Tüketici Federasyonu Genel Başkanı Av. Bülent Deniz sosyal medyada yaşadığı mağduriyeti anlattı. Avukat Deniz, bir memurun hatası yüzünden banka hesaplarına e-haciz konulduğunu ve beş kuruşsuz günlerce bu yanlışlığı düzeltmek için mesai harcayacağını sosyal medya aracılığı ile duyurdu. 

Avukat Bülent Deniz verdiği röportajda şunları söyledi: 

“Bizim yargı sistemimizde dava ve icra takipleri için taraflardan kaybeden tarafın, davayı açarken de açan tarafın belli bir harcı ödemesi gerekiyor. Bir müvekkilim için 2009 yılında bir icra takibi yaptım. Bu icra takibinde müvekkilimin ödemesi gereken bir yargı icra harcı var. Bu icra, yargı harçları ilgili mahkeme kalemi ya da icra dairesi tarafından vergi dairesine bildirilerek ilgilisinden alınması talep ediliyor” diye başladı sözlerine. Yanlışlıkta tam burada başlıyor ve 2009’daki bu icra dosyasıyla ilgili olarak icra dairesi müvekkilin ödemesi gereken icra harcını ödemesi için İstanbul vergi dairesine yazı yazıyor ancak yazıda harcı ödeyecek kişinin adı yerine yanlışlıkla müvekkilin değil de avukatı olan Bülent Deniz’in adı yazılıyor. Deniz, “Vergi dairesi de borçlu benmişim gibi geçtiğimiz hafta hakkımda icra takibi yaparak bankadaki tüm varlıklarıma e-haciz uyguladı. Bankadan para çekmek istediğimde durumun farkına vardım. Bu bir yanlışlık ve yanlışlık yapılabilir ancak sonrası çok vahim. Derdimi vergi dairesine anlatmaya çalıştım vergi dairesi de haklı olarak yazıyı yazan vergi dairesinden durumu düzeltmesini istedi.  Dosyanın 2009 yılında açılmış olması, icra dairesinin Ankara’da olması nedeniyle iletişim kurulması, dosyanın mahzenden çıkartılması, yazının düzeltilmesi gibi oldukça zaman alan ve insanı gergin hale getiren zamanını alan bir uygulamayla karşı karşıya kaldım”

“Ankara’daki icra dairesinde fax yok”

Dosyanın eski yıllarda ait olduğu için UYAP sisteminde kayıtlı olmadığını ve dosyaya ulaşmakta zorlanıldığını belirten Deniz, “İcra dairesinin ‘evet borçlu bu kişi değildir’ diye yazı yazması ancak yazıyı fakslayacak bir fakslarının olması İstanbul’daki vergi dairesinin de fax dışında başka bir iletişim şeklini kabul etmemesi nedeniyle yaklaşık iki gün boyunca bu konuyu düzeltmek için çaba sarf ettim.  Araya hafta sonu da girince ben günlerce bankalardaki varlıklarıma haciz konulmuş ve yanlışlığı düzeltemeye çalışarak geçirdim” dedi.

“Devletin kurumları yanlışlık yapar mühim olan sonrasıdır”

Devletin bu tip yanlışlıklar yapmasını anlayabildiğini ifade eden Deniz, “Ancak bu yanlışlıklardan sonra devletin özür dilemesi ve telafi etmesi gerektiğini düşünüyorum. Maalesef bizim bürokratik anlayışımızda devlet bir yanlışlık yapmışsa bile bunu düzeltmesi için vatandaşın koşturmasını ve çaba sarf etmesini istiyor” diye konuştu.  Yanlışlığı Ankara ve İstanbul’daki iki kurumunda açık şekilde görmesine rağmen aradaki iletişimsizlikten gereken düzenlemenin acilen yapılamadığını söyleyen Deniz, “Konuyu sosyal medyada maliye bakanını da etiketleyerek paylaştım ancak bakanlıktan bir etkileşim olmadı. Konuyu öğrenen yakınlarım ‘senin başına bu geliyorsa bizim başımıza gelse ne yaparız’ diye hayıflandıklarını gördüm bu çok daha vahim bir durum. Çünkü hakkını aramak noktasında kendine güveni olmayan vatandaşların başına böyle bir şey geldiğinde durum daha da kötü sonuçlar doğurabilecektir”.  dedi.

“Bankalar nezdinde kredibilitem ve sosyal itibarım sarsıldı”

Avukatlık gibi güven gerektiren bir meslek icra ettiğinin altını çizen Deniz sözlerini şöyle bitirdi:

“Bankalar nezdinde kredibilitem ve yatırımcı notum sarsıldı. Banka için devlete borcu olan bir vatandaş konumuna düşürüldüm aynı zamanda sosyal itibarım da zedelendi. Devletin yaptığı yanlışlık yüzünden ciddi bir mağduriyet ve 4 günlük bir zaman kaybı yaşadım. Hiç bir yetkiliden de bu güne kadar bir özür bildirimi bana ulaşmadı.”

Müvekkilin ödemesi gereken harç nedeniyle avukata icra takibi başlatıldı