İnternet, son on yılda hayatımızın vazgeçilmezlerinden biri oldu. İnternetin bu denli hayatımızın içinde olmasının en büyük etkenlerinden biri istediğimiz anda ve istediğimiz yerde bilgiye hızlıca ulaşmamızı sağlayan  akıllı telefonlar ve tabletlerin sunduğu imkanlar… Ancak bu noktada, bu devasa bilgi yığınına  bu kadar çabuk ve kolay ulaşabilmenin hazzı, bizi, ulaştığımız bu bilgilerin ne kadar doğru ve güvenilir olabileceği sorusunu sormaktan alıkoymamalı. Hatta bu soruyu ilk olarak kendimiz hakkında, kendimize sorarsak, yani internet dünyasında kendimiz hakkında ne yazıyor ve yazılanlar ne kadar doğru diye sorup şüphe merdiveninin ilk basamağına adımımızı atarsak, belki kendimiz hakkında karşılaşacağımız tablo ile, diğer konularda yazılmış pek çok şeyin, bilgiden ziyade bir data yığınından, bir dedikodudan, bir temenniden, bir varsayımdan kısacası öznel bir değerlendirmeden öteye gitmeyebileceğini göreceğiz. Buradan hareketle, kişisel dünyamızda her geçen gün daha da önemli hale gelen bir olguyla, –eğer gerekli adımları atmazsak - büyük bir problemle karşı karşıyayız ; Online İtibar . . .

Bu yazımda,  Online İtibar ve elimizden hiç düşürmediğimiz akıllı cihazlarda bulunan uygulamaların Online İtibarımızla ilişkisi hakkında düşüncelerimi paylaşacağım.

İnternetin yaygınlaşması ile beraber  hayatımıza pek çok yeni kavram girdi. İşte bu kavramlardan biride Online İtibar kavramı. Ülkemizde ve dünyada son yıllarda yaygın bir şekilde kullanılmaya başlayan bu kavram aslında tam olarak bilinmemekte. Bu kavram kabaca , bireysel veya kurumsal şirketlerin internet üzerindeki aktivitelerinin genel olarak nasıl anlaşıldığını, müşterilerinin veya diğer kişi ve kurumların firma hakkındaki genel görüş ve tutumlarını ifade eder. Bir diğer deyişle, “Bir kişiyi ya da firmayı  nasıl bilirsiniz?“ sorusuna , bu kişi veya kurum hakkında internet üzerinden elde edilen bilgilerle oluşturulan kanaatle verilen cevap, söz konusu kişi ya da kurumun sanal dünyadaki online itibarıdır denebilir...

Bu kavram, henüz genel kabul görmüş ve literatüre de bu adla geçmiş olmadığı halde, gündelik hayatın pratiklerinde - farkında olalım ya da olmayalım - ilişkiye girilen kişi ve kurumların, sanal dünyada oluşturduğumuz profiller üzerinden elde ettiği bilgi ve belgelerle hakkımızda oluşturduğu kanaat ile tecessüm ve tezahür ediyor demek yanlış olmasa gerek.

Online itibarınız; mevcut müşterileriniz, potansiyel müşterileriniz, iş ortaklarınız, gazeteciler, çalışanlarınız, çalışan adaylarınız, hisse sahipleri, yatırımcılar, kısacası, direkt ya da dolaylı ilişkiniz olabilecek herkes tarafından takip edilebilir. İnternette itibarınızı olumsuz etkileyebilecek onlarca şeyle de karşılaşa bilirsiniz ; mesela markanız ya da şahsınız adına açılmış sahte hesaplar buna örnek olarak gösterilebilir. Bunun yanında, yalan haberler ve içerikler, sahte domain isimleri, kurumsal skandallar, şikayet platformları ve forumlar, ve buralardaki olumsuz yorumlar itibarınızı olumsuz etkileyecek etmenlere örnek gösterilebilir.

Tabi bunları kontrol etmek göründüğü ya da sanıldığı kadar  kolay değil. Zamanında ve doğru adımların atılması gerekir, ki bu da bir ekip işidir. Bilişim hukukundan SEO (Arama Motoru Optimizasyonu)'ya, iletişimden müşteri ilişkileri yönetimine birden fazla uzmanlık alanını ilgilendirir. Sizin de yukarıda bahsettiğim gibi itibarınızı olumsuz etkileyebilecek her türlü içeriği kontrol etmeniz gerekmektedir ki bu da sosyal ağları, haber sitelerini, blog ve sözlükleri vb yerleri sürekli takip etmeyi zorunlu kılar.

Peki, kendi itibarınızı arttırmak için ya da müşterilerinize sunduğunuz hizmetlere kolayca ulaşılmasını sağlamak için neler yapabilirsiniz? Bunun için en iyi çözüm mobil uygulamalar olacaktır. Çünkü, Türkiye’de her 5 kişiden 1’i akıllı telefon kullanmakta ve bu sayıda gün geçtikçe artmaktadır. Ayrıca, her 10 mobil cihazdan 9'u aktif olarak internet erişimine sahip bulunurken , bu cihazlar için yapılmış hâlihazırda iki buçuk milyondan fazla uygulama müşterilerin kullanımına sunulmuş (AppStore-Play Store) ve bu uygulamaların indirilme sayısı ise yaklaşık olarak yüz elli milyarı geçmiş durumdadır.

Eskiden sorulan “Web siten var mı?” sorusunun yerini artık muhtemelen, “Mobil uygulaman var mı?” sorusu alacak ve dünyaya açılan kapınız artık siteniz değil, uygulamanız olacaktır. Bu nedenle eğer müşterilerinize siteniz üzerinden hizmet sunuyorsanız, geç kalmadan mobil uygulama treninden yerinizi ayırtmayı unutmayın. Ayrıca, yazılarınızı yayınladığınız bir siteniz varsa, kullanacağınız bir mobil uygulama sayesinde takipçilerinize kolay bir okuma platformu sunabilirsiniz. Eğer gerekli veriler alınmışsa, yazılarınızı internet olmasa dahi okuyucularınıza ulaştırabilir ve bu sayede offline durumda bile hedef kitlenize ulaşabilir, online itibarınızı artırabilirsiniz. Sözün özü, mobil uygulamalarla yapılabilecek o kadar çok şey var ve mobil uygulama dünyası o kadar geniş bir dünya ki, sağlık alanından modaya, müzikten eğitime, iletişimden eğlenceye bu dünyada yapabileceklerinizin sınırını belirleyen tek şey sizin hayal gücünüz.

Görünen o ki, internet her geçen zaman bugün tahmin bile edemediğimiz yol ve yöntemlerle  hayatımızın her alanına nüfuz edecek. Bu noktada mahrem alanımızı  ve online itibarımızı korumak teknolojiyi kullanmayı bilip bilmediğimize ve nasıl kullandığımıza bağlı olduğu kadar, ister seküler ister dini olsun, söz ve tavırlarımızın belli bir ahlaki dizgeyi takip edip etmemesine de bağlı olacaktır.

(Bu köşe yazısı, sayın Av. Meltem Banko tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)