1. Uzunca bir süre bürosundan uzak kalmak zorunda bulunma halinde müvekkillerini kabul edecek meslektaşının adını barosuna bildirmek (TBB Meslek Kuralı 13)

TBB.’nın 23.10.2012 tarihli yazısında; askerlik görevini yapmakta olan avukatların durumları hakkında kanunda açık düzenleme bulunmadığı, askere gitmeden önce ruhsatname alarak bürosunu açan, yaklaşık altı ay ya da bir sene sürecek olan ve kendi iradesine bağlı olmayan askerlik süresi içinde kişinin bürosunun kapatılmış sayılmasının ve levhadan kaydının silinmesinin gerek kendisini gerekse müvekkillerini mağdur edebileceği, hakkaniyete aykırı olduğu, mevzuatta da bir düzenleme bulunmadığı düşünülerek askerlik yapılan dönemde baro kaydının devam etmesinin ve uzunca bir süre bürosundan uzak kalmak zorunda olan avukatın Meslek Kurallarının 13. maddesi uyarınca işlerine bakacak, müvekkillerini kabul edecek meslektaşlarının adını barosuna bildirilmesinin uygun olacağı düşüncesi görüş olarak bildirilmiştir.

2. Mesleki çalışmasından ötürü aleyhine açılan dava layihasının bir örneğini, avukat barosuna vermek, Baronun hukuki anlaşmazlıklardaki arabuluculuk teklifini kabul etmek (TBB Meslek Kuralı 15)

Mesleki çalışmadan dolayı aleyhe açılan davanın Baroya bildirilmesi ve aleyhe açılan davanın dilekçesinin bir örneğinin sunulması gerekir.

Mesleki çalışmadan dolayı aleyhe açılan davanın Baroya bildirilmesi ve aleyhe açılan davanın dilekçesinin bir örneğinin sunulması gerekir.

3. Kişisel veya meslek onurunun zorunlu kıldığı hallerde duruşmalardan ayrılma durumunda derhal baroya bilgi vermek (TBB Meslek Kuralı 21)

Madde düzenlemesi uyarınca avukat duruşmayı terk edemez. Ancak kişisel veya meslek onurunun zorunlu kıldığı hallerde duruşmalardan ayrılabilir. Bu durumda avukat derhal baroya bilgi vermekle yükümlüdür.

4. Hakimin, savcının ve başkaca adalet görevlilerinin reddi veya şikayet edilmesi halinde dilekçenin bir örneğini baroya vermek (TBB Meslek Kuralı 23)

Red dilekçesi en geç Mahkeme’ye sunulduğu tarikte Baroya bildirilmelidir. Çünkü bu bildirim aynı zamanda kamusal nitelikli olup, Baro başkanı reddi hakim dilekçesi örneğini alacak, okuyacak, gerekirse yönetimini toplayacak, avukat haklı ise sonuna kadar arkasında olacak, haksız ise meslektaşını ikaz ederek olası olumsuzlukların önüne geçerek meslek itibarını koruyacaktır.

Avukat; hakimin, savcıların ve başkaca adalet görevlilerinin reddi veya şikayet edilmesi konusunda ve genellikle konuşmalarında ve yazılarında kanunun gerektirdiği gerekçeleri amacı aşmayacak biçimde açıklar.'1

Burada önceden baroya bildirim söz konusu olmayıp, red veya şikayet dilekçelerinin geciktirilmeksizin makul bir zamanda baroya bildirilmesi sözkonusudur. Yani işlem yapılmadan önce bir bildirim yükümlülüğü bulunmamakta, işlemden sonra bildirim yükümlülüğü sözkonusu olmaktadır.

Bu maddenin yürütmesinin durdurulmasına karar veren Danıştay 8. Dairesinin 09.10.2009 gün ve 2009/1525 E. sayılı kararı, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 18.02.201 gün ve 2009/1032 YD. İtiraz no’lu kararı ile kaldırılmıştır.'"

5. Bir avukata yahut baro ve TBB aleyhine asıl ya da vekil sıfatıyla takip edeceği davayı kendi barosuna bir yazıyla bildirmek ile bildirmek (TBB Meslek Kuralı 27/2)

Maddenin amacı, uygulanması ve yorumu, TBB Disiplin Kurulunun kararlarında şu şekilde yer almaktadır: “Maddenin amacı, avukatla, avukat ve/veya avukat ile iş sahibi arasında çıkan uyuşmazlığın baro öncülüğünde sulh yolu ile çözümlenmesi için baronun uyuşmazlıkla ilgili bilgi edinmesini sağlamak olduğu gibi aleyhine dava açılan avukatın davaya konu otan eylem veya işleminin baroca değerlendirilip gerekirse re’sen disiplin soruşturması açılmasının sağlanmasıdır. Bildirimin amacı izin veya avukatı kontrol olmayıp, Avukatlık onuru ve meslek düzeninin korunmasında Baro organlarını daha aktif hale getirerek, mesleki dayanışmaya zarar verecek uyuşmazlıkları gerekirse sulhen çözümlemek, avukatlık mesleğine olan saygı ve güvene uygun biçimde davranılmasını sağlamakla sorumlu kılmaktır. Tarihsel geçmişi de otan madde ile öngörülen ve "takipten önce"yapılması gereken bildirimle, avukatlar arasındaki dayanışmayı temin eden etik değerlerin özenle korunması, meslektaşlarla ilgili sorunların mümkün olduğu kadar Baro bünyesinde dostça çözümlenmesi, meslek itibarının zarar görmemesi amaçlanmıştır. Baronun meslektaşlar arasında oluşan ve mesleğin saygınlığını ve itibarını da etkilemesi tabii olan ihtilaf ve davalarda, yukarıda belirtilen “mesleki dayanışmaya zarar verecek ihtilafları sulhen çözümlemek ” “babalık roliinü üstlenmek " hususunda girişimlerinin olup olmadığı, ya da Baroların bu yöndeki görevini yerine getirmekte gerekli hassasiyeti göstermediği, bu yönde bir girişimi olmadığı gibi gerekçeler, Türkiye Barolar Birliği Meslek kurallarının getirdiği bildirim yükümlülüğünün, Türkiye Barolar Birliği Meslek kurallarında yer almasına rağmen uygulanmasından vazgeçilebileceği bir yoruma gerekçe olamaz. Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları, Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulunda kabul edilmiş olup, yasa gereği değiştirilmesi veya kaldırılması da bu kurulun görev ve yetkisindedir. 27/2 maddenin amacına uygun örgütlenmenin hiçbir baroda gerçekleşmedi anılan kuralın uygulanmasında sadece dosyaya giren bir dilekçe ile yetinildiği gerekçesi Baro Disiplin Kurulunun kişisel kanaati olmakla birlikte, varit olması halinde dahi, bu durum Baroların yasal yükümlülüklerini yerine getirmediği anlamını taşımakta olup, bu fiili durumun bahane edilerek yürürlükte bulunan bir hükmün fiilen uygulanmaması sonucuna varan bir yoruma hukuken imkân vermesi düşünülemez. Belirtilen amaca uygun davranmayan baroların yapması gereken Türkiye Barolar Birliği Genel kurulunda Meslek kurallarının 27/2 maddesinin kaldırılmasına karar almaktır. Yoksa Baro Disiplin Kurulları veya Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kumlunun mevcut bir hükmü uygulamaktan kaçınması, Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulu’nun yetki alanına girerek mevcut hükmü ortadan kaldırması sonucunu doğuracaktır. Bu konuda Ankara Barosu Disiplin Kurulunun Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 27/2 maddesine göre tayin ettiği disiplin cezasına karşı, maddenin konuhış amacının gerçekleşmediği gerekçelerini de içeren iddialarla açılan davada Danıştay 8. Dairesinin 20.10.2006 tarih 2004/2527 esas. 2006/3819 karar sayılı kararında Avukatlık Yasasının “Avukatların Hak ve Ödevleri” başlıklı 34. maddesi, Birliğin Görevleri başlıklı 110. maddesi, ‘‘Disiplin Cezalarının Uygulanacağı Haller' başlıklı 134. maddesi belirtildikten sonra, Türkiye Barolar Birliğinin 8-9 Ocak 1971 tarihinde yapılan IV. Genel Kurulunda Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının kabul edildiği belirtilerek; “Yukarıda metni alman Yasa hükümleri uyarınca baroların çalışmalarım ortak amaca ulaşacak şekilde tasarlamak, mesleğin gelişmesini sağlamak mensuplarının gene! menfaatlerini ve mesleğin ahlak, düzen ve geleneklerini korumak, bunun yanında Türkiye Barolarını ve mensuplarını birbirine tanıtarak aralarındaki meslek bağını kuvvetlendirmek gibi temel görevleri olan Türkiye Barolar Birliğinin yetkili organlarınca alınan ve yasaların avukatlara tanıdığı hakların gerçekleşmesinde, yüklendikleri görevlerin tam ve kesiksiz olarak onurlu bir şekilde yerine getirilmesini sağlamak amacıyla oluşturulmuş bulunan meslek kurallarının arasında yer alan 27/2 maddesinde hukuka, meslek onuruna ve kamu yararına aykırı bir yön bulunmamaktadır. 1971 yılında alınan ve 30 yılı aşkın bir süreden ben uygulanmakta olan meslek kurallarına uymayan ve avukat olan meslektaşının şikâyeti üzerine başlatılan soruşturma sonucu kurallara aykırı davranışı sabit olan davacı hakkında verilen disiplin cezasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır. ” gerekçesi ile mahkemece de iptal talebi reddedilmiştir.

Bildirim kuralları, avukatlık mesleğinin saygınlığını, güvenirliğini korumak, bir avukatın ister davacı, ister davalı, ister şüpheli, ister müdahil olarak bir başka avukatla yargı karşısında çatışmasını önlemek ve bu amaçla gerektiğinde Baronun katılımı ile ihtilafın barışçı yollardan çözümüne olanak sağlamak amacı ile getirilmiş bir düzenlemedir. Madde düzenlemesi, sadece dava açılmasını değil, açılmış bir davaya veya icra takibine asil veya vekil sıfatıyla katılmayı da kapsamaktadır. Zira, dava açmak ve icra takibi başlatmak kadar açılmış bir davaya veya başlatılan bir icra takibine katılmak da davanın takibi kapsamındadır. Ayrıca, “takip edeceği” ifadesi, bilginin Baroya işlemden önce verilmesini gerekli kılmaktadır/’

TBB Meslek Kuralları 27/2. maddesinin mesleğe fayda sağlamaktan çok, zarar verici niteliği olduğu, bildirimin Mahkemece İstanbul Barosuna yapıldığı, bildirim yükümlülüğünün davaya girildikten sonra kendisi tarafından yerine getirildiği, meslek kuralının düzenleniş amacı doğrultusunda hiçbir işlevinin bulunmadığı öne sürülerek iptalinin istendiği dava, Danıştay 8. Dairesinin 16.06.2010 gün ve 2009/5158 E. 2010/3546 K. sayılı kararı ile reddolunmuştur.

1136 sayılı Avukatlık Yasasının, "Avukatın Hak ve Ödevleri" başlıklı 34. maddesinde, genel olarak, avukatların, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birtiğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlü oldukları öngörülmüştür.

1. 1136 sayılı Yasanın, "Birliğin Görevleri" başlıklı 110. maddesinde "I. Baroları ilgilendiren konularda her baronun görüşünü öğrenip, ortaklaşa görüşmeler sonunda çoğunluğun düşünce ve görüşünü belirtmek,

2. Baroların çalışmalarını ortak amaca ulaşacak şekilde tasarlayıp mesleğin gelişmesini sağlamak,

3. Baro mensuplarının genel menfaatlerini ve meslekin ahlak, düzen ve geleneklerini korumak,

4. Türkiye barolarını ve mensuplarını birbirine tanıtarak aralarındaki meslek bağını kuvvetlendirmek," Türkiye Barolar Birliğinin görevleri arasında sayılmış, aynı Yasanın, "Disiplin Cezalarının Uygulanacağı Haller" başlıklı 134. maddesinde ise, "Avukatlık onuruna, düzen ve gelenekleri ile meslek kurallarına uymayan eylem ve davranışlarda bulunanlarla, mesleki çalışmada görevlerini yapmayan veya görevinin gerektirdiği dürüstlüğe uygun şekilde davranmayanlar hakkında bu Kanunda yazdı disiplin cezaları uygulanır." kuralına yer verilmiştir. Türkiye Barolar Birliğinin 8-9 Ocak 1971 tarihinde yapılan IV Genel Kurıd Toplantısında kabul etmiş olduğu Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları (Avukatlık Meslek Kurallarının Meslektaşlar Arası Dayanışma ve ilişkiler Başlıklı Bölümünde yer alan 27/2 maddesinde, "bir avukat başka bir avukata karşı asil ya da vekil sıfatıyla takip edeceği davayı kendi barosuna bir yazı ite bildirir." kuralı yer almaktadır.

Dosyanın incelenmesinden, avukat olan davacının, meslektaşı iki avukat hakkında İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinin E:2006/80 sayılı dosyasında açılan kamu davasına bir davacıya ve- kaleten katıldığı, bu durumu bağlı olduğu İstanbul Barosuna davaya katıldıktan sonra 27.11.2006 tarihinde bildirdiği, aleyhine davaya katıldığı meslektaşının şikayeti üzerine hakkında soruşturma açıldığı, eylemin sabit bulunması sonucu dava konusu disiplin cezasının verildiği, disiplin cezası verilmesine ilişkin işlemin ve dayanak a!man Meslek Kurallarının 27/2. maddesinin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açılmış olduğu anlaşılmaktadır.

Yukarıda metni alınan Yasa hükümleri uyarınca, baroların çalışmalarını ortak amaca ulaşacak şekilde tasarlamak, mesleğin gelişmesini sağlamak, mensuplarının gene! menfaatlerini ve mesleğin uhkık, düzen ve geleneklerini korumak, bunun yanında Türkiye Barolarını ve mensuplarını birbirine tanıtarak aralarındaki meslek bağını kuvvetlendirmek gibi temei görevleri olan Türkiye Barolar Birliğinin yetkili organlarınca alınan ve yasaların avukatlara tanıdığı hakların gerçekleşmesinde, yüklendiği görevleri tam ve eksiksiz olarak onurlu bir şekilde yerine getirilmesini sağlamak amacıyla oluşturulmuş bulunan meslek kurallarının arasında yer alan 27/2 maddesinde hukuka, meslek onuruna ve kamu yararına aykırı bir yön bulunmamaktadır.

1971 yılında alınan ve 30 yılı aşan bir süreden beri uygulanmakta olan meslek kurallarına uymayan ve avukat olan bir meslektaşının şikayeti üzerine başlatılan soruşturma sonucu kurallara aykırı davranışı sabit olan davacı hakkında verilen disiplin cezasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Öte yandan, davacı tarafından meslektaşı aleyhine açılan kamu davasının Mahkeme tarafından baroya bildirildiği ileri sürülmüş ise de: Meslek Kurallarının 27/2 maddesinde öngörülen bit- 

İcra takipleri de “takip edilecek dava” kapsamında değerlendirilmelidir. İcra takibinden önce Baro’ya bildirim yapıldıktan sonra aynı takip sebebiyle itirazın iptali, icra ceza mahkemelerine yapılacak başvurularda ayrıca bildirime gerek bulunmamaktadır.'6

Dava olarak nitelendirilemeyen Savcılık şikayetlerinin Baroya bildirilmesi zorunlu değildir.

Aleyhinde dava üstlenilen avukatın kayıtlı olduğu Baroya bildirimde bulunulmalıdır.

Aynı olaydan kaynaklansa bile birbirinin devamı olmayan ve ayrı yargı mercileri olan hukuk ve caza mahkemelerinde görülen davalarda ayrı ayrı bildirim yapılmalıdır

Dava açarken bildirimde bulunduktan sonra konuları aynı bağlantılı uyuşmazlıklarda ayrıca bildirimde bulunulması gerekmez.

Tarafları ve konuları aynı bağlantılı uyuşmazlıklarda ilk kez bildirimde bulunulmuşsa, devamında da (bağlantılı dava, icra takibi gibi) bildirimde bulunma şartı aranmamalıdır. Meslek kuralı ile amaçlanan “şikayetlerin tetkikinde babalık rolünün elde edilememiş olmasında ısrarda yarar yoktur.

Avukat olduğu bilinmeyen bir kişiye karşı yapılan takibin, avukat olduğunun öğrenildiği andan itibaren makul bir sürede bildirilmesi gerekir.

Avukat olduğunu bilebilecek durumda olduğu kişiye karşı yapılan takibin önceden Baroya bildirilmesi gerekir.’

Avukatın sanık olarak yargılandığı davaya katılan vekili olarak katılan avukatın önceden Barosuna bilgi vermesi gerekir.

Avukatın müdahil asil olduğu davaya sanık müdafi olarak katılmadan önce Barosuna bilgi vermesi gerekir.

Hukuk ve ceza mahkemelerinde görülen ayrı davalar açısından her bir dava için ayrı bildirim yapılmalıdır.

Vekil sıfatı ile Baro ve TBB aleyhine dava açılmadan önce de bilgi verilmelidir.

TBB ve Baro aleyhine açılacak davaların da önceden bildirimi gereklidir.

6. Ücret davası açmadan önce Baro Yönetim Kurulu’na bilgi vermek (TBB Meslek Kuralı 47)

Bu konuda Baro Yönetim Kurulu’nun görüşünü bildirme yetkisi vardır.

Ücrete ilişkin icra takibi açmadan önce de Baro Yönetimine bilgi verilmelidir.