Aynı kanunun 57. maddesine göre; “Görev sırasında veya yaptığı görevden dolayı avukata karşı işlenen suçlar hakkında, bu suçların hakimlere karşı işlenmesine ilişkin hükümler uygulanır.”

Türk Ceza Kanunu’nun  265. maddesi, kamu görevlisine karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla cebir veya tehdit kullanan kişinin 6 aydan 3 yıla kadar hapis ile cezalandırılacağını düzenlemiş,  suçun ağırlaştırılmış halini düzenleyen maddenin devamında ise, suçun yargı görevini yapan kişilere karşı işlenmesi halinde ise, hapis cezasının 2 yıldan dört yıla kadar olacağını kararlaştırmıştır.

Yargı görevini yapan deyiminden anlaşılması gereken, Türk Ceza Kanunu’nun 6/1-d maddesi uyarınca ;

1-Yüksek mahkemeler ve adli, idari ve askeri mahkemeler üye ve hakimleri

2-Cumhuriyet savcıları

3-Avukatlar’dır.

Kasten yaralama suçunun ağırlaştırılmış halini düzenleyen TCK 86. maddenin 3. fıkrasının c bendinde, “…Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle …işlenmesi halinde, şikayet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında artırılır.” denilmek suretiyle, 86. maddenin 2. fıkrasında basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif yaralamalarda suçun takibi şikayete bağlı iken, kamu görevlisi tanımına giren avukatlara yönelik bu tür eylemlerde, şikayet şartı aranmayacağı gibi, verilecek cezanın (basit yaralamalarda 4 aydan 1 yıla, diğer yaralamalarda 1 yıldan üç yıla) yarı oranında arttırılacağı, dolayısı ile alt sınırdan ceza tayin edilse dahi, basit yaralamalarda 4 ay yerine 6 ay, daha ağır durumlarda ise 1 yıl yerine 18 ay üzerinden hüküm tesisi gerekecektir.

Son olarak, TCK 277. maddesine göre; Bir davanın taraflarından birinin veya bir kaçının veya sanıkların veya davaya katılanların, mağdurların leh veya aleyhinde, yargı görevi yapanlara emir veren veya baskı yapan veya nüfuz icra eden veya her ne suretle olursa olsun adı geçenleri hukuka aykırı olarak etkilemeye teşebbüs eden kimselerin iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı, Teşebbüs iltimas derecesini geçmediği takdirde verilecek cezanın altı aydan iki yıla kadar olacağı yönünde yasal düzenleme bulunmaktadır.

Bu hükümlerin, caydırıcı olup olmadığı meselesi ise tartışmalıdır. Türk Ceza Kanunu’nun 51. maddesi, hapis cezasının ertelenmesi başlıklı olup, işlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkum edilen kişinin cezasının ertelenebileceği hususunu düzenlemektedir. Erteleme kararı verilebilmesi için, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş olması ve suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması şartları aranmakta ise de, hakimlerde bu kanaatin oluşmadığı durumlara rastlamak pek nadirdir.

Ertelemeden farklı olarak CMK 231. maddesi uyarınca, “sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza,  iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir.” hükmü gereği, uygulamada 2 yıl ve altında kalan cezalarda genellikle, hükmün açıklanmasının geri bırakılması yönünde hüküm tesis edilmektedir. Her ne kadar hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için;

Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması,

Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,

Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi şartları aranmakta ise de, özellikle mahkemeler, sanığın  yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaat getirmekte ve hükmün açıklanmasını geri bırakmaktadırlar. 08.02.2008 tarihli 5728 sayılı Kanunla, cezanın alt sınırı 1 yıldan 2 yıla çıkarılmak suretiyle, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının sınırları  genişletilmiştir.

Dolayısı ile, yukarıda zikredilen suçların cezalarının alt sınırı 2 yıl ve altında olduğu müddetçe, bu cezaların caydırıcılık gücü bulunduğundan bahsetmek pek de mümkün olmayacaktır…