İstanbul Adalet Sarayı’ndaki 26’ıncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlanan ikinci duruşmaya tutuklu sanıklar Nazlı Ilıcak ve Mehmet Altan,  Fevzi Yazıcı, Şükrü Tuğrul Özşangül, ve Yakup Şimşek getirildi. Tutuklu sanık Ahmet Altan’ın duruşmaya SEGBİS ile katıldı. Tutuksuz sanık Tibet Murad Sanlıman duruşmada hazır bulundu. Firari sanıklar Abdulkerim Balcı, Mehmet Kamış, Ekrem Dumanlı, Emre Uslu, Osman Özsoy, Şemseddin Efe, Tuncay Opçin, Ali Çolak, Bülent Keneş ve Faruk Kardıç ise duruşmaya gelmedi. Duruşmaya, gazeteci Hasan Cemal, Uluslararası Af Örgütü temsilcisi, İngiliz Barosu temsilcisi, İngiliz Barosu İnsan Hakları Komitesi temsilcisi, article 19 basın örgütü temsilcisi, Uluslararası Kıdemli Avukatlar Projesi temsilcisi, eski milletvekili Ufuk Uras, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, HDP Milletvekili Garo Paylan ve sanıkların yakınları izleyici olarak katıldı.

“TÜM AİDİYETİMİ LAİK CUMHURİYETE BORÇLUYUM”
Duruşmada savunma yapan Nazlı Ilıcak, “Dün medyada ‘Nazlı Ilıcak gözü yaşları içinde  savunma yaptı’ diye haberler çıktı. Bunu tekzip etmek istiyorum. Yanlış bir anlama olmasın. Gözyaşı içerisinde aciz şekilde gösterilmek isteniyor. Bu darbe iddiasına kaldığımız yerden devam ediyoruz. Aramızda yaptığımız 14 Temmuz’daki toplantıdan yola çıkarak, sayın savcı darbeye zemin hazırladığımız saikiyle o konuşmayı yaptığımız söylüyor. Benim kimliğim teokratik bir darbeye uyar mı? Ben niye Fetullah Gülen’in ülke başına geçmesini isteyeyim? Tüm aidiyetimi laik cumhuriyete borçluyum. Suudi Arabistan’da bir Nazlı Ilıcak olmak ister miyim?” dedi.

“BARIŞ SÜRECİNE TAMAMEN TARAFTARIM”
Ilıcak savunmasında, “Ben kainat imamı denen bir kişinin neden peşine takılayım. Cemaat barış sürecine karşı denildi.  Ben barış sürecine tamamen taraftarım. Bugün de taraftarım. Ne Oslo sürecini eleştirdim, ne de KCK’yı onayladım. Onların Hakan Fidan’a düşman olduğu anlatılıyor. Fidan ifadeye gittiği an hükümet nasıl düşer, ben buna bir mantık veremedim. Teoman Koman ile Hakan Fidan’ı mukayese ettim. Ben sivil bir kişinin olmasını tercih ettim. Ben sivilleşmeden yanayım. Bütün hayatım bunlarla mücadeleyle geçmiş. Ben mağdur gördüğüm insanların yanında yer alırım. Ben Tayyip Erdoğan’ın düşmanı değilim. Sadece muhalifiyim. Muhalefet yapmak suç mu?” dedi.

HAKKINDA YAZILAN KÖŞE YAZILARINI OKUDU 
Hakkında yazan köşe yazılarını okuyan Ilıcak “Ben burada tanık dinletmek yerine meslektaşlarımın yazılarından örnekler okumak istiyorum. Benim kimliğimi tanımanız önemli. Siz belki beni gazetelerden tanıyorsunuz. Benim tanık olarak getirmektense 3-5 satır bir şey okumama müsade edin. Benim hangi sözüm darbeye zemin hazırlanıyor. Sözde plan semineri altında bir darbe hazırlığı yapılıyor hükümete karşı. Bunları yazarak Ben FETÖ’yü aklıyormuşum. Ben FETÖ’yü aklamıyorum. Kendi aklım var” dedi.

DURUŞMAYA ARA VERİLDİ
Nazlı Ilıcak, Ahmet Altan, Mehmet Altan, Ekrem Dumanlı, Tuncay Opçin ve Emre Uslu’nun da aralarında bulunduğu 17 sanıklı FETÖ medya yapılanması davasının ikinci duruşmasında verilen aradan sonra Nazlı Ilıcak savunmasını tamamladı.

“BEN MECBUR MUYUM ERGENEKON VE BALYOZ KUMPAS DEMEYE?”
Tutulu gazeteci Nazlı Ilıcak duruşmanın ikinci bölümünde yaptığı savunmasında  “Ben mecbur muyum Ergenekon ve Balyoz için toptan kumpas demeye? Erdoğan bunun savcılığını yaptı. Biz de destekledik. Bugün gelinen noktada Ergenekon’un sulandırıldığını, insanların bu kumpasın içine atıldığını biliyoruz. Yanlış yaptığım oluyor ama yalan söylemem, öz eleştirimi de yaparım. Ergenekon ve Balyoz için topyekün böyle bir şey yok demek yanlıştır. FETÖ ile ilgili bir Yargıtay kararı yok. Ben MGK kararına uymak zorunda değilim. Öyle olsaydı 28 Şubat MGK kararlarına da uyup baş örtülülere cihat açmam gerekirdi. FETÖ’nün 15 Temmuz’dan sonra terör örgütü olduğuna yüzde yüz eminim. FETÖ çok kötü bir örgüt, kumpas kurdu hükümete bunlar söylenebilir” dedi.

“FETÖ’CÜ OLMANIN BAZI KRİTERLERİ VAR”
Ilıcak, 2012’de kaleme aldığı suçlama konusu edilen ‘Her Taşın Altında The Cemaat mi Var’ kitabı ile ilgili olarak “2012’yi baz alırsanız hükümet kollarını açmış o zaman. Kitabın böyle bir ortamda yazıldığını unutmamak gerek. Biliyorum ki FETÖ’cü olmanın bazı kriterleri var. Bank Asya’ya para yatırmak, KPSS’ye girmek gibi. Ben de hiçbiri yok. Olmayınca Ergenekon ve Balyoz’dan bahsedersen FETÖ’nün kumpasını aklamak oluyor. Başbakan ve Cumhurbaşkanı deyince onlara bir şey olmuyor” dedi.

“KAÇMAM TAHLİYEMİ İSTİYORUM”
Ilıcak, “Benim FETÖ’yle bir göbek bağım yok ki söylediğim her şey ona mal ediliyor. Ben buna kesinlikle razı değilim, itiraz ediyorum. Biz FETÖ’yle aynı mevzide yürüyemeyiz. Kaçmam söz konusu değil. 73 yaşındayım. Bu yaştan sosonra kaçmam, Türkiye’nin dışında yaşamam mümkün değil. 12 eylülde hayatımız tehlike altındayken Türkiye’yi bırakmadım. 3 kez ağırlaştırılmış müebbet istemine rağmen tahliyemi istiyorum” dedi.
Duruşma, tutuklu sanıklardan Yakup Şimşek’in savunma yapmasıyla devam ediyor.

DHA