Anayasa Mahkemesi, cinsiyet değişikliği talebi 4 yıl sonra kabul edilen trans bireyin maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiğine karar verdi. 

Habertürk'ten Fırat Tur'un haberine göre, Gaziantep’te yaşayan 1983 doğumlu M.K., nüfus kaydında kadın olarak işlendi. Ergenlik çağından itibaren psikolojik ve hormonal olarak erkeksi tavırlar sergileyen M.K. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından takip altına alındı. Fakülte, kadın üreme organlarına sahip olan M.K.’nın erkek cinsel kimliği benimsediği yönünde rapor verdi. 

M.K., 2014 yılında cinsiyet değişikliği ameliyatı izni alabilmek için Şanlıurfa Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurdu. Mahkeme, M.K.’nın üreme yeteneği olduğu gerekçesiyle davayı reddetti. 

Trans birey, kararın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. M.K, evlilik aşamasında olduğunu, kimliğini değiştiremediği için zorda kaldığını ifade etti. Mahkeme, Medeni Kanun’da yer alan “cinsiyet değişikliği için üreme yeteneğinden sürekli yoksun olma ön koşulunun” Anayasa’ya aykırı bularak iptal etti. Anayasa Mahkemesi’nin bu kararının ardından yeniden yerel mahkemeye başvuran M.K.’ya 2018 yılı ocak ayında cinsiyet değişikliği için izin verildi. 

M.K., cinsiyet değişikliği ameliyatı olması için yaklaşık 4 yıl sonra karar verildiği ve bu süre boyunca özel hayatının etkilendiği ve haklarının ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Mahkeme, oybirliği ile aldığı kararla, Anayasa’nın 17. Maddesi’nde güvence altına alınan maddi ve manevi varlığın geliştirilmesi hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Maddi tazminat talebi reddedilirken, yargılama giderleri M.K.’ya ödenecek.

AYM BASIN DUYURUSU

Cinsiyet Değişikliğine İzin Verilmemesi Nedeniyle Maddi ve Manevi Varlığın Korunması ve Geliştirilmesi Hakkının İhlal Edilmesi

Anayasa Mahkemesi İkinci Bölümü 12/6/2018 tarihinde, M.K. (B. No: 2015/13077) başvurusunda Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirmesi hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.

Olaylar

Nüfus kaydında kadın olan başvurucu (trans birey) erkek kimliğine geçmek istemiştir. Ruh sağlığı ve hastalıkları bölümünün iki yıllık takibi sonucunda başvurucunun erkek cinsel kimliğini benimsediği ve cinsiyet değişikliğinin uygun olduğu bildirilmiştir.

Başvurucu ilgili rapora dayanarak cinsiyet değişikliği için ameliyat izni verilmesi talebiyle Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açmıştır. Mahkeme, sağlık kurulu raporunda başvurucunun üreme yeteneğinin bulunması ve cinsiyet değiştirme şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Kararın temyiz incelemesi sonucu onanması üzerine başvurucu Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur.

Bu arada bir Asliye Hukuk Mahkemesinin başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi, başvurucunun da talebinin reddine gerekçe gösterilen kanundaki üreme yeteneğiyle ilgili ibareyi Anayasa'ya aykırı bularak iptal etmiştir.

Başvurucunun Asliye Hukuk Mahkemesine açtığı yeni dava ise kabul edilmiş ve cinsiyet değişikliğine izin verilmiştir.

İddialar

Başvurucu, cinsiyet değişikliğine izin verilmesi talebinin reddedilmesi nedeniyle maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiğini öne sürmüştür.

Mahkemenin Değerlendirmesi

Anayasa'nın 17. maddesi herkesin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkını güvence altına almaktadır.

Başvurucunun kadın üreme organlarına sahip olmasına rağmen erkek cinsiyet kimliğini benimsemiş olduğu uzmanlardan oluşan sağlık raporuyla belirlenmiş, hayatına erkek kimliğiyle devam etmesi gerektiği değerlendirilmiştir.

Somut olayda cinsiyet değiştirme ameliyatından önce üreme yeteneğinden vazgeçmesini zorunlu kılan kısırlaştırma operasyonuna yönlendirilmesinin başvurucunun maddi bütünlüğüne müdahale oluşturduğu değerlendirilmektedir. Asliye Hukuk Mahkemesinin ret kararı aynı zamanda cinsiyet kimliği ve kişisel gelişim hakkı bakımından da müdahale teşkil etmektedir.

Başvurucunun cinsiyet değiştirme ameliyatından sonra her iki cinsiyete ait üreme yeteneğinden yoksun kalacağı sağlık raporunda ayrıca vurgulanmıştır. Buna karşılık ilk derece mahkemesi başvurucuya üreme yeteneği bulunduğu için izin vermemiştir. Üreme yeteneği bulunan transseksüel kişinin, cinsiyet değiştirme ameliyatı olduğunda, üreme yeteneğinden de sürekli biçimde yoksun kalacağı kuşkusuzdur.

Anayasa Mahkemesinin, başvurudan sonra verdiği birararda ilgili kanundaki ibareyi iptal ettiği de dikkate alındığında, başvurucunun maddi ve manevi varlığının korunması hakkına yapılan müdahalenin, demokratik bir toplumda gerekli olarak değerlendirilemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır.

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.