Anayasa Mahkemesi (AYM) İzmir’de hatalı gögüs küçültme ameliyatı yapan doktora karşı açılan davada, mağdur kadının dosyaya delil olarak sunduğu göğüs bölgesi fotoğraflarının gizliliğinin korunmaması nedeniyle hak ihlali kararı verdi. Mahkeme, kararı yerel mahkemeye göndererek 7 yıldır dosyada açık duran mahrem fotoğrafların korunmasını istedi.

İzmir’de yaşayan B.K. adlı kadın, 2009’da gögüsküçültme operasyonu geçirdi. Ancak ameliyat istendiği gibi sonuçlanmadı. Mağdur olduğunu belirten B.K’nin şikâyeti üzerine ameliyatı yapan doktor hakkında dava açıldı. Ancak mahkeme, ameliyat sonucunun öngörülemeyeceğini, bunda doktorun hatasının olmadığı gerekçesiyle 2013’te beraat kararı verdi. B.K, 2010’da ise İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde doktor aleyhinde tazminat davası açtı. Bu dava dosyasına ameliyattan önce ve sonra olmak üzere göğüs bölgesini çıplak gösteren iki fotoğrafı delil olarak sunan B.K, fotoğraflarla ilgili gizlilik kararı konulması ve duruşmanın kapalı yapılmasını talep etti. Ancak mahkeme, tüm talepleri reddetti. 2010’da açılan dava, ceza davasının kesinleşmesinin beklenmesi nedeniyle henüz sonuçlanmadı ve 7 yılı aşkın bir süredir fotoğraflar dosyada 3. kişilere açık şekilde tutuldu.

AYM ihlal var dedi

B.K, Anayasa Mahkemesi’ne başvurarak mahrem nitelikte olan fotoğraflara ilişkin gizlilik talebinin kabul edilmemesi nedeniyle özel hayatının ihlal edildiğini öne sürdü. Mahkeme, kadını haklı buldu ve 8 bin TL tazminata karar verdi. Mahkeme ayrıca, 7 yıldır devam eden dava nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini, bu nedenle de 9 bin 600 TL tazminat ödenmesine hükmetti. Mahkeme, kararın bir örneğinin geleceğe dönük özel hayatın gizliliğinin korunması için İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderdi.

Mahremiyet korunmadı

Gerekçede, delil mahiyetinde dosyaya sunulan fotoğrafların kişisel veri niteliğinde olduğu ve mahkemenin tatmin edici gerekçe ortaya koymadan gizlilik kararını reddettiği anlatıldı. Davanın 7 yıldan uzun süre devam etmesinin, başvurucunun korumaya çalıştığı riskle yüz yüze bırakılması sonucu doğurduğu belirtilen gerekçede, bireysel yarar ile kamu yararı arasında adil dengeyi sağlayacak bir önlem alınmadığı vurgulandı.

Kararda, “Başvurucu, çok uzun bir süre mahrem fotoğraflarının 3. kişilerce görülebileceği tehlikesine maruz bırakılmıştır. Bu bakımdan başvurucunun mahrem fotoğraflarına erişim kısıtlaması hakkında özel hayatına ilişkin korunmaya değer önemli bir menfaatin bulunduğu tartışmasızdır” denildi.

Haber: Alican Uludağ / Cumhuriyet