Böbrek hastası iki çocuk babası 52 yaşındaki Ahmet Emin Bilgin’e 2011’de özel bir hastanede annesinin böbreği nakledildi. Operasyonun ardından durumu giderek kötüleşen Bilgin’e yapılan testlerden HIV pozitif olouğu belirlendi. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne kaldırılan Bilgin, burada üç gün sonra hayatını kaybetti. Ailenin şikayeti üzerine Sağlık Bakanlığı tarafından görevlendirilen müfettişler, Bilgin’e, Kızılaydan alınarak ameliyat sırasında verilen kandan HIV virüsü bulaştığı tespit edildi.

HIV’li kan haciziBAKANLIK KUSURLU BULUNDU

Hürriyet'ten Fırat Alkaç'ın haberine göre; Bilgin ailesi adına avukat Sema Kılıç, İstanbul 5. İdare Mahkemesi’ne maddi ve manevi tazminat davası açtı. Görülen davada mahkeme, Sağlık Bakanlığı’nı, üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği gerekçesiyle, 350 bin lira manevi tazminat ödemeye mahkum etti. Bakanlık faiziyle birlikte aileye 443 bin lira tazminat ödedi.

Sağlık Bakanlığı avukatları kararı temyiz etti. Danıştay 15. Dairesi, Sağlık Bakanlığı’nın olayda kusurunun olmadığını, personelin hatalı olduğunu belirterek yerel mahkemenin kararını bozdu. İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Danıştay kararına uyarak davanın reddine karar verdi.

SAĞLIK BAKANLIĞI PARANIN PEŞİNE DÜŞTÜ

Sağlık Bakanlığı avukatları, Satu Bilgin’e ödenen 443 bin liranın faiziyle geri ödenmesi için 19 Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurdu. Mahkeme, tazminattan pay alan, Ahmet Emin Bilgin’in annesi Fatma Bilgin, babası Hüseyin Bilgin, eşi Satu Bilgin, oğlu Kamil Selman Bilgin ve kızı Zehra Bilgin hakkında ihtiyati haciz kararı verdi. Bilgin ailesinin avukatları ise Yargıtay’a başvurarak 19. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının bozulması talebinde bulundu.

"AKLIMA GELDİKÇE ÇILDIRIYORUM"

Hayatını kaybeden Ahmet Emin Bilgin’in eşi Satu Bilgin “Eşime hastalıklı kan verilmesiydi, bunlar yaşanmayacaktı. Eşim öldüğünden beri zor şartlarda yaşıyoruz. Bize verilen tazminatla çocuklarımı okuttum, onları evlendirdim. Çocuklarıma harcadım bu parayı. Şimdi de para faiziyle geri isteniyor. Bütün ailemizin mal varlıklarına el konulmuş. Bu nasıl adalet? Eşime hastalıklı kan verilmeseydi bunlar olmayacaktı. Ben şimdi bu parayı nasıl geri ödeyeceğim? Ben hem eşimi kaybettim, hem de borçlu çıktım. Aklıma geldikçe çıldırıyorum. Bana eşimi geri verin, paranız sizin olsun” dedi.

KIZILAY BİLİMİ SUÇLAMIŞTI

Ahmet Emin Bilgin’in ölümüne ilişkin davada savunma yapan Kızılay avukatları ise olayda kurumun kusurlu olmadığını, bilimin hatalı olduğunu savunmuştu. Kızılay’ın avukatları savunmalarında şunları söylemişti. “Tıpta bu tür olaylar ciddi ve istenilmeyen olay akışı olarak adlandırılmakta olup; bunun anlamı her türlü tedbirin alınmasına rağmen, tıpkı bir doğa olayı gibi ortaya çıkabilecek sonuçlardır. Burada kurum çalışanlarının hiçbirinin kusurundan bahsedilemez, sadece bilimin kusurundan söz etmek mümkündür. Bağışçının yanıltıcı ifade vermesinde kurumun herhangi bir kusuru bulunmamaktadır.”