21. yüzyılın yeni moda fesih sebebi mobbing, son yıllarda ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkıyor Mobbing kavramına giren davranışlara maruz kalan çalışanlar için haklı nedenle fesih hakkı doğduğu gibi, ceza hukuku açısından da bazı durumlarda suç teşkil ettiği su götürmez bir gerçektir. Nitekim mobbing kapsamında sayılabilecek davranışlar aynı zamanda hakaret, tehdit, yaralama, şantaj, iş ve çalışma hürriyetinin ihlali ve sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi gibi ceza kanununda tanımlanmış suçları da beraberinde getirebilmektedir

Psikolojik taciz ve baskı anlamına gelen mobbing işçiye karşı yıldırma amacı güden davranışlara verilen isimdir. İşverenlerce işçiye karşı belli bir amaca dayanarak, haksız şekilde, sürekli ve sistematik olarak bu davranışların tekrarlanmasıyla meydana gelmektedir.

Suç teşkil eden tarafına değinecek olursak; öncelikle TCK’nın 106/1. maddesi, “Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi hapis cezası ile cezalandırılır.” demektedir. Çalışan kişi işverence kendisine yapılan davranışların bu madde kapsamına girdiğini ispat edebilirse tehdit edildiği gerekçesiyle ceza davası açabilecektir.

TCK’nın 107. maddesine göre, hakkı olan veya yükümlü olduğu bir şeyi yapacağından veya yapmayacağından bahisle, bir kimseyi kanuna aykırı veya yükümlü olmadığı bir şeyi yapmaya veya yapmamaya ya da haksız çıkar sağlamaya zorlayan kişi ile kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyla bir kişinin şeref veya saygınlığına zarar verecek nitelikteki hususların açıklayacağını veya isnat edeceğini söyleyen kişi şantaj suçunu işlemiş olur. Yine aynı şekilde işçinin maruz kaldığı davranışlar bu madde kapsamına sokulabilecekse şantaj suçu gündeme gelecektir.

TCK’nın 117. Maddesinde, cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla, iş ve çalışma hürriyetini ihlal eden kişi ile cebir veya tehdit kullanarak, işçiyi veya işverenlerini ücretleri azaltıp çoğaltmaya veya evvelce kabul edilenlerden başka koşullar altında anlaşmalar kabulüne zorlayan ya da bir işin durmasına, sona ermesine veya durmanın devamına neden olan kişinin cezalandırılacağına yer verilmektedir. Bu açıdan ise iş ve çalışma hürriyetinin ihlaline dayanılarak ceza davası açılabilecektir.

TCK’nın 118. maddesinde bir kimseye karşı bir sendikaya üye olmaya veya olmamaya, sendikanın faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, sendikadan veya sendika yönetimindeki görevinden ayrılmaya zorlamak amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişinin cezalandırılacağı belirtilmiştir. Bu maddenin de gösterdiği üzere işçinin en temel haklarından olan sendikal haklarının kullanılmasının engellenmesi suç teşkil edecektir.

TCK’nın 123. maddesine göre sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması halinde, mağdurun şikayeti üzerine faile ceza verileceği belirtilmiştir. İşçinin huzurunu bozmaya yönelik bu davranışlar ceza hukuku kapsamında suç sayılmıştır.

TCK’nın 125. Maddesinde düzenlenmiş olan hakaret suçu, “bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi...” şeklinde tanımlanmıştır. İşçiye karşı gerçekleştirilen davranışların tanımdaki kapsama girmesi halinde hakaret suçu açısından ceza davası açılabilecektir.

İşte yukarıda da anlatıldığı üzere, mobbing tek yönden değerlendirilebilecek bir durum değildir. Hem hukuki açıdan hem de ceza hukuku açısından değerlendirilmesi gereken işçiye karşı psikolojik taciz ve baskı içeren sistematik davranışlardır. İşyerinizde yukarıda sayılanlar gibi davranışlara maruz kalmanız halinde, haklarınızı öğrenmek için mutlaka uzman bir hukukçuya danışın.