AK PARTİ’NİN HUKUKÇU KURMAYLARI TASLAĞI TAMAMLADI, SON SÖZ ERDOĞAN’DA

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla başlatılan ve özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasına ilişkin çalışma son aşamaya gelirken muhalefetin de görüşü alındı. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ başkanlığındaki komisyon, CMK’nın 250, 251 ve 252. maddelerinde değişiklik yapılarak, özel yetkili savcı ve mahkemelerin tamamen kaldırılması çalışmasını nihai karar için Erdoğan’ın görüşüne sunulacak noktaya getirdi. ÖYM’ler kaldırılırken, terör ve darbe suçları için bölgesel mahkemeler kurulacak. 

Değişiklik tek madde olarak yapılacak

Başbakan Erdoğan başkanlığında resmi konutta ardından Meclis AK Parti Grubu’ndaki hukukçular toplantısında, 3. Yargı Paketi’ne eklenecek CMK’yla ilgili düzenlemenin ayrıntıları netleşti. Çalışma, CMK 250, 251 ve 252. maddelerde değişiklik yapılmasını öngörüyor. Değişikliğin pakete alt başlıkları olan tek madde olarak eklenmesi bekleniyor. Buna göre mevcut davaların düşmesi engellenecek, izin mekanizması olacak ve arama, dinleme, tutuklama gibi kararları davaya bakan hakim dışında bir hakim verecek.

Özgürlükler için izin mekanizması güçlenecek

Toplantıda temel ilkeler üzerinde görüş birliği sağlandığı ifade ediliyor. Son kararı Başbakan Erdoğan’ın vereceği çalışmalarda ÖYM’lerin kaldırılması öngörülüyor. ÖYM’ler kaldırıldıktan sonra, mevcut yapısına göre yetkilerinin sınırlanacağı yeni bir modele geçilecek. Yeni kurulacak mahkemelerin kişi hak ve hürriyetlerini sınırlayıcı faaliyetlerinin engellenebilmesi için ‘izin’ mekanizması güçlendirilecek. Bunun için Anayasa’nın 129. maddesi çerçevesinde, terör mahkemelerinde kimlerin hangi usulle yargılanabileceği konusunda, MİT Müsteşarı Hakan Fidan örneğinde olduğu gibi izin mekanizmasıyla ilgili yeni bir düzenleme yapılacak.

‘Terör’ ve ‘darbe’ye bölgesel mahkeme

Şimdiye kadar özel yetkili mahkemelerin  baktığı Türk Ceza Kanunu’ndaki “Anayasal düzene ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini devirmeye yönelik suçlar-terör-çete-organize suç-çıkar amaçlı suç örgütü-casusluk” gibi suçlardan özellikle terör ve darbe suçu için bölgesel mahkemelerin kurulması planlanıyor. Diğer suçlar için ise her ilde bir mahkemenin görevlendirilmesi seçenekler arasında.

Aynı şekilde, belediyelerdeki yolsuzlukları da içine alan “Haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde cebir ve tehdit uygulanarak işlenen suçlar” da normal ağır ceza mahkemelerine devredilecek. ÖYM’lerin yerine bölgesel mahkemeler kurulması halinde, mahkemelerin kadrosunu sil baştan ele alacak Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun kapsamlı bir kadro değişikliğine gidebileceği belirtiliyor.

Mevcut davaların  durumu ne olacak?

Mevcut davaların etkilenme durumu da masaya yatırıldı. Ergenekon ve Balyoz gibi ÖYM’lerin baktığı davaların düşmesine yol açacak bir düzenleme olmaması kararlaştırıldı. TBMM’ye sunulacak öneriye bu ÖYM’lerde iddianamesi kabul edilerek açılmış davaların mevcut mahkemelerinde görülmeye devam etmesi yönünde geçici madde konulması üzerinde duruldu. İkinci alternatifte ise davaların HSYK’nın görevlendireceği Ağır Ceza Mahkemeleri’ne taşınması kararlaştırıldı.

Tutukluluk süresinde görüş ayrılığı var

Özel yetkili mahkemelerin en çok tartışılan uygulamasını da CMK 252/2’de yer alan “250 nci maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde öngörülen suçlar bakımından, Kanunda öngörülen tutuklama süresi iki kat olarak uygulanır” hükmü. Uzun tutukluluk tartışmalarına yol açan hüküm, en fazla 5 yıl olan tutuklu kalma süresine 10 yıla çıkarıyor. Bu sürenin 5 yılla sınırlandırılması yönünde görüşler toplantıda dile getirildi. Adalet Bakanlığı ise sürede oynamanın çok sayıda terör sanığının serbest bırakılmasına yolaçacağını, yargının hızlandırılmasıyla sorun aşıldıktan sonra böyle bir düzenleme yapılması yönünde görüş belirtti. Bu konuda madde üzerinde çalışma tamamlandı ancak karar Başbakan’a bırakıldı.

Çete suçunun tanımı yenilenebilir

Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım ve İzmir Belediyesindeki davalarda eleştiri konusu olan çete suçunun tanımı da toplantılarda ele alındı. Çete ve örgüt tanımlarının yenilenmesi ve şike, yolsuzluk gibi suçlarda bireysel yargılamanın yapılabilmesi için de hukuki metinler oluşturuldu. 

‘Özgürlük hakimi’ uygulaması başlıyor

Toplantıda hem terörle mücadele edebilmek için yargının elini zayıflatmayacak ‘özel’ yetkileri olan yeni bir mahkemenin kurulması, hem de bu mahkemenin temel hak ve hürriyetleri sınırlandıracak, demokrasiyi gölgeleyecek uygulamalardan uzak durması için nasıl bir mekanizma kurulabileceği tartışıldı. Bu çerçevede masaya ilginç bir öneri geldi. Özgürlük hakimlerinin iş başı yapması; böylece savcının soruşturmaya başlamasından sonra şüpheli ile ilgili arama, takip, dinleme ve tutuklama gibi özgürlüğü sınırlayıcı kararları davaya bakan hakimin değil başka bir hakimin alması önerildi. Bu sistemde, özgürlüğü kısıtlayıcı kararları alan hakimin, davanın devamında alacağı kararın etki altında kalması engelleniyor. Bu yöntemin bazı ülkelerde uygulandığı belirtildi.

TBMM’DE ÖZEL YETKİLİ MESAİ

AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal dün Meclis’te grubu bulunan partilerin grup başkanvekillerini ayrı ayrı ziyaret etti. Ak Partili Ünal, Özel Yetkili Mahkemelerle ilgili bir çalışma yaptıklarını belirterek, bu konuda partilerin görüşlerini almak istediklerini söyledi. Ünal’ın, yürüttükleri çalışmanın içeriği hakkında bilgi vermediği öğrenildi. CHP ve BDP, konuyla ilgili daha önce verdiklerini kanun tekliflerini hatırlatarak, bu mahkemelerin kaldırılması önerilerini iletti. AK Partili Ünal’ın ziyaret ettiği CHP ve BDP grup başkanvekilleri, ÖYM’lerin tamamen kaldırılmasını, yerine yeni bir mahkeme kurulmamasını istedi. MHP ise, ÖYM’lerin yetkilerinin daraltılmasını önerdi.

ÖYM’LERİN BAKTIĞI DAVALAR

- Ergenekon: İstanbul 13. Ağır Ceza 8Balyoz davası: İstanbul 10.Ağır Ceza 8KCK ana davası: Diyarbakır 6.Ağır Ceza - 12 Eylül darbe davası: Ankara 12. Ağır Ceza - Şike davası: İstanbul 16. Ağır Ceza - Askeri casusluk davası: İstanbul 11. Ağır Ceza - Zirve Yayınevi cinayeti: Malatya 3. Ağır Ceza - İzmir Büyükşehir Belediyesi yolsuzluk davası: İzmir 8. Ağır Ceza -  Faili meçhuller davası: Diyarbakır 3. Ağır Ceza.

DEVAM EDEN SORUŞTURMALAR:  Özel yetkili savcılar; 28 Şubat, KCK, 12 Eylül işkence, Askeri Casusluk ile Turgut Özal, Muhsin Yazıcıoğlu, Orgeneral Eşref Bitlis, Albay Rıdvan Özden’in şüpheli ölümleriyle ilgili soruşturma yapıyor. Çok sayıda, çete ve uyuşturucu soruşturması da var.

Davalara bakarak düzenleme yapılmaz

Özel Yetkili Mahkemelere ilişkin planlanan düzenlemede ÖYM’lerin kapatılması, ‘Terör Mahkemesi’ olarak isim değiştirmesi ya da yetki alanının daraltılması seçenekleri tartışılırken, ceza hukukçuları ve Adalet eski Bakanları ÖYM’leri değerlendirdi.

Demokratik yargı biçiminde ÖYM’ye yer yok

- PROF. DR. YÜCEL SAYMAN: Var olan davalara bakarak düzenleme yapılmaz. Özel yetkili mahkemeleri kaldırılması gereken mahkemeler. Bunların kaldırılmasıyla dosyaların olağan mahkemelere gönderilmesi halinde eğer yargılananlar aleyhine sonuç doğuruyorsa, ek madde ile düzenlenebilir. Ama lehine olan şeyleri ortadan kaldıramazsınız. Başka mahkemeye dönüştürülmesi ya da sınırlandırılması değil, tamamen kaldırılması lazım. Bu mahkemelerin demokratik bir yargı biçiminde yeri yok. Kaldırıldığı zaman ‘sanık lehine bunlar olacak’ diye tartışılmaz.

Sorun özel yetkili mahkemede değil

- PROF. DR. ADEM SÖZÜER (İ.Ü. Hukuk Fakültesi Dekanı): Sorun, ÖYM’ler değil; kanuna aykırı özel uygulamalar. O nedenle mahkemelerin kaldırılması değil, kanuna aykırı bu özel uygulamaların kaldırılması lazım. Ama şöyle bir anlayış var. ‘Özel yetkililerin savcıları savcı gibi savcıdır.’ Bu anlayış yanlış. Ağır ceza savcısı olsa sanki gereğini yapmayacak? Bu DGM’den gelen bir alışkanlık gibi. Oraya giden hakim güçlü kudretli de ağır cezadaki niye değil? 

Kimse merak etmesin bir boşluk kalmaz

- DOÇ. DR. ÜMİT KOCASAKAL (İstanbul Barosu Başkanı): ÖYM’nin isminin değiştirilmesi yapıldı. DGM idi ÖYM oldu. İsminin değiştirilmesi bir seçenek olmaz. Alanını daraltmak da sorunu çok çözmez. Şu anda bile o denli geniş olmasa da alanı, bir takım hukuka aykırı yorumlar ile kendileri alanını genişletiyor. Doğrusu bunu kaldırmaktır. Kimse merak etmesin boşluk olmaz. Ağır ceza mahkemesine devredeceksiniz. 

ÖYM’de görev alanı tanımı net yapılmalı

- PROF. DR. HİKMET SAMİ TÜRK (Adalet eski Bakanı): ÖYM’ler adı değiştirilmiş DGM’ledir. Bunların görev alanına giren suçları iyi tanımlamak gerekiyor bir uzmanlık mahkemesi olarak. Uygulamaların kanuna verdiği anlam çok önemli. Ceza hükümleri getiren kanunlarda her suçun açık belirgin biçimde tanımlanması, uygulamanın o tanımlar içinde yürütülmesi demektir. Bu olmaz ise isim değişikliğinin anlamı olmaz.

Çok istisna yetkiler vermek doğru değil

- OLTAN SUNGURLU (Adalet eski Bakanı): ÖYM’nin adını değiştirmenin bir manası yok. Yetkiyi daraltmak lazım... Çok istisnai yetkiler vermek doğru değil. Diğer mahkemelerden farklı statüye tabii olması doğru değil. Orada çalışacak hakimlerin ihtisaslaşmış olması önemli bir kazanım olur.

ÖYM’ler, Ergenekon ve Balyoz’da etkili oldular

- ŞEVKET KAZAN (Adalet eski Bakanı): ÖYM’lerin kaldırılması başta yapılması gereken düzenleme idi ama ÖYM’ler Balyoz, Ergenekon gibi davaların hazırlık soruşturmalarının yapılması konusunda etkili oldu. Şimdi yapılacak düzenleme ile mahkemeleri değil ceza hukukunu konuşur duruma geliriz. İhtisas mahkemeleri kurulmalıdır.

Ya kaldırılsın ya da alanları daraltılsın

- PROF. DR. SÜHEYL DONAY: ÖYM’leri ya tamamen kaldıracaksın ya alanını daraltacaksın. ÖYM’ler çok ülkede var, ama bu kadar yetkili değil. Bence belirli suçlar için ÖYM’leri yine korursun, ama aşırı yetkileri normal mahkemeler ne gibi yetkilere sahip ise o mahkemeleri de aynı yetki ile kullanırsın. Bir nevi ihtisas mahkemesine dönüşür kamuoyu da bunu talep ediyor.  - ERDİNÇ AKKOYUNLU / SEDA ÇAKMAK



Star