BİRİNCİ KISIM
Genel Hükümler
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam ve Tanımlar
Amaç
MADDE 1- (1) Bu Kanunun amacı; kişisel verilerin işlenmesinde kişinin
dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı ile temel hak ve özgürlüklerini korumak ve kişisel
verileri işleyen gerçek ve tüzel kişilerin uyacakları esas ve usulleri düzenlemektir.
Kapsam
MADDE 2- (1) Bu Kanun hükümleri, kişisel verileri işlenen gerçek ve tüzel kişiler ile
bu verileri tamamen veya kısmen, otomatik olan veya olmayan yollarla herhangi bir veri
kütüğüne dahil olacak şekilde işleyen gerçek ve tüzel kişiler hakkında uygulanır.
(2) Bu Kanun hükümleri, kişisel verilerin gerçek kişiler tarafından sadece kişisel veya
birlikte oturanlarla ilgili faaliyetlerine ilişkin olarak işlenmesi halinde uygulanmaz.
Tanımlar
MADDE 3- (1) Bu Kanunda geçen;
a) Alıcı: Kişisel verileri belirli bir soruşturma çerçevesinde alan makamlar hariç olmak
üzere, üçüncü kişi olsun veya olmasın verinin açıklandığı herhangi bir gerçek veya tüzel kişi
ile kişi topluluğunu, kamu kurum veya kuruluşunu,
b) Anonim hale getirme: Kişisel verilerin, belirli veya kimliği belirlenebilir bir gerçek
kişiyle ilişkilendirilemeyecek veya kaynağı belirlenemeyecek hale getirilmek suretiyle
işlenmesini,
c) İlgili kişi: Hakkında kişisel veri işlenen gerçek ve tüzel kişileri,
ç) Kişisel veri: Belirli veya kimliği belirlenebilir gerçek ve tüzel kişilere ilişkin bütün
bilgileri,
d) Kişisel verileri işleyen: Veri kütüğü sahibi adına, bu verileri işleyen gerçek ve tüzel
kişileri,
e) Kişisel verilerin işlenmesi: Kişisel verilerin otomatik olan veya olmayan yollarla
elde edilmesi, kaydedilmesi, depolanması, değiştirilmesi, silinmesi veya yok edilmesi,
yeniden düzenlenmesi, açıklanması veya başka bir şekilde elde edilebilir hale getirilmesi,
üçüncü kişilere aktarılması, kullanılmasının sınırlanması amacıyla işaretlenmesi veya
tasniflenmesi veya kullanılmasının engellenmesi gibi bu veriler üzerinde gerçekleştirilen bir
işlem ya da işlemler bütününü,
f) Kurul: Kişisel Verileri Koruma Kurulunu,
g) Sicil: Veri Kütüğü Sicilini,
ğ) Üçüncü kişi: Veri kütüğü sahibi ile kişisel verileri işleyen ve bunların doğrudan
talimatı altında bulunan kişilerin dışında kalan ve kişisel veri işleyen gerçek ve tüzel kişi ile
kişi topluluğunu, kamu kurum veya kuruluşunu,
h) Veri kütüğü: Gerçek ve tüzel kişilere ilişkin belirli bir kritere göre kişisel verilere
ulaşımı kolaylaştıracak şekilde yapılandırılmış herhangi bir kişisel veri grubunu,
ı) Veri kütüğü sahibi: Kişisel verilerin işlenmesinin amaç ve metodlarını tek başına
veya başkaları ile birlikte belirleyen gerçek ve tüzel kişileri,
ifade eder.
İKİNCİ BÖLÜM
Kişisel Verilerin İşlenmesi
Kanunîlik ilkesi
MADDE 4- (1) Kişisel veriler, ancak, bu Kanunda ve diğer kanunlarda öngörülen
hâllerde işlenebilir.
Kişisel verilerin işlenmesine ilişkin ilkeler
MADDE 5- (1) Kişisel verilerin;
a) Hukuka ve dürüstlük kurallarına uygun olarak işlenmesi,
b) Belirli, açık ve meşru amaçlar için toplanması ve bu amaçlara aykırı olarak yeniden
işlenmemesi,
c) Toplandıkları amaçla bağlantılı, yeterli ve orantılı olması,
ç) Doğru olması ve gerektiğinde güncellenmesi,
d) İlgili kişilerin kimliklerini belirtecek biçimde ve kaydedildikleri veya yeniden
işlenecekleri amaç için gerekli olan süre kadar muhafaza edilmesi,
zorunludur.
(2) Kişisel veriler, ilgili mevzuatta yeniden işlenme amacına yönelik yeterli koruma
tedbirleri getiren düzenlemenin bulunması veya kişisel verileri kontrol eden tarafından bu
yönde gerekli tedbirlerin alınması şartıyla tarihî, istatistikî veya bilimsel amaçlarla yeniden
işlenebilir veya birinci fıkranın (d) bendinde öngörülenden daha uzun bir süre saklanabilir.
Hukuka uygunluk sebepleri
MADDE 6- (1) Kişisel veriler ancak ilgili kişinin açık rızasıyla işlenebilir.
(2) Kanunlarda öngörülen yükümlülüklerin yerine getirilmesi dışında, ilgili kişinin bir
itirazda bulunması hâlinde veri işlenemez.
(3) Aşağıdaki hâllerde de hukuka uygunluk sebeplerinin bulunduğu kabul edilir:
a) Kanunun öngördüğü bir zorunluluk dolayısıyla, kamu yararına veya resmi olarak
verilmiş bir görevin yerine getirilmesi amacıyla veri işlenmesi,
b) Kişisel verilerin, ilgili kişinin rızasını açıklayamayacak durumda olması hâlinde
kendisinin veya başkasının hayatını veya beden bütünlüğünü korumak amacıyla işlenmesi,
c) Bir sözleşmenin kurulması ve ifasıyla doğrudan doğruya ilgili olması kaydıyla,
sözleşmenin taraflarına ait kişisel verilerin işlenmesi,
ç) İlgili kişiler tarafından açıklanmış olması veya açık sicillerde mevcut bilgiler
olması sebebiyle herkesçe bilinen kişisel verilerin işlenmesi,
d) Veri kütüğü sahibinin kendi haklı çıkarları için, ilgili kişinin temel hak ve
özgürlükleri ile meşru çıkarlarına zarar vermediği sürece, veri işlemesinin zorunlu olması.
Özel niteliği olan kişisel veriler
MADDE 7- (1) Kişilerin ırk, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep veya diğer
inançları, dernek, vakıf ve sendika üyeliği, sağlık ve özel yaşamları ve her türlü
mahkûmiyetleri ile ilgili kişisel veriler işlenemez.
(2) Birinci fıkrada belirtilen kişisel verilerin, özel hayatın ve aile hayatının gizliliğinin
korunmasını sağlayacak yeterli önlemlerin alınması şartıyla, aşağıda sayılan hallerde
işlenmesi mümkündür:
a) Kanunla yasaklanmayan hallerde kişinin yazılı rızasının alınması,
2 b) Hukukî veya fiilî nedenlerle rızasını açıklayamayacak durumda bulunan bir kişinin
kendisinin veya bir başkasının hayatı veya beden bütünlüğünün idamesi için veri işlemenin
zorunlu olması,
c) İlgili kişiye yeterli koruma imkânının sağlanması şartıyla, veri kütüğü sahibinin, bu
Kanunla veya diğer kanunlarla tanınan hak ve yetkileri kullanabilmesi veya yükümlülükleri
yerine getirebilmesi için veri işlemenin zorunlu olması,
ç) Vakıf, dernek, sendika ve siyasi partilerce, kuruluş amaçlarına ve tâbi oldukları
mevzuata uygun ve faaliyet alanlarıyla sınırlı olmak şartıyla, üye ve mensuplarına yönelik ve
ilgili kişinin rızası olmadan üçüncü kişilere açıklanmamak kaydıyla veri işlenmesi,
d) İlgili kişi tarafından alenen açıklanmış olan veriler hakkında olması,
e) Hukuken bir hakkı tesis, kullanma veya korunması için veri işlemenin zorunlu
olması,
f) Koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi, bakım veya sağlık hizmetlerinin
yürütülmesi amacıyla kişisel verilerin;
1) Sağlık kurumları,
2) Sigorta şirketleri,
3) Sosyal güvenlik kurumları,
4) İşyeri sağlık birimi oluşturmakla yükümlü işverenler,
5) Sağlıkla ilgili okul ve üniversiteler,
tarafından ilgili kanunlara uygun olarak, hukuken veya meslek kurallarına göre sır
saklama yükümlülüğü altında bulunan sağlık personeli veya eşdeğer seviyede sır saklama
yükümlülüğü altındaki bir başka kişinin gözetimi altında işlenmesi.
(3) Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunmamak şartıyla, temel kamu
yararlarının gerektirmesi hâlinde, ilgili mevzuatta yeterli koruma tedbiri bulunması kaydıyla,
Kurul, özel niteliği olan kişisel verilerin işlenmesine karar verebilir.
(4) Suçun soruşturulmasına, koruma ve kontrol tedbirlerine ve ceza mahkûmiyetlerine
ilişkin özel nitelikteki kişisel veriler, ilgili kanunlarda yeterli koruma tedbiri bulunması
kaydıyla, yetkili mercilerin kontrolü altında işlenebilir. Ancak, ceza mahkûmiyetlerine ilişkin
sicil sadece Adalet Bakanlığının kontrolü altında tutulabilir.
(5) İdarî nitelikteki yaptırımlar ve özel hukuk alanındaki mahkeme kararlarına ilişkin
veriler de resmî mercilerin kontrolü altında işlenebilir.
(6) Vatandaşlık kimlik numarası veya benzeri karakteristik işaretlerin işlenme usul ve
esaslarını belirlemek amacıyla yapılacak yönetmeliklerde Kurulun görüşü alınır.
Kişisel verilerin üçüncü kişilere aktarılması
MADDE 8- (1) Aşağıda sayılan haller dışında kişisel veriler üçüncü kişilere
aktarılamaz:
a) Aktarmayı isteyen gerçek ve tüzel kişilerin belirli bir olayda kanundan doğan bir
görevini yerine getirmesi için bu bilgiye ihtiyaç duyması,
b)Bu Kanunun 6 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında sayılan hâllerin gerçekleşmesi.
(2) Millî güvenliğin ve millî savunmanın sağlanması, suçun önlenmesi veya
soruşturulması amacıyla yapılan istihbarî faaliyetlerle ilgili olarak kanundan doğan bir
görevin yerine getirilmesi için gerekli olması hâlinde de kamu kurum ve kuruluşlarınca kişisel
veriler ilgili kamu kurum ve kuruluşuna aktarılabilir.
3(3) Kamu kurum veya kuruluşları; kamu yararı, sır saklama yükümlülüğü, ilgili kişinin
meşru menfaati veya kişisel verilere ilişkin özel koruma kurallarının varlığından bahisle
kişisel verilerin üçüncü kişilere aktarılmasını reddedebilir, sınırlandırabilir veya şarta
bağlayabilir.
(4) Kamu kurum veya kuruluşlarının görev alanlarıyla ilgili konularda yapacakları
talep üzerine, gizlilik esaslarına göre görev yapan personelin bilgileri hariç olmak üzere,
kişilerin nüfus kayıt örnekleri ve adresleri bildirilir.
Kişisel verilerin anonim hale getirilmesi veya yok edilmesi
MADDE 9- (1) İhtiyaç duyulmayan kişisel veriler, koruma tedbiri veya ispat amacıyla
muhafazasının gerekli olmadığı durumlarda, anonim hâle getirilir veya yok edilir.
(2) Verilerin anonim hale getirilmesi veya yok edilmesine ilişkin usul ve esaslar
Kurulca, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile diğer özel hukuk tüzel kişilerinin görüşleri
alınarak hazırlanan yönetmelikte gösterilir.
(3) Diğer kanun hükümleri saklıdır.
Verilerin araştırma, plânlama ve istatistik amacıyla kullanılması
MADDE 10- (1) Kişisel veriler, araştırma, plânlama ve istatistik gibi amaçlarla
anonim hale getirilmesi kaydıyla işlenebilir. Bu suretle elde edilen veriler ve sonuçlar üçüncü
kişilere aktarılabilir veya yayımlanabilir.
İKİNCİ KISIM
İlgili Kişinin Hakları ve Yurtdışına Veri Aktarımı
BİRİNCİ BÖLÜM
Aydınlatma Yükümlülüğü ve İlgili Kişinin Hakları
Aydınlatma yükümlülüğü
MADDE 11- (1) Kişisel verilerin elde edilmesi sırasında veri kütüğü sahibi, ilgili
kişilere;
a) Veri kütüğü sahibi ve varsa temsilcisinin kimliği,
b) Kişisel verilerin hangi amaçla işleneceği,
c) Kişisel verilerin kimlere aktarılabileceği,
ç) Veri toplamanın yöntemi, hukukî sebebi ve muhtemel sonuçları,
d) Kişisel verileri öğrenme hakkı,
e) Düzeltme hakkı,
konusunda bilgi vermekle yükümlüdür.
(2) Kişisel verilerin, ilgili kişi dışındaki kaynaklardan edinilmesi hâlinde de ilgili
kişiye yukarıdaki bilgilerle birlikte işleme konu olan veri kategorileri hakkında bilgi verilir.
4 İlgili kişinin hakları
MADDE 12- (1) Herkes, veri kütüğü sahibine başvurarak; kendisiyle ilgili kişisel veri
kaydedilip kaydedilmediğini öğrenmek, kaydedilmişse bunları talep etmek, verinin
muhtevasının eksik veya gerçeğe aykırı olması hâlinde bunların düzeltilmesini, hukuka aykırı
olması hâlinde ise silinmesini, yok edilmesini veya aktarımının engellenmesini ve buna göre
yapılacak işlemlerin verilerin açıklandığı üçüncü kişilere bildirilmesini istemek hakkına
sahiptir.
(2) Bu talep karşısında veri kütüğü sahibi;
a) Veri kütüğündeki ilgili kişiye ait bilgilerin ve işlenen bilgi türlerinin tamamını
bildirmekle,
b) Veri işlemenin hukukî dayanağını ve amacını bildirmekle,
c) Hangi tür kişisel verilerin üçüncü kişilere aktarılabileceği ve aktarılacak kişilerin
kimliklerini bildirmekle,
ç) Verinin muhtevasının eksik veya gerçeğe aykırı olması hâlinde düzeltmekle,
d) Hukuka aykırı olması hâlinde silmek, yok etmek ve üçüncü kişilere aktarımını
engellemekle,
e) Uygulanması imkansız olmamak veya büyük güçlükler yaratmamak kaydıyla bu
fıkranın (a) ve (b) bentlerine göre yapılan işlemleri, verilerin açıklandığı üçüncü kişilere
bildirmekle,
yükümlüdür.
(3) Bu maddede sayılan haklar, aşağıda sayılan hallerde sınırlandırılabilir:
a) Milli güvenliğin korunması, milli savunmanın gerçekleştirilmesi, suçun önlenmesi
veya istihbarat amacıyla yapılan faaliyetlerle ilgili olarak kanundan doğan bir görevin yerine
getirilmesi,
b) Ceza soruşturması veya kovuşturmasına zarar verilmesinin engellenmesi.
Başvuru usulü
MADDE 13- (1) 12 nci maddeye göre başvurular, yazılı olarak yapılır. Veri kütüğü
sahibi talep hakkında başvuru tarihinden itibaren onbeş iş günü içinde cevap vermek
zorundadır.
(2) İlgili kişi talebine cevap verilmediği, cevabın olumsuz olduğu veya yeterli
olmadığı iddiasıyla yirmi gün içinde Kurula itiraz edebilir. Kurul, 33 üncü madde
çerçevesinde başvuru hakkında üç ay içerisinde karar verir.
(3) Başvurunun yapıldığı veri kütüğü sahibi, erişimine olanak sağladığı bilgi veya
belgeler için başvuru sahibinden erişimin gerektirdiği maliyet tutarı kadar, Kurul tarafından
her yıl Ocak ayında belirlenecek miktarda bir ücret talep edebilir.
İKİNCİ BÖLÜM
Yurtdışına Veri Aktarımı ve Tedbirler
Yurtdışına bilgi aktarımı
MADDE 14- (1) Kişisel veriler, ancak kişilik haklarının korunması açısından verinin
istendiği yabancı ülkede eşdeğer ve etkin koruma bulunuyorsa yurtdışına aktarılabilir.
5(2) Verinin istendiği ülkede eşdeğer ve etkin bir koruma olmasa dahi;
a) İlgili kişinin açık rızasının bulunması,
b) İlgili kişi ile veri kütüğü sahibi arasında bir sözleşmenin yapılması, sözleşme
öncesi ilişkinin yürütülmesi veya sözleşmenin ifası için aktarımın gerekli olması,
c) Suçun önlenmesi veya bir hakkın tespiti, icrası veya korunması için aktarımın
gerekli veya kanun gereği zorunlu olması,
ç) Veri konusu kişinin hayatı veya beden bütünlüğünün idamesi için aktarımın
zorunlu olması,
d) Veri aktarımının, ilgili mevzuatın aradığı şartları yerine getirmek koşuluyla
kamunun veya ilgisini ispat eden herkesin erişimine açık bulunan sicillerden yapılması,
hallerinde kişisel veriler yurtdışına aktarılabilir.
(3) Yabancı ülkede bulunan veri kütüğü sahibinin, eşdeğer ve uygun bir korumayı
yazılı olarak taahhüt etmesi ve Kurulun izninin bulunması halinde de kişisel veriler yurtdışına
aktarılabilir. Ancak, gecikmesinde sakınca bulunan veya telafisi güç veya imkansız zararların
doğması ihtimali bulunan hallerde, veri kütüğü sahibi kişisel verileri yurtdışına aktarabilir. Bu
halde veri kütüğü sahibi, durumu yirmidört saat içerisinde Kurula bildirir. Kurul, veri
aktarımının bu Kanun hükümlerine uygun olup olmadığı hususunda inceleme yaparak bir
karar verir.
(4) Kurul, yurtdışına bilgi aktarımında;
a) Taraf olduğumuz uluslararası anlaşmaları,
b) Veri talep eden ülkeyle ülkemiz arasında veri aktarımına ilişkin fiili karşılıklılık
durumunu,
c) Her somut veri transferine ilişkin olarak, verinin niteliği, işlenme amaç ve süresini,
ç) Verinin transfer edileceği ülke ve bu ülkede uygulanan konuyla ilgili kanunları,
d) Koruma tedbirleri ve verinin transfer edileceği ülkede bulunan veri kütüğü sahibi
tarafından yeterli önlemlerin alınıp alınmadığını,
değerlendirmek suretiyle karar verir.
Kişisel verilerin işlenmesine ilişkin tedbirler
MADDE 15- (1) Veri kütüğü sahibi, kişisel verilerin, tedbirsizlikle veya hukuka
aykırı amaçlarla yok edilmesini, kaybolmasını, değiştirilmesini, yetkisiz olarak açıklanmasını
veya aktarılmasını ve başka şekillerdeki tüm hukuka aykırı işlenmelerini önlemek için,
korunacak verinin niteliği, teknolojik imkânlar ve uygulama maliyetine göre uygun teknik ve
idarî tedbirleri almak zorundadır.
(2) Verilerin, veri kütüğü sahibi adına başka bir işleyen tarafından işlenmesi halinde,
veri kütüğü sahibinin, işleyenin yeterli teknik ve idarî tedbirleri temin etmesini bir sözleşme
veya hukukî tasarrufla yazılı olarak yükümlü tutması zorunludur.
(3) Veri kütüğü sahibi, işleyenin veya onun kontrolü altında olup da verilere ulaşma
imkanı olan kişilerin; kanunla öngörülen haller dışında, yalnızca veri kütüğü sahibinin
talimatları doğrultusunda veri işlemesini ve birinci fıkrada belirtilen yükümlülükleri yerine
getirmesini, ikinci fıkrada belirtilen şekilde sağlar.
ÜÇÜNCÜ KISIM
Sicil
BİRİNCİ BÖLÜM
Sicil, Sicile Kayıt ve Ön İnceleme
Veri Kütüğü Sicili
MADDE 16- (1) Kurul tarafından bir Veri Kütüğü Sicili tutulur.
(2) Kişisel verileri işleyen gerçek ve tüzel kişiler, veri kütüğü kurmadan önce Sicile
kaydolmak zorundadır.
(3) Sicil kamuya açık olarak tutulur.
Sicile kayıt başvurusu
MADDE 17- (1) Sicile kayıt başvurusu aşağıdaki hususları içeren bir bildirimle
yapılır:
a) Veri kütüğü sahibi veya varsa temsilcisinin kimlik ve adres bilgileri,
b) Kişisel veri işlemenin amaçları,
c) Veri konusu kişi grubu ve grupları ile bu kişilere ait veri kategorileri hakkındaki
açıklamalar,
ç) Verilerin açıklanabileceği alıcılar veya alıcı grupları,
d) Üçüncü ülkelere aktarımı öngörülen veriler,
e) 15 inci madde uyarınca alınan tedbirlere ilişkin genel açıklama.
(2) Yukarıda sayılan bilgilerde yapılan değişiklikler yıl sonunda toplu olarak yeniden
Kurula bildirilir.
Bildirimin istisnaları
MADDE 18- (1) Aşağıdaki hallerde Sicile bildirim zorunluluğu yoktur:
a) Kişilerin temel hak ve özgürlüklerini olumsuz yönde etkilemeyecek nitelikte veri
işlenmesi,
b) Veri işlemenin kamuya bilgi verilmesi amacıyla tutulan ve yasal çıkarı bulunan
herkesin incelemesine açık bir sicil için yapılması,
c) Veri işlemenin 6 ncı maddenin üçüncü fıkrasının (ç) bendinde belirtilen amaçlarla
yapılması,
ç) Veri koruma denetim kuruluşunun görevlendirilmiş olması.
(2) Birinci fıkranın (a) bendinde belirtilen veriler veya veri kategorileri, veri işlemenin
amaçları, ilgili kişilerin dahil olduğu kategoriler, alıcılar veya alıcı kategorileri ile verilerin
saklama süreleri Kurul tarafından belirlenir.
Ön inceleme
MADDE 19- (1) Kurul, veri konusu kişilerin, kişiliklerine, temel hak ve
özgürlüklerine yönelik risk taşıma ihtimali olan ve bu Kanunun 5 inci maddesinde belirtilen
niteliklere uygun olmayan ve 6 ncı ve 7 nci maddelerinde belirtilen koşulları taşımayan veri
işlemelerini belirlemek üzere, ilgili veri işlemeleri başlamadan önce bir ön inceleme yapar.
7(2) Ön inceleme, Kurul tarafından, veri kütüğü sahibi veya varsa temsilcisi tarafından
Sicile kayıt başvurusundan itibaren en geç bir ay içinde yapılır. Ön inceleme sonuçlanmadan
veri işlemesi yapılamaz.
İKİNCİ BÖLÜM
Veri Koruma Denetim Kuruluşu ve Bildirim
Veri koruma denetim kuruluşu
MADDE 20- (1) Veri kütüğü sahipleri, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasını
sağlamak üzere bağımsız denetim kuruluşu görevlendirebilir. Bu kuruluşlar, kendilerini
atayan veri kütüğü sahibi tarafından bu Kanunun uygulanmasını, herhangi bir talimat
almaksızın denetlerler ve bu amaçla, 16 ncı maddede belirtilen Sicili tutarlar.
(2) Denetleme kuruluşları, ilgili kişilerin şikayet ve talepleri nedeniyle öğrendikleri
bilgileri, o kişilerin rızası olmadıkça, gizli tutmakla yükümlüdür. Kuruluşlar, çalışmaları
hakkında hazırladıkları yıllık raporları her yıl Ekim ayı sonuna kadar Kurula sunarlar.
(3) Veri kütüğü sahibi, kuruluşun görevini yapabilmesi için gerekli imkanları
sağlamakla yükümlüdür. Bağımsız denetleme kuruluşlarının kuruluş ve çalışma esasları ile
niteliği Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlüğe konulan yönetmelikle düzenlenir.
Kurula bildirim
MADDE 21- (1) Bağımsız denetim kuruluşunun göreve başlayabilmesi için veri
kütüğü sahibi tarafından Kurula bildirimde bulunulması zorunludur. Kurul ayrı bir bağımsız
denetim kuruluşu sicili tutar. Kurulun bu Kanundan doğan görev ve yetkileri saklıdır.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
İstisnalar ve Meslek Kuralları
İstisnalar
MADDE 22- (1) Bu Kanunun 6 ncı, 11 inci, 16 ncı, 17 nci ve 19 uncu maddeleri
aşağıda sayılan haller bakımından uygulanmaz:
a) Milli güvenliğin korunması, milli savunmanın gerçekleştirilmesi veya bu amaçla
yapılan istihbarî faaliyetlerin yürütülmesi,
b) Kamu düzeninin korunması,
c) Suçun önlenmesi için gerekli olması, suç veya meslek ahlak kurallarını ihlâl eden
eylemlerin soruşturulması veya kovuşturulması,
ç) Bütçe, vergi ve mâli konulara ilişkin olarak Devletin önemli ekonomik veya malî
çıkarlarının gerektirmesi,
d) Bu fıkranın (b), (c) ve (ç) bentlerinde belirtilen konularda, resmî mercilerin izleme,
denetleme veya düzenleme görevlerinin gerektirmesi.
(2) Bu Kanunun 12 nci maddesinde belirtilen haklar, kişisel verilerin özellikle belli bir
kişiye ilişkin tedbir veya karar alınmasına yönelik kullanılmadığı ve ilgili kişinin özel
yaşamının gizliliğinin ihlal edilmesi riskinin bulunmadığı hallerde, ilgili mevzuatta yeterli
koruma tedbiri bulunması kaydıyla, bilimsel araştırma veya istatistik oluşturma amaçları ile
sınırlanabilir.
8Gazetecilik amacıyla kişisel verilerin işlenmesi
MADDE 23- (1) Yayın sahipleri veya temsilcileri ile bunların çalışanları tarafından
sadece gazetecilik amacıyla veri işlenmesi halinde bu Kanunun 5 inci, 15 inci ve 24 üncü
maddeleri uygulanır.
(2) Birinci fıkrada belirtilen kişisel verilerin işlenmesi fiilleri, ancak düşünceyi
açıklama ve yayma hürriyeti sınırları çerçevesinde, yayın sahipleri veya temsilcileri ve
bunların çalışanlarının enformasyon ihtiyaçlarının karşılanması için gerekli olması halinde
hukuka uygun sayılır.
Kişisel verilerin işlenmesi bakımından meslekî davranış kuralları
MADDE 24- (1) Veri kütüğü sahiplerinin bağlı oldukları meslek birlikleri tarafından,
değişik sektörlerin özellikleri dikkate alınarak, kişisel verilerin işlenmesiyle ilgili kuralların
yerinde uygulanabilmesini temin etme amacıyla hazırlanan mesleki davranış kuralları, bu
Kanuna uygunluğunun denetimi için, Kurula sunularak görüşü alınır. Kurul yapacağı
denetimde ilgili kişiler veya temsilcilerinin de görüşlerine başvurur.
Kişisel verilerin silinmesi veya yok edilmesi
MADDE 25- (1) 22 nci maddenin birinci fıkrasında sayılan haller saklı kalmak üzere,
bu Kanunda yer alan genel ilkeleri taşımayan kişisel veriler silinir veya yok edilir.
(2) Kişisel verilerin silinmesi veya yok edilmesinin esas ve usulleri Kurul tarafından
hazırlanan yönetmelikle belirlenir.
DÖRDÜNCÜ KISIM
Kişisel Verileri Koruma Kurulu
BİRİNCİ BÖLÜM
Kurulun Oluşumu ve Görevleri
Kurul
MADDE 26- (1) Bu Kanunla verilen görevleri yapmak üzere, Kişisel Verileri Koruma
Kurulu oluşturulmuştur.
(2) Kurul, yetkilerini bağımsız olarak kullanır. Hiçbir organ, makam, merci ve kişi
Kurulun kararını etkilemek amacıyla emir ve talimat veremez.
(3) Kurul, görevleri ile ilgili konularda tüm kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve
tüzel kişilerden her türlü bilgi ve belgeyi isteyebilir. Kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve
tüzel kişiler, söz konusu isteğe cevap vermek ve gereken kolaylığı göstermekle yükümlüdür.
Kurulun oluşumu
MADDE 27- (1) Kurul, Bakanlar Kurulunca seçilen yedi üyeden oluşur.
(2) Üyelerin yükseköğrenim görmüş ve öğretim kurumlarında en az on yıl öğretim
üyeliği yapmış veya özel veya kamu hizmetinde en az on yıl fiilen çalışmış olmaları şarttır.
(3) Kurul üyeliğine önerilen adayların muvafakatleri aranır.
9(4) Kurul Başkanını Bakanlar Kurulu seçer. Başkan vekili, Kurul tarafından yapılacak
bir seçimle kendi üyeleri arasından üye tamsayısının salt çoğunluğuyla seçilir.
Görev süreleri
MADDE 28- (1) Kurul üyelerinin görev süresi altı yıldır. Görev süresi bitenler
yeniden seçilemez.
(2) Başkanlık ve üyelikler görev süreleri dolmadan herhangi bir sebeple boşaldığı
takdirde, boşalan yerlere bir ay içinde 27 nci madde hükümlerine göre, seçim yapılır. Bu
şekilde seçilen kişiler yerine atandıklarının süresini tamamlar ve bu şekilde seçilenlerden iki
yıl veya daha az süreyle görev yapanlar bir defalığına tekrar seçilebilir.
(3) Kurul Başkan ve üyelerinin görev süreleri dolmadan görevlerine son verilemez.
Ancak seçilmeleri için gerekli şartları taşımadığı anlaşılan, görevleri ile ilgili olarak işledikleri
suçlardan dolayı haklarında verilen mahkûmiyet kararı kesinleşen Kurul Başkan ve üyeleri
süreleri dolmadan Başbakanın onayı ile görevden alınır. Bu durumda en geç bir ay içinde
başkan veya üye seçimi yapılır.
Yemin
MADDE 29- (1) Kurul üyeleri, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu huzurunda,
“Üstlendiğim görevi Anayasa ve kanunlar gereğince tam bir dikkat, dürüstlük ve tarafsızlıkla
yürüteceğime namusum ve şerefim üzerine yemin ederim.” şeklinde yemin ederler. Yemin
için yapılan başvuru Yargıtayca acele işlerden sayılır. Kurul üyeleri, yemin etmedikçe göreve
başlayamaz.
Kurulun çalışma esasları
MADDE 30- (1) Kurul ayda en az iki defa olmak üzere, gerekli hallerde Başkanın
veya Başkanın bulunmadığı durumlarda Başkan vekilinin çağrısı üzerine, Başkan dahil en az
beş üye ile toplanır ve üye tam sayısının salt çoğunluğuyla karar alır. Kurul üyeleri çekimser
oy kullanamaz.
(2) Başkan ve üyeler kendilerini, üçüncü dereceye kadar kan ve ikinci dereceye kadar
kayın hısımlarını, evlatlıklarını ve aralarındaki evlilik bağı kalkmış olsa bile eşlerini
ilgilendiren kararlarla ilgili toplantı ve oylamaya katılamaz.
(3) Kurul üyeleri çalışmaları ve denetlemeleri sırasında ilgililere ve üçüncü kişilere ait
öğrendikleri sırları bu konuda kanunen yetkili kılınan mercilerden başkasına açıklayamazlar
ve kendi yararlarına kullanamazlar. Bu yükümlülük görevden ayrılmalarından sonra da devam
eder.
(4) Bu maddede belirtilen haller dışında bir nedenle bir takvim yılında üç toplantıya
katılmayan üyeler üyelikten çekilmiş sayılır.
(5) Kurul üyelerine 10/02/1954 tarihli ve 6245 sayılı Harcırah Kanunu hükümleri saklı
kalmak kaydıyla fiilen görev yaptıkları her gün için uhdesinde kamu görevi bulunup
bulunmadığına bakılmaksızın (3000) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı
sonucu bulunacak miktarda huzur hakkı ödenir. Bu ödemelerde damga vergisi hariç herhangi
bir kesinti yapılmaz. Bir ayda fiilen görev yapılan gün sayısının dördü aşması halinde, aşan
günler için huzur hakkı ödenmez.
10(6) Kurul tarafından alınan kararların yürütülmesi Başkana, yokluğunda vekiline
aittir.
(7) Kurulun sekretarya hizmetleri Başbakanlık tarafından yerine getirilir.
(8) Kurulun görev ve çalışmalarına ilişkin esas ve usuller yönetmelik ile düzenlenir.
Kurulun görev ve yetkileri
MADDE 31- (1) Kurulun görev ve yetkileri şunlardır:
a) Kişilik hakları ihlâl edilenlerin başvuruları hakkında karar vermek,
b) İlgili kişi bakımından telâfisi güç veya imkânsız bir zararın doğması ihtimalinin
bulunması halinde geçici önlemler almak,
c) Kişisel verilerin işlenmesine ilişkin konularda düzenleyici işlemleri hazırlamak,
ç) Yabancı ülkelere veri aktarımı konusunda tereddüt bulunması hâlinde karar vermek,
d) Başkanın sunduğu önerileri karara bağlamak,
e) Kurul faaliyetleri hakkında yıllık rapor hazırlamak,
f) Sicilin tutulmasını sağlamak,
g) Yurtiçi ve yurtdışında verilerin korunması makamları ile işbirliği yapmak,
ğ) Veri koruma hukuku alanındaki gelişmeleri takip etmek ve bunların uygulanması
için gerekli önlemleri almak,
h) İhtiyaç duyulan alanlarda ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlarla işbirliği
içinde araştırma ve teknik yardım projeleri hazırlamak, geliştirmek ve yürütmek,
ı) Kanunlarda verilen diğer görevleri yerine getirmek.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Şikâyet ve inceleme usulü
Şikâyet başvurusu
MADDE 32- (1) Bu Kanunun uygulanmasından kaynaklanan şikâyetler dilekçeyle
şikâyet konusu işlemin yapıldığı veya öğrenildiği tarihten itibaren altmış gün içinde Kurula
yapılır. Kurul şikâyeti üç ay içinde inceler. Ancak hukukî veya fiili sebeplerle bu süre
içerisinde incelemenin sonuçlandırılamaması hâlinde süre, bir defaya mahsus olmak üzere üç
ay daha uzatabilir. Şikâyetin 12 nci maddenin üçüncü fıkrasına veya 22 nci maddenin birinci
fıkrasının (a) bendinde sayılan hallere ilişkin olmadığı ya da (c) bendinde belirtilen görevlerin
yerine getirilmesini engellemediği sürece, işlem sonucunu ilgililere tebliğ eder.
(2) Şikâyet başvurusunda bulunanlar, şikâyet konusunda Kurulca verilen kararın
kendilerine tebliğinden itibaren altmış gün içinde idare mahkemelerinde dava açabilirler.
Kişilik hakları ihlal edilenlerin, genel hükümlere göre zararını tazmin hakkı saklıdır.
İnceleme usul ve esasları
MADDE 33- (1) Kurul, re’sen veya ilgili tarafların başvurusu üzerine bu Kanunun
uygulanması ile ilgili konuları inceler.
(2) Veri kütüğü sahibi, Kurulun istemi üzerine, inceleme konusuyla ilgili bilgi ve
belgeleri onbeş gün içinde göndermek ve yerinde inceleme yapılmasına imkan sağlamakla
yükümlüdür.
11 (3) İnceleme sonucunda bu Kanun hükümlerinin ihlâl edildiğinin anlaşılması hâlinde,
Kurul, veri kütüğü sahibinden bu Kanun hükümlerine uygun olarak kişisel verilerin
işlenmesini ister. Bu istem, derhal yerine getirilir.
(4) Veri kütüğü sahibi kamu tüzel kişisi ise, Kurul, ilgili kamu tüzel kişisinden
verilerin bu Kanun hükümlerine uygun olarak işlenmesini ister. Bu istem, en geç otuz gün
içinde yerine getirilir.
(5) 22 nci maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentlerinde sayılan hallerde Kurul,
üyelerinden birini ilgili kurumda incelemelerde bulunmak üzere görevlendirir.
Görevlendirilen üye, inceleme sonucunda Kurula sözlü olarak bilgi verir.
(6) Kurul, telafisi güç veya imkansız zararların doğması ihtimali ve açıkça hukuka
aykırılık halinde ilgili kişi hakkında veri işlenmesinin veya yurtdışına aktarımının
durdurulmasına karar verebilir.
BEŞİNCİ KISIM
Çeşitli Hükümler
BİRİNCİ BÖLÜM
Soruşturma ve Kovuşturma Hükümleri
Kişisel verilerin hukuka aykırı olarak işlenmesi
MADDE 34- (1) Hukuka aykırı olarak üçüncü fıkrada belirtilenler dışında kişisel
verileri işleyen kişi, Türk Ceza Kanununun 135 inci maddesinin birinci fıkrasına göre
cezalandırılır.
(2) Birinci fıkrada yazılı fiilin, bu Kanunun 7 nci maddesinde düzenlenen özel niteliği
olan kişisel veriler hakkında işlenmesi hâlinde de birinci fıkrada belirtilen cezaya
hükmolunur.
(3) Hukuka aykırı olarak kişisel verileri açıklayan, yayan, bir başkasına veren, aktaran
veya ele geçiren kişi Türk Ceza Kanununun 136 ncı maddesine göre cezalandırılır.
(4) Yukarıdaki fıkralarda belirtilen fiillerin Türk Ceza Kanunun 137 nci maddesinde
belirtilen şekilde işlenmesi halinde ceza, aynı maddeye göre tayin edilir.
(5) 25 inci maddeye aykırı hareket edenler Türk Ceza Kanununun 138 inci maddesine
göre cezalandırılır.
Verilerin korunması ve yok edilmesi görevinin ihmali
MADDE 35- (1) Kanuna uygun olarak veri kütüğüne işlenmekle beraber bunların
muhafazalarında veya kanunların belirlediği sürelerin geçmiş olmasına karşın verileri sistem
içinde yok etmek yükümlülüğünde ihmalleri görülenler, Türk Ceza Kanununun 138 inci
maddesine göre cezalandırılır.
12Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması
MADDE 36- (1) Bu Kanunda tanımlanan suçların bir tüzel kişinin faaliyeti
çerçevesinde işlenmesi halinde, ilgili tüzel kişi hakkında Türk Ceza Kanununun tüzel kişilere
özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
İdarî para cezaları
MADDE 37- (1) Bu Kanunun;
a) 11 inci, 12 nci, 15 inci, 19 uncu ve 33 üncü maddeleri ile 26 ncı maddesinin üçüncü
fıkrasında öngörülen yükümlülüklere aykırı hareket edenlere beşbin Türk Lirası,
b) 16 ncı, 21 inci ve 24 üncü maddelerinde öngörülen yükümlülüklere aykırı hareket
edenlere onbin Türk Lirası,
idarî para cezası verilir.
(2) Bu Kanuna göre idarî para cezaları Kurul tarafından verilir.
(3) Bu maddedeki fiillerden özel hukuk tüzel kişileri de sorumludur.
İKİNCİ BÖLÜM
Son Hükümler
Yıllık faaliyet raporu
MADDE 38- (1) Kurul, faaliyetlerine ilişkin olarak her yılın Mart ayı sonuna kadar bir
önceki yıla ait kararları, yaptığı düzenlemeleri ile bunların ekonomik ve sosyal etkilerini
analiz eden bir faaliyet raporu hazırlar. Faaliyet raporu, ayrıca, Kurulun performans hedefleri
ile uygulama sonuçlarının karşılaştırılmasını ve değerlendirilmesini de içerir.
(2) Yıllık faaliyet raporu ve Kurul kararları elektronik ortamda erişime açılır.
Yönetmelik
MADDE 39- (1) Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin yönetmelikler, ilgili kurum ve
kuruluşların görüşleri alınarak Kurul tarafından hazırlanır ve Başbakanlık tarafından
yürürlüğe konulur.
GEÇİCİ MADDE 1- (1) Kişisel verileri işleyen kamu kurum veya kuruluşları ile
gerçek ve özel hukuk tüzel kişileri, ilgili yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden sonra üç ay
içinde Sicile kayıt başvurusunda bulunmak zorundadırlar. Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren bir yıl süreyle 19 uncu maddenin ikinci fıkrası uygulanmaz.
Yürürlük
MADDE 40- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 41- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
13GENEL GEREKÇE
Kişisel verilerin korunması, çağımızda, insan hakları kavramı ve korunması
bilincinin gittikçe gelişmesine paralel olarak önemini artırmaktadır. Bu nedenle bir ülkenin
mevzuatında değişik düzenlemeler içinde yer alan farklı hükümlerin, bu konuya özgü
felsefeden yoksun olması halinde kişisel verilerin korunması konusunda artan ihtiyaca cevap
vermesi mümkün olmamaktadır. Bunun öncelikli sebebi, söz konusu hükümlerin başlı başına
yetersiz olmalarından ziyade; bu hükümlerin hukuk sisteminde yer almasının, kişisel verilerin
korunması amacı ile değil, ancak her bir hükmün ilgili olduğu sahalarda zamanının
ihtiyaçlarına cevap vermesi amacı ile düzenlemiş olmasıdır. Bundan dolayı hemen tüm
modern hukuk sistemlerinde olduğu gibi, ülkemizde de kişisel verilerin korunması amacına
yönelik münhasır bir kanunun yürürlüğe girmesi kaçınılmaz hale gelmiştir.
Tasarı, kişisel verilerin korunması bakımından gerekli olan tüm hususlarda çerçeve
niteliğinde ilkeleri belirlemekte ve öngördüğü bağımsız Kurul ile de bu ilkelerin
uygulanmasının izlenmesini temin etmektedir.
Kişisel verilerin korunması konusunda genel ilkelerin, çerçeve bir kanunla
hukukumuza dahil olmasının önemli bir gelişme olduğu ortadadır. Ancak bir çerçeve
kanundan beklenen fayda, doğal olarak bu kanunda belirtilen ilkelerin ilgili mevzuata uyumlu
şekilde yansıtılması halinde sağlanabilir. Bu nedenle, bir yandan oluşturulacak bağımsız
Kurulun sözü geçen mevzuatın bir kısmını hazırlaması, diğer yandan ilgili diğer tüm kamu
kurum ve kuruluşlarının, kendi sahalarında gecikmeksizin harekete geçerek kanunda saptanan
ilkelerin ışığı altında gerekli yasal düzenlemeleri hazırlamaları gerekmektedir.
Tasarı hükümleri, kamu kurum ve kuruluşları tarafından, kendi sahalarında kişisel
verilerin korunması ile ilgili ihtiyacın hemen tespit edilebilmesini sağlayacak şekilde
hazırlanmıştır. Bu nedenle, örneğin sağlık alanında Sağlık Bakanlığının, iletişim ve ulaşım
alanında Ulaştırma Bakanlığının, turizm alanında Kültür ve Turizm Bakanlığının, ekonomik
hayatla ilgili Sanayi ve Ticaret Bakanlığının, maliye ve vergi konuları ile ilgili olarak Maliye
Bakanlığının, yargı ile ilgili olarak Adalet Bakanlığının, nüfus işlemleri ve kolluk faaliyetleri
ile ilgili olarak İçişleri Bakanlığının vakit kaybetmeden bu Kanuna uygun mevzuatı
hazırlamaları yararlı olacaktır. Burada örnek kabilinden sayılan bu ihtimaller sınırlayıcı
değildir.
Ayrıca farklı sektörlerde yer alan mesleklerin, var olan mesleki davranış kurallarına
kişisel verilerin korunması bakımından gerekli değişiklikleri getirmeleri ya da eğer henüz hiç
düzenleme yapılmamışsa kişisel verilerin korunması bakımından mesleki davranış kurallarını
belirlemeleri, sistemin bütünlüğü açısından önem taşıyacaktır. Ancak bu düzenlemeler
yapılırken, Tasarıda belirlenen ilkelerin dikkate alınması gerekmektedir.
Günümüzde geleneksel yöntemlerin yanı sıra, verilerin bilgisayar gibi elektronik
ortamlarda işlenerek bunların, veri bankalarında depo edilmesi çok yaygınlaşmıştır. Bilgi çağı
olarak nitelendirilen çağımızda, bir taraftan kişisel verilerin işleme tabi tutulmasını
kolaylaştırmak ve bunları ilgililerin yararlanmasına sunmak zorunlu olduğu kadar, bunu
yaparken kişiliğin, temel hak ve hürriyetlerin korunması da çok önemli bir sorun olarak ortaya
çıkmaktadır.
Kişisel verilerin elektronik olarak işlenmesi, kişilere olduğu kadar özel ve kamu
sektörüne de büyük yararlar sağlamaktadır. Bu şekilde mal ve hizmetler, daha kolay
üretilebildiği gibi kişilerin veri işleme yoluyla tespit edilmiş tercihlerine bakılarak, bireylere
ucuz ve sür’atle sunulabilmektedir. Elektronik veri işleme sistemleri keza, sağlık, sosyal
14güvenlik, eğitim, vergi, kamu düzeni ve güvenliği gibi alanlarda da benzer yararlar
sağlamaktadır. Bu nedenle, mal ve hizmetlerin daha iyi, ucuz ve sür’atle sunulabilmesi için,
verileri elektronik ortamlarda işleyen sistemler, gerek özel ve gerek kamu sektöründe hızla
yaygınlaşmıştır.
Kişisel veri kütüğü sistemleri iki grup açısından önem arz etmektedir:
- Bunlardan birincisini kişisel veri sicillerini kullananlar oluşturmaktadır. Yukarıda
da belirtildiği gibi, mal ve hizmetlerin ihtiyaca uygun bir şekilde üretimi ve dağıtımı için bu
tür sicillerden yararlanılması zorunlu hale gelmiştir. Bu sicillerden yararlananların, ihtiyaçları
olan kişisel verileri işlemeleri engellenmemeli, aksine kolaylaştırılmalı, ancak ilkelere
bağlanmalıdır.
- Diğer grubu ise, hakkında kişisel veri işlenen gerçek ve tüzel kişiler
oluşturmaktadır. Elektronik bilgi işlem sistemlerinde zorunlu olarak kişiler hakkında kişisel
veriler işlenmektedir. Kişisel veriler sınırsız olarak gelişigüzel toplandığı, denetimsiz olarak
açıklandığı, yetkisiz kişilerin eline geçtiği takdirde kötüye kullanılarak kişilik hakları ihlal
edilebilecektir. Bu nedenle kişisel veri sicillerinin bu tür sakıncaları giderecek şekilde
kurulması, faaliyet göstermesi ve denetim altına alınması zorunlu hale gelmiştir.
Tasarı, bu iki grubun çıkarlarını koruyarak dengelemek ve kişilik hakları ile temel
hak ve hürriyetleri korumak amacıyla hazırlanmıştır.
Mevzuatımızda kişilik hakkının korunmasına ilişkin hükümler Türk Medeni
Kanununda yer almaktadır. Türk Medeni Kanununun 24 üncü maddesine göre hukuka aykırı
olarak kişilik hakkına saldırılan kimse, saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir.
Ayrıca Türk Ceza Kanununun 135 ve devamı maddelerinde kişisel verilerin hukuka aykırı
olarak kaydedilmesi üçüncü kişilere verilmesi, yayılması fiilleri yaptırım altına alınmış
bulunmaktadır. Aynı şekilde, Türkiye’nin 1954 yılında onayladığı Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesinin 8 inci maddesinde, herkesin özel ve aile hayatına, meskenine ve muhaberatına
saygı gösterilmesini isteme hakkı olduğu belirtilmiştir.
Kişisel verilerin korunması konusu somut olarak ilk defa İktisadi İşbirliği ve
Kalkınma Teşkilatı (OECD) tarafından 1980 yılında ele alınmıştır. OECD tarafından kabul
edilen ve bu Tasarıda da dikkate alınan rehber ilkeler, birbirini tamamlayıcı nitelikte olup
özetle aşağıda gösterilmiştir.
1) Kişisel veri toplanması ve işlenmesinin sınırlı olması ve ilkelere bağlılığı:
Bu ilke ile kişisel verilerin toplanması ve işlenmesinin sınırları olması ve verilerin
hukuka uygun, meşru yollarla ve mümkün olduğunca veri konusu kişinin bilgisi veya rızası
ile elde edilmesinin gerekliliği vurgulanmıştır. Tasarı ile kişisel verilerin, toplanması ve
işlenmesi konusunda belirtilen ilkelere uyulmuştur.
2) Kişisel veride kalite ilkesi:
Bu ilke ile, kişisel verilerin işlenmesiyle ilgili gerekli nitelikler vurgulanmaktadır.
Buna göre, kişisel verilerin güncel tutulması, tam ve doğru olması, kullanılacağı amaçla
bağlantılı ve bu amacın gerekleriyle sınırlı olması şartlarına işaret edilmektedir. Tasarının
kişisel verilerin işlenmesine ilişkin ilkelerin belirlendiği 5 inci maddesi kapsamlı düzenleme
tarzı ile aranan şartları karşılamıştır.
153) Kişisel veri toplama ve işlenmesinde amacın belirginliği ilkesi:
Kişisel verilerin toplanmasından önce, bu verilerin toplanmasının amaçlarının belli
olması, sonraki kullanımların da bu amaçlarla sınırlı tutulması gereğine değinilmektedir.
Toplanma amacının değişebileceği her durumda da, söz konusu değişen amaçların aynı
şekilde belirgin olması gerektiği belirtilmektedir.
4) Amaca uygun kullanım ilkesi:
Yukarıda sözü geçen ilke ile doğrudan bağlantılı olan bu ilke gereğince; veri konusu
kişinin rızası veya kanunun yetki verdiği haller hariç olmak üzere, kişisel verilerin toplandığı
ve işlendiği amaçlar dışında kullanılmaması, elde edilebilir hale getirilmemesi veya
açıklanmaması öngörülmektedir.
5) Kişisel verilerin korunması için gereken tedbirlerin alınması ilkesi:
Bu ilke ile kişisel verilerin, yetkisiz olarak erişilmesi, imhası, kullanılması,
değiştirilmesi veya açıklanması ya da kaybolması gibi risklere karşı uygun güvenlik
tedbirleriyle korunması gerektiğine dikkat çekilmektedir. Tasarının 15 inci maddesi ile kişisel
verilerin işlenmesinin güvenliği bakımından tedbir alınması yükümlülüğü getirilmiştir.
6) Açıklık ilkesi:
Kişisel verilerle ilgili olarak yürütülen politikalar ile uygulamalar ve gelişmeler
hakkında genel bir açıklık politikası bulunması gereği vurgulanmaktadır. Tasarının 11 inci
maddesinde düzenlenen veri konusu kişilerin bilgilendirilmesi ve 12 nci maddedeki veri
konusu kişinin bilgiye erişim hakkının yanı sıra, 16 ncı maddesinde, Kurul tarafından
tutulacak Sicil düzenlenmektedir. Bu Sicile tescil edilecek konular ayrıntılı düzenlenmiş olup,
Sicilin kamuya açık olduğu hükmü getirilmiştir. 95/46/AT sayılı Avrupa Topluluğu
Direktifinin 28 inci maddesinin ikinci fıkrasında da buna paralel bir düzenleme
bulunmaktadır.
7) Kişisel veri konusu kişinin bireysel katılımı ilkesi:
Kişinin, veri kütüğü sahibinden, onunla ilgili veri olup olmadığına dair bilgi
edinmeye; anlayabileceği bir şekilde, makul yollarla, tatbik ediliyorsa aşırı olmayan bir
ücretle, makul süre için kendisine ilişkin veriler konusunda bilgilendirilmeye; bilgi edinme ve
bilgilendirilme talepleri reddedilirse sebeplerini öğrenmeye, bu gibi reddedilmelere karşı
itiraz veya kanun yollarına başvurabilmeye; kendisine ilişkin verilere itiraz edebilme ve haklı
itirazı halinde bu verileri sildirmeye, düzeltmeye, eksik ise tamamlatmaya ve değiştirmeye
hakkı olması gerektiği vurgulanmaktadır.
8) Sorumlu tutulabilirlik ilkesi:
Buna göre veri kütüğü sahibinin, yukarıda belirtilen prensiplere uyulması için
getirilen tedbir ve yaptırımlara uymasını temin edecek şekilde sorumlu tutulması
sağlanmalıdır. Tasarının, ‘‘Kişisel verilerin işlenmesine ilişkin ilkeler” başlığını taşıyan 5 inci
maddesinden başlamak üzere muhtelif bazı maddelerinde, veri kütüğü sahipleri, getirilen
prensiplere uymakla yükümlü tutulmuştur. Bu yükümlülüklerini yerine getirmeyen veri
kütüğü sahipleri idarî, hukukî ve cezaî yaptırımlara tabi olacaktır.
Diğer taraftan, ana amacı üye ülkeler arasında hukuk birleştirilmesi ve uyumu olan
Avrupa Konseyi, daha sonra da bir sözleşme hazırlanmak üzere bu alandaki çalışmalarını
sürdürmüştür. Bu bağlamda çok gelişmiş telekomünikasyon araçlarıyla gerçekleştirilen,
ülkeler arasındaki hızlı sınır ötesi bilgi akışı karşısında, kişilik haklarının korunmasında üye
16devletler milli mevzuatının yetersiz kalması, bu alanda bir uluslararası sözleşme
hazırlanmasını zorunlu kılmıştır. “Kişisel Verilerin Otomatik İşleme Tabi Tutulması
Karşısında Bireylerin Korunması”na ilişkin 108 sayılı Sözleşme, 28 Ocak 1981 tarihinde
imzaya açılmış ve aynı tarihte Konsey üyesi diğer devletlerle birlikte Türkiye tarafından da
imzalanmıştır. Ancak, söz konusu Sözleşmenin 4 üncü maddesi gereğince, Sözleşmenin
onaylanabilmesi için, imzalayan devletin, Sözleşmede öngörülen ilkeler çerçevesinde bir yasa
kabul etmesi zorunludur. Tasarı ile aynı zamanda söz konusu sözleşmede öngörülen
yükümlülük de yerine getirilmektedir.
Sözleşme, bir taraftan Konseye üye çeşitli ülkelerde bireylerin kişiliklerinin
yeknesak bir düzeyde korunmasını sağlamış, diğer taraftan da sınır ötesi veri akışının
standartlarını belirlemiştir. Öyle ki, Sözleşmenin 12 nci maddesine göre, bir devlet verilerin
korunması konusunda bunların eşdeğer düzeyde korunmasına ilişkin mevzuatı bulunmayan
diğer bir devlete sınır ötesi veri aktarımını yasaklayabilir. Nitekim bu bağlamda Türkiye’de
yasal düzenleme bulunmamasının sonuçları uygulamada da görülmeye başlanmıştır. Örneğin,
adli yardım anlaşmalarının uygulanması çerçevesinde, başta Almanya olmak üzere, Konseye
üye diğer devletler, Türk mahkemelerince yapılan kişiler hakkındaki adres tespiti, istinabe
gibi istemleri, Türkiye’nin konuya ilişkin eşdeğer koruma mevzuatı bulunmadığı için geri
çevirmektedirler. Aynı şekilde, bu durum Avrupa Birliği ile gerçekleştirilen gümrük birliği
çerçevesinde, Türkiye ile Avrupa Birliği üyesi devletler gümrük idareleri arasındaki bilgi
akışını da olumsuz yönde etkilemektedir.
Tasarının hazırlanmasında Avrupa Konseyinin anılan Sözleşmesindeki ilke ve
standartlar da göz önüne alınmıştır.
Öte yandan, Avrupa Konseyinin anılan Sözleşmesinin hazırlık çalışmalarına Avrupa
Birliği de kurum olarak aktif bir şekilde katılmış ve önemli katkılarda bulunmuştur. Avrupa
Birliği daha sonra da konuya ilişkin çalışmalarını sürdürmüş ve üyelerinin verilerin korunması
mevzuatı arasındaki farklılık ve çelişkileri gidererek uyum sağlamak üzere, 95/46/EC sayılı
Direktif yürürlüğe girmiş ve bununla bütün üye ülkelerdeki bireylerin gizliliğinin üst düzeyde
korunması ve kişisel verilerin Avrupa Birliği içerisinde özgür dolaşımını sağlayacak açık ve
kalıcı bir düzenleme yapılması amaçlanmıştır. Avrupa Birliği ile Türkiye arasında gümrük
birliği kurulmasından sonra 10- 11 Aralık 1999 tarihlerinde gerçekleştirilen Avrupa Birliği
Helsinki Zirvesi sonucunda Türkiye’nin tam üye adayı olarak kabul edilmiş olmasıyla tam
üyeliğe yönelik katılım süreci çerçevesinde bir çok alanda mevzuat uyumu çalışmaları
yapıldığından, verilerin korunmasına ilişkin yasa çalışmalarında da, Birlik mevzuatı ile Türk
mevzuatı arasında uyum sağlamanın yerinde olacağı düşünülmüş ve bu amaçla çalışmalarda
söz konusu Direktif de göz önünde tutulmuştur. Ayrıca, kişisel verilerin korunması konusunda
ilgili kanunun hazırlanması, Ülkemizin Katılım Ortaklığı Belgesine cevap olarak hazırladığı
2003 Ulusal Programında taahhüt ettiği yükümlülüklerdendir. Böylece Tasarı, Avrupa Birliği
ile olan mevzuat uyum çalışmalarımız bakımından önemli bir ihtiyacı karşılamaktadır.
Avrupa Konseyi geçen sürede ayrıca, Sözleşmede yer alan bu ilkeleri etkin bir
şekilde yaşama geçirmek için yoğun çalışmalar yapmış ve Bakanlar Konseyi bu maksatla
çeşitli sektörlerde uygulanacak ilkeleri belirleyen aşağıdaki tavsiye kararlarını da kabul
etmiştir: Tıbbi veri bankaları (1981), bilimsel araştırma ve istatistik (1983), doğrudan
pazarlama (1985), sosyal güvenlik (1986), polis (suç) kayıtları (1987), istihdama ilişkin
veriler (1989), elektronik ödeme ve ilgili işlemler ( 1990), verilerin kamu kuruluşlarınca
üçüncü kişilere açıklanması (1991), kişisel verilerin telekomünikasyon alanında ve özellikle
telefon servislerinde korunması (1995), tıbbi verilerin korunması (1997), istatistik amaçlı
toplanan ve işlenen kişisel verilerin korunması (1997), internette özel hayatın gizliliğinin
korunması (1999), sigorta sektöründe kişisel verilerin korunması (2002).
17Konseye üye gelişmiş sanayi devletlerinden çoğu, bu tavsiye kararlarını takiben,
özel olarak yasaları bulunduğu halde, konuları bu kez sektör bazında yeniden
düzenlemişlerdir. Tasarıda, söz konusu tavsiye kararları göz önüne alınmakla beraber,
sektörel bazda bir yaklaşımın Tasarının hacmini çok genişleteceği düşünülerek bu yöntem
benimsenmemiştir. Bu bağlamda, tavsiye kararlarında yer alan ilkelerin, ilgili kurum, kuruluş
ve meslek birlikleri tarafından, Kurulun da görüşü alınarak hazırlanacak düzenlemeler de yer
alabileceği değerlendirilmiştir.
Tasarı, kişisel verileri işleme tabi tutulan kişiler ile bu verileri işleme tabi tutan kamu
kurum veya kuruluşları ile gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerini kapsamına almıştır. Söz
konusu kişisel veriler geleneksel dosyalama yöntemiyle işlenebileceği gibi, otomatik işleme
de tabi tutulabilir. Her iki yöntem de Tasarı kapsamındadır.
Tasarı, beş kısımdan oluşmaktadır.
Birinci Kısımda; Tasarının amaç ve kapsamı belirlenmiş ve Tasarıda kullanılan çoğu
teknik ağırlıklı terimlerin tanımları yapılmış, kişisel verilerin niteliğine ilişkin ilkeler, kişisel
verilerin işlenmesinde hukuka uygunluk sebepleri, özel niteliği olan kişisel veriler ve kişisel
verilerin kamu kurum ve kuruluşları tarafından işlenmesi konuları düzenlenmiştir.
İkinci Kısımda; veri konusu kişinin bilgilendirilmesi, bilgiye erişme hakkı, veri
konusu kişinin itiraz hakkı, kişisel verilerin işlenmesinde tedbirler, kişisel verilerin yabancı
ülkelere ve üçüncü kişilere aktarılması düzenlenmiştir.
Üçüncü Kısımda; Sicil ve Kurula bildirim ve ön inceleme konuları ile özel denetim
kuruluşları, istisna getiren hükümler, mesleki davranış kuralları, kişisel verilerin silinmesi ve
yok edilmesi konuları düzenlenmiştir.
Dördüncü Kısımda; “Kişisel Verileri Koruma Kurulu”nun oluşumu ile Kurulun
yetki ve görevlerine yer verilmiştir.
Kişisel verilerin, kamu kurum veya kuruluşlarınca veya gerçek ve özel hukuk tüzel
kişileri tarafından işlenmesi dolayısıyla kişilik hakları ihlal edilenlerin şikayetleri konusunda
Kişisel Verileri Koruma Kurulu karar verecektir. Herhalde, kişilik hakları ihlal edilen bireyin
tazminat hakkı saklı tutulmuştur.
Tasarının muhtelif maddelerinde; veri kütüğü sahibi yanında, “veya temsilcisi”
ifadesi kullanılmıştır. Burada sözü edilen “temsilci”, Direktifin 4 üncü maddesine göre; kişisel
verilerin işlenmesine Direktif hükümleriyle uyumlu olarak kabul edilen ulusal hukuk
kurallarının uygulanması koşullarından biri olan veri kütüğü sahibinin Topluluk topraklarında
yerleşik olmadığı durumlarda, kişisel verinin işlenmesi amacıyla, ilgili üye devlet egemenlik
alanında bulunan ekipmandan, otomatik veya otomatik olmayan yollarla kişisel veri işlenmesi
için yararlanması halinde, kendisine “temsilci” sıfatıyla ataması gereken kişidir. Söz konusu
durumda, kullanılacak ekipmandan sadece Topluluk topraklarına geçiş amacıyla
yararlanılmaması gereği de maddede ayrıca öngörülmüştür. Bu hallerde, atanacak temsilci,
ilgili üye devlet sınırları içinde yerleşmiş olmalıdır. Temsilci atanması, kişisel verileri kontrol
eden hakkında başlatılmış veya başlatılması muhtemel yasal işlemleri etkilemeyecektir.
Kişisel verileri kontrol eden kişiye temsilci atanması, halihazırda Avrupa Birliğine üye olan
ülkeleri ilgilendiren bir husustur. Ülkemiz açısından ise Birliğe tam üye olunduğunda yerine
getirilecek bir koşul olmakla birlikte, ileride doğması muhtemel uyum sorununun önlenmesi
ve konuyla ilgili gereken tüm hazırlıkların tamamlanarak üyeliğe hazır olunması hususları
gözetilerek Tasarıda yer alması öngörülmüştür.
18Sözleşmenin 10 uncu maddesinde, onaylayan devletlerin Sözleşmede öngörülen
ilkelerin gereken şekilde uygulanabilmesini sağlamak üzere, iç hukuklarında etkin yaptırımlar
öngörmeleri belirtilmiştir. Aynı şekilde, söz konusu 95/46/EC sayılı Avrupa Topluluğu
Direktifinin 11 inci Bölümünde, üye devletler, ilkelerin ihlâli halinde yaptırımlar uygulamaya
davet edilmektedir. Nitekim, mevzuatı incelenen devletlerde, kişilik hakları ihlalinin ağırlık
derecesine göre, para veya hürriyeti bağlayıcı cezalar verildiği gözlenmiştir. Bu düşüncelerle,
Tasarıda, ihlalin ağırlık derecesine göre idari para cezaları ile ayrıca hapis ve para cezaları
öngörülmüştür.
19MADDE GEREKÇELERİ
MADDE 1- Maddeyle Kanunun amacı belirlenmektedir. Amaç, kişisel verilerin
işlenmesini disiplin altına almak ve Anayasanın 17 nci maddesinde ifade edilen kişinin
dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı ile temel hak ve özgürlüklerinin korunmasıdır. Bu
korumayı sağlayacak kuruluşlar ile uygulanacak ilke ve yöntemler Tasarıda düzenlenmiştir.
MADDE 2- Maddeyle, kişisel verileri işleme tabi tutulan gerçek ve tüzel kişiler ile bu
verileri işleme tabi tutan kamu kurum veya kuruluşları ile gerçek ve özel hukuk tüzel kişileri
Tasarı kapsamına alınmaktadır. Bu konuda, özel sektör ile kamu sektörü bakımından getirilen
özel hükümler dışında ayırım yapılmadığından, öngörülen usul ve esaslar her iki sektöre de
uygulanacaktır. Aynı şekilde kişisel verilerin otomatik veya geleneksel dosyalama
yöntemleriyle işlenmesinin de önemi yoktur.
Her ne kadar Avrupa Komisyonunun 95/46 sayılı Direktifinde sadece gerçek kişilere
ilişkin kişisel verilerin direktif kapsamında korunacağı ifade edilmişse de, yine Avrupa
Komisyonunun 2002/58 sayılı Direktifiyle tüzel kişilere ait kişisel verilerin de koruma
kapsamına dahil edileceği belirtilmektedir. Nitekim Haziran 2003 tarihli İtalyan Veri Koruma
Kanununun “Tanımlar” başlıklı 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde kişisel veri
“gerçek veya tüzel kişilere” ait veriler olarak tanımlanmıştır.
Maddenin ikinci fıkrasıyla, kişisel verilerin, gerçek kişiler tarafından sadece kişisel
veya birlikte oturanlarla ilgili faaliyetlerine ilişkin olarak işlenmesi kapsam dışı bırakılmıştır.
MADDE 3- Maddede, Kanunda kullanılan deyim ve terimlerin tanımlarına yer
verilmiştir.
Kanun kapsamına giren kişisel veriler, sadece bireyin adı, soyadı, doğum tarihi ve
doğum yeri gibi onun kesin teşhisini sağlayan bilgiler değil, aynı zamanda kişinin aklî,
psikolojik, fizikî, kültürel, ekonomik, sosyal ve sair özelliklerine ilişkin verilerdir.
Bir kişinin belirli veya belirlenebilir olması, mevcut verilerin herhangi bir şekilde bir
gerçek kişiyle ilişkilendirilmesi suretiyle, o kişinin tanımlanabilir hale getirilmesini ifade
eder. Yani verilerin; kişinin fiziksel, ekonomik, kültürel, sosyal veya psikolojik kimliğini
ifade eden somut bir içerik taşıması veya kimlik, vergi, sigorta numarası gibi herhangi bir
kayıtla ilişkilendirilmesi sonucunda kişinin belirlenmesini sağlayan tüm halleri kapsar. İsim,
telefon numarası, motorlu taşıt plakası, sosyal güvenlik numarası, pasaport numarası,
özgeçmiş, resim, görüntü ve ses kayıtları, parmak izleri, genetik bilgiler gibi veriler dolaylı da
olsa kişiyi belirlenebilir kılabilme özellikleri nedeniyle kişisel verilerdir.
İlgili kişi (data subject) tanımı, hakkında kişisel veri işlenen gerçek ve tüzel kişileri
ifade etmektedir. Yukarıda da belirtildiği gibi Avrupa Birliğinin son direktifleri doğrultusunda
veri konusu kişi kapsamına tüzel kişiler de dahil edilmiştir.
Kişisel verilerin işlenmesi tanımı; geniş bir alanı kapsamaktadır. Buna göre verilerin
toplanmasından başlayarak tüm işlem türleri tanım kapsamı altına alınmaktadır. Kişisel
verilerin, bilgisayar gibi otomasyon sistemlerinin kullanıldığı yöntemlerle işlenmesi gibi,
otomatik sistemler kullanılmadan elden işlenmesi hali de tanım kapsamına dahil olacaktır.
Veri kütüğü, gerçek veya tüzel kişilere ilişkin belli bir kritere göre kişisel verilere
ulaşımı kolaylaştıracak şekilde yapılandırılmış herhangi bir kişisel veri grubunu ifade
etmektedir. Buna göre kişisel verilerin; örneğin herhangi bir kuruluşta, o kuruluşun faaliyetini
sürdürmek için düzenli olarak tuttuğu dosyalama sisteminin bir parçası olması gerekmektedir.
Ayrıca bu dosyalama sistemi kişilere ilişkin herhangi bir kritere göre yapılandırılmış
20olmalıdır. Yine bu dosyanın halen ulaşılabilir olması gerekmektedir. Buna göre, bir dosyanın
üzerinde herhangi bir kişinin ad ve soyadı veya kimlik numarası bulunması halinde, bu dosya
tanım kapsamına dahil olacağı gibi, örneğin kredi borcunu ödemeyenler gibi bir kritere göre
oluşturulacak dosyalama sistemi de tanım kapsamına girecektir.
Veri kütüğü sahibi ise, kişisel verilerin işlenmesinin amaç ve metotlarını tek başına
veya başkaları ile birlikte belirleyen gerçek ve tüzel kişileri ifade etmektedir. Bu kişiler,
verilerin saklanması ve kullanılmasını (işlenmesini) kontrol eden ve bundan sorumlu olan
tüccarlar gibi gerçek kişiler olabileceği gibi, kamu kurumları veya dernek ve vakıflar gibi
tüzel kişiler de olabilir. Grup şirketlerde ise, gruba dahil olan her şirket ayrı ayrı veri kütüğü
sahibi olarak kabul edilecektir.
Kişisel verileri işleyenler, veri kütüğü sahibi adına verileri işleyen gerçek ve tüzel
kişilerdir. Bu kişiler verileri işlemekte ancak, kişisel veriler üzerinde kontrol yetkisi ve
sorumluluk veri kütüğü sahibine ait bulunmaktadır. Veri işleyenlere örnek olarak;
muhasebeciler, acenteler gibi başkası adına veri işleyen kurumlar sayılabilir. Herhangi bir
gerçek veya tüzel kişi aynı zamanda hem veri kütüğü sahibi, hem de veri işleyen olabilir.
Örneğin bir muhasebe şirketi kendi personeliyle ilgili tuttuğu verilere ilişkin olarak veri
kütüğü sahibi sayılırken, müşterisi olan şirketlere ilişkin tuttuğu veriler bakımından ise kişisel
verileri işleyen olarak kabul edilecektir. Ancak veri kütüğü sahibi ile işçi işveren ilişkisi
içerisinde olan veya doğrudan talimatı altında bulunan kişiler kişisel verileri işleyen olarak
kabul edilmeyecektir.
Üçüncü kişi; ilgili kişi bakımından, veri kütüğü sahibi ile kişisel veri işleyen ve
bunların doğrudan talimatı altında bulunan kişilerin dışında kalan ve kişisel veri işleyen
gerçek ve tüzel kişiler ile kamu kurum veya kuruluşunu ifade etmektedir.
MADDE 4- Kamu kurum ve kuruluşlarının kişisel verileri işleyebilmesi, ancak
kanunlarda öngörülen hallerle sınırlandırılmak suretiyle, bireylerin özel hayatlarının
korunması ve verilerin işlenmesinde keyfiliğin önüne geçilebilmesi amaçlanmaktadır.
MADDE 5- Maddenin birinci fıkrası, kişisel verilerin işlenmesine ilişkin temel ilkeleri
düzenleyen en önemli hükümdür. “Kişisel Verilerin Otomatik İşleme Tâbi Tutulması
Karşısında Bireylerin Korunmasına İlişkin 108 sayılı Sözleşmenin 5 inci maddesine göre,
onaylayan devletlerin söz konusu temel ilkeleri iç hukuklarında yaşama geçirmek
yükümlülüğü bulunmaktadır. Maddeyle Sözleşmeye ve 95/46 EC sayılı Avrupa Topluluğu
Direktifinin 6 ncı maddesine uygun olarak kişisel verilerin işlenmesiyle ilgili genel ilkeler
belirlenmiştir. Bu fıkrada belirlenen ilkeler, diğer maddelerde sözü geçen bütün veri
işlemelerinde dikkate alınacaktır. Kişisel verilerin kamunun yararlanmasına açık olduğu veya
ilgili kişinin veri işlenmesine itirazının bulunmadığı hallerde dahi, bu fıkrada belirtilen
koşulların varlığı aranacaktır.
Birinci fıkranın (a) ve (b) bentlerine göre kişisel verilerin hukuka ve dürüstlük
kurallarına uygun olarak işlenmesi, verilerin belirli, açık ve meşru amaçlar için toplanması ve
bu amaçlara aykırı olarak yeniden işlenmemesi gerekir. Buna göre veri kütüğü sahibi, veri
işleme amacını açık ve kesin olarak belirlemeli ve bu amaç meşru olmalı, yine bu amaç ilgili
kişiler tarafından biliniyor olmalıdır. Ayrıca veri kütüğü sahipleri, oluşturulacak sicile
kaydolurken, veri işleme amaçlarını da açıkça belirteceklerdir. Belirttikleri bu amaçlar dışında
başka amaçlarla veri işleyen veri kütüğü sahipleri ise bu fiillerinden dolayı sorumlu
olacaklardır. Aynı zamanda bu verilerin, belirlenen amaçlara aykırı olarak üçüncü kişilere
açıklanmaması gerekir.
21 (c) bendine göre, veri kütüğü sahipleri tarafından işleme tabi tutulan kişisel veriler,
toplandıkları amaçla bağlantılı, yeterli ve orantılı olmalıdır. Buna göre, işlenen kişisel
verilerin, belirlenen amaçların gerçekleştirilmesi için yeterli olması, amacın
gerçekleştirilmesiyle ilgili olmayan veya ihtiyaç duyulmayan kişisel verilerin işlenmesinden
kaçınılması gerekmektedir. Yine, olası kullanıma olanak yaratılması için verilerin toplanması
yasak olacaktır.
(ç) bendine göre, işlenen veriler doğru olmalı ve gerektiğinde güncellenmelidir.
Kişisel verilerin doğru ve güncel olması, ilgili kişilere ait kişisel verilerin özellikle üçüncü
kişilere aktarımı neticesinde ilgili kişilerin zarara uğramaları durumunda önem
kazanmaktadır. Bu halde verileri doğru olarak tutmayan veya güncellemeyen veri kütüğü
sahibi, ilgili kişilerin uğradıkları zararlar nedeniyle sorumlu olacaktır.
(d) bendine göre, verilerin ilgili kişilerin kimliklerini belirtecek biçimde ve
kaydedildikleri veya yeniden işlenecekleri amaç için gerekli olan süre kadar muhafaza
edilmesi zorunludur. Buna göre, veri kütüğü sahiplerinin, verilerin saklanma sürelerini açıkça
belirlemeleri, gerekmektedir. Herhangi bir veri, daha fazla saklanması için geçerli bir sebep
yoksa silinecek veya yok edilecektir. Gelecekte kullanma ihtimali gerekçesiyle veri
saklanamaz.
Maddenin ikinci fıkrasıyla, birinci fıkranın (d) bendine istisnalar getirilmektedir. Buna
göre, sadece tarihi, istatistiki veya bilimsel amaçlarla, kişisel veriler (d) bendinde
öngörülenden daha uzun bir süre saklanabilecektir.
MADDE 6- Kural olarak kişisel verilerin ilgili kişinin açık rızası ve maddede sayılan
istisnalar dışında işlenmesi yasaktır. 95/46 EC sayılı Avrupa Birliği Direktifinin ikinci
maddesinin (h) bendinde rızanın tanımı yapılmıştır. Buna göre rıza beyanı, ilgili kişinin
kendisiyle ilgili veri işlenmesi fiiline, özgürce ve konuyla ilgili yeterli bilgi sahibi olarak
verdiği ve sadece o işlemle sınırlı onay beyanıdır. Buna göre ilgili kişi, kendisine ait verilerin
işlenmesini kabul etmektedir. Yine Direktifin 7 nci maddesine göre rıza, ilgili kişi tarafından
“tereddüde yer bırakmayacak şekilde” verilmiş olmalıdır.
Maddenin birinci fıkrasındaki hükmün doğal sonucu olarak; kanunlarda öngörülen
yükümlülüklerin yerine getirilmesi dışında, ilgili kişinin bir itirazda bulunması halinde veri
işlenemeyecektir.
Maddenin son fıkrasında ise, birinci fıkranın diğer istisnaları sayılmıştır.
MADDE 7- Maddeyle özel niteliği olan kişisel veriler sayılmakta ve genel kural
olarak bu verilerin işlenemeyeceği düzenlenmektedir. Buna göre kişilerin ırk, siyasi düşünce,
felsefi inanç, din, mezhep veya diğer inançları, dernek, vakıf veya sendika üyeliği, sağlık ve
özel yaşamları ve her türlü mahkûmiyetleri ile ilgili veriler özel niteliği olan kişisel veri
olarak kabul edilmektedir. Bu veriler, başkalarınca öğrenilmeleri halinde özellikleri gereği
ilgili kişinin mağduriyetine yol açabilecek ve ayrımcılık tehlikesini oluşturacak nitelikte
hassas verilerdir. Özel nitelikteki verilere dolaylı da olsa erişim imkanı veren veriler de
madde kapsamında yerini almaktadır. Çünkü bu şekilde kişinin siyasî görüşü, dinî veya felsefî
inancına ilişkin bilgiler bu verilerden elde edilebilecektir.
Maddenin ikinci fıkrasıyla işlem yasağına bir kısım istisnalar getirilmektedir.
(a) bendinde, ilgili kişinin özel nitelikteki verilerinin, hiçbir tereddüde yer
bırakmayacak şekildeki rıza beyanının bulunması ve bu rıza beyanının yazılı olarak
gerçekleştirilmesi hâlinde işlenmesine izin verilmektedir.
22 (b) bendine göre, ilgili kişinin hukukî veya fiilî nedenlerle rızasını açıklayamayacak
durumda bulunduğu hallerde, kendisinin veya bir başkasının hayatı veya beden bütünlüğünün
korunması için veri işleminin zorunlu olması durumunda hassas verileri işlenebilecektir.
(c) bendiyle, veri kütüğü sahiplerinin bu Kanunla veya diğer kanunlarla tanınan hak ve
yetkilerini kullanabilmesi veya yükümlülüklerini yerine getirebilmesi için veri işlemenin
zorunlu olması halinde veri işlemeleri düzenlenmektedir. Ancak bu halde veri kütüğü
sahibinin ilgili kişiye yeterli koruma imkânı sağlaması gerekmektedir. Örneğin; sağlık
konularına ilişkin olmak üzere Umumî Hıfzıssıha Kanunu ile özel nitelikteki kişisel verilerin
işlenebilme olanağı ihdas edilmişse Sağlık Bakanlığı veya ilgili bir başka kuruluş bu verileri
işleyebilecektir.
(ç) bendinde, vakıf, dernek, sendika ve siyasi partiler gibi kamuya yararlı kurum ve
kuruluşlar tarafından özel nitelikli kişisel verilerin işlenmesi düzenlenmektedir. Buna göre bu
verilerin, ilgili kuruluşların kuruluş amaçlarına, tâbi oldukları mevzuata uygun, faaliyet
alanlarıyla sınırlı ve üyelerine yönelik olarak işlenmesi, ilgili kişilerin rızası olmadan üçüncü
kişilere açıklanmaması gerekmektedir.
(d) bendine göre ilgili kişi tarafından alenen açıklanmış olan özel nitelikteki verilerin
işlenmesi de istisnalardan biri olarak kabul edilmiştir. Çünkü ilgili kişi tarafından alenen
açıklanan, böylelikle herkes tarafından bilinen bu tür verilerin işlenmesinde, korunması
gereken hukuki yararın ortadan kalktığı kabul edilmektedir. Yine de ikinci fıkrada belirtildiği
şekilde, bu halde dahi kişinin özel alanı ve temel hak ve özgürlükleri korunmalıdır.
(e) bendiyle, özel niteliği olan kişisel verilerin bir hakkın tesisi, kullanılması veya
savunması için zorunlu olması durumu istisnalar arasında sayılmıştır. Bu bentte kastedilen
işlemler yargılama faaliyetleri veya adlî işlemler nedeniyle yerine getirilen işlemlerdir.
(f) bendiyle tıbbi tedbirler çerçevesinde özel nitelikte verilerin işlenmesi
düzenlenmektedir. Buna göre bu verilerin, koruyucu hekimlik, tıbbi teşhis, tedavi, bakım veya
sağlık hizmetlerinin yürütülmesi için gerekli olması gerekmekte ayrıca bu verilerin, hukuken
veya meslek kurallarına göre sır saklama yükümlülüğü altında bulunan sağlık personeli veya
eşdeğer seviyede sır saklama yükümlülüğü altındaki kişilerin gözetimi altında işlenmesi
gerekmektedir.
Maddenin üçüncü fıkrasıyla, Kişisel Verileri Koruma Kuruluna, özel nitelikteki
verileri işleme yasağını daraltabilecek bir düzenleme yapma imkanı tanınmaktadır. Ancak
bunun için temel kamu yararının bulunması ve yeterli koruma tedbirlerinin tespit edilmesi
gerekmektedir.
Maddenin diğer fıkralarıyla da işlem yasağına bir takım istisnalar getirilmektedir.
MADDE 8- Kural olarak kişisel veriler üçüncü kişilere aktaramaz. Ancak bu kuralın
istisnası maddede bentler halinde sayılmıştır.
Birinci fıkranın (a) bendine göre, aktarma talebinde bulunan gerçek ve tüzel kişilerin
belirli bir olayda kanundan doğan görevini yerine getirmesi için bu bilgiye ihtiyaç duyması
halinde kişisel veriler, üçüncü kişiye aktarılabilecektir.
(b) bendiyle hukuka uygunluk sebeplerinin varlığı halinde kişisel verilerin üçüncü
kişiye aktarılabileceği düzenlenmiştir.
Maddenin üçüncü fıkrasında kamu kurum veya kuruluşlarının kamu yararı, sır
saklama yükümlülüğü, ilgili kişinin meşru menfaati veya kişisel verilere ilişkin özel koruma
kurallarının varlığından bahisle kişisel verilerin, üçüncü kişilere aktarılmasını reddetmesini,
sınırlamasını veya şarta bağlamasını mümkün kılan bir düzenleme getirilmiştir. Bu halde
Kurul, fıkrada belirtilen hallerin varlığını değerlendirecektir.
23 Maddenin son fıkrasına göre; kamu kurum veya kuruluşlarının görev alanlarıyla ilgili
konularda yapacakları talep üzerine, gizlilik esaslarına göre görev yapan personelin bilgileri
hariç olmak üzere, kişilerin nüfus kayıt örnekleri ve adresleri bildirilebilecektir.
MADDE 9- Maddede, kişisel verilerin anonim hale getirilmesi veya yok edilmesi ile
ilgili hükümlere yer verilmiştir. Örneğin, İsviçre Veri Koruma Kanununun 2 nci maddesinde
de aynı konu düzenlenmiştir.
Verilerin anonim hale getirilmesi veya yok edilmesi konusunda usul ve esasların
Kurulca hazırlanan yönetmelikte gösterilmesi madde ile hüküm altına alınmıştır.
MADDE 10- Maddeyle kişisel verilerin işlenmesinde hukuka uygunluk sebeplerinden
birisi olarak kabul edilen bir düzenleme yapılmaktadır. Buna göre kişisel veriler, araştırma,
planlama ve istatistik gibi kamuya yönelik amaçlarla anonim hale getirilmesi kaydıyla
işlenebilecek ve aynı zamanda bu suretle elde edilen veriler üçüncü kişilere aktarılabilecek
veya yayınlanabilecektir.
MADDE 11- Maddeyle, Direktifin 10 uncu maddesi düzenlemesi esas alınmak
suretiyle, kişisel verilerin elde edilmesinde veri kütüğü sahibinin aydınlatma yükümlülüğü
düzenlenmiştir. Düzenleme ile kişisel verileri işleyen veri kütüğü sahibi; kendisinin veya
varsa temsilcisinin kimliği, işleme amacı, verilerin kimlere aktarılabileceği, veri toplamanın
yöntemi, hukuki sebebi ve muhtemel sonuçları hakkında ilgili kişiyi bilgilendirir. Ayrıca
verilerin daha sonraki kullanımları hakkında da ilgili kişiye bilgi verilmeli, böyle bir
kullanıma izin verip vermeyeceği konusunda iradesi alınmalıdır. Yine eğer veri kütüğü sahibi,
kişisel verileri daha sonraki bir zamanda, elindeki mevcut verileri elde ettiği esnada
belirtmediği bir amaç için kullanacaksa, bununla ilgili olarak ilgili kişiye bilgi vermeli ve bu
konudaki rızasını almalıdır. Bu sayede veri kütüğü sistemi sahibi veri korumasında önemli
kriterler olan şeffaflık ve ilgili kişinin açık rızasını elde etmeyi gerçekleştirmiş olacaktır.
Maddenin (d) ve (e) bentlerinde, veri toplanması sırasında, ilgili kişilerin kişisel
verileri öğrenme hakkı ve verilerin gerçeğe aykırı olması veya güncel olmaması halinde ise
düzeltme hakkının olduğu belirtilmiştir.
Kişisel verilerin, veri kütüğü sahibi tarafından, ilgili kişi dışındaki başka kaynaklardan
elde edilmesi halinde ise yukarıda sayılan bilgilerle birlikte işleme konu olan veri kategorileri
hakkında da bilgi verilmesi gerekmektedir.
İkinci fıkraya göre, kişisel verilerin istatistikî, tarihî veya bilimsel araştırma yapılması
amacıyla, başka bir veri kütüğünden edinilmesinde, ilgili kişiye bilgi verilmesinin imkansız
olması yada bu bilgilerin verilmesinde büyük güçlükler bulunması veya verilerin
aktarılmasının açıkça kanunla öngörüldüğü hallerde, veri kütüğü sahipleri birinci fıkrada
sayılan yükümlülüklerden muaf tutulmaktadır.
MADDE 12- Maddeyle, ilgili kişinin hakları düzenlenmiştir. İlgili kişi kendisiyle ilgili
kişisel veri kaydedilip kaydedilmediğini öğrenme, bunları isteme, verinin muhtevasının eksik
veya gerçeğe aykırı olması hallerinde bunların düzeltilmesini, hukuka aykırı olması halinde
silinmesini, yok edilmesini veya aktarımının engellenmesini isteme hakkına sahiptir. İlgili kişi
aynı zamanda talebi doğrultusunda yapılan işlemlerin, verilerin açıklandığı üçüncü kişilere
bildirilmesini isteme hakkına sahiptir.
Ayrıca bilgi edinmedeki aralıkların uygun olup olmadığının değerlendirilmesi ise
verilerin niteliğine göre yapılacaktır. Yine toplanan verilerin doğrudan pazarlama amacıyla
24kullanılması da öngörülüyorsa, bu konuda da ilgili kişiye itiraz hakkı tanınması ve konuyla
ilgili bilgi verilmesi gerekmektedir.
Veri kütüğü sahibi, kendisinden talepte bulunulması halinde, ilgili kişiye ait bilgileri,
bunların işlenmesinin hukuki dayanağını ve amacını, hangi tür işlemlerin üçüncü kişilere
aktarılabileceğini ve aktarılacak kişilerin kimliklerini bildirmek zorundadır. Verilerin
kaynağının açıklanmasında genel bir ifade yeterli olmayacak, bilginin kaynağı somut olarak
açıklanacaktır. Özellikle verilerin otomatik yollarla işlenmesinde ilgili kişilerin teknik
bilgiden yoksun olma ihtimali gözetilerek, kişilerin anlayabileceği şekilde bilgi verilmesi
gerekmektedir.
Veri kütüğü sahibi bu verilerin muhtevasının eksik veya gerçeğe aykırı olması
hallerinde düzeltmekle, hukuka aykırı olması halinde silmek, yok etmek veya ilgili kişi
hakkında veri işlemesini durdurmak ve üçüncü kişilere aktarımını engellemekle yükümlü
olacaktır. Verilerin yok edilmesi, otomatik olmayan yollarla veri işlenmesi halinde ilgili
evrakların imhası, otomatik yollarla veri işlenmesi halinde verilerin veya ilgili kişiyle
doğrudan ilişkilendirilmeyi sağlayacak bilgilerin kayıtlı olduğu CD, disket, USB disk, hard
disk gibi araçlardan silinmesi veya diğerlerinden ayrıştırılarak yok edilmesi şeklinde
gerçekleştirilecektir.
Maddenin üçüncü fıkrasıyla, ilgili kişilerin maddede sayılan haklarını kullanmalarına
ilişkin olarak istisnalar getirilmektedir. Buna göre ilgili kurumlar, maddede sayılan hakların
kullanılması halinde (a) bendinde belirtilen görevlerin yerine getirilmesi veya yürütülen ceza
soruşturmaları veya kovuşturmalarının akıbetinin tehlikeye düşmesi durumunda ilgili kişilerin
bu hakları kullanmalarını sınırlayabileceklerdir.
MADDE 13- Maddenin birinci fıkrasında 12 nci maddeye göre kullanılacak başvuru
hakkının usulü gösterilmektedir.
İkinci fıkrada ise, birinci fıkraya göre yapılan başvurulara, ilgili veri kütüğü
sahiplerinin hiç veya yeterli cevap vermemesi nedeniyle başvurulacak itiraz yolu
belirtilmektedir.
Üçüncü fıkrayla, 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu paralelinde, başvurudan
kaynaklanan masrafların karşılanmasına yönelik bir düzenleme öngörülmektedir.
MADDE 14- Maddeyle, Direktifin 25 ve 26 ncı maddeleri dikkate alınarak, kişisel
verilerin yurtdışına aktarımı düzenlenmektedir. Kural olarak, kişisel verilerin Türkiye
dışındaki bir ülkeye aktarılabilmesi için yabancı ülkede de, ülkemizdekine eşdeğer ve etkin
bir korumanın bulunması gerekecektir. Veri kütüğü sahipleri ilgili ülkede yeterli düzeyde
koruma olup olmadığını kontrol etmek zorundadır. Bu değerlendirme, işleme konu verinin
niteliği, veri işlemenin amacı ve işleme süresi, verinin aktarıldığı ülkenin konuyla ilgili genel
ve özel düzenlemeleri ile uygulanan güvenlik tedbirleri dikkate alınarak yapılacaktır.
Maddenin ikinci fıkrasıyla bu kuralın istisnaları düzenlenmektedir. Üçüncü fıkraya
göre, kişilerin özel hayatlarının gizliliği ile temel hak ve hürriyetlerin korunmasına ilişkin
yeterli tedbirlerin, yabancı ülkede bulunan veri kütüğü sahibi tarafından yazılı olarak taahhüt
edilmesi durumunda, ilgili veriler Kurulun izniyle aktarılabilecektir.
Son fıkrayla göre ise Kurulun üçüncü fıkraya göre karar alırken dikkate alması
gereken kriterler belirlenmektedir.
MADDE 15- Maddeyle Sözleşmenin 7 nci ve Direktifin 17 nci maddesine uygun
olarak kişisel verilerin işlenmesine ilişkin alınacak teknik ve idarî tedbirler düzenlenmiştir.
25 Maddede kişisel verileri kontrol edenlerin ve onlar adına işleyenlerin, kişisel verilerin
işlenmesinde uygun teknik ve idari tedbirleri almak zorunda oldukları belirtilmiştir. Bu
tedbirler, teknolojinin ulaştığı en üst düzey ve uygulanma maliyeti de dikkate alınarak,
korunacak verinin niteliğine ve işlenmeden kaynaklanabilecek risklere karşı uygun bir
güvenlik seviyesi sağlamalıdır. Bu idarî tedbirler arasında kişisel verilerin korunması
konusunda uygun idarî personel istihdam edilmesi de bulunmaktadır.
Maddenin ikinci fıkrasına göre, verilerin veri kütüğü sahibi adına başka bir işleyen
tarafından işlenmesi halinde, iki taraf arasında bir sözleşme veya hukukî bir tasarrufla yazılı
olarak birinci fıkrada belirtilen yükümlülüklerin yerine getirilmesinin garanti altına alınması
gerekmektedir. Bu halde veri işleyenler, ancak veri kütüğü sahibinin talimatları doğrultusunda
veri işleyebileceklerdir.
MADDE 16- Maddeyle, Kurul tarafından, kişisel veri işleyen veri kütüğü
sahiplerinin tescil edileceği bir sicilin oluşturulması öngörülmektedir. Kişisel veri işleyen
gerçek kişiler ile kamu ve özel hukuk tüzel kişileri, veri kütüğünü kurmadan önce bu Sicile
kaydolmak zorundadırlar. Ancak 22 nci maddede sayılan istisnalar saklıdır. Söz konusu
Sicilin içeriği, aynı zamanda kayıt başvurusunda verilecek olan bildirim içeriğinde bulunan
ve 17 nci maddede belirtilen bilgilerden oluşacaktır.
MADDE 17- Maddede veri kütüğü sahipleri tarafından Sicile kayıt esnasında
bildirilecek hususlar sayılmıştır. Ayrıca söz konusu bilgilerde meydana gelen değişikliklerin,
yıl sonunda toplu olarak Kurula bildirilmesi öngörülmektedir.
MADDE 18- Direktifin 18 inci maddesine uygun olarak hangi hallerde bildirim
zorunluluğunun bulunmadığı düzenlenmiştir. Bu şekilde Kurulun aşırı bir iş yüküyle
karşılaşmasının engellenmesi amaçlanmaktadır.
MADDE 19- Maddede, Direktifin 20 nci maddesi göz önüne alınarak Kurulun, veri
konusu kişilerin kişiliklerine, temel hak ve hürriyetlerine yönelik risk taşıması ihtimali olan ve
bu Kanunun 5 inci maddesinde belirtilen niteliklere uygun olmayan ve 6 ncı ve 7 nci
maddelerinde belirtilen koşulları taşımayan veri işlenmelerini belirlemek üzere, bu işlenmeler
başlamadan önce ön inceleme yapması konusu ve buna ilişkin usul düzenlenmiştir. Kural
olarak, ön inceleme sonuçlanmadan kişisel veri işlemesinin yapılamayacağı esası getirilmiştir.
Maddeyle kişilerin temel hak ve özgürlüklerine önemli ölçüde zarar verebilecek
işlemelerin önceden tespit edilerek engellenmesi amaçlanmaktadır. Buna göre işlenen verinin
niteliği, işleme amacı, verinin dahil olduğu kategori ve ortaya çıkacak sonuçlar
değerlendirilecektir.
MADDE 20- Maddeyle özellikle veri kütüğü sahibi tüzel kişilere, Kanunda bahsi
geçen veri koruma kurallarının kendi kurumlarında etkin bir şekilde uygulanmalarını
sağlamak ve bir iç denetim mekanizması kurmalarını mümkün kılmak amacıyla bağımsız bir
veri denetim kuruluşu görevlendirme imkânı verilmektedir. Aynı zamanda ilgili veri kütüğü
sahipleri, 16 ve devamı maddelerinde belirtilen bildirim külfetinden kurtulacaklardır.
Maddeye göre, Kanunun hedeflediği veri koruma standartlarının yerine getirilmesi
için, söz konusu denetim kuruluşlarının kendilerini atayan veri kütüğü sahibinden talimat
almaksızın, bağımsız olarak görevlerini yerine getirmeleri öngörülmektedir. Buna göre
26denetim kuruluşları 16 ncı maddede öngörülen Sicili tutacaklar ve yaptıkları çalışmalar
hakkında hazırlayacakları raporları her yıl Ekim ayı sonuna kadar Kurula sunacaklardır.
Hâlen mevcut bir bağımsız denetim kuruluşu olmamakla birlikte, söz konusu
düzenlemenin geleceğe yönelik olarak, özellikle büyük şirketler veya şirket gruplarına veri
koruma prosedürlerini daha etkin ve kolay bir şekilde yerine getirme imkanını sağlayacağı
öngörülmektedir.
MADDE 21- Maddeyle 20 nci maddede belirtilen denetim kuruluşunun görevine
başlayabilmesi için Kurula bildirimde bulunulmasının zorunlu olduğu belirtilmiş, bu
kuruluşlar veya veri kütüğü sahipleri tarafından yapılabilecek suiistimallerin engellenmesi
için, Kurulun Kanundan doğan yetki ve görevleri saklı tutulmuştur.
MADDE 22- Maddede, Direktifin 13 üncü maddesi göz önüne alınarak genel
kurallara getirilen istisnalara bentler halinde yer verilmiştir. Buna göre birinci fıkrada bentler
halinde sayılan durumlarda Kanunun; hukuka uygunluk sebepleri, aydınlatma yükümlülüğü,
Veri Kütüğü Sicili, Sicile kayıt ve ön inceleme konularıyla ilgili maddeleri
uygulanmayacaktır.
Özellikle belli bir kişiye ilişkin tedbir veya karar alınmasına yönelik kullanılmadığı
ve veri konusu kişinin özel yaşamının gizliliğinin ihlal edilmesi riskinin kesinlikle
bulunmadığı hallerde, 12 nci maddede belirtilen haklar, ilgili mevzuatta yeterli koruma
tedbirleri bulunması kaydıyla, bilimsel araştırma yapma veya istatistik oluşturma amaçları ile
kanunla sınırlandırılabilecektir.
Direktifin 13 üncü maddesi, yukarıda sayılan istisnaların tanınması bakımından üye
ülkelere imkân tanımakta olup, üye ülkelerin büyük çoğunluğu, kendi veri koruma
kanunlarında bu tip istisnaî düzenlemelere yer vermişlerdir.
MADDE 23- Maddeyle, 22 nci maddede sayılan istisnalar dışında, gazetecilik
amacıyla kişisel veri işlenmesi durumunda bir kısım istisnalar öngörülmektedir. Buna göre,
maddede belirtilen veri kütüğü sahipleri, sadece gazetecilik amacıyla veri işlemeleri halinde
Kanunun; kişisel verilerin işlenmesi ilkeleri, verilerin korunması için alınacak tedbirler ile
mesleki davranış kurallarının hazırlanması konularına ilişkin maddelerine tabi olacaklardır.
Maddenin ikinci fıkrasıyla, birinci fıkrada tanınan muafiyetin sınırları tespit
edilmektedir.
MADDE 24- Maddede kişisel verilerin işlenmesi bakımından meslekî davranış
kuralları düzenlenmiştir. Direktifin 27 nci maddesi göz önüne alınmış olup, değişik
sektörlerde farklı özelliklere sahip mesleklere yönelik olarak, kişisel verilerin işlenmesi
bakımından hazırlanan veya değiştirilen mes1ekî davranış kurallarına ilişkin düzenleme
taslakları hakkında Kuruldan görüş alınması öngörülmüştür.
MADDE 25- Madde, Sözleşmenin de öngördüğü genel bir ilkeyi tekrarlamaktadır.
Bu hükümle artık ihtiyaç duyulmayan kişisel verilerin silinmesi veya yok edilmesi konusu
düzenlenmektedir.
Ayrıca, silinme veya yok edilmenin hangi yöntemlerle gerçekleştirileceği konusunda
Kurulca, her sektörün özellikleri göz önünde tutularak özel kuralları içerecek yönetmelik
hazırlanması olanağı tanınmıştır.
27MADDE 26- Maddeyle, kişisel verileri kontrol edenleri denetlemek ve Kanunla
verilen görevleri yapmak üzere Kişisel Verileri Koruma Kurulunun oluşturulması
öngörülmektedir.
Sözleşmenin 4 üncü maddesi her devletin Sözleşmede öngörülen ilkeleri iç
hukuklarında yaşama geçirmesini zorunlu kılmıştır. Sözleşmeyi onaylayan devletler bu
amaçla birer kurumsal yapı oluşturmuşlardır. Aynı şekilde Avrupa Komisyonunun söz
konusu 95/46/EC sayılı Direktifinin 28 inci maddesinde üye devletlerin, kişisel verilerin
işlenmesine ilişkin ilkelerin uygulanmasını izlemek ve yönlendirmek üzere bir veya bir kaç
kamu kuruluşunu görevlendirmeleri gereğine işaret edilmiştir.
Avrupa Birliği üyesi ülkelerin tümünün, bu alanda yasama veya yürütme organlarına
karşı bağımsız bir şekilde görev yapacak kurullar oluşturduğu gözlenmiştir. Örneğin,
Almanya’da, Federal Verileri Koruma Görevlisi (Bundesbeauftragter für Datenschutz),
Avusturya’da Verilerin Korunması Komisyonu (Kommission für Datenschutz), İsveç’te
Verileri Denetim Kurulu (Data Inspection Board), Fransa’da Enformatik ve Özgürlükler Milli
Komitesi (Commission Nationale de 1 ‘Informatique et des Libertes), İngiltere’de Veri
Koruma Komisyonu (Data Protection Commissioner) gibi kuruluşlar, milli kanunlar ve
sözleşmelerde yer alan verilerin korunması ilkelerinin uygulanmasını izleyen ve yönlendiren
bağımsız kuruluşlardır.
MADDE 27- Maddede Kurulun oluşum biçimi, Kurul üyeliklerine seçileceklerde
aranan nitelikler belirtilmiştir.
Kişisel Verileri Koruma Kurulu, Kanunda öngörülen hükümlerin, kişisel veri
sicillerini kontrol eden kamu kurum veya kuruluşlarınca uygulanmasını izleyip denetleyecek,
ayrıca kendiliğinden veya başvuru üzerine herhangi bir konuyu inceleyerek açıklığa
kavuşturacaktır. İnceleme sonucunda kanun hükümlerinin ihlal edildiğinin anlaşılması
halinde, Kurul, sorumlulardan kişisel verilerin işlenme tarzında değişiklik yapılmasını veya
işlemeyi sona erdirmesini ve gerekiyorsa silinmesini ya da yok edilmesini isteyecektir.
MADDE 28- Maddeyle Kurul üyelerinin görev süreleri, üyeliğin sona ermesi
halinde yeni üye seçimi ve yapılacak işlemler düzenlenmektedir.
MADDE 29- Maddeyle Kurul üyelerinin edecekleri yemin usulü düzenlenmiştir.
MADDE 30- Maddeyle, Kurulun çalışma esasları düzenlenmiştir.
MADDE 31- Maddede Kurulun görev ve yetkileri sayılmıştır.
MADDE 32- Maddede şikâyet başvurusunun usulü gösterilmektedir. Buna göre
ilgili kişiler, şikâyet konusu işlemin yapıldığı veya öğrenildiği tarihten itibaren üç ay içinde
Kurula şikayette bulunabileceklerdir.
MADDE 33- Maddede, Kurulun şikâyetleri inceleme usulü ve bu inceleme
neticesinde yapacağı işlemler ile veri kütüğü sahibinin Kurul incelemesi ile ilgili olarak
yükümlülükleri düzenlenmektedir.
Maddenin son fıkrasıyla Kurula, geçici tedbir mahiyetinde veri işlenmesini veya yurt
dışına veri aktarımını engelleme imkânı tanınmaktadır.
28
MADDE 34- Sözleşmenin 10 uncu maddesinde, onaylayan devletlerin, Sözleşmede
öngörülen ilkelerin gereken şekilde uygulanabilmesini sağlamak üzere, iç hukuklarında etkin
yaptırımlar öngörmeleri belirtilmiştir. Aynı şekilde, söz konusu 95/46/EC sayılı Avrupa
Topluluğu Direktifinin 11 inci Bölümünde, üye devletler, ilkelerin ihlâli halinde yaptırımlar
uygulamaya davet edilmektedir. Nitekim, mevzuatı incelenen devletlerde, kişilik hakları
ihlalinin ağırlık derecesine göre, para veya hürriyeti bağlayıcı cezalar verildiği gözlenmiştir.
Buna göre, maddede 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 135 ve devamı maddelerine
paralel olarak ceza hükümleri öngörülmüştür.
MADDE 35- Maddede Türk Ceza Kanununda düzenlenmeyen silinmesi veya yok
edilmesi gereken kişisel verileri ihmalen silmeyen veya yok etmeyen kişiler için ceza
yaptırımı öngörülmektedir.
MADDE 36- 5237 sayılı Türk Ceza Kanununa paralel bir şekilde, daha önceki
maddelerde tarif edilen suçların tüzel kişiler tarafından işlenmesi halinde, tüzel kişilere özgü
güvenlik tedbirlerinin uygulanması öngörülmektedir.
MADDE 37- Maddede, Kurul tarafından idarî para cezaları verilmesi
düzenlenmiştir. Kanunun ilgili maddelerine belirli atıflar yapılmak suretiyle, suçta kanunîlik
ilkesi korunmuş ve ihlalin ağırlık derecesine göre giderek artan para cezaları öngörülmüştür.
MADDE 38- Maddenin birinci fıkrasında yıllık faaliyet raporu düzenlenmiştir. Buna
göre, Kurul, açıklık ilkesinin gereği olarak, her yıl vermiş olduğu kararlar, yaptığı
düzenlemeler ve bunların etkilerini analiz eden bir rapor hazırlayacaktır. Yine bu ilkenin
gereği olarak söz konusu raporun ve Kurul kararlarının erişime açılması öngörülmüştür.
MADDE 39- Maddeyle Kanunun uygulanmasına ilişkin yönetmeliklerin
Başbakanlık tarafından yürürlüğe konulması öngörülmüştür.
GEÇİCİ MADDE 1- Maddeyle, halen veri işlemekte olan veri kütüğü sahiplerinin
sicile kayıt olmaları süre öngörülmekte ve bu şekilde veri kütüğü sahiplerinin gerekli
hazırlıkları yapabilmesi için imkân tanınmaktadır.
MADDE 40- Yürürlük maddesidir.
MADDE 41- Yürütme maddesidir
Kişisel verilerin korunması kanunu tasarısı tam metni
KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUNU TASARISI
Trend Haberler
AYM, ARABULUCULUK KANUNU'NUN 18A/11 HÜKMÜNÜ İPTAL ETTİ
Prof. Dr. Ömer Çınar, Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçildi
Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin 2023/17048 E. ve 2023/8966 K. sayılı kararı
CMK beraat vekalet ücretlerini tahsil edemeyen avukatlar 'içtihat birliği' istedi
KARAYOLLARI TRAFİK KANUNU 110/2. MADDESİ KISMEN İPTAL EDİLDİ
Ortak Hayatın Yeniden Kurulamamasına Bağlı Olarak Boşanma Davası Açabilmeyi Bazı Şartlara Bağlayan Kuralın Anayasa’ya Aykırı Olduğu