ANKARA (AA) - BARIŞ GÜNDOĞAN - Eski TBMM Başkanı ve Anavatan Partisi kurucularından Cemil Çiçek, Türkiye Cumhuriyeti'nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ı, "Sivil, dindar ve demokrat cumhurbaşkanı" kavramlarının ifade edebileceğini belirtti.

Çiçek, vefatının 25. yılında eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ı, AA muhabirine anlattı.

Özal'ın vefatının üzerinden çeyrek asır geçtiğini belirten Çiçek, "Özal, yakın siyasi tarihimizin çok önemli devlet ve siyaset adamlarından birisidir. Çok renkli de bir kişiliği vardır. Bugün sahip olduğumuz medeni imkanların altyapısı onun zamanında hazırlanmıştır." dedi.

Bugünün gençlerinin çok bilmediğini belirttiği 1980 öncesine değinen Çiçek, Türkiye'nin o döneminin hem ekonomik hem de siyasi açıdan bir "kaos dönemi" olduğuna işaret etti.

Bugün pek çok ürünle birlikte sunulan "promosyon"ların bile o dönem vesikayla temin edilebildiğini hatırlatan Çiçek, şöyle devam etti:

"İşte o dönemde hem Başbakanlık Müsteşarı hem Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarı olarak Türk kamuoyunun yakından tanıdığı bir kişilik olarak bilindi. Ondan evvel planlama müsteşarlığı var ama esas bana göre, '24 Ocak Kararları' dediğimiz Türkiye'yi yokluklardan kurtarma yolunda atılmış önemli bir programın teknokrat olarak mimarıdır. Ondan sonra Türkiye bir 12 Eylül darbesini yaşadı. 83 yılı başına kadar sıkıyönetim var, askeri idare var ama dışardan da tazyikler var ki 'demokrasiye geçin.' diye. Türkiye'nin AB Konseyi üyeliği askıya alınmış, birçok sorunlar var dışarıda içerde. Böyle bir ortamda Konsey, siyasi partilerin kurulmasına karar vereceğini söyleyince rahmetli Özal başbakan yardımcılığından ayrılıp Amerika'ya gitmişti. 83'ün Nisan ayında geldi Türkiye'ye, havalimanında 'Eğer konsey izin verirse bir parti kuracağım.' dedi. Çünkü o zaman partilerin kurulması, parti yöneticileri, milletvekilleri aday listesi hepsine Konsey karar veriyordu, değilse veto ediyordu."

Turgut Özal'ın Kenan Evren ile görüştükten sonra parti kurma çalışmalarına giriştiğini aktaran Çiçek, kendisinin o dönem Yozgat'ta avukatlık yaptığını belirtti.

Ankara'daki bir arkadaşıyla yeni dönemde siyasi faaliyetlerde bulunmak için çabaları olduğunu anlatan Çiçek, "Biz kendisinden randevu istedik, sonradan Sağlık Bakanı olan arkadaşım Halil Şıvgın Bey'le... İstanbul'da, hatıratlarda çokça geçen Sadıklar Apartmanı'nda bir cumartesi günü 1 saatlik görüşmemiz var." dedi.

O görüşmeden sonra 20 Mayıs 1983'te Anavatan Partisinin (ANAP) kurulduğunu, kendilerinin de partinin kurucuları arasında yer aldığını hatırlatan Çiçek, daha sonra da ilişkilerinin siyaseten devam ettiğini söyledi.

- "Turgut Ağabey derdik"

"Bir parti mensubu olarak değil de biz kendisini abi-kardeş ilişkisi içinde hep değerlendirdik." diyen Cemil Çiçek, "Resmi sıfat olarak, 'Sayın genel başkanım', 'Sayın başbakanım...' ama ikili ilişkilerde 'Turgut Ağabey' diye hitap ederdik. Böylesine yakın bir ilişkimiz oldu." ifadesini kullandı.

Çiçek, 1983'te 37 kişi ile ANAP'ın kurulduğunu, kendisinin de aralarında bulunduğu 7 kişinin ise Konsey tarafından veto edildiğini bildirdi.

Veto edildikleri için milletvekili olamadıklarını, bu nedenle de kendisinin o dönem Yozgat'a belediye başkanı olduğunu söyleyen Cemil Çiçek, 1987'de yasakların kalkmasıyla Özal'ın erken seçim kararı verdiğini, kendisine de "İstifa et, gel" dediğini anlattı.

Çiçek, 1987 yılının 29 Kasım'ında yapılan seçimlerde Yozgat milletvekili seçilirken, Özal'ın kurduğu 46. Hükümette de Devlet Bakanı olarak görev aldığını anımsattı.

Turgut Özal'ın vefatına kadar siyasi hukuklarının sürdüğünü belirten Çiçek, "Benim siyasi hayatımda babamdan sonra en fazla hakkı olan insan rahmetli Turgut Bey'dir. Ben birçok şeyi ondan öğrendim, Allah razı olsun." dedi.

- "Dört tabanı birleştirmek fikri

Kendilerinin soğuk savaş dönemi şartlarında üniversitede öğrenim gördüğünü ifade eden Cemil Çiçek, o dönemde Türkiye'nin farklı farklı kamplaşmalar yaşadığını ve bundan bir türlü kurtulamadığını belirtti.

Çiçek, şunları söyledi:

"İşte ben rahmetli Özal'ı tanıdıktan sonra 83'ten sonra dedim ki 'Ben siyasette yumruk sıkmayı değil, el sıkmayı Özal'dan öğrendim.' Siyaset surat asmak değil, birine hakaret etmek değil. Tam tersi birlikte iş yapabilmek için birbirinizin elini sıkacak kadar ilişlerimizin normal bir zeminde sürdürülmesi gerekiyor. Onun için Özal'ın 'Dört tabanı birleştirmek' fikri o zaman çıkıyor. Türkiye 80 öncesi öylesine bölünmüştü ki rahmetli Özal dedi ki 'Kavga etmeniz için sebep yok, Türkiye'nin sorunları belli aklınızda ne varsa, çantanızda ne varsa bunları ortaya koyalım ve Türkiye'nin sorunlarını çözelim.' Onun içindir ki 83'te parti kurulduğu zaman bugünün şartlarında bile anlaşılması zor, çok güzel bir kompozisyon ortaya konuldu. 80 öncesi şartları düşünürsek normalde birbiriyle konuşmaması gereken, el sıkmaması gereken insanlarla, dünya görüşleri bir birbirinden farklı olan insanlar Anavatan Partisinin programı etrafında güçlerini birleştirdiler, enerjilerini birleştirdiler ve rahmetli Özal'ın liderliğinde Türkiye önemli bir dönem yaşadı."

Çiçek, birçok tabuyu yıkan Özal'ın sivil bir anlayışla, üretmeyi, ihracat yapmayı, mal satmayı, turizmden para kazanmayı Türkiye'ye öğrettiğini anlattı.

Turizmdeki yatırımlar nedeniyle özellikle muhafazakar kesimden o dönem, "5 yıldızlı otel değil, 5 boynuzlu otel yaptı" şeklinde eleştiriler aldıklarını belirten Çiçek, bir başka ön yargı ve sömürü alanı olarak görülen yabancı sermayeyi de ülkeye çektiklerini aktardı.

"O dönem gurbetçilerin cebinde 3-5 Alman markı bulunsa döviz kaçakçılığından canı çıkardı." diyen Çiçek, Özal döneminde ilk defa Türk parasıyla ilgili karışık mevzuatın tamamen kaldırıldığını ve Türkiye'nin ekonomik olarak önünün açıldığını ifade etti.

- "Madde madde gidecek olsak günler sürer

Şimdi binlerce konut yapan TOKİ'nin o zamanlar kurulduğunu, ayrıca yatırımları hızlandırmak için "Kamu Ortaklığı Fonu"nun hayata geçirildiğini anlatan Cemil Çiçek, "Özal, madde madde gidecek olsak günler sürecek çok önemli değişimleri ve dönüşümleri yaptı ve sonraki gelen hükümetlere de cesaret verdi." dedi.

Toplumun geçmişte yaşananları çabuk unuttuğunu dile getiren Çiçek, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü:

"Dolayısıyla biz 90'lı yılları büyük ölçüde kaybettik. Arka arkaya ekonomik krizler, kitapçık fırlatmalardan tutun da günlerce hükümetin toplanamadığı bir siyasi kaosun içine girmiştik. Çok şükür bunların bir kısımını geride bıraktık ama o yaşananlardan ders çıkarmak lazım. Netice itibarıyla Özal, yakın siyasi tarihimizin en önemli aktörlerinden birisidir. Kendi hesabıma şunu söylerim, Özal'ın yaptığı çok doğru işler vardı, yanlış, eksik işler de oldu. Yaptığı yanlışlar bile kendi hesabıma bugün birçok 'doğru yaptık.' diyenlerin doğrusundan daha fazla bana öğretici oldu."

- Kişisel özellikleri

Eski TBMM Başkanı Cemil Çiçek, merhum Turgut Özal'ın kişisel özelliklerini de anlattı.

Özal ile çok yakın ilişki kurabildiklerini, çok rahat sohbet edebildiklerini ifade eden Çiçek, Özal'ın, son derece demokrat bir insan olduğunu vurguladı.

Çiçek, şunları kaydetti:

"Mesela bir toplantıda o farklı bir şey söylemiştir, ben farklı bir şey. Sonra bir karar verilir. Gece 2'de 3'te birkaç defa beni arayıp 'Ben düşündüm, senin bugün söylediğin daha doğruydu.' deyip kararını değiştirdiğini bilirim. Bu siyasette çok nadir bir şeydir. Bir genel başkan bir şey söyledi mi o kanundur artık ama kendisinin böyle bir özelliği vardı. Demokratik bir üslubu vardı, bu önemlidir. Onun için de ANAP döneminde çok insan yetişmiştir. Yetki de vermiştir, sorumluluk da vermiştir ama işlerine de fazla karışmamıştır. Kararlar alırken de tartışmaya imkan vermiştir. Bunları yaptığı sürece Anavatan Partisi başarılı oldu ama sonradan bu noktalarda biraz iş iyi gitmedi, yanlışlıklar oldu. Özellikle 89'dan itibaren Türkiye, Anavatan Partisinde yanlışları yaşadı. Türkiye de sıkıntıya girdi parti de sıkıntıya girdi. Bu ülkede bir kısım işler doğru yapılacaksa, neleri doğru yapıyoruz, neleri yanlış yaparız, bunun için Anavatan Partisi dönemini siyaset bilimcilerin ve siyasetçilerin iyi incelemesi lazım."

Özal'ın hayatının ve ANAP döneminin önemli bir tecrübe birikimi olduğuna işaret eden Çiçek, Özal'ın ayrıca Çankaya Köşkü'nü de halka açan ilk Cumhurbaşkanı olduğunu söyledi.

Cemil Çiçek, "Cenazesinde bir ifade vardı, bence Özal'ı özetleyen odur: 'Sivil, dindar ve demokrat cumhurbaşkanı.' Özal'ı tanımlayın derseniz işte bu üç kavram Özal'ı ifade eder." diye konuştu.

Özal'ın "fikir, inanç ve teşebbüs özgürlüğünü" kimse farketmeden toplumda gerçekleştirdiğini ifade eden Çiçek, o dönemde ceza kanununda yer alan 141, 142 ve 163'üncü maddelerin kaldırılmasının toplum için taze oksijen olduğunu söyledi.

Cemil Çiçek, "Eskiden Türkiye'nin gittiği stabilize bir yol vardı. Çığ düşmüş, kaya düşmüş, yol kapanmıştı. Ne ileriye gidebiliyoruz, ne geri. İşte Özal o kayaları, toprağı kaldırıp heyelanı bir tarafa iterek yolu açtı ve Türkiye bugün çok şükür bu noktalara geldi." dedi.