı 16/3. maddesinde yer alan "üçer aylık" ibaresi "birer yıllık" şeklinde değiştiriliyor. Ek fıkrayla, "Maruz kalınan ağır bir hastalık veya sakatlık nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettirememe" hali de toplum güvenliği bakımından tehlike oluşturmayacağı değerlendirilen kişi hakkındaki cezanın infazının geri bırakılması nedenleri arasına alınıyor. Ayrıca, maddenin 4. fıkrasına "12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamında yer alan suçlardan mahkum olanlardan kapalı ceza infaz kurumuna girdikten sonra gebe kalanlar hakkında bu fıkra hükmü uygulanmaz. Bu kişilerin cezası, ceza infaz kurumlarında kendileri için düzenlenen uygun yerlerde infaz olunur" ifadesi ekleniyor. 
Tasarıyla 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 17. maddesinde de değişikliğe gidiliyor. Maddenin yeni halinin şu şekilde olması öngörülüyor:
 "Kasten işlenen suçlarda üç yıl, taksirle işlenen suçlarda ise beş yıl veya daha az süreli hapis cezalarının infazı, çağn üzerine gelen hükümlünün istemi üzerine, Cumhuriyet Başsavcılığınca ertelenebilir. Erteleme, her defasında bir yılı geçmemek üzere, en fazla iki kez uygulanabilir. Erteleme süresi içinde, hükümlü hakkında kasten işlenen bir suçtan dolayı kamu davası açılması halinde, erteleme karan kaldırılarak ceza derhal infaz olunur. Birinci fıkra hükmü; terör suçlan, örgüt faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlar ve cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan mahkûm olanlar, mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulanmasına karar verilenler, disiplin veya tazyik hapsine mahkûm olanlar, hakkında uygulanmaz. Birinci fıkrada belirtilen hapis cezalarının infazına başlanmış olsa bile, hükümlünün yüksek öğrenimini bitirebilmesi, ana, baba, eş veya çocuklarının ölümü veya bu kişilerin sürekli hastalık veya malullükleri nedeniyle ailenin ticari faaliyetlerinin yürütülebilmesinin veya tarım topraklarının işlenebilmesinin imkânsız hale gelmesi veya hükümlünün hastalığının sürekli bir tedaviyi gerektirmesi gibi zorunlu ve çok ivedi hallerde, Cumhuriyet Başsavcılığınca altı ayı geçmeyen sürelerle hapis cezasının infazına ara verilebilir. Ancak bu ara verme iki defadan fazla olamaz. Erteleme isteminin kabulü, güvence gösterilmesine veya diğer bir şarta bağlanabilir."
 
-İKİ AYDA BİR 3 SAATTEN 24 SAATE KADAR ÖZEL GÖRÜŞME-
 
Aynı kanunun 19. Maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "Üç yıldan fazla hapis cezalarının infazı için doğrudan yakalama emri çıkarılır" ifadesi, "Kasten işlenen suçlarda üç yıl, taksirle işlenen suçlarda ise beş yıldan fazla hapis cezasının infazı için doğrudan yakalama emri çıkarılır" şeklinde yenilenirken, aynı maddeye, "Adli para cezasından çevrilen hapsin infazında hükümlüye öncelikle çağrı kağıdı gönderilir" fıkrası ekleniyor. 
Tasarıda, hükümlülerin ödülle teşvikiyle ilgili olarak da yeni düzenlemeler yer alıyor. Buna göre 51. maddeye eklenen fıkralarda, "Hükümlülere ödül olarak azami ziyaret süresi uygulanabileceği gibi tek kişilik odalarda televizyon bulundurma imkânı, takdir belgesi, hediye veya tavsiye mektubu verilebilir. Ayrıca, hükümlülerin sosyal, kültürel ve sportif etkinliklerden öncelikli olarak ve daha uzun süreli yararlanmaları sağlanabilir. Kapalı ceza infaz kurumlarında bulunan evli hükümlüler, üç ayda bir kez olmak üzere, üç saatten yirmidört saate kadar eşleri ile ceza infaz kurumu personelinin yakın nezareti olmaksızın görüşme yapabilir. Çocuk hükümlülere, iki ayda bir kez olmak üzere, üç saatten yirmidört saate kadar ana ve babasıyla veya vasisiyle ceza infaz kurumu personelinin yakın nezareti olmaksızın aile görüşmesi yaptırılabilir. Ödüllendirme sisteminin usul ve esasları ile bu ödüllerden yararlanmanın kapsam ve şartlan, suç türleri dikkate alınarak yönetmelikle belirlenir" deniliyor.
 
-NAKİLLER VE ZİYARET DÜZENLEMESİ-
 
Yapılması öngörülen bir düzenlemede hükümlülerin nakilleri hakkında. 5275 sayılı kanunun nakilleri düzenleyen 58. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan "Açık ceza infaz kurumları ile çocuk eğitimevlerine nakiller kurum görevlilerinin gözetiminde yapılır" ifadesi, "Çocuk eğitimevlerine nakiller kurum görevlisinin nezaretinde yapılır. Açık ceza infaz kurumlarına nakiller ise kurum görevlisi olmaksızın yapılır. Bu halde hükümlünün, aynı il sınırlan içinde bulunan ceza infaz kurumlan arasındaki nakillerde aynı gün içinde; farklı illerde bulunan ceza infaz kurumlan arasındaki nakillerde ise kurum amirinin kırksekiz saati geçmeyecek şekilde belirleyeceği süre içinde, nakledildiği açık ceza infaz kurumuna giriş yapması gerekir" şeklinde değiştiriliyor. Ayrıca, 5275 sayılı kanunun "Hükümlüyü ziyaret" başlıklı 83. maddesinin birinci fıkrasının sonuna "Çocuk hükümlüler için ziyaret süresi bir saatten az üç saatten fazla olmamak üzere belirlenir" cümlesi eklendi. Kanunun, hükümlülerin mazeret iznini düzenleyen 94. maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesi de "Hükümlünün, izin süresi içinde gece konaklaması gerektiği takdirde, kendi evi veya (a) bendinde belirtilen bir yakınının evinde, güvenli görülen başka bir yerde ya da gidilen yerde bulunan kapalı ceza infaz kurumunda kalmasına, güvenlik hususu değerlendirilmek ve gerekli güvenlik tedbirleri alınmak suretiyle, gidilen yerin valisi tarafından karar verilir" şeklinde yenileniyor.
 Ayrıca, "özel izin" konusunu düzenleyen 95. Maddede özel izinlerin yılda en fazla 3 kez alınabileceğine yönelik ifade de değişikliğe gidiliyor ve "yılda en çok üç kez olmak üzere her defasında" ibaresi "üç ayda bir" şeklinde değiştiriliyor.
 5275 sayılı Kanun'un 116. maddesinin dördüncü fıkrasının birinci cümlesi, "İkinci ve üçüncü fıkraya göre izin verilen tutuklunun, izin süresi içinde gece konaklaması gerektiği takdirde, kendi evi veya ikinci fıkrada belirtilen bir yakınının evinde, güvenli görülen başka bir yerde ya da gidilen yerde bulunan kapalı ceza infaz kurumunda kalmasına, güvenlik hususu değerlendirilmek ve gerekli güvenlik tedbirleri alınmak suretiyle, gidilen yerin valisi tarafından karar verilir" şeklinde değiştirilirken, maddeye "Dördüncü fıkra ile 94 üncü maddenin ikinci fıkrasının uygulamasına ilişkin usul ve esaslar Adalet ve İçişleri Bakanlıklarınca müştereken hazırlanacak yönetmelikle belirlenir" fıkrası ekleniyor. 
Tasarıda bir de geçici madde eklenerek, "105/A maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde ve ikinci fıkrasında belirtilen altı aylık süre şartı 31/12/2015 tarihine kadar uygulanmaz" deniyor.


Anka