Anayasa Mahkemesi'nin kabul edilemez bulduğu bireysel başvuruların gerekçeli kararı Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlandı. Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'un "seçimlerde her il bir seçim çevresidir" hükmünü içeren 3. maddesi ile Milletvekili Seçim Kanunu'nun illerin milletvekili sayısını belirleyen 4. maddesinin Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmesi için Anayasa Mahkemesi'ne başvuran G. Ü.'nün talebi bireysel başvuru ile bireylere doğrudan yasama işleminin iptalini isteme yetkisinin tanınmadığı gerekçesiyle kabul edilemez bulundu. Gerekçede, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yolunun, kamusal bir düzenlemenin soyut biçimde Anayasa'ya aykırılığının ileri sürülmesini sağlayan bir yol olarak kabul edilemeyeceği belirtildi.

Engelli çocuğunun kullanması amacıyla satın aldığı motorlu araç için ödediği KDV'nin tarafına iade edilmesi istemiyle yaptığı idari başvurunun reddedilmesi sonrasında hak ihlaline uğradığı gerekçesiyle başvuruda bulunan H.Ç.'nin, talebi ise "Olayda iç hukuk yolunu tüketen nihai kararın, Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisinin başladığı 23 Eylül 2012 tarihinden önce verildiği anlaşıldığından başvurunun, diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin "zaman bakımından yetkisizlik" nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir" gerekçesiyle reddedildi.

ZAMAN BAKIMINDAN YETKİSİZLİK
 
Fırat Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü İkinci Öğretim Programına kayıt hakkı kazandığı hâlde yaptığı müracaatın kabul edilmediğini belirterek eğitim ve öğrenim hakkının ihlal edildiğini savunan M.E.'nin başvurusunun ret gerekçesinde, "Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, ikincil nitelikte bir kanun yoludur. Temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği iddialarının öncelikle derece mahkemelerinde, olağan kanun yolları ile çözüme kavuşturulması esastır. Bireysel başvuru yoluna, iddia edilen hak ihlallerinin bu olağan denetim mekanizması çerçevesinde giderilememesi durumunda başvurulabilir. Başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna oy birliğiyle karar verildi" denildi. Hakimlik görevine yeniden dönmek için başvuruda bulunan Ş.B.'nin talebi ise bireysel başvuru yönünden kesinleştiği gerekçesiyle kabul edilmedi. R.D. ise terör olayları nedeniyle köyünü terk etmek zorunda kaldığı, uğradığı zararların karşılanması için açtığı davada da adli yardım talebinin reddedildiğini, yargılama giderlerinin yatırılmaması gerekçe gösterilerek davanın açılmamış sayılması yolunda verilen kararın mülkiyet hakkı ve hak arama hürriyetini ihlal ettiğini savundu. E.K.T. Mad. Nak. San. A.Ş. de Antalya Valiliği tarafından verilen idari para cezası hakkında yapılan lehe düzenlemelerin şirkete uygulanmadığı gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. İki başvuru içinde Anayasa Mahkemesi'nin 23 Eylül 2012 tarihinden sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılan bireysel başvuruları inceleyebileceği anımsatıldı. Gerekçede, söz konusu tarihten önce kesinleşmiş nihai işlem ve kararları da içerecek şekilde yetki kapsamının genişletilmesinin mümkün olmadığı belirtilerek, "zaman bakımından yetkisizlik" nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verildi.
 
KAMU TÜZEL KİŞİLİĞE SAHİP OLANLAR BİREYSEL BAŞVURUDA BULUNAMAZ
 
A.E. ise oda başkanlarının seçimini kısıtlayan yasal düzenleme için Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. Kamu tüzel kişiliğine sahip olan Doğubayazıt Ticaret ve Sanayi Odasını temsilen yapılan başvuru, bireysel başvuru ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle "kişi bakımından yetkisizlik" nedeniyle kabul edilemez bulundu. Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zarar Tespit Komisyonunun birden fazla başvuru yapıldığı gerekçesi ile tazmin talebinin reddine dair kararına karşı tüm yargı yollarına başvurmasına rağmen sonuç alamadığını belirten H.G. ile adil yargılanmadığını savunan İ.O.Y.'nin başvurusu ise 29 Eylül 2012 tarihinden önce kesinleştiği gerekçesi iye kabul edilmedi. S.Ç. ise göçmen konutları projesi kapsamında ödediği avans ve peşinat tutarının borçlanma bedelinden mahsup edilmesi talebiyle açtığı davada verilen ret kararı nedeniyle kanun önünde eşitlik ilkesi ile hak arama hürriyeti ve mülkiyet hakkının ihlal edildiğini savunarak Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. Yüksek Mahkeme, Anayasa Mahkemesi'nin 23 Eylül 2012 tarihinden sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılan bireysel başvuruları inceleyebileceğini anımsattı. Gerekçede, söz konusu tarihten önce kesinleşmiş nihai işlem ve kararları da içerecek şekilde yetki kapsamının genişletilmesinin mümkün olmadığı belirtilerek, "zaman bakımından yetkisizlik" nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verildi.(ANKA)