TBMM Eski Başkanı Arınç, FETÖ soruşturması kapsamında tutuklandıktan sonra serbest bırakılan damadı Ekrem Yeter hakkında açıklamada bulundu.
Yeter'in 17-25 Aralık süreci öncesinde “cemaate” sempati düzeyinde yakın olduğunun sır olmadığını belirten Arınç, “Uzmanlık alanında, ülkemize, milletimize ve İslam ülkelerine yardım etmek için yaptığı gönüllü sosyal faaliyetlerinin bir kısmı, adı geçen cemaatin yasal, legal sivil toplum kuruluşlarıyla kesişmiştir. Ancak 17-25 Aralık yargı darbesinden sonra, Ekrem Yeter, FETÖ ile, ülkesini seven tüm insanlar gibi, irtibatını kesmiş, hiçbir faaliyetlerine de katılmamıştır. Bunu da sosyal medya hesaplarından deklare etmiştir” ifadelerini kullandı.

“ÜYESİ VE BAŞKANI OLDUĞU DERNEKLE İLGİLİ İFADESİ BASINA SIZDIRILMIŞ KASTEN EKSİK SERVİS EDİLMİŞTİR”
Yeter'in 673 sayılı KHK ile mesleğinden ihraç edildiğini ve tüm haklarının elinden alındığını bildiren TBMM eski Başkanı Arınç şunları kaydetti:
“FETÖ hakkında yürütülen soruşturmalar kapsamında, bazı sanık ifadelerinde ve ‘Her dönem gizli tanıklık yapmış bir şahıs' ifadesinde Ekrem Yeter’in adı zikredilmiş, bunun üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ifadeye davet edilmiştir. İfadesinde terör örgütü üyeliği konusunda somut deliller yerine, sanık ifadelerinde yer alan ‘Cemaat üyesi olduğunu düşünüyorum' gibi iddialar sorulmuştur. Ekrem Yeter, tüm örgüt üyesi suçlamalarını reddetmiş, açıklıkla yaptığı faaliyetleri anlatmıştır. Üyesi ve başkanı olduğu dernekle ilgi ifadesi basına sızdırılmış, ancak kasten eksik servis edilmiştir.”

“FAALİYETLERİMİZE ÜST DÜZEY HÜKÜMET YETKİLİLERİMİZ KATILMIŞ, DESTEKLEMİŞ VE ALKIŞLAMIŞTIR”
Arınç, damadı Yeter'in sorgu tutanağından bir kısmı şöyle paylaştı:
“Soruldu: Uluslararası Tıp Örgütü USAF'ın başkanlığına ne zaman ve nasıl seçildiniz? Anlatınız. Cevaben: Bu örgütün adı Uluslararası Sağlık Federasyonu’dur. Ben Sağlık Derneğinin üyesi idim. Yönetimdeki üyeler tarafından bana böyle bir teklif geldi ve bu teklifi kayınpederim ile paylaştım. O da bana böyle bir şeyin iyi olabileceğini hükümetin ve Sağlık Bakanlığımızın yapmış olduğu hizmetlere destekleyici bir sivil toplum örgütünün başında bulunmanın faydalı olacağını söyledi ve ben de bu şekilde kabul ettim. O dönemde Sağlık Bakanlığı yetkilileri ile birlikte sağlık alanında çok güzel faaliyetlerimiz oldu.

Faaliyetlerimizi sağlık işlerinden sorumlu Cevdet ERDÖL, eski müsteşarlardan Necdet ÜNVAR. Dr. Mehmet MÜEZZİNOĞLU, Sayın Faruk ÇELİK gibi üst düzey hükümet yetkililerimiz katılmış, desteklemiş ve alkışlamıştır. Yine 17-25 Aralık’tan sonra hükümetimiz ile ters düşülmeye başlanınca yine kayınpederim ile istişare ederek dernekten uzak durmuş, sonrasında da derneği bu sebeplerden dolayı ortak karar ile kapattık.

“HERHANGİ BİR İRTİBATIM SÖZ KONUSU DEĞİLDİR”

SORULDU: USAF’IN Başkanlığını Yaptığınız Dönemde Yurt Dışı Gezilere veya Görevlere Gittiniz mi? Bu yurt dışı seyahatlerinizde gittiğiniz ülkelerde FETÖ örgütü mensupları ile hiç irtibatınız oldu mu? Ya da o ülkenin bürokratları ile örgüt adına irtibat kurdunuz mu? Bu konular hakkında ayrıntılı ifadenizi veriniz.

Cevaben: Bu tür faaliyetler içerisinde bulundum. Hatta Afganistan’a bu faaliyetler kapsamında hükümet yetkilileri ile birlikte gittim. Dönemin eski müsteşarlarından Nihat TOSUN’un başkanlığında böyle bir faaliyetimiz olmuştu. Gittiğim yurt dışı faaliyetleri Sağlık Bakanlığının öngördüğü şekilde yapıldığı için o ülkede bulunan büyükelçileri haricinde bir irtibatım olmadı. Gittiğim ülkelerde de bu örgüt mensupları ile herhangi bir irtibatım söz konusu değildir.”

“ACIMIZI İÇİMİZE ATMIŞIZDIR”
1. Sulh Ceza Mahkemesi'nin Yeter'in tutuklu yargılanmasına hükmettiğini ve Yeter'in Sincan Cezaevi’ne gönderildiğini aktaran Arınç, “Şahsım ve ailesi, yargının verdiği bu karara, KHK kararında olduğu gibi, saygı göstermiş ve suçsuz olduğunu bildiğimiz halde, acımızı içimize atmışızdır. 6 Haziran 2017 tarihinde, 2. Sulh Ceza Mahkemesi’ne yapılan itirazda, Ekrem Yeter’in FETÖ üyesi olduğuna dair delillerin yetersiz olduğu ve şahsın kaçma ihtimalinin bulunmadığı gerekçeleri ile tutukluluk haline itiraz edilmiş ve mahkeme itirazı haklı bulmuştur. Tutuklu yargılanmasına verilen karar gibi, bu karar da saygı ile karşılamış, ailemiz yine kamuoyuna bir açıklama yapmamıştır. Ancak Ekrem Yeter’in serbest bırakılmasından sonra kamuoyunda yoğun bir tartışma, haksız itham, iftira ve suçlamalar yapıldığı görülmüştür” değerlendirmesinde bulundu.

“SUÇLU İLE SUÇSUZUN BİRBİRİNDEN EN KISA ZAMANDA AYRILMASINI HER ZAMAN SAVUNDUM”
“Ben, Bülent Arınç olarak; damadım, kızım ya da oğlum fark etmez, FETÖ ile kriminal ilişkiye girmiş her ferdin, gözünün yaşına bakılmaksızın yargılanmasını ve ceza almasını savunuyorum” diyen TBMM eski Başkanı Arınç, açıklamasına şöyle son verdi:

“Ancak şundan da eminim ki, Ekrem Yeter asla FETÖ üyesi olmamış, devletinin ve vatanının yanında yer almıştır. Ekrem Yeter, damadım olduğu için değil, hukukun gereği olarak serbest bırakılmıştır. Damadım olduğu için iltimas yapılsaydı, KHK ile mesleğinden ihraç edilmezdi ve tutuklanmazdı!!! Bir hukuk ve siyaset adamı olarak, tüm yargılamaların adil olmasını, suçlu ile suçsuzun birbirinden en kısa zamanda ayrılmasını her zaman savundum, yine savunuyorum. Bu yüzden yargı sistemimizin bir an önce herkesin hakkını teslim edecek şekilde, hızlı, adil, tarafsız yargılamalar yapmasını temenni ediyorum.

“TERÖR ÖRGÜTÜYLE KAVGADA EN ÖN SAFTA YER ALMAYA HER ZAMAN HAZIR OLDUK”
FETÖ, ailelerimizi, çocuklarımızı perişan etmiş, ülkemizin dirliğini birliğini bozmaya çalışmıştır. Bu, milletimizin başına gelen en büyük felaketlerden biridir. Bu felaketi, bu kaosu, bu zulmü ortadan kaldırmak için bizim dayanışmaya, yardımlaşmaya ihtiyacımız var. Bölünerek, ayrışarak, kavga ederek bu melun örgütle baş edemeyiz. Ben ve ailem, FETÖ ya da başka bir terör örgütüyle kavgada, ülkemiz için en ön safta yer almaya her zaman hazır olduk, yine hazırız.”

İşte o açıklamanın tamamı:​