Dışişleri Bakanlığı, yeniden yapılanma çerçevesinde radikal değişikliklere hazırlanıyor. Büyükelçiler artık sadece "devletin" ve "cumhurbaşkanı"nın temsilcileri olarak tanımlanamayacak. Hükümetin de temsilcisi oldukları yasa metnine giriyor. Böylece, dış misyon görevi üstlenen büyükelçiler hükümet politikaları dışına çıkamayacak; "Devleti temsil ediyorum, hükümet beni bağlamaz" mazeretine sığınamayacak.

Dışişleri Bakanlığı'nın görev ve yapısında köklü değişiklik öngören hükümet tasarısı, Meclis Dışişleri Komisyonu'nda kabul edildi. Yarın da Genel Kurul gündemine gelmesi bekleniyor. Hükümetin yeni dış politika anlayışı çerçevesinde yaptığı bu değişikliğe, Başbakan R.Tayyip Erdoğan'ın zaman zaman 'monşer' diye eleştirdiği CHP'liler karşı çıktı ve muhalefet şerhi koydu. Büyükelçi kökenli CHP'liler Onur Öymen ile Şükrü Elekdağ, 'hükümeti temsil' ibaresinin Anayasa'nın 104'üncü maddesine aykırı olduğunu savundu. Komisyon Başkanı AK Partili Murat Mercan ise, "Büyükelçiler, dünyanın her yerinde hükümetin görevini yerine getirirler. İcranın önemini vurgulamak için böyle bir düzenleme yapıldı." dedi.

"Dışişleri Bakanlığı Kuruluş ve Görevleri Kanun Tasarısı" ismini taşıyan düzenleme ile, bakanlığın kurumsal yapısı ve zihniyeti günümüz koşullarına uyarlanıyor. Büyükelçilerin görev tanımıyla ilgili değişiklik, tasarının 12. maddesine şöyle yansıdı: "Büyükelçi, nezdinde görevli bulunduğu ve akredite edildiği ülkelerde Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni, Cumhurbaşkanı'nı ve Hükümet'i temsil eder."

Dışişleri Bakanlığı'nın yeni teşkilat yasası yurtdışında çalışanlara yönelik sürpriz yenilikleri de beraberinde getiriyor. Bunlar arasında yurtdışı görevde bulunanlara 'sıla bileti' verilmesi de yer alıyor. Birçok ülkede geçerli olan 'sıla bileti', büyükelçilik personeline eş ve çocuklarıyla birlikte Türkiye'ye gelip giderken bedava bilet verilmesi anlamına geliyor. Tasarı ile getirilen bir diğer yenilik, büyükelçiler arasındaki maaş farkına yönelik. ABD'de görevli bir büyükelçi ile Moğolistan'daki büyükelçi arasında 1.840 dolar maaş farkı olduğu örneği verilirken, bu durumun uygulamada doğurduğu sıkıntılara dikkat çekildi.

Türkiye'nin sahip olduğu 186 temsilcilikten 150'sinde İngilizce, Almanca ve Fransızca konuşulmuyor. Bu ülkede görev yapanlar çocuklarını özel okula göndermek zorunda kalıyor; bir kısmı da Türkiye'de eğitimine devam ediyor. Bundan dolayı o ülkelerde görev yapanlara ek maliyet biniyor. Tasarı ile bu çelişki de giderilmeye çalışılıyor; eğitim yardımı ile aradaki farkın kapatılması hedefleniyor.

Dışişleri tasarısında meslek memuru olma nitelikleri de değiştirildi. Mevcut yasada, sadece siyasal bilimler, hukuk ve ekonomi dallarından mezun olanlar meslek memuru olabiliyordu. Buna psikoloji, iktisat, tarih, sosyoloji, halkla ilişkiler, arkeoloji, İslam tarihi ve sanatları ile felsefe gibi sosyal bilimler de eklendi.

Dışişleri Yasası'na neden gerek duyulduğu tasarı metninde şöyle ifade edildi: "Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, uluslararası ilişkilerin genişleyen kapsamı ve alınan yeni inisiyatiflerle birlikte, çok çeşitli alanlarda ve coğrafyalarda yeni sorumluluklar üstlenmektedir. Buna paralel olarak bakanlığın dış teşkilatı da son 20 yıl içerisindeki üçüncü ve en büyük genişleme sürecinden geçmektedir. 2009, 2010 ve 2011 yılları içerisinde faaliyete geçen veya geçmesi öngörülen kırk iki yeni temsilcilikle, Dışişleri Bakanlığı'nın yurtdışı teşkilatını oluşturan toplam temsilcilik sayısı iki yüz on ikiye ulaşmış olacaktır. Tasarı ile; Türkiye Cumhuriyeti'nin dış politika faaliyetleri için yeni ve daha sağlam bir hukuki zemin oluşturulması, çağdaş dış politika yürütme araçlarının kullanımına imkan sağlanması ve öngörülen dış politika hedeflerine sürdürülebilir bir temelde ulaşılması hedeflenmektedir."



Zaman