TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun'da değişiklik yapılmasına ilişkin yasa teklifine ilişkin, "Bu kanun teklifinde ne var derseniz, birinci maddesinde şayet hükümlülerin avukatlarıyla görüşürken başında bulundukları suç örgütünü yönlendirdiği, haber gönderdiği, talimat verdiği şeklinde kuvvetli olgular varsa, 6 aya kadar avukatlarıyla görüşmekten men edilebilecek" dedi.

Üstün, AA muhabirine yaptığı açıklamada, komisyonun, 21 yılık tarihinde ilk kez bir kanunu görüşeceğini, daha önce komisyonun insan hakları alanında sadece denetim yetkisinin bulunduğuna dikkati çekerek, 1990 yılında kurulan komisyonunun yasa yapma süreçlerine katılamadığını anlattı.

TBMM Teşkilat Kanunu'nda kısa bir süre önce yapılan değişiklikle İnsan Hakları İnceleme Komisyonu'na yasa yapma süreçlerine katılma yetkisi verildiğine işaret eden Üstün, Meclis Başkanlığının komisyona bu kanunu görüşülmek üzere sevk etmesiyle, komisyonunun bu kanunu gündemine aldığına vurgu yaptı.

"Bu kanun teklifinde ne var derseniz, birinci maddesinde şayet hükümlülerin avukatlarıyla görüşürken başında bulundukları suç örgütünü yönlendirdiği, haber gönderdiği, talimat verdiği şeklinde kuvvetli olgular varsa, 6 aya kadar avukatlarıyla görüşmekten men edilebilecek. Aynı yasak avukatlara da getirilebilecek. Hükümlü kişinin avukatlarıyla, hatta bir adım daha ileri giderek belki yakınlarıyla da görüşme imkanı elinden alınacak" diyen Üstün, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu nasıl olacak? İlgili infaz savcısı veya Cumhuriyet Başsavcısı talepte bulunacak, infaz hakimliği buna karar verecek. Bu bir keyfi karar da olmayacak. Savcı talep edecek, infaz hakimliği karar verecek. 6 aya kadar sürecek, 6 ayın ardından durum yeniden değerlendirilecek. Diyelim ki hükümlünün acilen avukatla görüşmesi veya bir belgeyi imzalaması gerekiyor, (örneğin nüfus veya tapu kaydıyla ilgili bir sorun var) o zaman da bu tür insani durumlarda barodan bir avukat tayin edilerek, görüşmeyi o yapacak hükümlüyle. Buradaki amaç kamuoyunda da çok tartışıldı. Adam hükümlü, ceza giymiş, ağır cezası kesinleşmiş, mahkemesi bitmiş ama özellikle son zamanlarda çetelerle çok mücadele edildi. 55'ten fazla çete lideri şu anda içeride. Onun dışında terör örgütünün liderleri içeride. Kamuoyunda şöyle bir algı oluştu, 'bu insanlar cezaevlerinden de örgütlerine mesajlar gönderiyorlar.' Böyle bir tedbir almak zorunluluğu hasıl oldu. Avrupa Konseyi de böyle bir olaya cevaz veriyor. 'Eğer suç örgütü liderleri cezaevinden, kendi örgütlerini idare edecek uygulamalar içinde oluyorlarsa bunlara bir kısım kısıtlamalar getirilebilir' diyor. Görüşmeyi tamamen yasaklamıyor ama bir takım prosedürlere bağlıyor."

Üstün, teklifin, bugün İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'nda, Çarşamba günü de Adalet Komisyonu'nda görüşüleceğini, ardından mecliste genel kurula sunulacağını kaydetti.

"Tutuklularda ölüm ve defin izni kullanabilmeli"

Üstün, hükümlülerin yakın akrabalarının (ana, baba, eş, çocuklar) ölümlerinde ölüm ve defin izni kullandıklarını bunu da AK Parti hükümeti döneminde kanunlaştığını, bunun insani bir olay olduğuna dikkati çekti. Bu durumun ağır hastalık dönemleri için geçerli olmadığına vurgu yapan Üstün, şunları kaydetti:

"Cezasının 5'te 1'ini çekmişse ve yüksek güvenlikli cezaevinde kalmıyorsa, hükümlüler savcının izniyle çıkabiliyordu. Oysa tutukluluk hali daha hafif bir hal, daha cezası kesinleşmemiş, cezası kesinleşmiş insana böyle bir hak verilirken, cezası kesinleşmemiş, yargılaması devam eden bir insana böyle bir hak vermemiş olmak eksiklikti. Bu eksikliği gidermek için tutukluların da ikinci derece yakınları, eşinin ana babası ağır hastaysa, böyle bir doktor raporu da varsa iki güne kadar hastalık iznini kullanma hakkı var. Bunu da yine savcı teklif edecek, mahkeme karar verecek. Bu çerçevede de kaç gün yol izni ve nerede kalacağı belirtilmiş olacak. Evinde mi, en yakın ceza infaz kurumunda mı geceyi geçirecek onu da hakim belirleyecek. Bu şekilde belki de ömrü çok az kalmış bir yakınını görme imkanını bu şekilde sağlamış olacak."

Bunların insani düzenlemeler olduğuna vurgu yapan Üstün, insan hakları boyutuyla bakıldığında olması gereken düzenlemeler olduğunu anlattı.

"Daha çok bu 'Mehmet Haberal Kanunu' gibi algılandı kamouyonda. Ama şu anda yaklaşık 130 binden fazla tutuklu ve hükümlü var, 40 bine yakını tutuklu, geri kalanı hükümlü. Bütün tutuklular bundan istifade edecek" diyen Üstün, sözlerini şöyle tamamladı:

"Eskiden şöyle bir durum vardı. Hükümlülerde cezasının 5'te 1'ini çekmediyseniz, dışarı çıkamıyordunuz. Şimdi cezanızın bir bölümünü çekmemiş olsanız dahi, yüksek güvenlikli cezaevinde de kalsa, böyle bir durum olduğunda onlar da bundan istifade edebilecek. Hükümlülerde o şart kaldırıldı, ayrıca tutuklulara böyle bir imkan getirildi. 'Yüksek güvenlikli' deyince terör suçluları bundan istifade edemiyordu. Yeni düzenlemeyle birlikte bu imkandan istifade edebilecek ama mahkeme kararıyla... Mahkemeye şöyle bir yetki verdik. Bir güvenlik zafiyeti doğurmayacaksa, kaçma zafiyeti yoksa, bunu takdir edin, kalacakları yerlerin tedbirini de alın. Takdir yetkisini mahkemeye sunmak üzere böyle bir insani düzenleme teklif edildi. Buna komisyon olarak olumlu bakıyoruz. Yarın müzakere edeceğiz, müzakere esnasında komisyon üyelerimizin görüş ve kararları çok önemli. Onların kararlarıyla şekillenecek. Şahsen incelediğimde tasarıyı, teklifi olumlu gördüm."