ANKARA (AA) - Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, bütün kurumlar ve yetişmiş insan kaynağıyla girişimcilerin, firmaların ve bilim insanlarının hizmetinde olacaklarını belirterek, "Bilim ve teknoloji politikaları ile sanayi politikalarını bütünleştireceğiz. Türkiye'yi bilim merkezi, teknoloji üssü ve ileri sanayi ülkesi yapmak için durmadan, dinlenmeden çalışmaya devam edeceğiz." dedi.

Özlü, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen, "Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) 2017 Bilim, Özel ve Teşvik Ödülleri Töreni"ne katıldı.

Bakan Özlü, burada yaptığı konuşmada, bilim ve teknolojide en büyük özgüven ve dayanak noktasının medeniyet bilinci olduğuna işaret etti, ülke topraklarında ve kültüründe, bilim ve bilim insanlarının her zaman takdir edildiğini, itibar gördüğünü, el üstünde tutulduğunu söyledi.

"Batı bilimi, yüzlerce yıl boyunca bizim medeniyetimizden, coğrafyamızdan, ilim erbabımızdan referans almıştır." ifadesini kullanan Özlü, gittiği her yere medeniyet ve ilim götüren bir milletin evlatları olarak tüm çabalarının, bilime ve teknolojiye öncülük etmek olduğunu dile getirdi.

Özlü, Türkiye'nin bilimsel bilgi üretme yeteneğini ekonomik ve toplumsal faydaya dönüştürmek için çalışmaya, terlemeye ve üretmeye devam edeceklerini belirterek, bütün kurumlar ve yetişmiş insan kaynağıyla girişimcilerin, firmaların ve bilim insanlarının hizmetinde olacaklarını bildirdi.

Bilim ve teknoloji politikaları ile sanayi politikalarını bütünleştireceklerini söyleyen Özlü, Türkiye'yi bilim merkezi, teknoloji üssü ve ileri sanayi ülkesi yapmak için durmadan, dinlenmeden çalışmaya devam edeceklerini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın desteğine dikkati çeken Özlü, "TÜBİTAK Bilim, Hizmet ve Teşvik Ödüllerine layık görülen bilim insanlarımızı tebrik ediyorum. Bilime ve bilim adamlarına gösterdiğiniz ilgi, teşvik ve yüksek himaye için zat-ı devletinize bir kez daha şükranlarımı ve saygılarımı arz ediyorum." dedi.

- "TARAL bütçesi 1,5 milyar lira"

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Arif Ergi̇n de mühendis olarak işe başladığı kurumda katıldığı bazı projelere değindi. Bu projelerin, bir konuya siyasi iradenin liderlik etmesinin, yön göstermesinin ve bizzat ilgili kurumlarca da sahiplenilmesinin değerini gösterdiğini ifade eden Ergin, şöyle konuştu:

"Kritik teknolojileri yerli ve milli hale getirmemiz ancak böyle bir kararlılık ve uyum sayesinde mümkün olabiliyor. Bugün bir ürünün 10 kritik parçasının 9 tanesini üretiyor olsanız bile, üretemediğiniz o bir parça ileride ciddi sorunlara yol açabiliyor. En mükemmel elektronik devre tasarımlarını yapsanız dahi, eğer çiplerinizi yerli olarak üretemiyorsanız, bunun anlamı ne yazık ki o çiplerin kontrolünün sizin elinizde olmadığıdır. Halihazırda TÜBİTAK'ta kurulu Yarı İletken Teknolojileri Araştırma Laboratuvarı'nda tasarım ve sınırlı ölçekte bir çip üretimi yapabiliyoruz. İnşallah Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) ile ortak olarak şirket kurulum işlemlerini tamamladığımız çip fabrikası faaliyete başlayınca tam manasıyla seri üretim yapabilir hale geleceğiz ve 1980 öncesine uzanan bir hayali daha gerçekleştirmiş olacağız. Bunun sonucu olarak, çipli kimlik kartı, güdüm dedektörleri ve pek çok ürünün çiplerini yabancı eli değmeden üretebileceğiz."

Pardus'un sadece ekonomik gerekçelerle değil güvenlik açısından da son derece kritik bir proje olduğuna dikkati çeken Ergin, bütün kamu kurumlarının Pardus dönüşümü konusunda daha kararlı ve cesur adımlar atmalarını beklediklerini bildirdi.

Ergin, Türkiye Araştırma Alanı'nın (TARAL) 2005 yılı bütçesinin 345 milyon lira, bu kapsamda yapılan harcamaların 103 milyon lira seviyesindeyken bu yıl neredeyse tamamı kullanılan TARAL bütçesinin büyüklüğünün 1,5 milyar liraya ulaştığına dikkati çekti.

TÜBİTAK'ın Ar-Ge desteklerini kurgulama ve uygulama konusunda sahip olduğu bilgi ve tecrübenin, bu desteklerin niceliğinden çok daha büyük bir değer taşıdığını dile getiren Ergin, sınırlı kaynakları birçok alana azar azar paylaştırmak yerine, birkaç öncelikli alana yoğunlaştırmanın daha iyi sonuçlar vereceğine inandığını vurguladı.

Ergin, şunları kaydetti:

"Öncelikli alanların devletin en üst iradesi tarafından belirlenmesi, sahiplenilmesi ve takip edilmesi, bilim ve teknoloji alanındaki çalışmalara çok ciddi bir yön verecek, güç, ivme ve enerji kazandıracaktır. Gelişmiş ülkelerin uzun yıllara dayanan tecrübeleri de bizim son 15 yıllık tecrübemiz de bu gerçeği teyit etmektedir. Ödüle layık görülen bilim insanlarımızı ve her daim onların arkasında duran ailelerini tekrar kutluyor, gerek yurt içinde gerek yurt dışında çalışmalarını sürdüren tüm bilim insanlarımıza teşekkür ediyorum."