ANKARA (AA) - İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, cam filmi yasağına uymayan araçlara ceza kesilmesine ilişkin, "Cezaları 8-10 gündür tamamen kestik. Talimat verdim ben. Bir tane ceza kesilmeyecek, bu konu aydınlığa kavuşana kadar. Yaklaşık 20 yıldır devam eden ama 4-5 yıllık serencamını burada anlatmaya çalıştığım bu cezalar kesilmeyecek diye talimat verdim." dedi.

Bakan Soylu, A Haber canlı yayınında katıldığı programda açıklamalarda bulundu, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Cam filmi yasağına uymayan araçlara ceza kesildiği hatırlatılarak, "Size gelen bir talimat var mı? Yasak devam ediyor mu?" sorusu üzerine Soylu, "Sayın Cumhurbaşkanımıza da arz ettim ve ondan sonra da bir talimatı oldu. Direkt bana bir talimatı oldu. Gerekli hazırlıkları yapıyoruz." diye konuştu.

Araç camlarının renklendirilmesinin Karayolları Trafik Yönetmeliği'nin 63'üncü maddesine göre yasak olduğunu anlatan Soylu, ilgili madde gereğince yasağın 20 yıldır sürdüğünü belirtti.

Soylu, Reina saldırısını gerçekleştiren DEAŞ'lı terörist Abdulkadir Masharipov'un, olay yerinden kaçarken kullandığı aracın "renkli camlı" olması nedeniyle görülemeden olay yerinden uzaklaştığını anımsattı.

Güvenpark'taki terör saldırısında kullanılan aracın ön camının renkli olduğunu gösteren görseli paylaşan Soylu, cam filmi bulunan araçlardaki şüphelilerin kameralardan tespit imkanının güçlüğüne işaret etti.

İzmir Çiğli'de okul servis aracında unutulduğu iddia edilen 3 yaşındaki Alperen Sakin'in vefat etmesi nedeniyle Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya ile bir araya geldiğini hatırlatan Soylu, ilk olarak öğrenci servislerindeki cam filmlerinin kaldırılması uygulamasına başladıklarını belirtti.

- "Cumhurbaşkanımıza arz ettik"

Gelecek dönemde araçlardaki cam filmine ilişkin yapılacak çalışmaları paylaşan Soylu, şunları anlattı:

"Sayın Cumhurbaşkanımıza da arz ettik. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanımızla da kendi aramızda bir değerlendirme yaptık. Şimdi Karayolları Trafik Kanunu'nun 20 yıldır oradaki uygulaması devam ederse bunu sağlamak mümkün olmayacak. Biz bakanlık olarak Karayolları Trafik Kanunu'nun ilgili yönetmeliğini kaldıracağız. Aynı zamanda Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile eşgüdüm içinde hemen çalışacak, bir standardizasyon getirilecek."

- "Belli standartla serbestiyete yönelik çalışmayı arz edeceğiz"

Soylu, araçlardaki cam filmine ilişkin trafikteki uygulamanın nasıl olacağı, araç muayene istasyonlarındaki denetlenmenin nasıl yapılacağıyla ilgili çalışma yapıldığını, kısa süre içinde uygulamaya geçirileceğini bildirdi.

Bakan Soylu, "Buna ait serbestiyet sağlanacak ama belli standartla serbestiyete yönelik çalışmayı arz edeceğiz. Bu konudaki çalışmamızı ortaya koyacağız. Onun ötesinden de bunu hükümetimizle de konuşup hemen uygulamaya sokacağız. Çünkü aynı metodu, okul servis araçlarındaki standartların nasıl tekrar sağlanabileceği konusunda uyguladık. Hem Avrupa Birliği standartlarıyla uygun hale gelmiş olacak hem de bizim özellikle terör ve güvenlik konularında." diye konuştu.


- "Cam filmi bugün tamamen yasak ama o yasak kalkıyor"

Cam filmi yasağına uymayan araçlara cezaları 8-10 gündür tamamen kestiklerini aktaran Bakan Soylu, şunları söyledi:

"Talimat verdim ben. Bir tane ceza kesilmeyecek bu konuda, bu konu aydınlığa kavuşana kadar. Yani 20 yıldır devam eden ama 4-5 yıllık serencamını burada anlatmaya çalıştığım bu cezalar artık kesilmeyecek diye talimat verdim. Ama şöyle bir sıkıntımız var; Siz de Ankara'da yaşıyorsunuz, ben de Ankara yaşıyorum. İstanbul'da yaşayanlar da var. Bir hafta önce Ankara'da bir uygulama yaptık. Bu uygulamadan mütevellit böyle bir şey oldu. Bir günlük bir uygulamaydı. Orada şunu yaptık biz, biliyorsunuz ki bu abartılı egzozlar var. Gecenin 02.00'sinde evde uyurken, caddenin ortasında sürat yapıp herkesin uyanmasına sebebiyet teşkil edecek araçların, standardın çok ötesinde modifiye edilmesinden kaynaklanan sıkıntılar söz konusu.

Biz Ankara'daki araçlara yönelik ve İstanbul'daki modifiye edilen araçlara yönelik çok doğal olarak arkadaş onlara yönelik uygulama yapmışlar. Yaklaşık 10 günden beri böyle bir uygulama 8-10 günlük bir zaman zarfı içerisinde böyle bir uygulama yapmıyoruz. Trafik cezası bu konuda kesilmiyor. Ne zamana kadar? Standart belli olana kadar. Cam filmi bugün tamamen yasak ama o yasak kalkıyor. Doğru cümle bu. Bir standart getirilecek. Yani ön camda, arka camda, yan camlarda ne kadar olabilir diye ve bunun standardı nasıl olacak? Bunu kimler üretebilir, kimler yapabilir? Avrupa Birliği'nin kendi harfleri var, bunlardan hangi harfler takılabilecek? Yani her şeyin yukarıdan aşağıya standardize edildiği bir süreç için çalışıyoruz. Arz edeceğiz, konuşacağız."

- Terörle mücadele

Terörle mücadele konusundaki son gelişmeleri de anlatan Soylu, son 1 yılda terör örgütü PKK'nın bin 801 sığınağına girildiğini belirtti.

Soylu, "Biz 40 yıldır terörle PKK ile mücadele tarihinde şu anda en üst noktada ve en üst seviyedeyiz." dedi.

Son 1 yılda terör örgütleri PKK, DEAŞ ve diğer radikal sol örgütler tarafından düzenlenmesi planlanan 691 eylemin engellendiğini aktaran İçişleri Bakanı Soylu, değerlendirmelerine şöyle devam etti:

"Türkiye sınırları içinde Haziran ayında yapmış olduğumuz tespitlerde bin 250 ile bin 300 civarında terörist vardı. Bu, son yılların en düşük sayısı. Bizim hesabımız, 20 Kasım'a kadar bu teröristlerin sayısının yaklaşık 950 ila bin civarında olabileceği. Çünkü o tarihten bugüne kadar içeride 300'ün üzerinde terörist etkisiz hale getirildi. Bu konuda kış üslenmesine girmeye çalışacak teröristlerin sayısının 900 civarında olabileceği konusunda bir değerlendirmemiz söz konusu. Bunun için de kış üslenmesini engelleyebilecek sonbahar operasyonlarını yapıyoruz ve bütün kış boyunca da bu operasyonların tamamına devam edeceğiz."

Terör örgütünün erzak, mühimmat, insan kaynakları gibi tüm ilişkilerini kesmeye çalıştıklarını vurgulayan Bakan Soylu, "Terör örgütünün dağa terörist kazandırma konusundaki başarısızlığı... Ekim ayında sadece 5, geçen sene 700'e yakın, bu sene ise sadece 106. Yani Ekim de dahil 10 ayın toplamı 106 kişi. Geçen sene de 700'e yakın terörist dağa gitmişti. Bu sene de bu rakam altıda birin aşağısına düştü." dedi.

Tüm bunların Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde hükümetin terör örgütüne karşı ortaya koyduğu topyekun mücadelenin bir sonucu olduğunu vurgulayan Soylu, terör örgütün gençleri dağa götürmek konusunda ciddi sıkıntı yaşadığını kaydetti.

Soylu, aynı zamanda terör örgütünün beslendiği kaçakçılık konusunda 2 bin 279, uyuşturucu konusunda da 12 bin 192 operasyon gerçekleştirildiğini ve ay ay 10 binden 14 bine, 12 binden 17 bine çıkan gözaltıların bulunduğunu bildirdi.

Bakan Soylu, ayrıca 2016'da 129 olan organize suç örgütlerine yönelik de operasyon sayısının da 203 olduğunu, gözaltı sayısının bin 621'den 2 bin 740'a çıktığını bildirdi.

- "Yeni nesil silahlar var"

Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli'nin, "Hakkari'de gerçekleştirilen terör saldırısının AT4 tipi tanksavar silahıyla düzenlendiğinin düşünüldüğü"ne yönelik açıklamaları anımsatılarak, "Bu silahın ABD tarafından PYD'ye verilen, PYD'den de PKK'ya geçen bir silah olduğu değerlendiriliyor. Sizin yorumunuz nedir, başka örnekleriniz var mı?" şeklindeki soru üzerine Soylu, şöyle konuştu:

"Var, çok var. Elimize geçen silahlar var. Yeni nesil silahlar var ve bu yeni nesil silahların özellikle dostumuz ve müttefiklerimiz üzerinden o tarafa aktarıldığı yani PYD'ye verilen destekler üzerinden aktarıldığı ve PYD'den de PKK'ya intikal ettiği çok açık. Bunlarla beraber de biz bunların hem duyumlarını, hem istihbaratlarını alıyoruz hem de yakaladığımız zaman mağaralarda, şimdi bin 800 mağaradan bahsettim, bu bin 800 mağaranın içerisinde sadece doküman yok, hem erzak var hem silah, hem mühimmat hem de bu tip tanksavarlar, roketatarlar, yeni nesil roket atarlar var. Biz bunların tamamıyla bir mücadele içerisindeyiz."

Bu konuda defalarca dile getirilmesine karşın müttefiklerden beklenen hassasiyeti göremediklerini, kendilerine sadece sözle hassasiyetlerin dile getirildiğini aktaran Soylu, Türkiye'nin terörle mücadele ile beraber göç konusunda da çalışmalar yürüttüğüne işaret etti.

Soylu, "Bütün bunlara yönelik bir çaba ortaya koyuyoruz ve bu çabanın bütün dünyaca takdir edilmesi ve desteklenmesi lazım gelirken, tam tersi terör örgütüne destek sağlanarak, terör örgütlerine yeni nesil silahlar verilerek bunlar gerçekleştirilmeye çalışılıyor. Daha ötesi daha ağır, özellikle müttefik saydığınız ülkelerin vatandaşlarının gelip PKK ile hava akademisi, sağlık akademisi kurmaya çalıştıklarını, kamplarında birtakım dersler vermeye çalıştıklarını biliyoruz." diye konuştu.

Son bir yıllık süreçte 934 DEAŞ operasyonu yapıldığını, yaklaşık 3 bin 982 DEAŞ mensubunun gözaltına alındığını ve bugün itibarıyla bin 129'unun da tutuklu olduğunu ifade eden Soylu, operasyonların bir süreklilik içerisinde devam ettiğini kaydetti.

Bakan Soylu, terörle mücadele konusunda sınır ötesinde yeni operasyonların elzem olup olmadığına ilişkin soruya ise şu yanıtı verdi: verdi:

"Yeni operasyonlar olmadan kendi sahamızı güvenlik alanına döndürmekte zorlanacağız. Çünkü sürekli dışarıdan bir tehdit, PKK'nın, DEAŞ'ın tehdidi söz konusu, bir taraftan DHKP-C'nin dışarıdan beslenerek tehditleri söz konusu, bir taraftan FETÖ'nün tehditleri söz konusu. Biz, tehdidi bulunduğu yerde engellemeye yönelik bir politikayı ortaya koyan bir süreç yönetiyoruz."

- "Bu bir gece ansızındır"

Bakan Soylu, Kandil'in tamamen etkisizleştirilmesinin de çok zor olmadığını vurgulayarak, Türkiye'nin kendine tehdit oluşturacağı noktaya müdahale etmeme şansının söz konusu olmadığını vurguladı.

Soylu, "Türkiye buralara müdahale ederse kendi içerisindeki huzur ve istikrarı çok daha iyi bir noktaya taşır. Bizim genel değerlendirmelerimiz budur ama Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi bu, bir gece ansızındır. Buna yönelik değerlendirmeler zamanı geldiğinde yapılacaktır." değerlendirmesini yaptı.

DHKP-C üyeliği gerekçesiyle Kanun Hükmüne Kararname (KHK) kapsamında meslekten ihraç edilen Semih Özakça ve Nuriye Gülmen'in durumuna yönelik değerlendirilmesi sorulan Soylu, bu kişilerle ilgili devlet kayıtlarının DHKP-C mensubu oldukları konusunda çok net olduğunu bildirdi.

Soylu, "Sadece ağır ceza mahkemelerinde ve asliye ceza mahkemelerinde Nuriye Gülmen'in 12 tane açık davası, 1 tanesi de Yargıtay'da var." dedi.

Özakça için de bu tip 4 davanın bulunduğunu aktaran Soylu, son bir yılda DHKP-C'ye yönelik 134 operasyonun gerçekleştirildiğini, bu operasyonlar sonucunda tutuklanan, tanıklık yapanların Özakça'yla, Gülmen'le ne yaptıklarını, örgüte nasıl adam kazandırdıklarını anlattığını belirtti.

Bu bilgileri CHP'ye de Meclis'te anlattığını anımsatan Soylu, şöyle konuştu:

"Biz bu kişilerin yaşamasını isteriz. En temel insan hakkıdır bu. Ama şunu bilmenizi istiyorum, bu kişilerin söylediğim suçları vardır, bu doğrudur ama şu anda bunları ölüm orucuna yatırdılar değil, bunları ölüme yatırdılar. Bunu DHKP-C yapıyor, bunu özellikle DHPK-C'ye bağlı avukatlarla nasıl yönettikleri, nasıl bu eylemlerle ilgili komiteler kurdukları, nasıl bunları gerçekleştirdikleri, nasıl buradan bir sonuca doğru gitmek istedikleri aslında bütün ifadelerde var."

- "Bu haini vermemek için bir direnç söz konusu"

Bakan Soylu, FETÖ ile mücadele konusunda da "Türkiye kendi sınırları içerisinde FETÖ mücadelesinde 15 Temmuz'dan bugüne kadar ve 15 Temmuz öncesi de dahil olmak üzere çok etkin bir noktaya gelmiştir. Vatandaşımız şunu bilsin, FETÖ'nün Türkiye içerisinde ayağa kalkabilme ihtimali söz konusu değildir." değerlendirmesinde bulundu.

FETÖ'yü tamamen tasfiye etmek için uluslararası bir mücadelenin gerektiğine işaret eden Soylu, "Örgütün elebaşının iadesi... Biz bunun için gerekli her türlü noktayı ortaya koyduk ama anlaşılıyor ki bu konuda örgütün elebaşını, bu haini vermemek için bir direnç söz konusu. Bunu çok net ve açık görüyoruz. Ama bu özellikle müttefikimizle bizim aramızda sürekli olarak gidip-gelen, masada olan, her görüşmede dillendirilen bir konudur." diye konuştu.

Bakan Soylu, örgütün firari "hava kuvvetleri imamı" Adil Öksüz'e yönelik de "Türkiye içinde olduğunu veya Türkiye içinden nasıl ve ne şekilde yurt dışına gitmişse gittiğini, hangi ülkede bulunduğunu, yani çeşitli ihbarlar geldi her daim. 'Şu ülkedir.' oraya baktırdık, 'Şu ülkededir.' oraya baktırdık ama henüz bu konuda herhangi bir bilgi elde edemedik." ifadelerini kullandı.