AK Parti Van milletvekili Osman Nuri Gülaçar, "28 Şubat’ta çok fazla mağdur insanımız var. Bugün bile cezaevlerinde bulunan, haklarını savunamamış, kendilerini ifade edememiş insanlarımız var. Eğer af gelecekse, bu mağdur insanlara olmalı" dedi.

AK Parti’li Gülaçar ve Abdulahat Arvas TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Gülaçar, 23 Ekim 2011 tarihinde Van depremi meydana geldiğini belirterek, "Van depreminin üzerinden yıllar geçtikçe depremin toprağın altına gömdüklerini ve kalplerde örtülü olanları gün yüzüne çıkardığını daha iyi anlıyoruz. Şahsen 99 Marmara depremini yaşayanlardan biriyim. Depremin üstünden 15 gün geçmesine rağmen devlet organlarını sahada olmadığını gördük. İnsanlar kendi yaralarını kendileri sarmaya çabalıyordu. Kendi cesetlerini çıkarmaya çalışıyordu" ifadelerini kullandı.

Van depreminde Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ve kabinedeki Bakanların büyük bölümüyle birlikte enkazın başında olduğunu söyleyen Gülaçar, "Devletin bütün imkanlarını seferber ederek bir dakika dahi gecikmeyen Devlet Başkanımız başta olmak üzere tüm devlet büyüklerimize Van halkı adına sonsuz teşekkür ediyoruz. İlk büyük depremin şokunu, acısını henüz anlayamamışken 9 Kasım 2011 tarihinde bir kez daha büyük bir depremle sarsıldık. İkincisi büyük deprem sadece binalarımızı değil umudumuzu, çabalarımızı da yıkmıştı. Birçok Vanlı kendi şehrinde yaşama umudunu da ikiden iyiye yitirmişti. Yüzlerce vatandaşımız hayatını kaybetti, binlerce insanımız yaralandı, on binlerce insanımız evsiz kaldı" şeklinde konuştu.

Gülaçar, şöyle konuştu:

"Van depreminde hükümetimizin olağanüstü hizmetlerinin yanında önce tüm Türkiye halkının Nasıl tek yürek, bilek olduğuna bizzat şahitlik ettik. Tüm Türkiye halkı bütün provokasyonlara rağmen, yalan yanlış algılara rağmen üzerimize düşen görevi bihakkın yerine getirdi. Türkiye’nin dört bir yanında vatandaşlarımız kendi evlerinden erzak, kıyafet ve birçok malzemeyi kendi imkanlarıyla kolileyip gönderdi. Tüm Türkiye halkına Van halkı adına sonsuz teşekkürlerimizi bir kez daha sunuyoruz. Komşu ülkelerimiz, dünya devletleri ve yurtdışındaki vatandaşlarımızın yardımları unutulmayacak büyüklükteydi. Onlara da Van halkı adına bir kez daha teşekkür ediyoruz."

Danıştay’ın ’öğrenci andı’na ilişkin olarak Gülaçar, "Bu ülkede toplumsal barış adına kucaklayıcı bir oluşturmamız lazım. Bunu da aslında yapmış olduğumuz yani kaldırdığımız bu şeyle de güzel bir adım atmış olduk. Daha önce 2013’te Cumhurbaşkanımızın andın kaldırılması dair beyanatı var. ’Biz ötekileştiren değil, kucaklayan bir dil, bize aidiyet ifade edecek bir dilin inşasının toplumumuzun barış ve huzuru adına daha değerli, önemli olduğuna inanıyoruz’" diye konuştu.

Arvas ise ’öğrenci andı’na ilişkin düşüncelerini açıkladı. Arvas, "1933 yılında merhum dizelere okullarımıza ve körpecik çocuklarımıza ant olarak yapılan metnin Türkiye’yi ve gençliği eğitimi bir yere getirmediğini, ırkçılığın empoze edildiği, ’çalışkanım’ tembelliği alıştırdığı, ’doğruyum’ yanlışları öğretildiği, totaliter sistemin, baskıcı zihniyetin tartışmasının abes olduğu 21. yüzyılda çocuklarımızı daha ileri taşıyabilecek akademik başarıdan ziyade ahlaki, vicdani, aidiyet antları toplumumuzun önünü açacağına inanıyorum" ifadelerini kullandı.

Af konusunda Gülaçar, "Eğer devlete karşı işlenen bir suç varsa, bu suçların affını devlet yapabilir. Fakat toplumsal olaylar münasebetiyle cezaevinde bulunan insanlara bizatihi ailelerin af etmesi, onları bağışlaması daha doğru, ideal olandır. 28 Şubat süreci diye bir süreç yaşadık. Üzerimizden tanklarla, paletlerle geçen zihniyet, kötü bir zihniyetti. 28 Şubat’ta çok fazla mağdur insanımız var. Bugün bile cezaevlerinde bulunan, haklarını savunamamış, kendilerini ifade edememiş insanlarımız var. Eğer af gelecekse, bu mağdur insanlara olmalı" değerlendirmesini yaptı.